Gönderen Konu: Çekip Gitmeden  (Okunma sayısı 117 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5777
Çekip Gitmeden
« : Ocak 12, 2024, 10:18:59 ÖÖ »


Çekip Gitmeden

İnsan ve insanlık, her geçen gün anlamını yitirmeye devam ediyor. Dünya garip bir şekilde alabora olmaya devam ediyor.

Mevlana Hz.leri diyor ki: Dünya hissi bu cihanın, din hissi ise göklerin merdivenidir”. “Benlik ile eşya” arasına sıkışmış bir insanlıktan söz ediyor olsa gerek.

Dünyaya gelip de çekip gitmeyen kimse var mı bilmiyorum. Peki, giderken biriktirdiklerini, malını-mülkünü götüren var mı?

Bu soruyu ölümlü olduğuna inanan herkes sorar ama hiçbirimiz; “Benlikten ve eşyadan” vazgeçemiyoruz.

Vazgeçmek kolay değildir. Hele dünyadan ve dünyalıktan! Çekip gideceğimizi bildiğimiz halde vazgeçememek nasıl bir baskıdır kimse çözebilmiş değil.

Önceki gün gençlerle sohbet ederken söz, “akraba” ilişkilerine geldi ve sordular:

-“Akraba ilişkilerine dair dinimiz ve milli geleneklerimiz çok şey söylüyor ama günümüzde akraba işleri dinimizin tavsiye ettiği gibi gitmiyor, maalesef aile problemlerinin büyük kısmı akrabalıklar yüzünden bozuluyor ne dersiniz” dediler.

Zor soruydu. Kıyıdan, köşeden bir şeyler söylediysem de bir türlü “haklısınız gençler” diyemedim. Çünkü ardından:

-“Akrabanın yaptığını akrep yapmaz” sözünün geleceğini tahmin ediyordum ve nihayet geldi de.

Dini nasihat ve öğütlerde akrabalık ilişkilerini anlatanlar bu meseleyi yeniden ele almalılar ve yorumlamalılar. Hatta bu meseleyi gözlem yaparak halletmeliler.

Konuşmak veya yazmak kolay! Mesela şu hakikati kimse yorumlayamıyor. Bugün ülkemizde adliyelerde görülen davaların büyük ekseriyeti neden miras davası!

Miras yüzünden akrabalık bağları öyle düşmanlıklar, öfkeler, kinler ve buğzlarla dolu ki, zorunlu kurulan ilişkiler de ele-güne karşı utanma belası veya miras kavgasında taraf toplama amaçlı görülüyor.

Günümüzün çaresiz büyük hastalıklarının başında -tıbbi olarak çözümü olmayan- haset, kıskançlık, kin, öfke geldiği sıkça dile getiriliyor.

Bu hastalık, akrabalık bağlarının kopmasına sebep olmakta ve kopan bağların sebepleri başka başka söylense de özünü bu illetler oluşturuyor.

Yine Mevlana diyor ki: “Kötülükte bulundun mu kork, emin olma; çünkü yaptığın kötülük bir tohumdur, Allah onu mutlaka bitirir”.

Yukarıda “Benlik ve Eşya” dedik ya, bu illetin bir çaresi var mı bilmiyorum. Bilenlere sorduğumda şunu söylüyorlar:

-“İhtiyaçtan fazlasına meyletme ki, sana galip gelmesin, nefsini sana düşman edip, başka düşmanlıklar peydahlamasın”.

Söylemesi kolay lakin bu söze uyabilecek ve kabullenecek insanı nerede bulacağız?

Sınırsız ihtiyaçlar, insanı öyle bir baskı altına alıyor ki, akla hayale gelmedik binbir çeşit malzemeyi; “senin buna ihtiyacın var” dedirtiyor.

Esas mesele bu baskıdan kurtulabilmektir. Vicdanımızı-aklımızı-inancımızı-imanımızı; “çekip gitmek” kavramı içerisinde muhasebe edebilmektir.

Ezcümle

Çekip gittikten sonra hayırla mı şerle mi anılacağımızı bilerek yaşamalı. İşin tuhafı herkes biliyor ki: Geride bırakılan mallar hayırlarla bölüşülmüyor ve bırakanlar hayırla anılmıyor.
 
Hüseyin Öztürk.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41