Gönderen Konu: Müslümanlar ve Faiz  (Okunma sayısı 205 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Müslümanlar ve Faiz
« : Haziran 09, 2020, 08:48:34 ÖS »
Müslümanlar ve Faiz

Allah-u Teâlâ’nın yeryüzündeki bütün canlıların rızkını verdiği Kur’an-ı Kerim’de “Nice canlılar vardır ki, rızıklarını kendileri elde edemezler. Sizin de, onların da rızkını Allah verir. O, işitir ve bilir” (Ankebut, 60) ayetinde bildirilmektedir. İnsanların rızkını veren Allah-u Teâlâ olduğuna göre, rızkı meşru ve helâl yönden kazanmak için uğraşmak, bizi rızıklandıran Rabbimize karşı borcumuzdur. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de, “Ey iman edenler! Eğer siz ancak Allah’a kulluk ediyorsanız, size verdiğimiz rızıkların iyi ve temizlerinden yiyin ve Allah’a şükredin” (Bakara, 172) buyrulmaktadır.

Rızkını helalinden kazanmak zorunda olan Müslüman, haram yemez, rüşvet alıp-vermez, kamu malına el uzatmaz, hırsızlık yapmaz, kusurlu mal satmaz, kimsenin malını gasp etmez, yetim malını yemez, karaborsacılık ve vurgunculuk yapmaz, kötü işlerden (kesb-i habis) para kazanmaz, hileyle mal satarak kazanç elde etmez, kumar oynayarak para kazanmaz ve faiz yemez.

Gerçek Müslüman haram para kazanma yolu olarak faize bulaşmadığı gibi, İslâm toplumu da topyekûn faiz belâsıyla mücadele ederek faizsiz bir sistem kurmak için uğraşır, uğraşmalıdır. Zira Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde faizin sadece ferdi değil, toplumu da etkilemesinden bahsedilir ve sistematik bir şekilde faizin yasaklandığı görülür.

İslâm’da faizin yasaklanması/haram kılınması belirli bir metot ve sistem dâhilinde gerçekleşmiştir. Bu süreçte toplumu sosyolojik ve psikolojik olarak hazırlamak ve uygun ortamı oluşturmak için tedrici bir metotla hareket edilmiş ve dört aşamada faiz haram kılınmıştır.

Birinci aşamada, zekâtın Allah katında değerli olduğu, faizin ise Allah katında artmadığı anlatılmakta ve öğüt verilmektedir: “İnsanların malları için de artsın diye verdiğiniz herhangi bir faiz, Allah katında artmaz; fakat Allah’ın rızasını dileyerek verdiğiniz herhangi bir sadaka (zekât) böyle değildir. İşte onlar sevaplarını kat kat artıranlardır” (Rum Sûresi, 39).

İkinci aşamada, faiz yiyen Yahudilerin Allah’ın (c.c) lanetine uğratıldıkları anlatılmış ve “Yahudilerin yaptıkları zulüm ve birçok kimseyi Allah yolundan alıkoymaları, kendilerine yasaklanmış olduğu halde faiz almaları, insanların mallarını haksız yere yemeleri sebebiyle önceden kendilerine helâl kılınmış temiz ve hoş şeyleri onlara haram kıldık. İçlerinden inkâr edenlere de acı bir azap hazırladık” (Nisa, 160-161) buyrularak dolaylı bir anlatım metodu benimsenmiştir.


 
Üçüncü aşamada, “Ey iman edenler, kat kat artırılmış ribâyı (faizi) yemeyin. Allah’tan korkun, ta ki kurtuluşa eresiniz” (Al-i İmran, 130) ayetiyle yüksek faiz yasaklanmıştır.

