Gönderen Konu: Acaba Yapmam Gereken Neyi İhmal Ettim  (Okunma sayısı 301 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Acaba Yapmam Gereken Neyi İhmal Ettim
« : Ekim 03, 2018, 11:32:36 ÖÖ »
Acaba Yapmam Gereken Neyi İhmal Ettim Sorusunu Sormak Daha Efdaldir

Başımıza bir iş geldiğinde ya da işler istediğimiz gibi veya yolunda gitmediğinde genelde, “Acaba nerde hata yaptım” sorusunu sorar; nerde ne hata ettiğimizi düşünür dururuz.

Hata olarak insanhep yanlış yaptığı şeyleri soruşturur. Oysa hatalı olmak, her zaman, yanlış yapıyor olmak anlamına gelmez.

Burada gözden kaçırdığımız ama aslında gözümüze takılanlardan daha önemli olan bazı gizli büyük yanlışlardan bahsetmek istiyoruz.

Doğru Bildiğini Yapmamak Ve Doğrudan Yana Olmamak:

Aslında bu, en büyük yanlıştır. Kişinin, doğru bildiği ile amel etmesi zorunludur. Ve bilgi, sorumluluk gerektirir. Doktor, hasta için doğru bildiği şeyi yapmaz ise sorumlu olur. Doğru bildiği şeyin, şayet bir delile dayanıyor ise, başka doktorların doğru bildiği şeye aykırı olması bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Emirle de yanlış bir şey doğru olmaz.

Hatadan, emri alan sorumludur. Emri verenin sorumluluğu da vardır ama bu, emri alanın sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.

Mahşerde de bildiğimiz şeylere göre hesaba çekileceğiz. Zorunlu bilgileri bilmemek tabi ki mazeret değildir ve cezası vardır. Ama bunun haricinde doğru bildiğimiz şeylerin gereğini yapmaktan da hesaba çekiliriz. Bu durumda herkesin sorumluluğu ve hesabı aynı olmaz.

Dünyada bilen sorumludur. Herkes kendine yakışanı ve kendi makamına uygun olanı yapmalıdır. Başkalarının ne yaptığı veya yapmadığı bizi ilgilendirmez ve bizi mazur da göstermez.

Kararsız Olmak:

Bu da yine en büyük kusurlardandır. Karasızlık hem bir hastalıktır hem de imtihan sebebidir. Aslında bu durum, doğru bildiğini yapmakla alakalıdır. İnsan doğru bildiğini yapmaz, aldığı kararlarda ısrarcı olmaz ve kararları takip etmez ise bunun bedelini hem dünyada hem ahirette yani hem madden hem de manen ödeyecektir.

Hem ayeti kerimede hem de hadisi şeriflerde azim, gayret, ısrar ve cesaret emredilmiştir.

Aslında kararsız olmak, doğru bildiğini yapmamanın bir yansımasıdır. Doğru bildiğini yapmak zaten kararlı olmayı gerektirir.

Kararlı olan kimse başka şeylere de aldırış etmez.

Küçük Meseleleri Büyütmek Ve Asıl İşleri İhmal Etmek:

Yani önemli-önemsiz veya ehem-mühim ayrımı yapamamak.

Aynı şekilde yanlışlara takılıp kalmak da bu tür hatalardandır.

İsraf haramdır ve en büyük israf, vakit israfıdır. Zira ömür, ahireti kazanmak için en büyük sermayedir ve bunun telafisi yoktur. Bu yüzden vaktimizi, daha tali veya daha az önemli işlerde harcamak, israftır.

İnsan, vaktini, dünya ve ahiret için en faydalı olan şeylerde harcamalıdır. Bir tercih yapmak zorunda kalırsa tercihini, kendini en faydalı gördüğü yerden yana yapmalıdır.

Geçmişe takılmak da yine bu tür yanlışlardandır. İnsan, yol yürümekle ve amelle mesuldür. Hatalara ve küçük şeylere takılarak bu asıl işini ihmal etmemelidir. Yani her seferinde arkamıza dönüp bakmakla yol kat edilmez.

Yine bu son meseleyi de ilk maddeye bağlamak mümkündür. Zira doğru bildiğini yapma peşinde olan insanın diğer tüm şeylerin üstesinden geleceğini söylemiştik.

Özetle:

Bir şeylerden memnun değilsek ve bir şeyler bizi rahatsız ediyorsa; önce kendimize yani nerde hata yaptığımıza bakmalıyız.

İlk bakacağımız yer de üzerimize düşen sorumlulukları yapıp yapmadığımız ve doğru bildiğimiz şeylerle amel edip etmediğimizdir.

Bu üç maddeye; “salih amel”, “ilmiyle amel etmek”, “imanın gereğini yapmak”, “gayret”, “irade” gibi ifadeleri başka açılardan kullanılabilir. Ama aslında ifade ettiğimiz anlam, aynıdır.

Turgut Akyüz.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42