Gönderen Konu: Mevlid-i Nebî  (Okunma sayısı 69 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5817
Mevlid-i Nebî
« : Eylül 22, 2023, 08:51:45 ÖÖ »


26 – Eylül 2023  Sali günü Mevlid Kandili

Mevlid-i Nebî

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

يَٓا اَيُّهَا النَّبِيُّ اِنَّٓا اَرْسَلْنَاكَ شَاهِداً وَمُبَشِّراً وَنَذٖيراًۙ

وَدَاعِياً اِلَى اللّٰهِ بِاِذْنِهٖ وَسِرَاجاً مُنٖيراً

وقال النبي صلى الله تعالى عليه وسلم:

مَن أطَاعَنِي فقَدْ أطَاعَ اللَّهَ، ومَن عَصَانِي فقَدْ عَصَى اللَّهَ

Muhterem Müslümanlar

Okuduğumuz âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:

“Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah’ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik.”[1]

Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyuruyor: “Bana itaat eden Allah’a itaat etmiş, bana karşı gelen Allah’a karşı gelmiş olur.”[2]

Kıymetli Kardeşlerim!

Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Allah resûlü (s.a.s.) biz müminler için en güzel örnek olarak takdim edilir.[3]

Rabbimiz, kendi sevgisine mazhar olmanın, Habibini sevmeye ve onun yolundan gitmeye bağlı olduğunu bildirir.[4]

Peygamber sevgisi bir beşere duyulabilecek en ulvi sevgidir. Efendimizin yolu güzellikler yoludur, hak ve hakikat yoludur, iman istikamet, adalet, sadakat ve ahlak yoludur. Onun yolu, merhamet, şefkat, hoşgörü, birlik ve beraberlik yoludur. Bu yol, her iki âlemde huzur ve mutluluğa götüren kutlu bir yoldur.

Değerli Kardeşlerim!

Değerli Kardeşlerim!

2023 Yılı Mevlid-i Nebî Haftası “Hz. Peygamber, İman ve İstikamet” teması ile kutlanacaktır. İstikamet; imanı, ibadeti, ahlakı, sosyal ve ticari ilişkileri hâsılı hayatın her anını ve alanını kuşatan bir kavramdır. İmanda istikamet, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamaktır.

Allah’ın varlığına ve birliğine, Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s.)’nın son peygamber olduğuna, meleklere, peygamberlere, kitaplara, ahirete, kaza ve kadere gönülden inanmaktır. İbadette istikamet, “Ey Rabbimiz! Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz.”[5] ayeti gereği yalnızca Allah’a kulluk etmektir.

Bizi Rabbimizin rızasından alıkoyacak kötülüklerden uzak durmaktır. İbadetlerimizi, her türlü riya ve gösterişten arındırarak sadece Allah’ın rızasını talep etmektir.

Ashab-ı kiramdan birisi Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’e gelerek “Ya Resûlallah! Bana İslam hakkında öyle bir şey söyle ki, bu konuda başka hiç kimseye soru sorma ihtiyacı hissetmeyeyim” dedi. Allah resûlü (s.a.s.) ona şöyle buyurdu: “Allah’a iman ettim de, sonra da istikamet üzere ol.”[6]

Aziz Müminler!

İman kuru bir sözden ibaret değildir. Özümüzle sözümüzle, tüm benliğimizle istikamet üzere yaşama gayretidir. İstikamet, imanla verdiğimiz söze sadık kalmaktır. Hayatımızı Cenâb-ı Hakkın emir ve yasaklarına göre tanzim etmektir. Sevgili Peygamberimizi gönülden sevmek, onun gibi dosdoğru, emin ve yüce bir ahlak üzere olmaktır. İstikamet, imanın bize yüklediği sorumlulukların farkına varmaktır.

İbadetleri aksatmamak, anne ve babalık, eş ve evlatlık, komşu ve akrabalık görevlerini yerine getirmektir. İstikamet, Rabbimizin “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol ”[7] emrine uygun bir ömür geçirmektir.

Yalana, hileye, aldatma ve haksızlığa asla tevessül etmemektir. İstikamet, Allah’ın koyduğu helal ve haram ölçülerine titizlikle uymaktır. Edep ve iffeti, onur ve haysiyeti muhafaza etmektir. İstikamet, daima helal dairesinde yaşamaktır. İçki ve kumara bulaşmamak, faiz, kul ve kamu hakkı yememektir. Elinden ve dilinden emin olunan bir Müslüman olmaktır. Hâsılı istikamet, hesabı verilebilir bir hayat yaşamaktır.

Ne mutlu, hayatını iman ve istikamet üzere yaşayanlara. Bu vesileyle Mevlid-i Nebî kandilinizi tebrik ediyorum. Bu gecenin aziz milletimize, İslam âlemine ve bütün insanlığa hayırlı olmasını Cenâb-ı Mevlâ’dan niyaz ediyorum. 

[1] Ahzap, 33/45-46.

