Gönderen Konu: Örnek ve Önder Öğretmen  (Okunma sayısı 79 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı türkiyem

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 1964
Örnek ve Önder Öğretmen
« : Kasım 28, 2022, 09:19:45 ÖÖ »
Örnek ve Önder Öğretmen

  Anne, baba ve çocuklardan oluşan topluluğa aile denir. Aile sosyal amaçlı en sıcak, en samimi ilişkilerin kuvvetli olduğu bir kurumdur. Nikah akdi ile bir araya gelen bu kurum toplum düzeninin teminatıdır. Anne ve babalar çocuklarını en iyi tanıyan, koruyan, onları önemseyen ve geleceğe hazırlayan, onlarla en yoğun bir şekilde iletişim kuran kişilerdir. Gazali: "Ektiğiniz bir hurma çekirdeğine gösterdiğiniz özen, oluşturduğunuz şartlar ve güzellikler iyi bir ağacın yemişine neden olduğu, gibi çocuklarda böyledir" der. Gözler aile ocağında dünyaya açılır. Genellikle çocukların ilk tanıştığı, güldüğü, ilişki kurduğu kimseler aile bireyleridir. İnsan karakterinin özünü aile ocağından alır. Aile içi kurulan samimiyet, içtenlik ve ilişkiler sevgi ve saygı esasına dayanır. Bütün ilişkiler ailenin yaşayış biçimi içinde şekillenir ve gelişir.

 Aile ocağı insan karakterinin gelişmesinde ve yönlenmesinde en çok etkisi olan temel bir okuldur. Aile bir ahlak okuludur. Evlilikle güzelleşen, zenginleşen bu okulda eşler ailenin ilk öğretmenleridir. Birbirlerinin en büyük yardımcılarıdır. "Onlar kadınlar için giysidir. Siz kadınlarda onlar için giysisiniz" (Bakara 187) İnsan ailesinde yaşadıklarını, gördüklerini bir ömür boyu unutamaz. Ailede kazanılan alışkanlıklar kolay kolay terk edilemez. "İnsanı insan yapan ilk ocak ailedir." Aile sefahat hayatına karşı koruyucu bir kaledir. Sevginin, şefkatin, fedakarlığın, güvenin ve pek çok yüksek değerin pratiğe dönüştürüldüğü ortamlardır. Aile içindeki karşılıklı sevgi ve saygı, birbirini kollama ve koruma önemli bir özelliktir. Bu özellikler ailede değer gördüğü oranda gerçek huzur yaşanmış olur.

 Aile ortamında manevi atmosfer her zaman hakim olmalıdır. Aksi taktirde tamamen günü birlik değerlerle vakit geçiren, gelenekçi anlayışlarla yetinen, sürekli birbirlerini, başkalarını veya çocuklarını eleştiren, öfkelenen tavırları ile sorumsuz anneler ve babalar yeni yetişen kuşaklara ne verebilir ki... Çevresindeki tuzaklardan yeterince haberdar olmayan böylesi insanlara Hz. Ali şu tavsiyede bulunur: "Düşmanlar boş durmayıp sürekli tuzak ve hile hazırlayıp kendini yeniliyor, sizinle oynuyor. Sizler ise bir önlem düşünmüyorsunuz. Düşman kurnazca sizden grup grup parça parça almakta, sizler ise sadece öfkeyle  dolup taşmaktasınız. Onlar sizi bir dakika bile unutmaz iken siz habersiz başınızı alıp gitmekte, sorumluluklarınızı ihmal etmektesiniz. Allah'a yemin ederim ki birbirinin yardımına koşmayan ve işi hep bir diğerine havale ederek sorumluluktan kaçanlar mağlup olurlar, üzülürler, yenilgiyi tadarlar." Bu nedenle anne ve babalar, ahlak okulu olan ailede her çocuğun şahsiyet tarihinde önemli izler bırakan  sorumluluklar taşımakla görevlidir.

 Yaşadığımız ortamda her aile, her insan "peygambere itaati, Allah'a itaat bilmelidir." Peygamber efendimizin şahsiyetinden, davranışından, yaşantısından örnekler edinmelidir. O'nun her sözü, her davranışı güzeldir. O'nun dediklerini yapan, davranışlarını örnek alanlar mutluluğa kavuşur. Onun örnek hayatını yakından okuyup tanımalı, eğitimci kişiliğinin zenginliklerinden yararlanmasını bilmelidir.

