Gönderen Konu: Olduğu gibi görünmek ve göründüğü gibi ol  (Okunma sayısı 313 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Olduğu gibi görünmek ve göründüğü gibi ol
« : Mayıs 10, 2018, 09:55:47 ÖS »
Olduğu gibi görünmek ve göründüğü gibi olmak ya da şeffaflık veya net olmak

Olduğu gibi görünmeyen insan, illa bir yerde açık verir. Zira en büyük sırlar bile ancak bir insan ömrü kadar saklanabilirler.

Ayrıca insanın niyeti neyse sonu da öyle olur. Yani Allah, imtihan ederek, kulun içinde asli olan cevheri açığa çıkarır.

Olduğu gibi görünen yani hakikat ehli kimse, sevilmese de töhmet ve zan altında bırakılamaz. Zira hakikate, fıtratı bozuk kimseler haricinde kimse itiraz edemez. Hakikatin en önemli özelliği, karşı konulamaz ve gayri kabili itiraz oluşudur.

Göründüğü gibi olmamak da aslında olduğu gibi görünmemenin bir başka tezahürüdür.

Olduğu gibi görünmeyen ve göründüğü gibi olmayan kimseye genelde ikiyüzlü diyoruz. İkiyüzlü insan, ne o tarafa ne de bu yâr olur. Zira ikiyüzlü insanın düşmanı, zaten düşmanıdır. Dostu ise asla kendine itibar etmez. Mesela bu yüzden İslam dininden önce Araplar, asla yalanı affetmezlerdi. Zira savaş üzerine kurulan bir sistemde yalancıya güvenilerek yola çıkılmaz.

Bu yüzden hayatımızda en önemli şeylerden birisi de gizli ajandası olmamak yani söyledikleri ve savunduklarından başka bir hesabı bulunmamaktır.

Bela ve iftiradan emin olmanın bir yolu da budur.

İkiyüzlülük, ihanetin bir çeşididir. Hain ve zalim, ettiklerinin karşılığını dünyada görmeden ölmezler. Yani Allah, bazı suçların cezasını ahirete erteleyebilir. Ya da dünyada ceza verdiği suçları (inkâr hariç) mahşerde tekrar cezalandırmaz ya da dünyada çektikleri ceza nispetinde ahiretindeki cezasından indirim yapar. Fakat zulüm ve ihanet bunun dışındadır. Zalim ve hain, dünyada cezalarını illa ki bulur. Dünyada gördükleri ceza da ahiretteki cezadan düşülmez.

İslam dininin en önemli özelliği de tarih boyunca bu olmuştur. Müslümanlar, söyledikleri haricinde asla gizli hesaplar peşinde olmamışlardır.

Yine İslam dininin hükümleri, olduğu gibi anlaşılmış ve uygulanmıştır. Tabi ki bir takım müteşabih hükümler vardır fakat bunlar da ilim ehli kimseler tarafından anlaşılıp yorumlanabilmiştir. Bunun haricinde İslam dininin temel kaynakları, her türden insana aynı şekilde ve aynı şeyleri hitap etmektedir. Yani İslam’ın bir takım gizli, karanlık ya da kişiye özel mesajları bulunmamaktadır.

Özetle insanın iki temel amacı olmalıdır:

 İlki, ücretini aldığı işin hakkını vermesi yani işini en güzel şekilde yapmasıdır. İşin gereğini yapmak, sadece o işi yapmak değil o işin gerektirdiği tüm diğer şeyleri de ifa etmekle olur. Bu yüzden hiçbir işin angarya ya da gereksiz yönü olamaz. Yani her iş önemli ve kıymetlidir. Küçük işlerde ihmalkâr davrananlar, büyük işlerde de tembel ve gevşek davranırlar.

İkincisi ise manevi ve milli değerlerimiz içim mücadele etmektir. Yani her insanın, kendi kapasitesine göre, işi haricinde bir davası ve faydalı yönleri olmalıdır.

Turgut Akyüz.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42