Gönderen Konu: Kadının Vazîfesi  (Okunma sayısı 316 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı melek

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2146
Kadının Vazîfesi
« : Nisan 16, 2019, 08:14:31 ÖÖ »
Kadının Vazîfesi

Hep erkeklere konuşuyoruz. Bu sohbetimiz de hanımlarla il­gili olacak. Neşrettiğimiz bu sözlerimiz, Mevlâ rızâsı için hanım kardeşlerimize ulaştırılsın da onlar da istifâde etsin inşal­lah.

Rabbimiz Kur’ân’ında buyuruyor: ‘Erkekler, kadınların üzeri­ne hâkim ve âilenin reisleridirler.’1 Allah kendi haklarını Kur’ân-ı Kerîm’de nasıl koruduysa, kadınlar da kocalarının gıyâbında şeref ve nâmuslarını, ev sırlarını muhâfaza etmekle vazîfelidirler.

Ümmü Seleme’den (r.anha) rivâyet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: ‘Herhangi bir kadın, kocası kendisinden râzı olduğu hâlde ölürse, cennete girer.’

Bir başka hadîs-i şerifte de şöyle buyurulmuştur:

‘Dünyâda bir kadın kocasına eziyet ederse, o erkeğin hûrilerinden olan hanımı o kadına hitâb ederek: Allah cezânı versin, bu adama eziyet etme! O dünyâda senin yanında bir misâfirdir. Yakında senden ay­rılıp bize kavuşacaktır, der.’

Kocanın hanımı üzerinde hakları şunlardır:

Kocasını işine giderken güzelce uğurlayacak. Kalkacak, ayakkabısını çevirecek. “Allah işini rast getirsin” diyecek.

Eve gelince hürmetle karşılayacak.

Kocasının elbisesini çıkaracak. Ceketini asacak. Kadın, ko­cası hoşnûd olmadan cennete giremez. Başta îmân etmeyince, Allâh-u Zülcelâl râzı olmayınca giremez. Muhammed Mustafa (sav) Efendimiz’e itâat etmeyince giremez. Annesi babası râzı ol­mayınca giremez. Ve kocası râzı olmayınca giremez.

Kocasından izinsiz bir yere gitmeyecek. Sokak başlarında, gıybetli-dedikodulu mahallerde oturmayacak.

Kocası ne zaman emrederse, nefsini teslîm edecek. Ebu Hureyre (ra)’den rivâyete göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuş­tur: ‘Bir kimse karısını yatağına dâvet eder de, kadın mâzereti olmadı­ğı hâlde gelmezse, kocası da ona dargın olarak gecelerse, sabaha kadar melekler o kadına lânet eder.’2

Kocasının yatağından kaçmayacak. Müsâade ederse yatağı­nı ayırabilir, etmezse ayıramaz.

Kocaya her emrinde itâatkâr olacak, karşılık vermeyecek. Ancak İslâm’ın ölçüleri dışında bir isteği olursa, Allâh’a isyanda mahlûka itâat yoktur.

Kocasının yiyeceğini, içeceğini hazırlayacak.

Yatağını hazır­layacak, istirahatini temin edecek.

Abdest ve gusülde suyunu ve havlusunu hazırlayacak.

Kocasından izinsiz nâfile oruç bile tutmayacak.
Kocasına: ‘Ben güzelim, benim malım çok’ diyerek, malıy­la ve cemâliyle üstünlük taslamayacak.

Kocasını yiyecek ve giyecek husûsunda zor duruma düşür­meyecek. Bunu almazsan olmaz, illâ ben bu elbiseyi de isterim demeyecek. Râbiatü’l-Adeviyye Hazretleri’nin giydiği, kıldan örül­müş bir şalvardı.

Peygamberimiz’in (sav) kızı Hz. Fâtıma (r.anha) annemizin bile hırkasında birçok yamalık vardı.

Kocasına bağırarak konuşmayacak. ‘Evet Efendim, peki, hatâ etmişim beni affet!’ gibi ifâdeleri kullanarak, hem kocasının hem de Allâh’ın (cc) rızâsını kazanacak.

Kocasına namazların sonunda duâ edecek. ‘Allah işini rast getirsin, helâlinden bol rızık versin, cennetiyle cemâliyle şereflen­dirsin!’ diyecek.

Kocası için temizlenip süslenecek. Kadınlara altın, gümüş, ipek helâl ama kocasına göstermek için.

Yoksa bana imrensinler diye yabancılara göstermek için kullanılırsa, kat’iyyen câiz değil­dir.

Hadîs-i şerifte geçtiği gibi, kocasının malını ve nâmusunu koruyacak.

İzinsiz, kocasının malından harcamayacak. Ondan izinsiz sadaka dahi veremez. Amma kocanın da o kadar vicdansız olma­ması, uygun yerlere sadaka vermesine müsâade etmesi lâzım.

Yabancılara karşı kendini koruyarak, görünmeyecek. Ba­şörtüsünü, mantosunu tesettüre uygun bir şekilde giyinecek.

Öfkelendiği zaman, kocasından talâk isteyip: ‘Beni boşa!’ demeyecek. Bu sözü söylerse büyük günah işlemiş olur.

Netîce olarak, Resûlullah (sav) Efendimiz şöyle buyuruyor­lar: ‘Kadın, beş vakit namazını kılar, Ramazan orucunu tutar, nâmusunu yabancılardan muhâfaza eder ve kocasına itâat ederse, azâb olunmaksızın cennete girer.’3

Hamdolsun âlemlerin Rabbi olan Allâh’a (cc)!

-------------------------------------------------------------

Dipnotlar:

1 - Nisâ, 4/34.

2 - Buhârî, Bed’ul Halk 7; Ebu Davud, Nikâh 41; Tirmizî, Rada 10.

3 - Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.I, s.191.

 


* BENZER KONULAR

2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41