Gönderen Konu: SAHABE - AİŞE BİNT TALHA B. UBEYDULLAH  (Okunma sayısı 91 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5803
SAHABE - AİŞE BİNT TALHA B. UBEYDULLAH
« : Mart 04, 2023, 08:32:02 ÖÖ »


SAHABE - AİŞE BİNT TALHA B. UBEYDULLAH

İlim ve edebiyatla mücehhez, meşhur tâbiîn

Kadın ve erkek… Aynı özden yaratılan, vahye muhatap kılınan iki değerli varlık. Yeryüzünü imar vazifesini birlikte üstlenen iki kıymetli halife. Halife, yaratılış gayesi gereği dünyada iyiliği ve güzelliği yayma mücadelesi veren, salih ameller işleyen Allah’ın kulu. Her ikisi de farklı özellikleriyle birbirini tamamlayan ve bir medeniyetin inşasında katkı sunan münevver insan. Münevver; ilmi, bilgiyi ahlaki erdeme dönüştüren, etrafını aydınlatan ve topluma yön veren kişi. Nitelikleriyle toplum içerisinde göze çarpan, saygınlığı olan mümtaz bir şahsiyet. “Âb u tâb”; letafet, tazelik, zindelik anlamına gelen münevver kelimesi aynı zamanda bir kadın ismi. Elbette boşuna değildir bu adın ona verilmesi. Zira tarihsel süreçte toplumun imarında tüm letafet ve zarafetiyle daima ön saftadır kadın. O; ilmiyle bilgisiyle farklı kabiliyetleriyle içinde bulunduğu cemiyete rehberlik eden güzide bir kandil. Kadim medeniyetten günümüze kadar adını bilmediğimiz, hayatlarına vâkıf olamadığımız nice kadın; ilimde, ticarette, yönetimde, edebiyatta, sanatta ve birçok farklı alanda kendilerini yetiştirdiler, toplumun inşasında etkin roller üstlendiler.

Bu güzide kadınlardan biriydi Âişe bint Talha. Nesebi, ilmi, iffeti, asaleti, güzelliği ve zenginliği ile yaşadığı dönemde oldukça meşhurdu Arap dünyasında. Babası ilk Müslümanlardan, vahiy kâtibi Talha b. Ubeydullah’tı. Annesi Ümmü Gülsüm ise Hz. Ebubekir’in en küçük kızıydı ve onun vefatından birkaç ay sonra doğacaktı. Hz. Ebubekir dünya gözüyle göremeyeceği evladının kız olacağını hissetmiş ve onu en güzel şekilde yetiştirecek olan diğer kızı Hz. Âişe’ye emanet etmişti. Allah Resulü’nün sevgili eşi, müminlerin annesi Hz. Âişe, büyük bir ihtimamla büyütür kardeşi Ümmü Gülsüm’ü. Ancak babasının emaneti ile sınırlı değildir onun şefkat ve merhameti. Ümmü Gülsüm’ün kızı olan Âişe’yi de aynı ihtimamla yetiştirir teyzesi.

Allah Resulü’ne ve onun can yoldaşı olan dedesi Hz. Ebubekir’e yetişemese de ilim deryası bir teyzenin tedrisinde büyür Âişe bint Talha. Hadis ilmi başta olmak üzere, edebiyattan tarihe kadar geniş bir alanda bilgi ve donanıma sahiptir. Hadis rivayet etmesiyle meşhur olup bilhassa Hz. Peygamber’in (s.a.s.) aile hayatına dair hadisler nakleder teyzesinden. Hadis ilmindeki konumu ve güvenilirliği sebebiyle meşhur hadis tenkitçileri övgüyle bahseder kendisinden. Yahya b. Main onun hakkında, “sika ve hüccettir”, İclî, ise “Medineli güvenilir bir tâbiîdir” der. Ebû Zür‘a ed-Dımaşki de insanların ondan hadis rivayet etmesini Aişe bint Talha’nın edep ve fazilet sahibi olmasına bağlar. Hadis ilmindeki yetkinliği sebebiyle onun rivayetleri Kütüb-i Sitte’de yer alır (DİA, “Âişe bint Talha”, II, 207).

Âişe bint Talha, hadis ilminin yanı sıra şiir ve edebiyat konusundaki yetkinliği ile de meşhurdur. “Çocuklarınıza şiir öğretiniz ki dilleri tatlansın.” tavsiyesinde bulunan Hz. Âişe’nin tedrisinde yetişmesi, onun dilinin fasih olmasındaki etkenlerden biridir. Söz sanatının yaygın olduğu, maharetle kullanıldığı bir devirde Âişe bint Talha da Arap şiirine ve edebiyatına kayıtsız değildir. Şiir seven, bazen de şiir inşâd eden ve kaside okuyan biridir. Hatta bir gün, Cahiliye şairlerinden Kays b. el-Hudâdiyye’nin bir kasidesinin ilk on beytini okur, sonra da etrafındakilere: “Kim bu kasidenin bir beytini daha okursa ona elbisemi hediye edeceğim!” der. Ancak çevresinde kasideyi bilen hiç kimse çıkmaz ve kendisi okuyarak tamamlar. O, edebiyata ilgi duyan biri olarak şiir meclislerine ev sahipliği yapar, şairleri ağırlar, onlara ikramlarda bulunur.

İlmi ve asaletinin yanı sıra kendine olan güveni, cesareti ile de tanınan güçlü biridir Âişe bint Talha. Yaşanılan şu hadise onun bu özelliğine bir örnektir sadece. Bir gün halkın dert ve şikâyetlerini arz etmek için Halife Hişâm b. Abdülmelik’in huzuruna çıkar. Niçin geldiği ona sorulduğunda ise “Gökten rahmet yağmıyor, sen de hakkımızı vermiyorsun.” der. Halife, gerekenin yapılacağını söyler kendisine. Akabinde onu, Emevî hanedanının ileri gelenlerin bulunduğu bir meclise davet eder. Arap tarihi, edebiyatı, şiir, yıldız ilmi vb. birçok mevzunun konuşulduğu bu mecliste o, engin bilgi ve birikimi ile çevresindekileri kendisine hayran bırakır, takdirlerini kazanır.

Yaşadığı toplumun sosyal olaylarına kayıtsız kalan biri değildir Âişe bint Talha. O dönemde zenginliği ile öne çıksa da son derece cömerttir kendisi. İhtiyaç sahiplerine el uzatır, çeşitli vesilelerle onlara hediyeler dağıtır. Ruhunun güzelliği, suretine de yansıyan biridir aynı zamanda. Hz. Âişe’nin terbiyesinde yetişen Âişe bint Talha, fiziksel olarak teyzesine benzer ve müstesna bir yüz güzelliğine sahiptir. Tüm bu niteliklerinin yanı sıra o; iffeti, edebiyle öne çıkar yaşadığı çağda. İlmi, asaleti, dirayeti ve cesareti ile kalır akıllarda. (Fatımatüz Zehra Kamacı, “Tâbiîn Döneminden Seçkin Bir Kadın Portresi Âişe bint Talha”, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, c.49, s.127.160)

Aişe bint Talha, tüm bu vasıflarıyla ne güzel bir örnek ve rehberdir, kendisinden sonra gelen nesillere. İlimle irfanla donat benliğini; öz güven ve cesaretle ifade et kendini; iffeti, cömertliği kuşan, mesajını verir bizlere.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41