Gönderen Konu: Allah Adaleti Emreder - HAFTANIN CUMA HUTBESİ  (Okunma sayısı 75 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5817
Allah Adaleti Emreder - HAFTANIN CUMA HUTBESİ
« : Aralık 01, 2022, 04:17:20 ÖS »
Allah Adaleti Emreder

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Aziz Mü’minler!

Cemiyetleri ayakta tutan; toplum yaşamının barış, huzur, düzen ve ahenk içinde devamını sağlayan pek çok maddi, manevi ve ahlaki değerler vardır. Her toplumun kendine özgü değerleri olduğu gibi, bütün toplumların ortak ve değişmez değerleri de bulunmaktadır.

İnsanlığın evrensel değerlerinden bir tanesi ve belki en önemlisi de adalettir. Adalet, eşitlik ve dengeyi sağlayan en önemli ölçüdür. Adalet sadece mahkemelerin konusu değildir; bilakis adalet, bireysel ve sosyal hayatın, bütün söylem ve davranışlarımızın en önemli meşruiyet kaynağı ve ahlaki kriteridir. Adalet, toplumların gerçek sosyal güvencesidir.  Adaletin hayat vermediği toplumlara kaos, huzursuzluk, terör ve anarşi hakim olur. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in; “Emanet kaybolduğu zaman kıyameti bekle!”[1]   hadisini hakkaniyet ve adaletin kaybedilmesi olarak anlamak gerekir. “Adalet mülkün temelidir.” sözü de devletlerin ve toplumların ancak adalet temeli üzerinde varlığını koruyabileceğini ifade eder.

Değerli Mü’minler!

Adaletin milleti-milliyeti, kadını-erkeği, zayıfı-güçlüsü, zengini-fakiri, amiri-memuru yoktur. Adalette hak vardır ve hak daima üstün tutulmalıdır. Yüce Kur’an’ın emri de budur. Mü’minlerin eşya ve hadiseler karşısındaki tutum ve duruşunun nasıl olması gerektiğini, bakınız, Yüce Kur’an nasıl öğretiyor bize: “Ey iman edenler! Kendinizin, anne-babanızın veya akrabalarınızın aleyhine bile olsa hakkı ve adaleti ayakta tutun, Allah için şahitlik eden kimseler olun. Şahitlik ettikleriniz zengin de olsalar fakir de olsalar adaletten ayrılmayın.  Allah onlara sizden daha yakındır. Öyleyse siz hislerinize uyup adaletten ayrılmayın. Eğer adaletten sapar veya üzerinize düşeni yapmaktan geri durursanız bilin ki, Allah yaptığınız her şeyden haberdardır.”[2]

Kin, nefret, intikam gibi duyguların; sosyal statü, kimlik ve aidiyetlerin zaman zaman insanı hak ve adaletten saptırabileceğine dikkatimizi çeken Cenab-ı Hakk, bu durumda dahi hakkaniyet ve adaletten ayrılmamamız gerektiğini şöyle emrediyor bize: “Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvâya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.“[3]

Aziz Mü’minler!

Hakikatin ortaya çıkarılması ve adaletin sağlanmasında karşılaşılan en önemli problemlerden biri de manipülasyondur. Muhakkak ki her nefis kendisini haklı görme eğilimindedir. Kur’an’da belirtildiği üzere şeytan, insana günahlarını süsler ve bahaneler insanın hatalarına kılıf olur. Şeytanın telkinlerine boyun eğmeden hakikatin yanında olmak ve adaletin tecelli etmesine yardımcı olmak her mü’minin insani ve imani sorumluluğudur. Nitekim bu durumla ilgili Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “Ben sadece bir beşerim. Sizler zaman zaman yargılanmak üzere bana geliyorsunuz. Belki biriniz, kendini ifade etmede diğerinizden daha becerikli olabilir. Ben de dinlediğime göre o kimsenin lehinde hüküm verebilirim. Kimin lehine kardeşinin hakkını alarak hüküm vermişsem, ona cehennemden bir parça ayırmış olduğumu unutmasın.”[4]

Hutbemi A’raf suresinin 29’uncu ayetinin mealiyle bitiriyorum: “De ki: Rabbim bana her işte doğru ve adaletli olmamı emretti. Secde ettiğinizde bütün varlığınızla O’na yönelin. Yalnızca O’nun rızasını gözeterek ve tüm samimiyetinizle O’na ibadet edin. Çünkü nasıl sizi ilk defa O yarattıysa, yine O’na döneceksiniz.”

