Gönderen Konu: Üç Aylar’ın Rahmet İklimine Girerken Regâib Kandili  (Okunma sayısı 198 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5771
Üç Aylar’ın Rahmet İklimine Girerken  Regâib Kandili 26 OCAK 2023

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Aziz Mü’minler!

Müjdeler olsun! Bir yandan Pazartesi günü itibariyle başlayacak Üç Aylar’ın rahmet ve mağfiret iklimine girerken diğer yandan önümüzdeki Perşembe gününü Cuma’ya bağlayan gece hep birlikte Regâib Kandili’ni idrak edeceğiz. Bu mübarek gün ve gecelerin manevi ve bereketli iklimiyle bizleri şereflendiren Cenâb-ı Allah’a sonsuz hamd ü senâlar olsun. Bizlere her daim hakkı, hakikati, iyilik ve güzelliği öğütleyen âlemlere rahmet Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)’e binlerce salât ve selam olsun.

Değerli Mü’minler!

Recep, Şaban ve Ramazan aylarını içinde barındıran Üç Aylar’ın kandiller geçidi, Regâib gecesiyle başlar; Mîrâc ve Berât geceleriyle devam eder. Bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi’yle zirveye ulaşır. Birlik ve beraberliğimizi güçlendiren, ülfet ve muhabbetimizi artıran Ramazan bayramıyla taçlanır.

Kıymetli Mü’minler!

Üç Aylar, hasretle yolunu gözlediğimiz, gönül hanemize konuk ettiğimiz kutlu misafirimizdir. Üç Aylar, ilâhî rahmetin oluk oluk aktığı, manevi huzur ve sükûnun gönüllere indiği kıymetli bir zaman dilimidir. Bizler bu mübarek vakitlerde ömrümüzün muhasebesini yapar, yaratılış gayemizi yeniden idrak ederiz. Kulluk ve ibadete, hayır ve hasenata, iyilik ve güzelliklere her zamankinden daha fazla yönelir, gönül dünyamızı imar ederiz. Hayatın karmaşası içinde ihmal ettiğimiz görev ve sorumluluklarımızı yeniden hatırlarız. Hûd (as)’ın zaman ve mekân üstü çağrısına yeniden muhatap oluruz. Kur’an-ı Kerim Hud (a.s.)’ın çağrısını şöyle aktarıyor bize: “Ey kavmim! Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O’na tövbe edin ki, rahmetini üzerinize bolca yağdırsın ve kuvvetinize kuvvet katsın; sakın günahkârlar olup Allah’tan yüz çevirmeyin!”[1]

O halde geliniz; Üç Aylar’ı affımıza ve mağfiretimize vesile kılalım. İyilik elimizi imkânlar nispetinde akraba ve komşularımızdan başlayarak ihtiyaç sahibi tüm mazlum ve mağdur kardeşlerimize uzatma gayreti içerisinde olalım. İbadetlerimizi aksatmamaya, gönüllerimizi kirleten günahlardan uzak durmaya çalışalım. Pazartesi ve Perşembe günlerini oruçlu geçirmeye çalışarak Ramazan’a hazırlıklı olalım. Her gün Kur’an-ı Kerim’den bir miktar okumaya zaman ayıralım.

İbadetlerin özü olan dua ve yakarışlarımızı artıralım ve dualarımızda mazlum ve mağdur kardeşlerimizin selametini ve tüm insanlığın barış ve huzurunu dileyelim.

Ey âlemlerin Rabbi! Ey merhametiyle bizleri kuşatan Ulu Allah! Lütfunla eriştirdiğin bu günlerimizi bizler için hayırlı ve bereketli eyle. Bizlere, Ramazan ayına hayır ve bereketle, huzur ve sükûnetle kavuşmayı nasip eyle. İyiliğe, tâât ve ibadete rağbetimizi artır. Kandilimizi mübarek eyle.

Amîn.

-------------------------------------------------------------------------------

[1] Hûd, 11/52.

İnsanın Büyük İmtihanı - Zaman

Değerli Mü’minler!

