Gönderen Konu: Ömür Uzarmı  (Okunma sayısı 107 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı türkiyem

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 1964
Ömür Uzarmı
« : Ekim 16, 2023, 08:25:27 ÖS »


Ömür Uzarmı

"...(Allah'ın) kitab(ın) da öngörülmedikçe hiçbir canlının ömrü uzatılmaz ve hiçbir kimse de onu kısaltamaz..." (Fâtır 35/11)

Son günlerde en çok konuşulan konu bilim oldu. Önce ışık hızı 300 misli aşıldı, hemen ardından da insan haritası çıkarıldı, DNA şifresi çözüldü haberleri gündeme geldi. Özellikle genetik şifrenin çözülmesi, bilim tarihinin en önemli olaylarından biri sayıldı.

Bilimsel verilere göre, DNA(Deoksiribonükleik asit) sarmal biçimde bir kimyasal bileşim. Bazlardan, deoksiribor adlı beş karbonlu şeker ve fosfattan oluşan bir şifre. Genler de bu DNA'da yer alıyor. İnsan vücudunda 75 trilyon hücre, bir hücredeki DNA kodu içinde de 3 milyar gen harfi bulunuyor. Bilim adamları, bu harflerin dizilişini keşfetmek için uzun yıllar çalışmışlar ve dev bilgisayarlarda yaptıkları pek çok işlemden sonra bu sonuca ulaşmışlar.

Peki bu akıl almaz dizilişi ve oluşu yapan kim? İşte bu sorunun cevabı bilgisayarda değil, vahiy kaynaklı dinde ve ona inanan insanın ferasetindedir. İnsan, sadece dini bilimleri öğrenerek genetik şifreyi çözemeyeceği gibi, bilim de genetik şifreyi çözmekle her şeyi halletmiş sayılmaz. Ne var ki bazı pozitivist kafalı kimseler, insanlık için bilim ve felsefenin yeterli, dinin ise gereksiz ve zararlı olduğunu söyleyerek onu reddederler. Halbuki bu totaliter bilim anlayışı, sadece dine değil, insan gerçeğine ve müspet ilime de aykırıdır.

Çünkü insan, sadece genden ve tenden oluşmuyor, onun canı ve ruhu da bulunuyor.

İnsan zihni ve ruhu, sırf bilimle yetinemeyeceğine göre o, dine her zaman ihtiyaç duyacaktır. Nitekim son yıllardaki bilimsel gelişmelere rağmen insan ömrünün uzayıp uzamayacağı hâlâ merak konusu olmaya devam ediyor. Pek çok insan, dinin bu konuda ne söylediğini bilmek istiyor. Kuran'da bu konuyla ilgili olarak geçen anahtar kavram eceldir. Ecel konusu, İslâm alimleri arasında kaderle bağlantılı olarak ele alınmış ve işlenmiştir.

Ecel kelimesi, sözlükte belirlenmiş zaman, muayyen bir müddetin veya hayat süresinin sonu gibi anlamlara gelir.2 Ayrıca kozmik düzenin bozulacağı vakit3, ay, güneş ve diğer gezegenlerin düzenli hareketlerinin süresinin belirlenmiş olması4 da bu kelimeyle dile getirilir. Ecel kelimesi, insan ömürleri bağlamında kullanıldığı zaman, ölüm anı ve ömür manasına gelir. Bu yüzden "her canlı varlık için Allah tarafından önceden takdir edilen hayat süresine (tabii ömre) ve bu sürenin sonu olan ölüm vaktine" ecel denir.5

Ecelle ilgili ayetlerde, Allah'ın her insan için bir yaşama süresi ve ölüm vakti belirlediği,6 kendilerine uzun ömür verilenlerin de, ömrü kısaltılanların da mutlaka bir kitapta yazılı olduğu7 ilahi buyruklara uyanların, tayin edilmiş ölüm vaktine kadar güzel bir şekilde yaşayacakları,8 zalimlerin de ecelleri gelinceye kadar cezalandırılmayacağı, ancak zamanı gelince bir anlık öne alış veya erteleme yapılmayacağı,9 bildirilir. Yine bu bağlamda bazı insanların hayatlarının ihtiyarlamadan önce sona erdirildiği, bazı kişilerin ise kendileri için belirlenen süreye kadar yaşatıldığı belirtilir.10 Ayrıca fertler gibi toplumların da ecelleri bulunduğu, yıkılış zamanı gelince bunun bir anlık gecikme ve ileri alınma olmadan gerçekleşeceği haber verilir.11

Ecel hakkında merak edilen hususlar daha çok insanların ecelini (ömrünü ve ölüm anını) kimin tayin ettiği, iki ecelin bulunup bulunmadığı ve ömrün uzayıp uzamadığı gibi konular üzerinde yoğunlaşıyor. Bu hususlar kısaca şöyle açıklanabilir:

İnsan cinsi için Allah tarafından süre anlamında bir ecel tayin edilmiştir. Çünkü ecel, Allah'ın ezeli ilminde ve Onun mutlak iradesi dahilindedir. Bunun için ölüm süresini, ölüm anını ve nedenlerini Allah tespit, takdir ve tayin etmiştir.12

İki ecelin olup olmadığı hususuna gelince, Kuran'ın işaretiyle iki ecelden bahsedilebilir.