------------------------------------------------------------------------------------------------

[1] Buhari, Rikak, 35.

[2] Nisa, 4/135.

[3] Maide, 5/8.

[4] Buhârî, Şehâdât, 27.


BUNALIM AŞIRI STRES VE DEPRESYON SARMALINDA İNSAN

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Aziz Mü’minler!

Mevcut bilgilerimize göre, halen dünya üzerinde 8 milyara yakın insan yaşıyor. Bizden önce de milyarlarca insanın yaşayıp dünyamızı terk ettiğini hepimiz biliyoruz. Tarihin her döneminde insanlığın karşı karşıya kaldığı büyük sorunları olmuştur. Bitmek bilmeyen savaşlar, salgın hastalıklar, fakirlik ve yoksulluk tarih boyunca insanlığın boğuştuğu en büyük sorun alanları olmuştur. Sanayi ve teknoloji devrimi, ürettiği makine ve teknoloji ile insan yaşamını kolaylaştırırken; savaş, salgın, açlık ve yoksulluğu insanlığın gündeminden çıkarmaya ise maalesef muvaffak olamamıştır.

Bilgi ve teknolojinin insana sağladığı faydanın elbette farkındayız ve bunu asla küçümseyemeyiz. Ancak insanlığın karşı karşıya olduğu yeni sorun alanlarına da gözlerimizi kapayamayız.

Peki, sizce günümüz insanının en önemli sorunu nedir? Bu soruya, herkesin birbirine oldukça yakın cevap verebileceği kanaatindeyim. Modern insanın en önemli sorununun; bunalım, aşırı stres ve depresyon olduğunda muhtemelen hepimiz hemfikiriz. Yazarlar, bilim adamları bunalım ve depresyondan nasıl korunabileceğimizi anlatan kitaplar yazıyor; televizyonlar ve sosyal medya bu soruna cevap veren binlerce programlarla dolu. İlaç endüstrisi neredeyse her gün tüketime sundukları yeni ilaçlarla insanların karşısına çıkıyor. Cinciler, üfürükçüler, astrologlar, falcılar, medyumlar ve daha niceleri  bu pastadan kendilerine göre pay kapma savaşı veriyor. Uyuşturucu, alkol, kumar, fuhuş ve sanal dünya ise karanlık ağzını açmış,; bunalmış ve arayış içindeki insanı yutmaya çalışıyor.

Makine çarkları ve beton duvarlar arasında sıkışıp kalmış insan ise kendisine her söylenene inanarak derdine çare bulmaya çalışıyor. Kimi zaman bir kitapta şifasını arıyor, kimi zaman avuçlar dolusu ilacı kursağına boca ederek dertlerinden kurtulmanın arayışında, kimi zaman da ihtiraslı, hilekar, istismarcı bezirganların ağında debeleniyor. Canının derdine düşmüş insan, hemcinsi vahşi yırtıcıların insafına terk edilmiş durumda..

Kardeşlerim!

İnsan, yaşamı boyunca daima iki farklı sese muhatap olur. Seslerden biri, insana yalancı cennetler vadeder. O ses şeytanın sesidir ve Hazreti Adem’e yaklaştığı gibi, yaklaşır insana: İnsanı, ıstırap ve dertlerinden kurtaracağını vadeder. Mutluluğunun, huzur ve saadetinin peşinde koşan insan ise ona inanır ve böylece dert ve ıstıraplarından kurtulmak amacıyla telkinlerine boyun eğdiği şeytanın ağına düşer. Mutlu olamadığı, ıstırap ve sıkıntılarından kurtulamadığı gibi, şeytan, onu öncekinden daha büyük, daha karmaşık sorun ve problemlerinin içinde  yapayalnız bırakır.

