Gönderen Konu: Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat İtikadı  (Okunma sayısı 402 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gurbetciyim

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2144
Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat İtikadı
« : Mayıs 20, 2019, 01:23:11 ÖS »
Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat İtikadı

Ehl-i sünnet, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellemin getirdiği dine ve ashâbı kiramın, selef-i salihinin ve onlara uyan alimlerin yoluna bağlı olan demektir. Dini hususlarda çıkarılan ihtilâf ve tefrikalardan sakınıp, Kitap, Sünnet ve icma-ı ulemaya ittiba eden müslümanlar ehl-i sünnettir.

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in sünnetine tâbi olanlara ehl-i sünnet; ashab-ı kiram hazeratını âdil kabul eden ve din hususunda onların yolunu takip edenlere de ehl-i cemaat denilir. İkisine birlikte “ehl-i sünnet ve’l-cemaat” denilmiştir.

Ehl-i sünnet yolunun temel anlayışı, dini hususlar üzerinde sonradan çıkarılan münakaşalarda beşer aklına değil, nakle yani, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemden bize ulaşmış Kitap ve sahih hadisleri esas almaktır.

Ehl-i sünnet yolu mutedil bir yoldur. Aklı tamamen iptal etmez ama ölçüsünde istifade eder. Mesela Allah-u Zülcelâl hakkında müşebbihe yani “Allah’ı insana benzermiş gibi –haşa- tasavvur etme” anlayışına savrulmaz. Allah-u Zülcelâl hakkındaki müteşabih lafızları tevil eder. Mesela “Allah’ın eli” deyince bunu Allah’ın kudreti diye kabul eder. Fakat dini akla uydurmaya da çalışmaz.

Allah-u Zülcelâl bir ayet-i kerimede şöyle buyuruyor:

“Allah ve Rasûlünün yoluna aralarında hüküm vermesi için davet olunduklarında, inananlar; “dinledik ve itaat ettik” diye cevaplar. İşte ancak bunlardır kurtulanlar” (en-Nûr, 5).

İşte ehl-i sünnet ve cemaat yolu, “işittik, itaat ettik,” diyenlerdir. Allah ve Resulü bir hususta hüküm verince ona inanıp bağlanmak dinî bir zorunluluktur.

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem, “size emrettiklerimi yerine getirin, yasaklarımı da gücünüz yettiğince terk edin” buyurmuştur. (Müslim, 412, İbn Mâce, Mukaddime, 1)

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellemin emir ve yasaklarına uyma hususunda en güzel örnek ashabı kiramdır. Bir hadis-i şerifinde Peygamber aleyhisselatu vesselam, Ashâb-ı kiramını, uyulduğu takdirde, insanları doğru yola götüren gökteki yıldızlara benzetilmiştir.

“İçinizde benden sonra yaşayanlar birçok ayrılıklara şahit olacaktır. Size sünnetimi, hidâyete erdirilmiş, doğru yolu bulmuş halifelerinin sünnetini (yolunu) tavsiye ederim. Ona sımsıkı sarılın, âdeta dişlerinizle tutun, sonradan çıkacak şeylerden sakının. Çünkü her uydurma, bid’at; her bid’at sapıklıktır” (Ebû Dâvûd, Sünne, 5).

Kur’an-ı Kerim’de de sahâbîler hakkında şöyle buyurulur: “İlk iman eden, en ön safta bulunan muhacirlerle ensar ve onlara iyilikle tabı olanlardan, Allah razı oldu. Onlar da Allah’dan razı oldular. Allah onlar için ebedî kalacakları, altında ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte büyük kurtuluş budur.” (Tevbe, 100)

Allah-u Zülcelâl, ashabı kiramı övmek suretiyle sonradan gelen ümmetin onlara tabı olmasını istediğini işaret etmektedir. Sahabelerden sonra gelen tabiin nesli bunu doğru anlamış ve tatbik etmiştir. Hz. Peygamber aleyhisselatu vesselam bir hadisinde bunu şöyle açıklar: “Ümmetimin en hayırlı dönemi, benim içinde yaşadığım dönemdir. Sonra da onların peşinden gelenlerin dönemidir” (Buhâri, Fedâilu’s-Sahâbe, 1).

Hz. Peygamber aleyhisselatu vesselam,

“Yahudiler yetmiş bir fırkaya ayrıldılar, biri hariç diğerlerin hepsi cehenneme girer. Hristiyanlar yetmiş iki fırkaya ayrıldılar, biri hariç diğerlerin hepsi cehenneme girer. Bu ümmet de yetmiş üç fırkaya ayrılacak, biri hariç hepsi cehennem girer.”(Ebu Davud, Sünnet, 1; Tirmizî, İman,18; İbn Mace,Fiten, 17; İbn Hanbel, 2/332).

Bir başka hadis-i şerifte o topluluğun kimler olduğu sorulunca “Bunlar cemaatte olanlardır.” buyurdu.(Ahmed b. Hanbel, 3/145; Zevaid, 6/226).

Cemaat denilince kast edilen, sonradan çıkarılan fırkalara itibar etmeyip ehl-i sünnet yoluna teslimiyetle iman eden cemaattir. Allah-u Zülcelâl bu ümmetin içinde daima böyle hak yolda devam eden bir cemaat var edecektir. Hz. Peygamber şöyle buyurur: “Ümmetim, sapıklık üzerinde bir araya gelmez. İhtilâf gördüğünüz zaman size ‘sevâdu’l a’zam (en büyük olan ve hak üzere bulunan topluluğa katılmayı) tavsiye ederim” (İbn Mâce. Fiten. 8).

Sevâdu’l-a’zam, çıkarılan ihtilaflara, tefrikalara uymayıp imanını muhafaza edenlerdir. Allah’ın lütfuyla fıkıh ve hadis âlimlerinin cemaâti sapmalardan korunacaktır. Hz. Peygamber aleyhisselatu vesselam “Allahu Teâlâ ümmetimi sapıklık üzerine bir araya getirmez. Allah’ın rahmet eli (yardımı) cemaâtledir. Kim cemaâtten ayrılırsa; cehenneme atılacaktır” (Tirmizî, Fiten, 7) diye buyurmuştur.

Sonraki devirlerde bir takım tefrikalar çıkınca “Ehlu’s-sünnet” ifadesi, dinde bid’atlere ve çeşitli münakaşalara karşı sünnetin savunulması ve Ümmetin bütünlüğünün korunması hareketi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ortaya atılan meselelerin dini cevaplarını tesbit etme ve bid’ata karşı İslâm itikadını muhafaza altında alma hareketine ehl-i sünnet hareketi denilmiştir.

İslâm dünyasının büyük bir çoğunluğunu oluşturan ehl-i sünnet hareketi, itikadi meselelerde hata yapanları ikaz eder. Ama ehl-i kıble olan hiç kimsenin canını malını heder etmez, iç karışıklık çıkarmaz. Bu sebeple ehl-i sünnetin reddiyeleri ilmi bir mücahadedir, haricilerin kendi anlayışlarına göre tekfir etmesi gibi bir tekfir hareketi değildir. Bu yolun mühim bir esası da itidaldir. Cenab-ı Hak buyuruyor ki: “İşte böylece biz, sizi orta (dengeli) bir ümmet yaptık” (Bakara: 143).

Hülasa, Ehl-i sünnet sadece bir mensubiyet değil, iman, amel ve ahlakta Peygamber aleyhisselatu vesselama uyma yoludur.

 


* BENZER KONULAR

2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41