Gönderen Konu: Neye niyet ediyorsanız, onu yaşarsınız  (Okunma sayısı 1241 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı KOYLU

  • *****
  • İleti: 2126
Neye niyet ediyorsanız, onu yaşarsınız
« : Ekim 05, 2014, 10:19:25 ÖS »
Neye niyet ediyorsanız, onu yaşarsınız

GÜZEL İŞLER GÜZEL KALMALI

Yaptığımız bir amelin salih olması ve sevap yazılması için iki önemli şart vardır: Birincisi  rızası için yapmak  ikincisi de dinin emrettiği şekilde ilme ve edebe uygun tamamlamak.  için yapılmayan bir ibadet  ya şirktir  ya da gösteriştir  tevbe edilmezse ikisinin de sonu ateştir.

 rızası için yapılan bütün hayır çeşitleri salih amel kapsamına girer. Farz  vacip  sünnet  müstehap  mendup gibi dinin emir  teşvik ve tavsiye ettiği bütün işler salih amel olarak tanımlanır. Salih amele hayırlı iş de denir. Salih ameller kalp  beden ve mal ile yapılabilir. İman   için sevmek  ihlas  tevekkül gibi ameller kalple yapılan salih amellerden bir kaçıdır. Namaz  zikir  oruç  hac   yolunda hizmet  anne-babaya hürmet  fakirleri sevindirme  güzel davranışlar  helalinden rızık kazanma gibi işler  bedenle ve mal ile yapılan salih amellere örnektir. Haramlardan sakınmak da salih ameldir.

Kitab ve Sünnet’e uymayan bir amel salih değildir. Güzel ameli yapmak kadar korumak da önemlidir. Bir amelin ahirette fayda vermesi için  ahirete kadar götürülmesi ve korunması gerekir.

İyi İşler Övünme Değil  Şükür Gerektirir
Salih amellerin yapılmasında ve korunmasında bazı engeller vardır. Her şeyden önce şeytan  kulun niyetlendiği hayır amele mani olmaya çılışır. Bunun için önüne bir sürü engel çıkarır. Bunu başaramaz ise  amelin içine riya  gaflet  cehalet katarak amelin sevabını azaltmaya veya hepten yok etmeye gayret eder. Onda da başarılı olamaz ise  ölene kadar kulun amelini çalmaktan ve zayi ettirmekten ümidini kesmez. Önce insanı ameline güvendirir; yaptığı hayırlar ile övündürür  kendini beğendirir   ’ın yardım ve rahmetini unutturur. Bazı hayırları başa kaktırır  hayır yaptığı kimseyi hor gördürür; böylece hayır ameli ahiretten önce yok etmeye uğraşır.

Şeytanın bunca engelinden geçirilip ahirete götürüldüğü halde  hesap anında elden çıkan hayırlar da mecuttur. Dünyada tevbe edilip helallik alınmayan kul hakları  gıybet  zulüm  hakaret  alay gibi günahların hesabı ahirete kalır. Bu günahları işleyen kimsenin hayır amelleri alınıp  hakkını yediği  malını çaldığı  gıybetini ettiği  alaya aldığı  bir şekilde zulüm yaptığı kimselere verilir. Öyle olur ki  dağlar gibi hayırla  namaz  oruç  hac  zikir ve hizmet sevabıyla  ’ın huzuruna gelen kulun elinde hiçbir hayrı kalmaz. Alacaklılar daha bitmediği için onların günahları buna yüklenir ve cezasını çekmek için cehenneme sürüklenir. Bu kimseye ahiret müflisi denir.

Salih ameller övünme değil  şükür gerektirir. Yapılan iyiliklerle övünmek  nefsini beğenmek ve insanları küçük görmek amelin sevabını yok eder.