Dördüncü aşamada ise faiz tamamen haram kılınmış ve faiz alan kişinin Allah’a ve Resulü’ne savaş açtığı vurgulanarak şöyle buyrulmuştur: “Ey müminler, Allah’tan korkun ve (cahiliyette işlediğiniz) faiz hesabından artakalanı bırakın (almayın), eğer gerçek müminler iseniz... Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Resulü’ne savaş açtığınızı bilin. Eğer tövbe edecek olursanız, anaparalarınız sizindir. Böylece siz ne başkalarına haksızlık etmiş olursunuz ne de başkaları size haksızlık etmiş olur” (Bakara, 278-279).

Kur’an-ı Kerim, faiz gibi toplumu ifsat eden hastalıkları tedavi ederken tedrici bir metod kullanmış, bir süreç içinde bunu gidermeyi hedeflemiştir. Hatta Peygamber Efendimiz (s.a.v) ümmetiyle son büyük buluşmasında dahi faizi kaldırdığından bahsetmiş ve, “Cahiliye devrindeki her türlü ribâ (faiz) kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Fakat anaparanız sizindir. Ne haksızlık edin ne de haksızlığa uğrayın. Kaldırdığım ilk faiz amcam Abbas’ın faizidir” buyurmuştur.

İslâm’ın tedricen kaldırdığı faize, günümüzde bütün Müslümanlar tedricen alıştırılmaya çalışılmaktadır. Planlı programlı şekilde faizi toplumun her katmanına yayma girişimi Allah’a ve Resulü’ne karşı savaş açmaktır (Bakara, 278-279). Kapitalizmin sömürü aracı olan faizi, ekonominin olmazsa olmazı ve dünya gerçeği görenlerin “ölümü engelleme” gibi bir güçleri olmadığına göre bu savaşı dünyada yahut ahirette kaybedecekleri kesindir.

Kur’an-ı Kerim’de “Allah’a ve Peygamberi’ne muhalefet edenler, onlara düşmanlık edenler en alçaklardır. Allah, ‘Ben ve Resullerim mutlaka galip geliriz’ diye hükmetmiştir. Çünkü Allah çok kuvvetlidir, güçlüdür” (Mücadele, 20-21) buyrulmaktadır.

 


* BENZER KONULAR

İkiyüzlülük Manevi Bir Hastalıktır Gönderen: melek
[Bugün, 08:25:28 ÖÖ]


İslamda Birlik ve Beraberliğin Önemi Gönderen: melek
[Bugün, 08:21:01 ÖÖ]


İnsan ve İnsanlık Gönderen: melek
[Bugün, 08:16:28 ÖÖ]


Kur’an vwe Sünnette Tevhid Gönderen: melek
[Bugün, 08:09:27 ÖÖ]


İnsan Olmak Gönderen: melek
[Bugün, 08:04:07 ÖÖ]


Akan Her Şey Bir Gün Duracak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:39:05 ÖÖ]


Müslüman Bürokratlar İçin Altın Prensipler Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:30:08 ÖÖ]


Külü İncitme Gönül Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:23:37 ÖÖ]


Gazze Mesajları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:16:16 ÖÖ]


Dünyada En Nasipli Kimse Güzel Ahlaklı Kimsedir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:06:41 ÖÖ]


Uzun Yaşamanın Sırları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:37:02 ÖS]


Ömer Gökalp - Hz.Hüseyin Bant Tiyatrosu Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:23:39 ÖS]


40 Adımda Hac ibadeti Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:21:57 ÖÖ]


Teyamün Ne Demektir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:09:57 ÖÖ]


Büyük Mahrumiyet Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:49:43 ÖÖ]


Tüketmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:46:28 ÖÖ]


Mükemmele Ulaşmak İçin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:38:24 ÖÖ]


Kızmak ve Aşırı Öfke İnsanı Hasta Yapar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:33:06 ÖÖ]


İmân İki Parçadır Yarısı Sabır Yarısı Şükürdür Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:26:09 ÖÖ]


Bilal Ağca - Ahmet Yesevi - Bant Tiyatrosu Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 21, 2024, 07:31:17 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41