Gönderen Konu: Kur’an’da Geçen Peygamber Duaları  (Okunma sayısı 113 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gurbetciyim

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2144
Kur’an’da Geçen Peygamber Duaları
« : Haziran 07, 2023, 01:58:46 ÖS »
Kur’an’da Geçen Peygamber Duaları

“Ey Rabbimiz!Günahlarımızı ve işlerimizdeki aşırılıkları bağışla. Adımlarımızı sağlamlaştır ve hakikati inkar eden kafirlere karşı bize yardım et.” (Ali İmran,3/147.)

Bir fiil dua örneği olan sabır, görevde sebat edip gerekli tüm tedbirleri aldıktan sonra Allah’tan zafer dilemek” bütün peygamberlerin dualarına konu olan ortak bir tema ve ortak bir tavırdır.

Bu bölümde Kur’an’da örnek gösterilen peygamber dualarını göz önüne sermeye çalışacağız. Bu örnek dualar, “peygamberlerin ağzından ilahi kelamın beyan edişi” ile Kur’an’da yer almaktadır. Tüm gerekli ayrıntılarına rastlayabileceğimiz bu model dualar, bir işin başında, ortasında ve sonunda; bir sevinç veya üzüntü esnasında Sonsuz Kudret Sahibi Yüce Allah’ın merhametine sığınma şeklinde olmaktadır.

1-Adem a.s ve eşinin yaptığı yakarış

Adem a.s ve eşinin günahı itiraf, tevazu ve gönülden yakarışın sözlü ifadeleri olan bu duaları, ilahi mağfirete muhtaç olan bütün insanların örnek alması gereken bir muhteva ile tefekkür ehlinin ilgisini beklemektedir:

“Ey Rabbimiz!

Biz kendimize yazık ettik, bizi bağışlamaz bize merhamet etmezsen, ebediyyen kaybedenlerden olacağız.”(Araf,7/23.)

2)-Nuh Peygamber

a) Tebliğ ve İnayet Duaları

Nuh Peygamber bütün Elçiler gibi başarısını da başarısızlığını da sıkıntısını da mutluluğunu da Alemlerin Rabbi Olan Allah’a itiraf etmiş, O’nunla dua formunda konuşup dertleşmiştir:

“Ey Rabbim! Senden hakkında bilgi sahibi olmadığım her hangi bir şeyi istemekten sana sığınırım. Çünkü beni bağışlamaz, beni acıyıp esirgemezsen şüphesiz kaybedenlerden olurum.” (Hûd,11/47.)

Ey Rabbim! Ben halkıma gece-gündüz çağrıda bulunuyorum. Ama bu çağrım onları senden daha da uzaklaştırmak(tan başka bir işe yaramadı). Ve doğrusu onlara bağışlayıcılığını göstereceğin ümidiyle ne zaman çağrıda bulunduysam parmaklarını kulaklarına tıkadılar; günahkarlık giysilerine büründüler; daha fazla inada kapıldılar ve boş gururlarında daha da azgınlaştılar. Doğrusu ben onları açık açık çağırdım. Onlara açıktan tebliğde bulundum; ayrıca onlara gizlice özel olarak da konuştum. Ve dedim ki:

Rabbinizden günahlarınızın bağışlanmasını dileyin; çünkü o kuşkusuz bağışlayıcıdır. (Nuh Suresi,71/5-10.)

“Ey Rabbim! Onlar bana tamamen karşı çıktılar, zaten onlar serveti ve çocukları yüzünden hızla yok olmaya doğru giden kimselere uyarlar; ve sana karşı en korkunç tuzakları kuranlara; çünkü onlar (kendilerine uyanlara): ‘İlahlarınızı hiçbir zaman terk etmeyin; ne Vedd, ne Suva ne Yeğûs, ne Ye’ûk, ne de Nesr’i terk etmeyin’ demişlerdi.

Onlar böylece çoğu kimseyi saptırdılar. O halde Sen bu zalimlere yalnızca özlem duydukları şeylerden uzaklaşmalarını emret!” (Nuh,71/21-24.)

Nuh peygamber tevazu sahibi bir gönlün en güzel yakarış örneklerini sunduğu dualarında, Allah’a teslimiyetin Cahiliyye toplumundan tam bir kopuşla kopmayı gerektirdiğini de göstermiştir:

“Ey Rabbim! O cahillerin beni yalanlamalarına karşı bana yardım et. Ey Rabbim! bu kafirlerin yalanlamalarına karşı bana destek ol!” (Mü’minûn, 23/26,39.)

Nuh peygamber gece-gündüz, gizli-açık bıkıp usanmadan hakikati halkına anlatmıştır.

