Her İşin Başında Besmele Çekmek Zikirdir
Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa Efendimiz buyuruyor, “Üç grup insan vardır.
şeytan ve onun yardımcılarından korunmuşlardır. Gece ve gündüz Allah’ı çok zikredenler şeytanların hilelerinden korunmuşlardır. Seher vakti Allah’tan bağışlanma dileyenler. Son olarak Allah korkusundan ağlayanlar.” Zikir meselesi bedeni bir durumdur ama tabi kalbi bir zikir de olabilir. Zikir aslında kalpten başlayıp bütün azalara denk gelir. Bazı insanlar zikrin tadını almışlardır ve tüm günlerini zikirle meşgul olarak yaşarlar. Zikir çekmeye alışan, zikir çekmenin tadını alanlar dünyada başka hiçbir şeyden zevk almazlar. Zikir sadece tespih çekerek olmaz. Yürürken, otururken, yerken, içerken ve her halimizde zikredebiliriz.
Yemeğe başlarken besmele çekip bitirirken elhamdülillah demek de zikirdir. Her işin başında besmele çekmek zikirdir. O yüzden zikir çekmeyi hayatımızın merkezine alırsak her işimizde zikir çekmiş oluruz.
SEHER VAKTİ ÇOK DEĞERLİ BİR VAKİTTİR
Hadis-i şerifte seher vakti Allah’tan bağışlanma dileyenlerin de şeytan ve şeytanın yardımcılarının hilelerinden korunacağı söylenmiş. Seher vakti dediğimiz gecenin en derin vaktidir. Seherlerde uykudan kalkıp kılınan namaza ‘teheccüd’ namazı denilir.
Resulullah Efendimiz, “Teheccüd namazı dünya ve dünyadakilerden hayırlıdır” buyurmuştur. Bu işin zevkini alanlar da sabaha kadar uyumazlar. Bu işin zevkini alanlar ayaklarının ağrısını hissetmez. İşte seher vakti namaz kılan birisi namazı kılıp Allah’ın azametine sığınan birisi, ondan af dileyen birisi şeytanın ve onun hilelerinden korunmuş olur. Bu yönüyle de seher vakti çok değerli bir vakittir. Seherlerde kalkmayı adet edinmemiz lazım. Peygamber Efendimizin sünnetine uyan, O’nun yolundan gidenler seherlerde her zaman ibadetle meşgul olurlar.
ALLAH’A SIĞINIP YAPTIĞIN HATALAR İÇİN AF DİLEYECEKSİN, TÖVBE EDECEKSİN
Hepimizin de bildiği gibi bir gün gelecek ve dünya hayatında ne yaptıysak hesap vereceğiz. Her nimetin hesabını vereceğiz.
Sadece yediğimiz şeyler nimet değildir. Nefes alıp veriyorsak nimettir, görüyorsak nimettir, konuşabiliyorsak nimettir, görebiliyorsak nimettir. Allah’ın nimetleri saymakla bitmez. O yüzden bu nimetleri nasıl değerlendirdiğimiz çok önemli. Hesap günü sen nefesini nerede harcadın, helale mi harama mı baktın, kimlerle ne için konuştun hepsinin hesabını soracaklar.
İşte hesap günü elim geçecek o sorguyu düşünüp günahlarından dolayı ağlayan, Allah’a sığınan kişi Peygamber Efendimizin hadis-i şerifte de söylediği gibi şeytandan ve şeytanın hilelerinden korunmuştur. İnancımız Allah’ın bizi her zaman gördüğünü, yaptığımız her şeyin kayıt altına alındığını bize söylüyor.
Bizler de Müslümanlar olarak dinimizin emrettiğini yaşamamız lazım. Dünyada seni kimse göremese de, dünyada kimse senden hesap sormayacak olsa da sen günahlardan, haramlardan, yanlış işlerden uzak duracaksın. Allah’a sığınıp yaptığın hatalar için af dileyeceksin, tövbe edeceksin.
FITIR SADAKASI RAMAZAN AYI GELİNCE VAZİFE OLUR
Vacip olan fitre hakkında soruluyor: “Fıtır sadece Ramazan ayı mı verilir?” Fıtır sadakası Ramazan ayı gelince vazife olur.
Ramazan ayından sonra da verebilirsin ama hayırlı olanı, güzel olanı bayram namazından önce vermektir. Çünkü sen fıtır sadakasını verince fakir kimse bayram namazına gülerek gelebilir. O yüzden fitreyi bayram namazından önce vermek müspet olandır. Zekât ise Ramazan ayı öncesinde verilebilir. Çünkü ne zaman öleceğimiz belli değil. O yüzden zekâtımız farz olur olmaz hemen onu yerine vermemiz lazım. Sadaka da istediğimiz zaman istediğimiz kadar verebiliriz.
Prof. Dr. Cevat Akşit.