Bağdat’ı bilirsiniz. Vaktiyle İslam medeniyetinin altın çağını yaşadığı dönemlerde Bağdat; ilmin, fennin ve hikmetin de altın yurduydu. Oldukça sıcak bir iklime sahip olan Bağdat’ta, bir gün, bir derviş, heybesine doldurduğu buz parçalarını satmak üzere, şehrin en kalabalık pazarına gider ve yüksekçe bir noktaya çıkarak alışveriş için gelen kalabalıklara buz parçaları ile dolu heybesini göstererek şöyle seslenir: “Sermayesi eriyen bu adama merhamet edin! Sermayesi eriyen bu adama merhamet edin!”

Kardeşlerim!

Derviş elbette heybesindeki buzları paraya çevirme derdinde değildi. Derviş bu çağrısıyla, aslında, dünyevi telaşenin en yoğun olduğu pazar yerindeki insanlara şu mesajı vermeye çalışıyordu: “Ey insanlar! Sizin ömrünüz de şu heybemdeki buzlardan farklı değildir. Ömür sermayenizi bir an önce iyilik ve hayırla kazanca dönüştüremezseniz, ömrünüz şu buz parçaları gibi hızla eriyecek, iyilik ve hayırdan yoksun olarak beş parasız bir şekilde Rabbinizin huzuruna çıkacaksınız. Öyleyse, ömür sermayeniz erimeden, vaktinizin kıymetini bilin ve bir an önce iyilik ve hayır yolunu tutun!”

Aziz Mü’minler!

Dünyaya iyilik ve takva üzere yaşaması için gönderilen insana Cenab-ı Hakk, sayısız imkân ve fırsatlar verdiği gibi, sınırsız nimetler de bahşetmiştir. Bu nimetlerin başında şüphesiz zaman gelmektedir. Ancak insanın değerlendirmede en fazla acze düştüğü nimetlerin başında da, ne yazık ki, yine zaman gelmektedir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) de bu hususa dikkatlerimizi çekerek, insanların çoğunun zamanı değerlendirmede aldandığını ifade etmektedir.[1]

Her nimetin şükrü kendi cinsinden olur. Malın şükrü infak etmekle, ilmin şükrü öğretmekle olduğu gibi, zamanın şükrü de vakti iyi değerlendirmekle mümkündür. Sınırlı bir zaman dilimi içinde yer aldığımız şu dünya hayatını ya iyi değerlendirerek ebedi saadeti kazanacak ya da kötülük ve isyan yolunu tutarak kayıp ve hüsranla neticelendireceğiz.

Aziz Mü’minler!

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.s.); “Ölüp de pişman olmayan yoktur. İyi yolda olan daha çok iyilik yapmadığı için pişman olur; kötü yolda olan ise nefsini kötü yoldan çekip alamadığı için pişman olur.”[2] buyururlar.

Bir başka hadis-i şerifte ise şöyle buyururlar: “Kıyamet günü insan şu dört şeyden; ömrünü nerede harcadığından, ilmi ile amel edip etmediğinden, malını nerede kazanıp nereye harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından sorguya çekilmedikçe Rabbinin huzurundan ayrılamaz.”[3]

Değerli Kardeşlerim!

365 günlük zaman dilimi olan yeni bir yıla girmiş bulunuyoruz. Allah ömür verirse, önümüzde 2024 yılına kadar çok iyi değerlendirmemiz gereken 365 günlük bir zaman dilimimiz var. Göz açıp kapayıncaya kadar hızlı geçecek olan bu bir yılımızı ve ömrümüzün kalan kısmını, taat, ibadet, hayır ve iyilik yolunda değerlendirmenin gayreti içerisinde olalım.

Hutbemizi bitirirken Rabbimizden duamız ve niyazımız şöyle olsun:  Ey Rabbimiz! Her günümüzü ve anımızı iyilik ve doğruluk üzere değerlendirmemizi nasip eyle. Doğruluk üzere yaşama irademizde bizi yardımsız bırakma. Lütuf ve inayetini eksik eyleme üzerimizden.

Âmin.

--------------------------------------------------------------------------

[1] Buharî, Rikâk,1.

[2] Tirmizî, Zühd, 59.

[3] Tirmizî, Kıyâmet, 1.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Dün, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41