Gönderen Konu: Ticarette De Emrolunduğun Gibi Dosdoğru Ol  (Okunma sayısı 47 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı türkiyem

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 1969
Ticarette De Emrolunduğun Gibi Dosdoğru Ol
« : Mart 28, 2022, 09:21:15 ÖS »
Ticarette De Emrolunduğun Gibi Dosdoğru Ol

Uzun mesafeleri katedip gelmiş, üstü başı toz toprak içinde kalmış, saçı başı dağılmış bir adam ellerini semaya açmış ve “Ya Rabbi! Ya Rabbi!” diye yalvarıp yakarmaktadır. Ancak kulluğun sadece namaz ve niyazla olamayacağını; hatta namaz ve niyazın bile makbul olması için helalinden kazanıp helalinden tüketmenin ne kadar mühim olduğunu Hz. Peygamber’in (s.a.s.) bu adam hakkında söylediği şu sözlerden anlamak mümkündür: “Onun yediği haram, içtiği haram, giydiği haramdı. Haram ile beslenirdi. Peki, böyle birisinin duası nasıl kabul edilsin?” (Müslim, Zekât, 65.) Bu sözler, dinin toplumsal yönünün olduğunu göstermesi bakımından son derece önemlidir. Zira din, belli konularla sınırlı olmadığı gibi kulluk da sadece namaz ve oruçtan ibaret değildir. Din, hayatın bütün yönleriyle ilgili olup ilahi murakebeden bağımsız hiçbir alanı içinde barındırmamaktadır. Kulluk ise atılan her bir adımın hesabını verebilecek bilinçle yaşamaktır. Dolayısıyla kimileri hırsızlık, gasp, kumar gibi yollara tevessül ederken helal kazancın derdinde olmak da kulluk vazifesinin bir gereğidir. Bu noktada ticaret, kişinin dinî yaşantısına ve kulluğunun kalitesine ayna tuttuğu için hassas bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır.

Ticaret, Yüce Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de “Ey insanlar, mallarınızı aranızda haksız yollarla yemeyin.” (Nisa, 4/29.) dedikten sonra helal kazanç için sunduğu ilahi bir reçetedir. Ticaret, emeksiz köşeyi dönmenin hesabını yapanların ve daha çok servet edinme adına her şeyi mübah sayanların aksine emek ve alın teriyle yoğrulmuş kıymetli bir meşgaledir. Ticaret, kimi zaman Hz. Davud (a.s.) gibi demire şekil vermek kimi zaman Hz. İdris (a.s.) gibi bir kumaş parçasını kıyafete dönüştürmek kimi zaman da Peygamber Efendimiz (s.a.s.) gibi mal alıp satmak suretiyle rızkın arandığı nebevi bir uğraştır. Bu yönlerinin yanı sıra ticaret, ahirette peygamberler, şehitler ve sıddıklarla yani özü sözü bir, dosdoğru müminlerle beraber olmaya da vesile olacak bir helal kazanç vasıtasıdır. Ne var ki böylesine büyük bir mükâfat ticaret yapan herkese değil sadece “sadûk” ve “emîn” olan tüccarlara nasip olacaktır.

Peki, bir tüccarın “sadûk” ve “emîn” olabilmesi için ticaretinde gözetmesi gereken ilkeler nelerdir?

1. Müslüman bir tüccarın en temel özelliği; inandığı gibi dosdoğru yaşamasıdır. “Müslümanım elhamdülillah.” diyen bir tüccar; dürüst ve güvenilirdir, kimseyi aldatmaz ve dünyevi menfaatler uğruna doğruluktan taviz vermez. Allah’ın her an kendisini gördüğü ve ahirette O’na hesap vereceği bilinciyle yaşar. “Kusurlu bir malı, ayıbını söylemeden satmak Müslümana helal olmaz.” (Müslim, İman, 43.) nebevi mesajını kulağına küpe edinir ve daha çok kazanma maksadıyla ayıplı bir malı satmak gibi bir davranışın bile helal ticaretine haram karıştırmak olacağını, bunun da uhrevi cezayı gerektireceğini çok iyi bilir.

2. Müslüman bir tüccar, eşyaya teslim olmayan bir ahlaka sahiptir ve daha çok kazanma hırsından uzaktır. Onun nezdinde ticaret, kendisinin ve ailesinin rızkını helalinden temin edebileceği bir meşgale olmasının yanı sıra Allah’ın rızasını da kazanma vesilesidir.

3. Her daim mümin tüccarın terazisinin bir kefesinde iman, diğer kefesinde ise vicdan bulunur. Ticaretinde bu iki unsuru göz ardı eden bir tüccar hem üreticiden malı satın alırken hem de tüketiciye malı satarken çift taraflı bir mağduriyete sebep olabilecektir. Zira üretici ürettiğinin karşılığını alamamış, tüketici ise aynı malı çok daha pahalıya satın almış olacaktır. İslam’da her ne kadar serbest ekonomi modeli olduğu için ticarette kâr haddi konulmamış olsa da bir ürünü maliyetinin çok üzerinde fiyatlara satarak elde edilecek aşırı kâr(!), ahiret sermayesinin tükenmesine neden olabilecektir. Dolayısıyla akıllı bir tüccarın hüsranla/iflasla sonuçlanacak böylesi bir ticaretle işi olmamalıdır.

