Çanakkale Ruhunu İstiklal Harbi Ruhunu Kaybetmememiz Lazım
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın bir sıfatı da “Ahir Zaman Peygamberi” olarak geçer. Artık zaman bitmiştir ve Resulullah Efendimizden sonra peygamber gelmeyecektir.
Resulü Müctebâ Efendimiz, bir hadis-i şerifte konuyla ilgili olarak, “Kıyametin önünde ben peygamber olarak kılıçla gönderildim. Harp edeceğim. Allah’ın düşmanlarıyla savaşacağım.
Ömrüm böyle geçecek” buyuruyor. Diğer peygamberler de zamanındaki kâfirlerle savaşmıştır. Fakat Peygamber Efendimiz kadar kâfirlerle savaşan, mücadele eden peygamber yoktur. Bu nedenle, “Kıyametin önünde ben peygamber olarak kılıçla gönderildim. Harp edeceğim. Allah’ın düşmanlarıyla savaşacağım. Ömrüm böyle geçecek” hadis-i şerifini söylemiştir.
Peygamber Efendimizin bu özelliği Tevrat’ta da aynı şekilde geçmektedir.
ÇÜRÜK RAPORU PEŞİNDE KOŞMAYIN
Peygamber Efendimiz bir başka hadis-i şerifte, “Ben savaş peygamberiyim, savaş gölgesinden gönderildim ve benim cihat emrime karşı koyan kimseye, zillet takdir edilmiştir” buyuruyor. Elhamdülillah, Peygamber Efendimizin ümmeti her geçen an büyümüş, Allah’ın kelamı daha çok insan arasında yayılmıştır. Bu da cihatla ve hoşgörüyle mümkün olmuştur. Osmanlı’nın torunları olarak biz de mücahit bir milletiz. Ben buradan anne ve babalara sesleniyorum, çocuklarınızın askerlik yapmasını sağlayın. Çocuğunuz vatani görevini yapmasın diye çürük raporu peşinde koşmayın. Bir insan, “Dinimizi, vatanımızı, namusumuzu koruyoruz” niyetiyle askerlik görevini yerine getirirse önemli bir sünneti yerine getirmiş olur.
Peygamber Efendimiz, “Benim sünnetim, haksızlığa karşı, küfre karşı cihattır” diye buyuruyor. Bu bizim dinimizin emri ve ben her konuda olduğu gibi bu konuda da İslam’ın emirlerini, Peygamber Efendimizin emirlerini sizlere aktarıyorum.
ASKERLİKTEN KAÇMAK, CİHATTAN KAÇMAK YANLIŞTIR
Bizim milletimiz Çanakkale’de olduğu gibi, kâfire, zulme karşı vatanını, dinini ve namusunu korumak için savaşmıştır. Aynı şekilde İstiklal Harbi’nde de bu millet birlik olup savaşmış ve yedi düveli denize dökmüştür. Aynı ruh devam etmelidir. Askerlikten kaçmak, cihattan kaçmak yanlıştır. Bu yanlışta ısrar eden de Resulullah Efendimize muhalefet ediyor demektir. Biz ancak Allah’ın emirlerine uyar, Peygamber Efendimizin gösterdiği yolda ilerleriz.
Resulullah bize cihat konusunda bir emir veriyorsa, Kur’an-ı Kerim cihat konusunda bir emir veriyorsa, Müslümanlar olarak o emre uymak zorundayız. Ancak bazı devletler, “Askerliğe ne gerek var, savaşa ne gerek var” gibi şeyler söylüyorlar. Biz onlara uyamayız, onlar gibi davranamayız.
Peygamber Efendimiz açıkça belirtiyor: “Bir kavme benzeyen onlardandır.” Yani kâfirler hangi hükme tabi olursa, kâfirlere benzeyenler de onlar gibi olur.
ONLAR GİBİ YAPIP ONLARA BENZEMİŞ OLURSUNUZ
Bir Müslüman her işini dinine uygun, Resulullahın sünnetine uygun şekilde yapması gerekir. Mesela doğum günü meselesi bize çok soruluyor. “Hocam, kâfirler de doğum günü kutluyor biz de çocuğumuzun gönlünü hoş etmek için doğum günü kutlasak olur mu?” diye birçok soru soruldu.
Doğum günü kutlaması Müslüman’ca olursa hiçbir sorun yoktur. Çocuğunun doğum gününde, “Allah’ım benim yavrumu, imandan, Müslümanlardan ayırma, ahlakını güzel et” diye dua edip, eşinizle dostunuzla, yakınlarınızla bir araya geliyorsanız bunda ne sorun olacak ki?
Ancak Batı’da olduğu gibi danslı, içkili şekilde bir kutlama yapıyorsanız haram olur. Çünkü onlar gibi yapıp onlara benzemiş olursunuz. Bizim kendi adetlerimiz, kendi geleneklerimiz var. Hayır dualarıyla bir çocuğun yeni yaşını karşılaması tabii ki iyi olur.
Prof. Dr. Cevat Akşit.
FANİ DUNYA RADYO FORUM