[2] Buhârî, Cihâd, 110.

[3] Ahzap, 33/45-46.

[4] Âl-i İmrân, 3/31.

[5] Fatiha, 1/5.

[6] Ahmet Ibn Hanbel, III, 413.

[7] Hud, 11/112.

DİRİLİŞ VE HESAP GÜNÜ HAKTIR

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

وَضَرَبَ لَنَا مَثَلًا وَنَسِيَ خَلْقَهُۜ قَالَ مَنْ يُحْيِ الْعِظَامَ وَهِيَ رَم۪يمٌ

قُلْ يُحْي۪يهَا الَّذ۪ٓي اَنْشَاَهَٓا اَوَّلَ مَرَّةٍۜ وَهُوَ بِكُلِّ خَلْقٍ عَل۪يمٌۙ

Aziz Kardeşlerim!

Aramızdaki en yaşlımızı 100 yaşında kabul edecek olursak, 100 sene önce hiçbirimiz dünyada değildik. 100 sene sonra da bugün hayatta olanların neredeyse hiçbiri olmayacak. Dünyamızda her an, sayısını hesap edemeyeceğimiz kadar ölümler ve yeniden dirilişler gerçekleşiyor. Ölüm ve diriliş, bir döngü halinde, hayatımızın en önemli gerçeği olarak gözlerimizin önünde cereyan ediyor. Tabiat, ölüm ve dirilişin nasıl gerçekleştiğinin binlerce, milyonlarca örneğiyle bize hayat dersi veriyor.

Değerli Kardeşlerim!

Bizler mü’minleriz. Diğer iman esaslarıyla birlikte dirilişin ve hesap gününün hak olduğuna inanırız. Kendi bireysel hayatımız nasıl ölümle son buluyorsa, bir gün kıyamet de kopacak, dünya hayatı topyekûn sona erecek ve herkes hesap vermek üzere yeniden diriltilecektir.

Kardeşlerim!

Soruyorum: Yeniden diriltileceğimiz inanılması güç bir şey midir? Hesap vermekten korkanlar için yeniden dirilmek, evet, inanılması güç ve korkutucu bir şeydir.

Nitekim İslâm’ın en azılı düşmanlarından biri olan Ubeyy bin Halef de yeniden diriltileceğine inanmak istemiyor ve yerden aldığı çürümüş bir kemik parçasını elinde ufalayarak Efendimiz (s.a.s.)’e alaycı ve inkârcı bir edayla şöyle diyordu: “Allah’ın, bu çürümüş kemikleri tekrar dirilteceğine mi inanıyorsun?”[1]

Bu soruya Yüce Kur’an’ın verdiği cevap ise şöyle olmuştu: “Görmüyor mu insan, onu nasıl ‘atılıp giden bir sudan’ yarattığımızı? Buna rağmen o, Rabbine karşı çıkarak ve kendi yaratılışını unutarak Bize misal getirmeye mi kalkışıyor ve ‘Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?’ diye mi soruyor. De ki: Onları ilk defa yaratmış olan diriltecek. Çünkü O, her türlü yaratmayı çok iyi bilendir.”[2]

Bir başka ayet-i kerimede ise yeniden diriltilmenin zor ve güç olduğunu düşünenlere şöyle cevap veriliyor:

“İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanıyor? Evet, Bizim, onun parmak uçlarını bile aynen eski hâline getirmeye gücümüz yeter.”[3]

Hazreti Âdem’den kıyamete kadar doğan ve ölen bütün insanların tamamının nasıl diriltileceğine mi şaşırıyoruz? Yüce Kur’an bunu şöyle cevaplıyor:

“(Ey insanlar!) Sizin (tamamınızın) yaratılması ve diriltilmesi, ancak tek bir kişinin yaratılması ve diriltilmesi gibidir. Şüphesiz ki, Allah her şeyi işiten ve görendir.”[4]

Hiç yokken dünyaya geldiğini bildiği halde yeniden diriltileceğine inanmakta zorlananlara da şöyle cevap veriliyor: “İlk (defa ve yoktan) yaratırken âciz miydik ki, onlar yeniden yaratılacakları hususunda şüphe duyuyorlar?”[5]

Ey, Aziz Mü’minler!

Diriliş haktır ve kesindir. İnananların da inanmayanların da karşılaşacağı ve itiraf edeceği mutlak bir hakikattir. Bu gerçek Yâsîn suresinde şöyle anlatılır: “Nihayet (diriliş için) Sûr’a üfürülünce, insanlar (hesap vermek üzere) kabirlerinden kalkıp koşarak Rab’lerine doğru giderler! (Ve şaşkınlıkla) ‘Eyvah, eyvah! Bizi şu uyuduğumuz yerden uyandıran da kim?’ derler. (Sonra diriltildiklerini fark ettiklerinde de;) ‘Eyvah, bu, Rahmân (olan Rabbimizin, dünyadayken) haber verdiği (hesap günüymüş.) Peygamberler gerçekten doğru söylemişler!’ derler.”[6]

Değerli Kardeşlerim!

