Gönderen Konu: Gelin Gönüller Yapalım  (Okunma sayısı 350 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

anadolu

  • Ziyaretçi
Gelin Gönüller Yapalım
« : Ekim 10, 2018, 10:22:37 ÖÖ »
Gelin Gönüller Yapalım
 
Gönül, manevî olarak iyi ve kötü duyguların mahallidir. Gönüle, Arapça’da kalp, Farsça’da dil denilir. Edebiyatımızda gönül ehli anlamında “ehl-i dil” terkibi de kullanılır.

İmanın mahalli de kalptir. İman, temiz olan yerde barınır ve güç kazanır. Bu sebeple imanın gönülde kök salabilmesi için gönlün kötü duygulardan ve günah kirlerinden sık sık arındırılması iktiza eder.

Çevremizde, komşu, akraba ve iş arkadaşı olarak çok insan vardır ancak bunlardan sadece gönlünü alabildiğimiz ve gönül verdiğimiz kimseler dostumuz olur. Gönül aldığımız kimselerin hüsnü şehadetini, maddî ve manevî desteğini ve hayır duasını alırız.

Gönül almanın önemini biliriz ama nasıl gönül alınacağını bilmeyiz. Gönül alan biri olabilmemiz için öncelikle kendi gönlümüzü ıslah ve imar etmemiz gerekir.

Gönlümüzün ıslahı için öncelikle gönlümüzde ve zihnimizde şirk ve hurafe nev’inden her ne varsa söküp atmamız gerekir. Bu da kelime-i tevhidin ilme’l-yakin tasdiki ile olur. Ardından gönlü günah kirlerinden arındırmak için tevbe ve istiğfar etmek gerekir. Gönül ancak tevbe ve istiğfar ile temizlenir.

Gönlümüzün imarı için de öncelikle gönle yük olan ve insanı değersizleştiren kin, nefret, kibir, gurur, hırs, intikam, kıskançlık vb. kötü duyguları ıslah etmek gerekir. Fıtrî olan kin ve nefret duygusunu sadece şeytana ve kötülüklere karşı kullanarak, kibir ve gurur duygusunu vakara dönüştürerek, hırsı azim ve sebata tahvil ederek, kıskançlık duygusunu ise gıptaya çevirerek yararlı hale getirebiliriz.

 Art niyeti samimiyete, su-i zannı hüsnü zanna, beşerî aşkı ilâhî aşka çeviremeyen bir gönül iflah olmaz. Böyle bir gönül hem sahibine hem de çevresine zarar verir.

Yine kalbi marazlardan olan inkârı imana, şirki tevhide, gafleti şuura, şüpheyi yakîne çevirmedikçe kâmil mü’min olamayız.

İmanın mahalli olan kalp, marifet, muhabbetullah, basiret, zikir, takva, insaf ve iz’an, teeni, istikrar vb. manevî duygularla beslenirse kuvvet kazanır Bu duygular hem insanı Allah’a yaklaştırır, hem de kişiliği kemale erdirir.

İslâm’ın gayesi salt ülkeler fethetmek (fütuhu’l-buldan) değil, gönüllerin fethi (fütuhu’l-kulub)’dir. Bir ordunun bir yeri zorla zabtetmesi işgal, düşman ordusunu yenerek toprak kazanması zafer, zaferle birlikte yöre halkının gönlünü kazanması fetihtir.

Gönüller yapabilmek için gönül dilini kullanmak gerekir. Baş dili, baş gözü, baş kulağı topraktan, gönül dili, gönül gözü gönül kulağı ise Rahman’dandır.