İçimizdeki diğer ses ise insana çok düşkün olan Rabbimiz Rahman’ın sesidir.  Yarattığı kulunun ihtiyaçlarını, zaaf ve potansiyelini en iyi bilen Rabbimiz, insana huzur ve saadetin yolunu da göstermiştir. Nasıl bir çocuk için anne kucağı sığınılacak en emin limansa, insanın huzur ve saadetinin gerçek adresi de Allah’tır. “Kalpler ancak Allah’ı anarak huzura kavuşabilir.”[1] ayeti de bu gerçeğe işaret eder. Hazreti Peygamber’in Bilal’e “Hadi kalk Bilal ve bizi huzura davet eden ezanı oku!”[2] sözleri de dinginliğin yani huzur ve sekinetin gerçekte nerede aranması gerektiğini gösterir bize.

Hutbemizi Cenab-ı Hakk’ın Bakara suresinin 186’ncı ayetinde yer alan şu çağrısıyla bitirelim: “(Ey peygamber!) Kullarım beni soracak olurlarsa (onlara de ki:) Şüphesiz ben (onlara) çok yakınım. Dua edenin yakarışına hemen karşılık veririm. Öyleyse onlar da bana güvensinler ve bana inansınlar ki, doğru yolu bulabilsinler.”

------------------------------------------------------------------------------------------------------------

[1]Ra’d, 13/28.

[2]Ebu Davud, Edeb, 78.


GÜVEN YURDUMUZ - KADIN

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Kardeşlerim!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Mü’min erkekler ile mü’min kadınlar birbirlerinin velileridirler: İyiliği teşvik eder, kötülükten alıkoyarlar; namazlarını kılarlar, zekâtlarını verirler; Allah ve resulüne itaat ederler. İşte onları Allah merhametiyle kuşatacaktır. Muhakkak ki Allah aziz ve hakimdir.”[1]

Bir başka ayet-i kerimde ise şöyle buyurulmaktadır: “Erkek veya kadın, mü’min olarak, her kim sâlih ameller işlerse, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar.”[2]

Kardeşlerim!

Yüce kitabımız Kur’an, iman edip güzel işler yapan kadın-erkek sâlih insanların örnekleriyle doludur. Bir ayet-i kerimede hak ve hakikat yolundaki tavizsiz ve korkusuz mücadelesinden sonra Firavun tarafından öldürülen Hazreti Asiye’den şöyle söz edilmektedir: “Allah, iman edenlere, Firavun’un karısını örnek gösterdi. Hani o; ‘Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap. Beni Firavun’dan ve onun yaptığı işlerden koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar!’ demişti.”[3] Aynı surede hayâ ve iffet abidesi Hz. Meryem ise şöyle övülmektedir: “Meryem [...] Rabbinin sözlerini ve kitaplarını gerçekten tasdik eden ve Rabbine içtenlikle itaat edenlerdendi.”[4]

Bu ve benzeri ayetlerde, dönemin baskı, alay ve tehditlerine rağmen Hazreti Asiye ve Hazreti Meryem’in Allah’a kayıtsız teslimiyetleri ve inandıkları değerlerden vazgeçmeyen güçlü karakterleri kıyamete kadar gelecek bütün mü’min erkek ve kadınlara örnek olarak sunulmaktadır.

Evet, Allah’a inanan ve iyi işler yapan kadınlar, birer Asiye ve Meryem misali, insanlık tarihi boyunca hep var oldular ve olmaya devam edeceklerdir.

Kardeşlerim!

Bugün de Avrupa’da, Almanya’da müslüman kadınlarımız birer Hacer, Hatice ve Zeynep gibi, geleceğimizi inşa edecek çok güzel ve hayırlı faaliyetlerin öncüsü olmaya devam ediyorlar. Yüreklerindeki iman ve mesleklerindeki yüksek başarıları ile toplumun önünde yürüyor; sorunlarımızın ve sıkıntılarımızın çözümünde önemli roller üstleniyorlar. Toplumumuzun ve ailelerimizin huzur ve selameti için gayret sarf eden onlardır. Mabede adanmış birer Meryem gibi camilerimizin her bir hizmetinde tükenmez enerjileriyle ter döken onlardır. Nerede yardıma muhtaç birini duysalar, Hz. Zeyneb gibi (r.a.) yardıma koşan iyilik neferlerimiz onlardır. Ümmü Seleme gibi, hicret ettikleri bu topraklarda eşlerine hayırlı yoldaş olup, çocuklarını İslami terbiyeyle terbiye edenler yine onlardır. Evet, mü’min kadınlar ve erkekler bu gün de birbirlerinin velileridirler.