Onu yalanlayan, kendisine sebatından ve direngen onurlu duruşundan dolayı kavmi ona “budala” demişti. O, bu çaresiz durumdan kurtuluş için zalimlerle uzlaşma yolları aramamış, her salih müminin yapması gerektiği gibi kalbinden geçenleri Allah’a tevekkül ederek şöyle arz etmiştir:

“Doğrusu ben yenik düştüm, artık sen gel ve bana yardım et!” (Kamer,54/10.)

b)-Helak İçin Kahhariye Yakarışları

Kahhariye duaları, onulmaz hatalar işledikleri halde hiçbir kurtuluş gayreti göstermeyen kafir ve zalim bir toplumun sınır tanımaz ayartılarına karşı Allah’tan istenen bir tür yardım, görece başarısızlıkların itiraf edilip Allah’a tevekkül etmektir. Bir sabır âbidesi ve bir direniş timsali olan Nuh peygamber, fesadı ve sapıklığı inatla sürdüren ve artık bütün uyarılara kulak tıkayan halkının kalpleri çürüten, tüm toplumu ifsad eden hataları dolayısıyla helak edilmeleri için şu yakarışlarda bulunmuştur:

“Ey Rabbim! İşte halkım beni yalanladı. Bu yüzden benimle onlar arasında gerçeği bütün açıklığıyla ortaya koy. Beni ve benimle beraber olan müminleri kurtar!” (Şuara,26/117-118.)

“Ey Rabbim!Yeryüzünde bu hakikati inkar edenlerden hiç kimseyi bırakma. Çünkü sen onları bırakırsan , Sana kulluk edenleri hep saptırmaya çalışırlar ve yalnızca fesada ve inatla sürdürülen kafirliğe sebep olurlar.

Ey Rabbim! Bana, anneme-babama, evime mümin olarak giren herkese ve daha sonraki bütün mümin kadınlara ve erkeklere bağışlayıcılığını göster ve zulüm işleyenleri her zaman helake uğrat!” (Nuh,71/21-24,26-28.)

c) Güvenli Belde Duası

Tufan’dan ilahi yardımlarla kurtulan Nuh peygamber gemide Allah’a hamd ederek mübarek bir menzile/şirkin uğramadığı kutsal bir konaklama yerine ulaştırması için şöyle yakarmıştır:

“Bütün övgülerin gerçek layığı olan ve bizi bu zalimler topluluğundan kurtaran Allahım!

Senin tarafından kutlanmış, güvenli kılınmış bir yere eriştir beni. Çünkü insana erişmesi gereken yere nasıl erişeceğini en iyi gösteren sensin.” (Müminun,23/29.)

d) Hamd Duaları

Mü’minlerle birlikte yolculuk hazırlıklarını tamamlayıp gemiye bindiği zaman emredildiği gibi Allah’a şöyle övgüde bulunmuştur:

“Hamd, bizi bu zalimler topluluğundan kurtaran Allah’a aittir.” (Mü’minûn,23/28.)


Lût Peygamber

a) Tevekkül ve Nusret Duası

Lut peygamber onca uğraşına rağmen toplumsal kirlenmenin yol açtığı ahlaki çöküşten, arınmak isteyen bir iki mümini beri tutabilmiştir. O, tebliğ ve öğütle ıslah olmaya niyeti olmayan, günaha dibine kadar batmış, ahlaki çöküntü halinin tüm toplumu sarıp çürüttüğü bir ortamda, yine de çoğunluğa değil hakikate teslim olmuş, mücadelenin tıkandığı noktada Allah’ı yardıma çağırmıştır.

Kötü ahlakı din edinmiş bir toplumda, tek bir mescid olan hanenin sahibidir Lut peygamber. Bozgunculuğu bardağı taşıran bu iflah olmaz halkın, şehrin en ıssız köşelerinde ve en kalabalık mekanlarında dahi sınır tanımayan günahlarından Lut a yılmıştır. Gerekli çalışmaları yaptığı halde, düzelmemekte inatla ısrar eden nefislerine zulmeden bu halka karşı Allah’tan nusret/yardım istemiştir:

“Ey Rabbim!Bozgunculuğa ve yozlaşmaya yol açan bu insanlara karşı bana yardım et.”(Ankebut,29/30.)