 Çünkü O, getirdiği ilkelerle, gerçekleştirdiği sevgilerle, aşıladığı kardeşlikle, hoşgörü ve yardımlaşmayla, eğitim dünyamıza kazandırdığı yöntem zenginliği ile düşünce ufkumuzu aydınlatmıştır. O, her zaman insanlığa, müslümanlara, ailelere ve babalara örnek bir şahsiyet olmuştur. Yaşantısı, mesajları, yaklaşımları, çözümleri eğitimciler için, aileler için, babalar için apayrı güzelliklerle doludur. O, eşlerine karşı merhametli, sevecen, adil ve hoşgörülü idi. Her zaman muhataplarına değer veren, onları önemseyen, koruyan, sevgi ve ilgi gösteren bir şahsiyet idi. Ailesine, çocuklarına dua etmeyi, onları öpmeyi, beden dilini devreye sokmayı, şakalaşmayı, çocuklarla oyun oynayıp göğsünde uyutması, omuzuna bindirmesi O'nun önemli özelliklerinden idi. O'nun bu güzel özelliklerinden haberdar olmak gerekir.

 İki güzel insan, samimi ve dost iki babanın Seniyetül Veda tepelerinde kendilerini güzel giysilerle karşılamaya gelen Medineli müslümanlara ve özellikle çocuklara verdiği önem mesajlarla doludur. Çocuklarla sevgisini paylaşarak: "Beni seviyor musunuz?" dediğinde tüm çocuklar "evet seni çok seviyoruz Ya Resulullah" cevabına peygamberimiz de "Andolsun ki ben de sizleri çok seviyorum" müjdesini veriyor. Verdiği müjde öyle kuşatıcı, öyle güzel, öylesine övgü ve rahmet dolu ki  bu sevgi tüm çocukları kuşatıyor. Çünkü O, karşısındakilerini çocuk olarak sevdiği gibi geleceğin de inançlı örnek kuşaklar olacağını bilen ve buna önem veren biriydi.

 Peygamberimiz bir baba olarak sevdiği çocukları kız olsun, erkek olsun ayırım yapmadan gereken sevgiyi gösterirdi. Efendimiz "Eğer süt emen çocuklar, beli bükük yaşlılar, otlayan hayvanlar olmasaydı, üzerinize azab sel inerdi."(Heysemi) Buyurması ilahi azabtan tümümüzü koruyan önemli bir uyarıdır. "İnsan öldüğünde amel defteri kapanır. Ancak şu husustan dolayı ona sevap yazılmaya devam eder. Sürekli olarak kendisine ve insanlığa fayda getiren işler ve müesseselerdir. (sadakai cariye) İnsanlığın istifade ettiği ilim. Kendisine hayır dua eden salih evlat"(Ahmet b. Hanbel) ifadesi ince bir noktayı göstermektedir. Salih evlat kavramı kız ve erkek ayırımı yapılmaksızın geneli ifade eden önemli ve dikkat çekici bir özelliktir.

 Efendimiz "Ailesini, çocuklarını korumak zorunda kalan ve bu sebeple öldürülen insanların şehit olduğunu"(Buhari) buyururken ailenin korunmasında, sonunda ölüm olsa bile şehadet gibi bir ödül ile karşılık bulduğunu işaret buyurmaları anlamlıdır. "Küçük çocuklarının rızkı  için çalışanın Allah yolunda çalışmış olacağını"(Taberani) belirten mesajı çalışırken bile insanı olumlu yönlere iten önemli bir motivasyon gücüdür.

 Hz. Enes'in: Peygamberimizi tanıtırken; "ailesine, çocuklarına karşı ondan daha şefkatli hiçbir kimseyi görmedim"(Buhari) demesi peygamberimizin ailesi ile olan iletişiminde önemli bir gözlemidir.

Her çocuk büyüklerinden özelikle babalarından duyacakları hayır dualarından olumlu etkilenir. Bu etkileniş onları duygusal anlamda iyi motive eder. Peygamberimizin "Bir babanın evladı için duasının kabul edilen dualardan olduğunu"(Buhari) ifade etmesi ve duasını alan pek çok sahabi çocukların bu mutluluğu yaşadıkları görülmüştür.

