Gönderen Konu: İnsanın Ebedi Düşmanı Olan Şeytan  (Okunma sayısı 2037 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı KOYLU

  • *****
  • İleti: 2126
İnsanın Ebedi Düşmanı Olan Şeytan
« : Kasım 19, 2023, 02:36:38 ÖS »


İnsanın Ebedi Düşmanı Olan Şeytan

İnsanın ebedi düşmanı olan şeytan-ı aleyhillane yegane magsadı olan insanları Allahın emirlerinden uzaklaştırma çalışmasını kıyamete kadar yorulmadan, bıkmadan, üşenmeden yerine  getirecektir. Kuranı kerimde de mezkur olduğu vechiyle sadece ihlaslı kullara dokunamayacağını belirten melun, beşeriyyet adedince değişik manevi derecelere vakıf olan insanoğlunun manevi derecelerine göre, onların açıklarına göre muamelede bulunmaktadır. Biraz daha açık şekliyle; sadece zahiri insanlarla uğraşarak onlara içki içirerek, kumar oynatarak mesleğini yerine getirmemekte, Müminin imanına ilişemeyeceğini anladı mı, onun ibadetiyle uğraşarak; ibadetsiz bir mümin olmasını arzu etmektedir. Bunu başaramazsa, farzlarla yetinmesini, sünnetlere, nafilelere yanaşmamasını ister. . Bu yazıda abid kullara verdiği ve çok yaygın olan bir vesveseye değinmek isteriz.

Bizzat kendimizde ya da çevremizdeki bazı insanlarda müşahede etmişizdir ki, özellikle ibadet ile ile meşgul insanlarda bazı şüpheler boy göstermekte ve bir türlü baş edememektedirler.

-Abdest alırken, acaba abdestim oldu mu? Kuru yer kaldı mı ? Namazda iken, sureyi unuttum mu? Gusül alırken, burnuma su tamamen girdi mi? Üzerime damlayan şu suda acaba necis var mı? gibi örnekleri çoğaltılabilen çeşitli acabalar sürekli kafaları meşgul etmekte ve ibadetlerden soğutmaktadır.

 Öncelikle bu tür durumların vesvese olduğundan ve şeytandan gelen  zerre mikbir vesvese olduğundan zerre miktarınca şüphemiz olmamalıdır.

Vesvese, şeytanın kalbe attığı boş, basit ve batıl düşüncelerdir. Şeytanın kalbe vesvese vermekten başka yaptığı bir şey yoktur. Vesvese, Allah'a yönelen mü'minlere gelir. Eğer kafir ve münafıklar, bizde vesvese yoktur diyorlarsa, doğrudur. Çünkü onlarda, iman, islam, Allah, ahiret, tevbe, zikir, salih amel gibi bir endişe bulunmadığı için, şeytan onları kendi tarafına çekmek için özel bir çaba harcamaz. Zaten onlar, şeytanın dostu ve askerleridir. O halde şeytanın vesvesesine itibar edilmemelidir. Mümin her çeşit vesvesenin karşısına sağlam bir iradeyle dikilmeli ve şeytanın hilelerine tepeden bakmalıdır. Nitekim Kuran-ı Kerimde: Muhakkak ki, şeytanın hilesi zayıftır (Nisa, 76) .

And olsun ki, insanı Biz yarattık ve nefsinin ona ne gibi vesveseler verdiğini biliyoruz ve Biz ona şahdamarından daha yakınız." (Kaf, 50/16) buyrulmaktadır.Hadisi Şerifte ise;Vesvese şeytandandır. Abdestte, gusülde ve necâset temizlerken, şeytanın vesvesesinden sakının buyruluyor.

Vesveseye itibar edilmediği zaman söner, edildiği zamanda ziyadeleşir.O halde bizlerde bu tür vesveselere hiç bir zaman itibar etmemeliyiz.Nasıl mı? Bir kaç vesvese örneğini ve tedavi yollarını zikredelim. Aslında vesvesenin olmasındaki sebeplerden birisi de o konu hakkında dinimizin ne dediğini bilmememizden kaynaklanmaktadır. O halde İslam fıkhının bu konudaki beyanatlarına göz atmamız icap eder.Eğer yukarıdaki acabalar karşımıza ilk defa ya da çok nadir çıkıyorsa o zaman bu vesvese değildir ve tekrar yapmamız lazımdır( şüphe abdestte ise abdesti yenilemek gibi).Ama sürekli oluyorsa ki buna vesvese diyoruz o zaman bu kişiler hangi türden olursa olsun, yaptıkları amellerin üzerinde, oldu mu olmadı mı, diye durmamalı ve Allah kabul eder inşAllah demelidirler.Yani abdestli ise herhangi bir şüphede abdestinin bozulmadığını varsayar tekrarlamaz, namazının eksik olmadığını kabul eder ve tekrarlamaz.