“Ey Rabbim! Beni ve ailemi bunların yapa geldikleri kötülüklerden kurtar.”(şuara,26/169.)

b) Hamd Duası

Lut peygamberin karısı ve tüm hemşehrileri helak eden bir yağmurla cezalandırılmışlardır. Bu korkunç yağmurun getirdiği dehşetli günden sonra, şehirde hiçbir canlılık emaresi kalmamıştır. Öte yandan Sünnetullah gereğince Rabbimiz Lut peygamber ve ailesinden mümin olanları kurtarmıştır. Böylesi bir kurtuluş tabii ik, Allah’a hamd etmeyi, şükr etmeyi gerektirmektedir. Lut peygamber de öyle yapmıştır:

“Hamd/bütün övgüler Allah’a yaraşır. Selam olsun O’nun seçtiği kullara. Zaten Allah insanların ilahlaştırdıkları her şeyden daha üstün, daha hayırlı değil mi?” (Neml, 27/59.)

4-5.)- İbrahim ve İsmail Peygamberler

Putların ve putların korkulu rüyası, cesaret ve hikmet timsali İbrahim Peygamberin Allah’a yakarışları çoğunlukla kabul edilmiştir. Fakat soyundan gelen herkesin ebediyyen şirkten ve cehennemden korunmasını istemesi, Sünnetullah’a aykırı olduğu için kabul edilmemiştir.

a) İstiğfar ve İnayet, Tevekkül ve Beraat Duası

Ey Rabbimiz! Sana güveniyor ve Sana yöneliyoruz; çünkü bütün yolların varışı sanadır.
Ey Rabbimiz! Bizi hakikati inkar eden kafirler için bir oyun ve eğlence aracı yapma! Ve günahlarımızı bağışla, ey Rabbimiz, çünkü tek kudret ve hikmet sahibi olan Sensin.”(Mümtehine, 60/4-5.)

İbrahim peygamber ve onunla hak yolunda dayanışma içinde olan müminlerin bu yakarışı “üsvetün hasene/güzel örnek” olarak takdir edilmiştir. Düşmanlık ve nefreti hak etmiş müşrik bir toplumdan derin bir kopuş yaşarken İbrahim a ve dostları Allah ile bir pazarlığa girişmemişlerdir. Onlar her şeylerini feda edecekleri ve her şeyleri ile feda edilmeyi kabul edebilecekleri andı ile imana gelmişlerdir. Yine onlar tevekkül ile sığınılması güvenilmesi gereken tek dostun, tutulması gereken tek kulpun Allah’ın eli ve O’nun kulpu olduğu bilincini kuşanarak ellerini duaya kaldırmışlardır.

İbrahim a ve onunla birlikte bulunan müminlerin yapamadıklarından ve hatalı eylemlerinden dolayı istiğfar dilediği bu dua, aynı zamanda Kafirlerin fitnelerinin elinde izzetsiz, onursuz bir oyuncak olmaktan muhafaza edilmeyi de içermektedir. Bu bir imtihandan kaçmak fiili değildir; iyilik için seferber edilecek olanakların kafirlerin çıkardıkları fitneler tarafından yenilip yutulmasından endişe etmektir. Onların fitneden korunmayı dilemeleri, zalimlerle birlikte uzlaşarak yaşamayı da istemek de değildir. Çünkü onlar Allah’ın rızası dışında kalan ne varsa terk etmişler, Cahiliyye toplumuyla kurulması gereken beraat temelli bir ilişkinin imkanlarını göstermişler ve sönmeyen bir dua meşalesini biz müminlere miras bırakmışlardır.

b) Muttakilere Önderlik Yapacak Salih Evlatlar İçin Yakarışı

İbrahim peygamber ilerlemiş yaşına rağmen çocuk sahibi olamamış; fakat o sonsuz güç ve merhamet sahibi olan Allah’tan ümidini kesmemiş, içten yakarışlarla salih nesiller sahibi olmak için yalvarmıştır. Bu yakarışları karşılıksız bırakmayan Rabbimiz onu Risalet görevini devr edebileceği, namazında devamlılık gösteren, kuşaklar boyu muttakilere önderlik edecek salih evlatlarla ödüllendirmiştir. O da nankörlük etmeyerek bu ödüllere karşılık, dualarla Allah’ı hamd ederek yüceltmiştir. İşte onun salih evlatlar için yaptığı dualar ve bu kabulün ardından onların şeytani amellere karşı Allah’an güvence istediği yakarışları:

“Ey Rabbim! Bana dürüst ve erdemli olacak çocuk(lar) bağışla.” (Saffât,37/100.)

“Ey Rabbimiz! Soyumdan bazılarını ekilebilir toprağı olmayan bir vadiye –senin kutsal evinin yakınına- yerleştirdim ki, ey Rabbimiz, namazı devamlılık ve duyarlılık içinde yerine getirsinler; öyleyse insanların kalplerini onlara meylettir, ve onlara verimli-bereketli rızıklar bahşet ki şükretsinler.