Rüyada nasıl ki dilsiz, dudaksız konuşuluyorsa uyanıkken de gönül dili ile konuşulabilir. Gönül dili ile konuşamayan birinin birkaç dil bilmesinin ne önemi var? Gönül dili ile konuşabilmek için gönül ehli olmak gerekir. Düşünmeyen akıl kafada, güzel konuşmayan dil ağızda, samimi olmayan gönül, göğüs kafesinde yüktür. Gönül ehli olmak için, ihlas ve samimiyetle hareket eden bir kalbimizin olması gerekir. Agah olmak, diğerkam olmak, empati yapmak, ön yargısız olmak, insaf ve iz’an sahibi olmak, hakkanî olmak beşerî ilişkilerde sevgi ve sevgiyi esas almak, olumsuzluklara karşı hoşgörü, zayıflara karşı merhametli olmak gerekir. En önemlisi de gönül gözünün açık olması, basiret ve feraset sahibi olmak önem arz eder. Allah “Kör olan gözler değil, göğüslerdeki kalplerdir.”[1]

 Allah, kötülüklere iyilikle karşılık verilmesini istiyor:

“İyilikle kötülük bir değildir. Sen kötülüğü iyilik ile sav, bu durumda aranda düşmanlık olan kimse sanki candan bir dost olur.”[2]

Kötülüğe kötülük her kesin işidir. İyiliğe kötülük er kişinin işidir.

Hz. Peygamber (s.a.v.)’in, tevhit mücadelesinde, ümmet oluşturma çabasında Onun tatlı dili, yumuşak kalbi önemli bir yer tutar.

Özellikle belli konumda olanların, dine hizmet ve din hizmetlerini temsil konumunda olanların gönül dilini ana dil gibi kullanmaları gerekir. Aksi halde manevra alanları daralır ve bir süre sonra iş yapamaz hale gelirler. Şeyh Edebali Osman Gazi’ye yaptığı nasihatte özetle şöyle diyordu:

“Ey oğul! Artık beysin. Bundan böyle öfke bize, uysallık sana. Güceniklik bize, gönül almak sana. Suçlamak bize, katlanmak sana. Acizlik, yanılgı bize, hoş görmek sana.”

Yazımızı Peygamberimiz’in bir duası ile tamamlayalım:

“Allah’ım! Beyaz elbiseyi kirden temizlediğin gibi, kalbimiz de hatalardan arındır.”

-----------------------------------------------------

[1]22/Hac, 46.

[2]41/Fussılet, 34.

 


* BENZER KONULAR

Yanlış Dostluğun Neticesi Gönderen: KOYLU
[Bugün, 06:42:01 ÖS]


Allah’ın Her Emrini Emrettiği Şekilde Yerine Getirmek Gönderen: KOYLU
[Bugün, 06:33:07 ÖS]


Unutmamak İçin Gönderen: KOYLU
[Bugün, 06:24:29 ÖS]


Nasıl Bir Mümin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:26 ÖÖ]


Nesline Kim Sahip Çıkar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:39:56 ÖÖ]


Öfkeden İntikam Hırsı Hüzünden Dert Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:26:40 ÖÖ]


Büyük Düşünenlerin Kelime Hazinesi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:19:04 ÖÖ]


Peygamberlerin İnsanlığa Hizmetleri Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:08:59 ÖÖ]


Cuma Günü ve Cuma Namazının Faziletti Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:03:55 ÖS]


Zulme Rıza Zulümdür Gönderen: webtasarim
[Dün, 10:57:11 ÖS]


Elem ve Zoorlklara Karşı Sabır Gönderen: webtasarim
[Dün, 10:47:42 ÖS]


İyilikleeri Yok Eden Haset Gönderen: webtasarim
[Dün, 10:39:51 ÖS]


Gençlik Gönderen: webtasarim
[Dün, 10:33:40 ÖS]


Mehmet Kemiksiz - Dert Söyletir 320 kbps + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:10:00 ÖS]


Gülbe Şeker - Ellerim Küçük Daha 2 - 320 kbps + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:02:48 ÖS]


Mutsuzluk Kilo Aldırıyor Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:26:02 ÖÖ]


İslâm Ahlâkı-Ahlâkı Güzelleştirmenin Yolu Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:16:18 ÖÖ]


Çocuklarda Çalma Davranışı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:10:15 ÖÖ]


Ayrılığın Acısı ve Tatlısı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:03:45 ÖÖ]


Son Peygamber Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:38:32 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42