Kardeşlerim!

“Dünyanın yarısı kadın, diğer yarısı da kadınların yetiştirdikleridir.” Kadın insan yetiştiren başöğretmendir. Allah’ın rahim sıfatını yüklediği bedeninde, sabırla çocuk büyütendir.

Kadın, insanlığın annesi Havva’dır. Mabede adanan Meryem’dir.  Kadın Hz. Muhammed (s.a.s.)’i doğuran Âmine’dir. Onu ilk tasdik eden Hatice’dir. Musa’ya annelik eden Asiye’dir. Tevekkül ve gayretin vücut bulduğu Hacer’dir. Hz. İbrahim’e yoldaşlık eden Sare’dir. Hz. Hasan ve Hüseyin’i terbiye eden Fatıma’dır. En tanıdık ve alışık olduğumuz haliyle; evimize döndüğümüzde bizi güler yüzle karşılayan huzur kaynağı eşimizdir kadın. Cennet kokulu kızımızdır. Şefkat ve merhamet kucağı annemizdir kadın. Kadın öteki değil, rahminden kucağına düştüğümüz güven yurdumuzdur.

Bilelim ki, bir insanın gerçek karakteri kadınlara karşı davranışlarında ortaya çıkar. Peygamberimiz’in ifadesine göre, kadınların değeri ancak seciyesi temiz, ahlakı güzel insanlar tarafından takdir edilebilir. Kadınlara kötü ve kaba davrananlar ise gerçekten kötü kimselerdir.[5]

-------------------------------------------------------------------------------------------------

[1] Tevbe, 9/71.

[2] Nisa, 4/124.

[3] Tahrim, 66/11.

[4] Tahrim, 66/12.

[5] Ebû Dâvud, Edeb 6.



 


* BENZER KONULAR

Rabbin Gazabını söndüren kulunu Rabbine Sevdiren Gönderen: türkiyem
[Bugün, 09:20:31 ÖÖ]


Her Kötülüğün Tek İlacı Gönderen: türkiyem
[Bugün, 09:05:08 ÖÖ]


Hepimizin Kaçınılmza Sonu Ölüm Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:58:13 ÖÖ]


Allahin Cennet Ehli İçin Hazırladığı Nimetler Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:54:31 ÖÖ]


Cehennem Ateşi Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:50:55 ÖÖ]


Kur'an ve Hadisler Çerçevesinde Din Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:34:28 ÖÖ]


Duanın Fazileti ve Vakti Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:16:55 ÖÖ]


Aile Reisi Olarak HZ. Muhammed Aleyisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:46:18 ÖÖ]


Lokman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:20:52 ÖÖ]


En Büyük Zikir Allah’ı Anmaktır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:36 ÖÖ]


2024 - Ammar Acarlıoğlu - İlahi Ninniler 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:32:56 ÖS]


İbrahim Sadri - Dil-i Yunus 320 Kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:27:46 ÖS]


2024 - Hikmet Ayyıldızlı - İlahiler 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:14:11 ÖS]


İslam ve İnsan Hakları Gönderen: anadolu
[Dün, 08:37:24 ÖÖ]


İnsanlık Efendimiz'e (SAV) Şükran Borçludur Gönderen: anadolu
[Dün, 08:33:23 ÖÖ]


Kur'an ve İnsan Gönderen: anadolu
[Dün, 08:26:11 ÖÖ]


Mü’minler Ancak Kardeştirler Gönderen: anadolu
[Dün, 08:19:10 ÖÖ]


İslamda Tevekkül Ve Önemi Gönderen: anadolu
[Dün, 08:13:30 ÖÖ]


İtikadımızı ve Zihniyetimizi Gözden Geçirelim Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:11 ÖÖ]


Lüks ve İsraf Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:41:08 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41