Ey Rabbimiz! Şüphesiz gizlediğimizi de açığa vurduğumuzu da bilen Sen’sin: Çünkü yerde ve gökte olan hiçbir şey Allah’tan gizli kalmaz. En içten övgüler, kocamış halimle bana İsmail’i ve İshak’ı armağan eden Allah’a özgüdür. Duaları/yakarışları eşsiz bir şekilde işiten elbette benim Rabbimdir.

Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelen insanları namazda devamlı ve duyarlı kıl. Ve ey Rabbimiz, bu duamı kabul buyur; Hesab’ın görüleceği Gün, beni, anamı ve bütün müminleri bağışla.” (İbrahim,14/35-41.)

c) Sonsuza Dek Yaşayacak Bir Güvenlik Kuşağı İçin Yakarış

Azimet sahibi, görevine sıkı sıkıya bağlı olan put kırıcı İbrahim ve İsmail peygamberler, seçilmiş kabe ve çevresini kendileri ve gelecek Müslüman kuşaklar için şirkten arındırılmış güvenli bir bölge yapmayı amaçlamışlardır.

İbrahim peygamberin muttakiler için ebediyyen güvenli olacak bir belde istediği yakarışını Yüce Allah kabul etmiş bu günkü Kabe’nin içinde yer aldığı Mescid-i Haram’ı lutuf buyurmuştur.

İşte yeryüzündeki ilk mescid olan Kabe’yi Allah’ın buyruğu gereğince dünya üzerinde yaşayacak gelecek nesiller için şirkten azade kılınmış bir anavatan-bir başkent olarak inşa ederken İbrahim ve İsmail peygamberlerin yaptıkları dua:

“Ey Rabbim! Bu beldeyi güvenli kıl, beni ve çocuklarımı putlara tapmaktan ebediyyen uzak tut! Çünkü ey Rabbim, bu tapınma nesneleri gerçekten insanların pek çoğunu yoldan çıkardı. Ey Rabbim! Buraları muvahhidler için ebedi bir güvenlik kuşağı kıl ve halkından Allah’a ve Ahiret Günü’ne iman edenlere bereketli rızıklar bağışla. Ey Rabbimiz! Bu amelimizi kabul buyur. Sensin her şeyi bilen her şeyi duyan; bizi sana teslim olanlardan kıl ve soyumuzdan da sana teslim olacak bir ümmet çıkar. Bize ibadet yollarını göster ve tevbemizi kabul et. Şüphesiz yalnız Sensin tevbeleri kabul eden, rahmet dağıtan. Ey Rabbimiz! Soyumuz içinden onlara senin mesajlarını iletecek vahyi ve hikmeti öğretecek ve onları arındırıp tertemiz kılacak bir elçi çıkar. Çünkü yalnız Sensin kudret ve hikmet sahibi. (Bakara,2/126-129.)

d) Dünyada Takva ve Hikmet; Ahiret’te Af ve Cennet İçin Yakarışı
İbrahim peygamber ıslah olmamakta direten, kalbini hidayete açmaya halkı ile hesaplaşırken destek ve yardımı sadece Allah’tan istemiştir. Ayrıca O, bir hicab duymadan diğer peygamberler gibi, Ahirette cennet nimeti ile lütuflanmayı istemiştir.

Cenneti Allah’ın sonsuz merhametinin salih kullarına yönelilk bir tezahürü olarak gören İbrahim a cenneti birkaç huriden ibaret görerek küçümseyenler gibi, onu istemekten hicab duymamıştır.

İşte İbrahim a’ın Allah’tan olayları doğru değerlendirebilecek bir hikmetli kavrayış yeteneği, salihlerle dayanışmada ilahi destek istediği, takva temelinde yükselen hikmetle yoğrulmuş bir dünya hayatı ve onun meyvesi olan ebedi mutluluklar diyarını istediği yakarışı:

Ey Rabbim! Bana doğru ile eğrinin ne olduğuna hükmedebilme bilgi ve yeteneğini bağışla ve beni salih insanların arasına kat. Ve gerçeği benden sonrakilere ulaştırabilme gücü ver bana. Ve beni o nimetlerle dolu cennetin varislerinden biri yap! Ve babamı bağışla. Çünkü o gerçekten yolunu şaşıranlar arasında. Ve herkesin yeniden diriltileceği gün beni utandırma! O Gün ki, ne malın ne mülkün ne de çoluk çocuğun bir yararı olmayacaktır. Yalnızca Allah’ın huzuruna kötülükten arınmış bir kalple çıkanlar kurtulacaktır.”(Şuara,26/83-89.)

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

[/font][/size]

 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Nisan 26, 2024, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41