Dirilişin ardından hesap zamanı gelir. Yaptıklarımızın hesabını vermek ve karşılığını görmek üzere Rabbimizin huzurunda bir araya geleceğiz. Bir mahşer günü yaşanacak. O gün, (kimi) yüzler korku ve endişe içinde kararmış olacak,[7]

Kkimi yüzler de huzur ve mutluluk içinde olacak.[8]

Dünyada yaptığımız her şey orada karşımıza çıkacak. Kim zerre ağırlığınca bir iyilik işlemişse, onu görecek[9]

Ve kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlemişse, onu karşısında bulacaktır.[10]

Ve herkes önüne konulan amel defterinde yazılı olanlardan korku ve dehşete kapılmış olarak şöyle diyecek: “Vay halimize! Bu nasıl bir kitapmış! Küçük-büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş!”

Sonra... “Gerçekleri inkâr etmiş olanlar gruplar halinde cehenneme sevk edilecek; oraya vardıklarında cehennemin kapıları açılacak; bekçileri onlara, ‘İçinizden, size Rabbinizin ayetlerini okuyup duyuran ve böyle bir günle karşılaşacağınızı bildirerek sizi uyaran bir elçi gelmedi mi?’ diye soracak; onlar da ‘Evet, geldi.’ diyecekler. Ama inkârcılar için artık azap hükmü kesinleşmiştir. Onlara, ‘İçinde ebedî olarak kalacağınız cehennemin kapılarından girin içeri!’ denilecek. (Vaktiyle) büyüklük taslamış olanların kalacağı bu yer ne kötü bir yerdir!

Rablerine karşı gelmekten sakınanlar da gruplar halinde cennete sevk edilecek. Nihayet oraya vardıklarında cennetin kapıları açılmış olacak; bekçileri onlara, “Selâm size! Hoş geldiniz! Ebedî olarak kalmak üzere buyurun girin cennete!” diyecek. Onlar da, ‘Bize verdiği sözü yerine getiren ve cennetten bize dilediğimiz yerinde mesken kurabileceğimiz yurt bağışlayan Allah’a hamdolsun.’ diyecekler. (Bunun için) çalışıp çabalayanların mükafatı ne güzeldir.” [11]

----------------------------------------------------------------------------------------------------

[1] Kurtubî, el-Câmî, XV, 58; Vâhidî, s. 379.

[2] Yâsîn, 36/77-79.

[3] Kıyâme, 75/3-4.

[4] Lokman, 31/28.

[5] Kâf, 50/15.

[6] Yâsîn, 36/51-52.

[7] Ğâşiye, 88/2.

[8] Ğâşiye, 88/8.

[9] Zilzâl, 99/7.

[10] Zilzâl, 99/8.

[11] Zümer, 39/71-74.

İNTERNET RADYOMUZ. İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Rabbin Gazabını söndüren kulunu Rabbine Sevdiren Gönderen: türkiyem
[Bugün, 09:20:31 ÖÖ]


Her Kötülüğün Tek İlacı Gönderen: türkiyem
[Bugün, 09:05:08 ÖÖ]


Hepimizin Kaçınılmza Sonu Ölüm Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:58:13 ÖÖ]


Allahin Cennet Ehli İçin Hazırladığı Nimetler Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:54:31 ÖÖ]


Cehennem Ateşi Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:50:55 ÖÖ]


Kur'an ve Hadisler Çerçevesinde Din Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:34:28 ÖÖ]


Duanın Fazileti ve Vakti Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:16:55 ÖÖ]


Aile Reisi Olarak HZ. Muhammed Aleyisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:46:18 ÖÖ]


Lokman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:20:52 ÖÖ]


En Büyük Zikir Allah’ı Anmaktır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:36 ÖÖ]


2024 - Ammar Acarlıoğlu - İlahi Ninniler 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:32:56 ÖS]


İbrahim Sadri - Dil-i Yunus 320 Kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:27:46 ÖS]


2024 - Hikmet Ayyıldızlı - İlahiler 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:14:11 ÖS]


İslam ve İnsan Hakları Gönderen: anadolu
[Dün, 08:37:24 ÖÖ]


İnsanlık Efendimiz'e (SAV) Şükran Borçludur Gönderen: anadolu
[Dün, 08:33:23 ÖÖ]


Kur'an ve İnsan Gönderen: anadolu
[Dün, 08:26:11 ÖÖ]


Mü’minler Ancak Kardeştirler Gönderen: anadolu
[Dün, 08:19:10 ÖÖ]


İslamda Tevekkül Ve Önemi Gönderen: anadolu
[Dün, 08:13:30 ÖÖ]


İtikadımızı ve Zihniyetimizi Gözden Geçirelim Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:11 ÖÖ]


Lüks ve İsraf Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:41:08 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41