Güzel bir amel yaptıktan sonra  “ben bunun karşılığında muhakkak sevap alırım; bu sevaplarla cennetin kapısını açarım  yüksek makamlarda uçarım” demek doğru değildir. Yapılan bir salih amele sevap vermek  u Tealâ üzerine vacip değildir. Ancak O  mümin kulların yaptığı bir hayra karşılık en az on sevap vereceğini vaad etmiştir. (Enam/160). Bu O’nun rahmetidir. Bizler  yaptığımız amele değil   ’ın bu vaadine ve geniş rahmetine güvenmeliyiz. Hz. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz  bu konuda buyurur ki:

“Salih amellerle  ’a yaklaşmaya çalışın. Amelde istikamet ve orta yol üzere bulunun ve bununla birlikte hiç kimsenin ameli ile kurtulamayacağını da bilin.” Yanındakiler:
“Siz de mi ya Rasul ?” diye sorduklarında Efendimiz:
“Evet  ben de sırf amelimle kurtulamam. Ancak  u Tealâ lütuf ve rahmetiyle beni saracak ve cennetine koyacaktır.” buyurdu. (Buharî  Müslim  İbnu Mace)

Önemli Olan Son Nefestir
İtibar sonadır. Her mü’min ömrünün sonunu hayır üzere kapamak için çare aramalıdır. İman cevheri ve salih ameller ölene kadar korunmalıdır. Ölüm halinde akla ve amele değil   ’ın sonsuz rahmetine güvenmelidir. İman selameti için için inlemeli  gönülden yalvarmalıdır.
Hadis-i şerifte belirtildiği gibi  bazı insanlar uzun bir zaman hayır üzere hayat sürerler. İnsanlar onlara cennetlik gözüyle bakar  hallerine imrenirler. Ancak bazı kulların başına büyük bir imtihan gelir  kaderdeki hüküm öne geçer. Kul  bir sözü ile küfre girer  elindeki iman ve hayırları kaybeder. Öyle ki  cennete iyice yaklaşmışken cehenneme girer.

Aynı şekilde ömrünün çoğunu inkâr  isyan ve gafletle geçirmiş bazı insanlar da   ’ın yardımı ile son günlerinde tevbe eder  halini güzelleştirir; kader çizgisi hayırla biter  taat içinde ilahî huzura çıkar. Cehenneme iyice yaklaşmışken yolu cennete çevrilir. (Buharî  Müslim  Tirmizî)

Bu hal  ilahî bir takdirdir ve büyük bir imtihandır. Ancak genelde herkes yaşadığı gibi ölür  öldüğü hal üzere dirilir ve o şekilde mahşere gelir.  u Tealâ hiç kimseye zulmetmez  amelini zayi etmez.

Hiç kimse sonundan emin olmamalıdır. Hiçbir mümin  salih amellerinin kendi elinde olduğunu  onları sadece kendi aklıyla yaptığını ve koruyacağını söyleyemez. Ömrün nasıl biteceğini ancak  u Tealâ bilir. Onun için kimse ameline bakıp kendisini kurtulmuş  başkalarını helâk olmuş görmemelidir.

Şimdiki hali kötü olan bir kimse de  bütünüyle güzel amel ve akıbetten ümidini kesmemelidir.  u Tealâ’nın yardımı ile kâfir imana  fasık itaata gelebilir ve  ’ın düşmanı olan bir kimse  O’nun dostluğuna adım atabilir.

Rasulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdular ki: “ u Tealâ bir kula hayır murad ettiği zaman onu bu yolda kullanır.” Bir sahabi: “Bu nasıl olur ya Rasul ?” diye sordu. Efendimiz:
“Ölmeden önce onu güzel ameller işlemeye muvaffak kılar.” buyurdu. (Tirmizî  Ahmed)

Hz. Enes (rahmetullahi aleyh) anlatıyor: Hz. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz sık sık şöyle dua ederdi:
“Ey kalpleri istediği tarafa çeviren  ’ım! Kalbimi dinin üzere sabit tut.” Ben kendisine:
“Ey  ’ın Rasulü! Biz sana ve senin getirdiklerine iman ettik. Bundan sonra bizim için korkuyor musun?” diye sordum; buyurdu ki:

“Evet. Hiç şüphesiz kalpler  u Tealâ’nın iki parmağı arasındadır; onları istediği gibi çevirir.  doğruluk üzere tutmak istediği kalbi istikamette tutar  eğrilmek istediğini eğriltir. Mizan  rahman olan  ’ın elindedir; kıyamete kadar dilediği kavmi yükseltir; istediğini alçaltır



Nurullah Toprak

 


* BENZER KONULAR

Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:36:50 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41