4. Müslüman bir tüccarın ülkesinin ve yurttaşlarının menfaatlerine zarar verici herhangi bir tasarrufta bulunması düşünülemez. Bundan dolayıdır ki dinimizde fiyatların aşırı yükselmesine sebep olduğu için karaborsacılık yasaklanmıştır. Zira böyle bir faaliyet hem karaborsaya konu olan ürünün piyasada yeteri miktarda bulunmamasına ya da daha pahalı alınmasına hem de enflasyon oranlarının artmasına sebep olarak ülkeye ve o ülkede yaşayan bireylere zarar vermiş olacaktır.

5. Hz. Peygamber (s.a.s.) “Sizden biriniz kendisi için sevip istediğini kardeşi için de sevip istemedikçe iman etmiş olamaz.” (Buhari, İman, 6.) buyurmuştur. Bu nebevi mesajın gereği olarak Müslüman bir birey, hayatın her alanında empati yapabilmeyi bilmelidir. Müslüman tacirler de bu güzel hasletle donanmış olmalıdır. Çünkü bu tutumu hem alırken hem satarken sergileyen bir tüccar, kendisini karşıdaki kişinin yerine koyacağı için hiç şüphesiz daha insaflı bir alışveriş yapacaktır.

İşte bu hususları göz önünde bulunduran bir tüccar, kıyamet günü hadiste ifade edilen o ulvi mertebeye erişecektir. Ancak bu vasıflardan uzaklaştıkça ticari piyasada her türlü hile, sahtekârlık ve zulüm başta olmak üzere dinen yasaklanan davranışlar artacak ve nihayet “Kişinin, malı helal bir yolla mı haram bir yolla mı kazandığına aldırış etmeyeceği bir zaman gelecektir.” (Darimi, Büyu’, 5.) hadisinde ifade edilen endişe pek çok alanda tezahür etmiş olacaktır.

Öyleyse Müslümanlar olarak bizlere düşen; her daim, her yerde ve her durumda olduğu gibi alırken ve satarken de inancımızın gereği üzere dosdoğru olmak ve geçici dünyevi menfaatler için ahiretimizi feda etmemektir.

Hadisten öğrendiklerimiz

1. Müslüman bir tüccar “Daha çok kâr olsun da nasıl olursa olsun.” gibi bir anlayışı elinin tersiyle iter ve hesabını verebileceği bir kazancın peşinde koşturur.

2. “Ahiret senin için dünyadan daha hayırlıdır.” (Duha, 93/4.) ayetini kendisine düstur edinen ve geçici dünyevi menfaatler için ahiretini satmayan bir tüccar, gerçekten kârlı bir alışveriş yapmış olacaktır.

 


* BENZER KONULAR

Dinin Faydası Önce Dünyadadır Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:02:58 ÖÖ]


Hayatı Kul Olarak Yaşamak Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:53:03 ÖÖ]


Ahir Zaman Bilinci Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:43:18 ÖÖ]


Ölüm Gününüz Doğum Gününüz Olsun Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:37:24 ÖÖ]


Cemiyette Hayır Koymayan Günahlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:26:30 ÖÖ]


İman Ettik Demekle Kurtulacakmısınız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:43 ÖÖ]


Mutlu Evlilikler Nasıl Gerçekleşir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:45:50 ÖÖ]


Kaliteli Kulluğun Kriterleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:37:45 ÖÖ]


Mucize Bir Yeteneğimiz Konuşmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:30:58 ÖÖ]


Her Hastalığın İlâcı Vardır Yalnız Ölüme Çare Yoktur Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:17:54 ÖÖ]


Kuran'a Daha Sıkı Sarılmak Gerek Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:42:36 ÖS]


İnsanoğlunun Yükü Ağır Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:37:25 ÖS]


Ahir Zamanda Doğru Düşünebilmek Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:28:33 ÖS]


İtikadın Bozulması Amelleri Heba Eder Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:18:31 ÖS]


Allah İle Arama Kimse Giremez Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:08:08 ÖS]


Zekt Mali Bir İbadettir 1 Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 30, 2024, 06:54:39 ÖÖ]


Zekt Mali Bir İbadettir Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 30, 2024, 06:45:27 ÖÖ]


Manevi Seyahat Hac Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 30, 2024, 06:38:59 ÖÖ]


Sabrın Sonu Selamettir Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 30, 2024, 06:31:56 ÖÖ]


2014 - Asfa Temiz Kalpler Korosu - Tertemiz 320 kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 30, 2024, 06:21:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41