Ya gerçekten de bozulmuşsa ve biz de abdestliyiz diye namaz kıldıysak? İslam dini kulun taakat getiremeyeceği şeyleri emretmez. Mesel din kula; gusül abdeseti alırken su değmeyen yer kalmayacak şekilde yıkanın kalırsa guslünüz olmaz, eğer abdestte başınızı mesh etmemişseniz ya da ayağınızın kenarında kuru yer kaldıysa o absest olmaz demez.Bilakis; burada kişinin dinin emrettiğini gördüğü kadarıyla yapması önemlidir.Yani din kula vücudunun tamamını yıkadıysan ya da yıkadım diyerek tamamladıysan faraza kuru yer kalsa bile guslün tamamdır der.Diğerleri de aynı şekildedir.

Bunun için, dînin emrine uyularak noksan veya fazla yapılmış olsa mahzûru olmaz

İbâdetlerimizi eksik yapmakla, hâşâ Allahü teâlânın bir kaybı, fazla yapmakla da bir kazancı olmaz. Fıkıh kitaplarının yazdığı budur. İade ederse şeytanın tuzağına düşmüş olur.

Su vesvesesine yakalanmış kimselerde tuvalette başlar vesvese. Acaba idrar damladı mı elbiseme diye. Çıkınca da abdest töreni başlar. Bir yıkar, bir daha yıkar, bir daha yıkar, olmadı! Baştan başlar abdest almaya ve abdest alma olayı tam bir törene dönüşür. Halbu ki necaset olsa bile bizzat görmediği için ibadetine ve elbisesinin temiz kabul edilmesine mani olmayacağını bilse bu tür sorunlar olmayacaktır.

Bir diğer önemli vesvese de abdesti aldıktan sonra acaba abdestim bozuldu mu ya da bozulacak mı diye sürekli aklında abdestin tasavvuru ve kalpteki rahatsızlık ve huzursuzluk. Namaza başladığı zaman şeytan o kişinin gerisinden üfler, o kişi de namaza her duruşunda kendinden bir şey çıktı zanneder ve namazı bozar. Tekrar abdest, tekrar namaz, tekrar abdest...Halbu ki Peygamber s.a.v efendimiz:

Sizden biriniz namazda iken dübüründe bir hareket hisseder (abdestim) bozuldu (mu)?, bozulmadımı  şüpheye düşerse namazı bozmasın ta ki sesi duyana veya koku olana kadar. buyuruyor.. Görüldüğü gibi bu da şeytanın insanların zihnini çok meşgul eden ve izahı bu kadar basit ve açık olan bir mesele.

Abdesti alan bir kimse eğer en son ne zaman abdest aldığını hatırlıyor ve o andan bu ana kadar bozulup bozulmadığını hatırlamıyorsa o zaman abdesti var demektir; ama en son ne zaman abdest aldığını bilmiyor ve acaba abdestim var mıydı yok muydu diye düşünüyorsa abdestin iadesi lazım gelir.Bunun vesveseyle bir bağlantısı yoktur.

Diğer bir şüpheye değinecek olursak çocuğumuz elbisemizin sağ koluna bevletse, fakat biz sağ kol olduğunu bilmiyoruz, galiba sol kol diyerek ceketin sol kolunu yıkasak idrar bulunan sağ kol da temiz gibi kabul edilerek namazımız sahih olur. Önemli olan kuru yerin kalmaması değildir. Kuru yer kalsa da biz bunu bilmiyorsak bu tamamdır. Ölçü yapılıp yapılmadığını bilmemektir.

İmam-ı Gazali hazretleri gıdalarda domuz yağı gibi necis şeyleri anlatırken diyor ki:

Allah bize necis olmayan gıdaları yemeyin demiyor, necis olduğunu bilmediğiniz gıdaları yiyin buyuruyor. Eğer necis olmayanı yiyin deseydi bu çok zor, hatta imkansız olurdu. Yukarıdada bahsedildiği gibi Hz Allah abdest ve gusül için de kuru yer kalmasın demiyor, kuru yer kaldığını bilmiyorsak, kuru yer kalsa bile, her yer ıslanmış kabul edilir. Abdestte kuru yer kalsa, fakat kuru yer kaldığını bilmeyen o kısmı yıkamaz. Ben burada kuru yer kaldığını bilmiyorum öyle ise burası yıkanmıştır demelidir ve orayı artık yıkamamalıdır.

Yine kalbde burası yıkanmadı galiba diye zan kalabilir, kalsın ona itibar edilmez. Dinimiz böyle emrederken niye dinimizin tersini yapalım ki? Kuru yer kaldı zannı ile tekrar yıkamayı dinimiz emretmiyor, aksine yasaklıyor. Yani insan yıkandığına kanaat getirmese de, dinimiz kanaate varmayı istemiyor. Kalbin tatmin olmasını istemiyor. Benden istenen üç kere yıkamak demeli ve kuru yer kaldığını bilmeyince bilmemek ölçüdür. Bu ölçüyü unutmamalı. Ben kuru yer kaldığını bilmiyorum, o halde abdestim tamam demelidir. Kalbin tatmin olmasını, kanaat hasıl olmasını beklememelidir.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Dün, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41