Gönderen Konu: Deprem Zahmet Değil Rahmettir  (Okunma sayısı 70 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5771
Deprem Zahmet Değil Rahmettir
« : Nisan 10, 2023, 06:41:04 ÖÖ »


Deprem Zahmet Değil Rahmettir

Başlığa bakınca biraz kafanızı kurcalar gibi durabilir ama yazımızdaki örneklerle algınızda bir takım değişiklikler olacağını şimdiden tahmin edebiliyorum....

Öncelikle Kahramanmaraş merkezli ve Hatay, Gaziantep, Osmaniye, Malatya, Adana, Diyarbakır, Şanlıurfa, Adıyaman ve Kilis'imizi de etkileyen Asrın Felaketi'nde kaybettiğimiz 50 bini aşkın vatandaşımıza Allah'tan rahmet diliyorum, geride kalanlara ise sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Büyük bir acı ve büyük bir trajediyi geride bıraktık... Şimdi ise; devletiyle ve milletiyle yaraları sarıp ayağa kalkma vakti. İnşallah bunun altından da millet olarak kalkacağımızdan şüphem yok..

Malumunuz hepimiz televizyon ekranlarına odaklanmış ve "Sesimi duyan var mı?" sorusunun cevabına kendimizi kilitlemiştik. Evet çok sayıda güzel haber aldık çok şükür, ama çok da üzüldüğümüz, yürekleri burkan anlar oldu maalesef.

Tam bu esnada şu soruyu soralım.. Depremler neden olur? Ve biz insanoğlu için ne anlam taşır? Gelin beraber irdeleyelim.

Yer kabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin, dalgalar halinde yayılarak yeryüzünü sarsmasına deprem deniliyor..

Haliyle depremlerin ülkemizde yıkıcı durumlara sebebiyet vermesinin temel nedeni ise kentleşme ve yapılaşmada temel ilkelere uyulmamasından kaynaklanıyor. Peki, rahmeti bol olan Yüce Allah (cc) neden bizi böylesi büyük bir afetle imtihan ediyor olabilir? Kim neyi düşünürse düşünsün ortada çok net bir gerçek var.. O da bu dünyanın bir imtihan dünyası olduğu gerçeğidir... Biz Müslümanların da bu imtihandan şükürle çıkması ahiret hayatı için büyük kazanç vesilesi olacaktır kuşkusuz...

Her rahmet gözüyle baktığımız doğal olaylara bir bakın. Kar bekliyoruz; toprağın bereketlenmesi daha bol yiyecek ülkenin topraklarında çoğalsın diye.. Ama bir an çoğaldığı zaman o beklediğimiz kar için bir anda 'Beyaz Esaret' başlıklarını hem gazetelerde hem de televizyonlarda görebiliyoruz.. Yine rahmetin bir göstergesi olan yağmuru bekliyoruz... Biraz fazla yağıp sele dönüşünce ise yine bambaşka konularla ilerleme ihtiyacı hissediyoruz. Unutulmamalı ki; depremler, seller, kar yağışları ile Cenab-ı Allah (cc) da hem merhameti hem de adaleti ile bazen biz kullarına imtihanlar sunar bazen de insanoğlu yararı için olaylar yaratır.

Önemli olan böylesi büyük afetlerden gereken dersleri kendimizce çıkarabilmektir... Allah (cc) bizleri hayata rahmetiyle bağlar daima, ama ders almazsak da zahmetiyle teşvik ve terbiye eder.

Deprem zahmet değil rahmettir! Peki, neden?

Depremlerin yeryüzünde yaptığı o inanılmaz hareketlilik sayesinde ise yer altında yaşanan bambaşka gelişmeleri de görüyoruz.. Özellikle su kaynakları ve yer altı zenginliklerinin tekrar yeryüzüne kazandırılması için Rabbimiz tarafından da bir rahmet göstergesi olarak da nitelendiriliyor kimi bilim adamları tarafından...

Özellikle biraz olsun araştırma yapınca fark ediyoruz ki, geçmiş yıllarda akademisyenlerin de bu konudaki fikirlerini görebiliyoruz...

Bunlardan birkaçına şöyle göz atalım:

İlki, İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Osman Öncel... Prof. yaptığı açıklamada petrol, doğalgaz ve maden aramalarında öncelikle fayların belirlendiğini anlatırken, "Deprem bir müjdedir. Aslında depremler bize yerin altındaki zenginliğin adresini gösteriyor" demişti.

Bir diğer kaynağımızda ise, Prof. Dr. Mehmet Önal’ın açıklamaları şöyle:

“Depremin başlıca üç yararı vardır. Birincisi, ülkemizdeki organik olmayan madenlerin nerede ise tamamı fay hatları nedeniyle oluşmaktadır. Ülkemizin dünyada bor madeni zenginliği açısından birincisi olmasını deprem fay hatlarına borçluyuz. Endüstriyel hammadde açısından ülkemiz çok zengindir. Madenlerimizi uygun bir şekilde kullanabilirsek, bunun geliri ülkenin her türlü ihtiyacını karşılayabilir.

Depremin ikinci bir yararı, doğal maden sularının deprem fay hatları nedeniyle oluşmasıdır. Maden suları içinde bulundurduğu çeşitli mineraller ve iz elementleriyle vücudumuz için yararlıdır. Beypazarı doğal maden suyu bunun en güzel örneğidir.

Depremin üçüncü bir yararı ise ülkemizin içilecek kaynak suları ve ılıcalar açısından zengin olmasının nedeni de benzer şekilde deprem fay hatlarıdır.”

Ve doğal olarak da bu söylemler sonrası; şu yargıya hepimiz ister istemez kapılabiliriz: “Dünyadaki her şeyin iyi ve kötü tarafı vardır.”

Tabiki bilim nezdinde de hala tartışılan bir konu olan depremler olmasaydı ne olurdu? sorusunun cevabına da şöyle bir göz gezdirelim: Dünya'da hâlâ oksijen ve atmosfer olacak ancak artık depremlerin oluşturduğu oluşumlar olmayacağı için zamanla rüzgâr, tüm yapıları dümdüz bir hale getirecek. Sonunda, düzleşmiş kıtaların çoğu sular altında kalacak. Birçok volkan var olamayacak; kalanlar ise daha düz ve daha yaygın bir şekil alacak.

Aslında bize zahmet ve afet olarak gösterilen birçok konu aslında başka rahmetlerin de göstergesi niteliği taşıyor. Demek ki bazen zahmet, rahmete vesile olur.

Bir rahmet ve kolaylık kapısı zahmetin içinde vardır. Bunu ister kabul ederiz, ister etmeyiz ama işin bir de realitesi var karşımızda unutmayalım..

Yine de rahmeti bol olan Allah'ımıza sığınıyor ve böylesi büyük depremleri ülkemizin yaşamaması için duacıyız.

Selma Savcı.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41