Zira konuyla ilgili bir ayette: "O'dur sizi balçıktan yaratıp sonra sizin için bir ömür tayin eden; belli bir ecel de kendi katındadır. Ama hâlâ şüphe edip durursunuz."13 buyurulur.

Bu ayetin beyanına göre insan, su ve toprak karışımı bir maddeden yaratıldıktan sonra ona Allah tarafından tekvini (ontolojik) bir ecel takdir edilmiştir. İnsan cinsi için konulan bu ecel, tabii eceldir. Demek ki tabii ecel (ecel-i kaza), Allah'ın insan cinsi için tayin ettiği maksimum süreye metabolizmanın yaklaşması ve sonra dağılması, hücrelerin ve sistemlerin işlevlerini yitirmesi(ölmesi)dir. Bir mumun yanıp tamamen tükenmesi gibi. Bu ayette bir de ecel-i müsemma'ya işaret edilmiştir. Bu, metabolizmanın süresini doldurmadan kaza, afet ve hastalık gibi nedenlerden dolayı sona ermesi veya erdirilmesidir. Mumun yanarken çeşitli nedenlerle sönmesi veya söndürülmesi gibi.14

Alimlerin çoğu, bu ayetteki ecel-i müsemma'yı kıyamet veya ölümden sonraki hayat olarak yorumladıklarından15 onlara göre bununla insanın değil, evrenin eceline işaret edilmiştir. Bu nedenle "canlıların yaşadığı ecel tek olup kesinlikle değişmez; yani ömür uzayıp kısalmaz.

Ancak alimlerin bir kısmı da insanların iki eceli bulunduğunu16 ecel-i tabii'nin asıl ve değişmez olduğunu, fakat ecel-i müsemma'nın, yani Allah'ın ve insanların iradesine bağlı olan ecelin uzayıp kısalabileceğini savunmuşlardır.17 Onlar, bu gerçeğin Kuran'da insanın organik gelişme sürecine işaret eden şu ayette açıkça ifade edildiğini söylerler:

"Sizi Allah yarattı, günü gelince de öldürecek; içinizden kimileri ömrün o en düşkün çağına, insanın bildiği şeyi de bilemez olduğu yaşa kadar alıkonulur..."l8 İnsan doğar, gelişir, gücünün bilgi ve tecrübesinin doruğuna erişir; sonra giderek geriler yaşlanır ve nihayet çaresiz bir hale düşer. Burada Allah'a izafe edilen şey, doğum ve ölüm konularıdır. Çünkü bu ayetteki "teveffa ve mevt kelimeleri, ölüm sürecini ifade eder; bu sonucu doğuran insani nedenleri ve önlenmemiş doğal sebepleri değil.19

Görüldüğü gibi ömrün uzaması ve kısalması, metabolizmanın tabii süresini doldurmadığı "ecel-i müsemma" alanında olmaktadır. Kuran bu alandaki uzama ve kısalmaya işaret ettiği gibi, bunun objektif, ontolojik ve ahlâki kurallara bağlı olduğunu da belirtir.20 Nitekim Kuran'da ömrün uzayıp kısalmasının sağlık ve korunma gibi biyoloji kuralları sadece insan iradesine bağlanırken21 ahlâki kuralları ise ilahi iradeyle birlikte insani iradeye de bağlanmıştır. Mesela Hz. Yunus'un kavmi, ölümü hak etmişken iradeleri ile son anda Allah'a yöneldikleri için ölüm üzerlerinden kaldırılmıştır.22 Demek ki Allah, bireysel ve toplumsal ihmal neticesinde oluşan nedenlerden gelebilecek ölümleri, kişinin Allah'a karşı sergileyeceği dua ve sadaka gibi ahlâki davranışıyla uzaklaştırabilir. Bunun için Peygamber (a.s) "Komşulara iyi davranmak ve sadaka vermek" gibi güzel işlerin, ömrü uzatacağını bildirmiştir.21 Bu gerçeğin tespiti belki objektif olarak mümkün olmayabilir.