Peygamberimiz çocuklara çeşitli vesilelerle hayır dua ettikleri görülür.

 Bu konuda: Peygamberimizin torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin için okuduğu ve Hz. İbrahim'inde oğlu Hz. İsmail ve Hz. İshak için okuduğu şu duada çok anlamlıdır: "Allah'ım yavrumu şeytanların ve kötü bakışlı insanların şerrinden koruman için sana sığınırım." (Ebu Davud)

 Peygamberimiz çocukları ile ilgilenen, onlara zaman ayıran, onlara sevgi gösteren bir baba idi. Çocuklarını öpmesi, onları okşaması onlara duyduğu sevginin ifadesidir. O, çocukları yalnız uyurken değil uyanık iken de öperdi. Kızı Fatıma'yı, torunları Hasan ve Hüseyin'i öpüp "çocuklarınızı çok öpün zira her bir öpücük için size cennette bir derece verilir"(Müsnedi Zeyd) derdi. Torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'i yanına çağırarak kucaklayarak, bağrına basarak sevmesi, onlarla şakalaşması ve yalnız kendi çocukları için değil bütün çocuklar için aynı duyguyu taşıması önemli bir özelliği  idi.

 Müminlerin annesi Aişe rivayet ediyor: "Fatıma, peygamberin yanına girince, onu güler yüzle karşılar, öper ve kendi oturduğu yere oturturdu. Nebi de Fatıma'nın yanına girince Fatıma kalkar, onu güler yüzle karşılar, öper ve kendi oturduğu yere oturturdu."

 Bazı babaların, çocuklarıyla kaynaşıp yakınlaşmasının babalıklarını zedeleyeceğini ve babanın üstlendiği eğitim anlayışını ve sorumluluğunu, değerini ve saygısını yitireceklerini zannederler. Bu yaklaşım hatalı bir yaklaşımdır. Oysa ki çocuklara karşı yumuşak davranıp onlara yaklaşmak modern eğitim sisteminin önemli bir basamağıdır.

Peygamber efendimiz: "çocuğu olan kimse ona karşı çocuklaşsın" buyurmuştur.

 Beden dilini çok kullanan babalar çocuklarına güven kazandırır. Çocukların başını, yanağını okşayan, onları seven babalar bu sevgiyi davranışlarıyla ifade ettikçe çocuklarını sevindirirler. "Yetimin başını okşa, yoksulu doyur"(Ahmet b. Hanbel) Peygamberimizin çocuklara yönelik ruh inceliği ve kalp yumuşaklığı uygulamaları önemli   örneklerdir.

 Çocukların dünyasında her olay çok önemlidir. Çocukluk yıllarında hayal dünyası oldukça zengindir. Özellikle şakalaşan çocuklarda bu duygu daha da gelişmiştir. Yapılan şakalar seviyeye uygun olarak gerçekleşmeli ve babalar şakalarda cömert davranmalı. Efendimizin hayatı torunları ve diğer çocuklarla yaptığı şakaları ölçülü, anlamlı, hikmetli ve ibretli örneklerle doludur.

 Peygamberimiz, kızı Fatıma'yı ziyaret ettiğinde Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin'i omuzlarına alır severdi. Bazen sırtına bindirerek gezdirdiği de bilinmektedir. Bir gün namaz kıldığında bir çocuk ağlaması duyar ve namazı kısa sürede tamamlar. Sorulduğunda çok anlamlı açıklamada bulunur. "Bir çocuk ağlaması duydum ve annesine eziyet vermeyeyim diye hemen namazı kısa tuttum" der.

 Yolda karşılaştığı çocuklara "Ey çocuklar, Allah'ın selamı üzerinize olsun" diyerek, çocukları önemseyen, değer veren, ilgi duyup, seven, okşayan, öpen, koruyan ve şakalaşan bir baba olarak peygamberimiz örnek bir insan, örnek bir eğitimci, örnek bir baba ve örnek bir dede idi. O'nun bu eğitimci yönünün incelenmesi, bilinmesi, yazılanların okunması, her müslümanca, özellikle eğitimcilerce yakından bilinmelidir. O, insanlığın en büyük öğretmeni, en büyük örneği ve önderidir.

Ahmet Çağlayan.

RADYO DİNLEME LİNKİMİZ
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41