Ama zihni açık ve kalbi diri bir mümin, onu ferasetiyle bilir. Tıpkı, veba hastalığının yaygın olduğu bir kasabaya girmek istemediğinde kendisine: "Allah'ın kazasından mı kaçıyorsun?" diyenlere "Evet, Allah'ın kazasından onun başka bir kazasına (kaderine) kaçıyorum" diyen Hz. Ömer gibi...

Şunu da belirtelim ki yanlış ecel ve kader yorumlarından, ihmalden kaynaklanan erken insan ölümlerinin "ecel" kavramıyla Allah'ın iradesine bağlanmasından en fazla sorumsuz yöneticiler ve ahlâksız kimseler memnun olmaktadır. Çünkü bu yolla onların sorumsuzlukları ve insan hayatına değer vermeyişleri kolayca örtülebilmektedir.

Ecelin, ilahi iradeyi ve ilmi ilgilendirdiği dikkate alınırsa insanlar için önceden belirlenen değişmez ve tabii bir ecelin takdir edildiğini benimsemenin daha isabetli olduğu söylenebilir. Çünkü kişilerin sağlık kurallarına uyup uymayacakları, hayatta ne gibi gelişmelerin yaşanacağı hususu, ilahi bilginin ve iradenin dışında değildir. İnsan ömrünün bir anlamda uzatıldığı kabul edilse bile insanların ecelleri sadece Allah tarafından bilindiğine göre, ölmeden önce hayatın değerini bilmeleri, hastalanmadan önce sağlıklarını korumaları, hastalanınca da tedavi olmaları onların kulluk görevidir.

Sonuç olarak, insanoğlu Allah'ın hayatı yarattığı dili öğrendikçe Onun en kutsal armağanının ne kadar harika, güzel ve bir o kadar da karmaşık olduğunu daha iyi anlıyor. Dileyelim bu çözülen dil, insan hayatında daha hayırlı ve olumlu gelişmelere vesile olsun. Ama insan ömrü uzatılmaya çalışılırken dünyanın ömrünün kısalmakta olduğu da unutulmasın. Zaten "Allah'ın her insan ömrü için takdir ettiği vade gelip çatacağına göre"24 sonuçta ecel, yine insana en yakın olmaya devam edecektir. Çünkü her gelecek yakındır.

----------------------------------------------------------------

Dipnotlar: 1. Ecel kelimesi, çeşitli kullanım biçimleriyle Kuran'ın tamamında 56 kez geçmektedir. (Bkz. M. Fuad Abdulbaki, Mucemu'l Müfehres, s. 14-15

2. Bkz. İbn Manzur, Lisanu'l Arab, XI, 11-13

3. Bkz. En'am 6/2; Rad 13/2; Ankebut 29/53 vb.

4. Bkz. Rum 30/8; Lokman 31/29

5. Bkz. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, X, 380

6. Bkz. En'am 6/2,60

7. Bkz. Fatır 35/11

8. Bkz. Hud 11/3

9. Bkz. Ankebut 29/53

10. Bkz. Mü'min 40/67

11. Bkz A'raf 7/34; Yunus 10/49; Hicr 15/5

12. Bkz. Al-i İmran 3/145; Fatır 35/11; Münafikûn 63/11 vb.

13. En'am 6/2

14. Bkz. İlhami Güler, Allah'ın Ahlakiliği Sorunu, s.116

15. Bkz. Zemahşeri, Keşşaf, II, 4; Kurtubi, el-Cami'li Ahkâmi'l Kuran, VI, 389

16. Bkz. DİA, X, 381

17. Bkz. Zemahşeri, age, III, 303

18. Nahl 16/70

19. Bkz. İlhami Güler, age, s. 121

20. Bkz. Fatır 35/11; Münafikûn 63/11 vb.

21. Bkz. Bakara 2/195

22. Bkz. Yunus 10/98

23. Bkz. Buhari , Da'avât, 26; Zemahşeri, age,III, 303

24. Bkz. Ankebut 29/5

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Zaralı Alışkanlıklardan Korunmak Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:19:12 ÖÖ]


Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Ahlakı Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:13:25 ÖÖ]


İslam Ahlakı Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:08:04 ÖÖ]


Mutaki Olmak Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:03:31 ÖÖ]


İbadetin Özü Dua Gönderen: anadolu
[Bugün, 06:57:45 ÖÖ]


Haya – Ahlak – İmandır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:34:05 ÖÖ]


İkiyüzlülük- Münafıklık – Manevi Bir Hastalıktır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:28:39 ÖÖ]


İslamda Birlik ve Beraberliğin Önemi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:21:39 ÖÖ]


İnsanlara İyi Muâmele Etmek Aklın Yarısıdır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:12:43 ÖÖ]


Akıllı Kime Denir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:04:51 ÖÖ]


2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:49:10 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41