Gönderen Konu: Barış Şehri’ne Barış Gelmeden Dünyaya Huzur Gelmez  (Okunma sayısı 66 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5771
Barış Şehri’ne Barış Gelmeden Dünyaya Huzur Gelmez
« : Kasım 02, 2023, 07:36:22 ÖÖ »


Barış Şehri’ne Barış Gelmeden Dünyaya Huzur Gelmez

Mescid-i Aksa, Kudüs ve çevresi yalın olarak işgal edilmiş Filistin toprakları olarak görülmemeli!

Ve Filistin’e sadece bir Müslüman Arap ülkesi olarak bakılmamalı!

İsrail de orayı zaten böyle düşünerek gelip işgal etmedi…

Keşke İsrail, orayı manasına uygun mübarek bir belde olarak kalması için çaba sarf etseydi. Hem kendisi için hem de dünya için orası belki bir huzur kaynağı olurdu.

Ama kimi atalarının lanetlenme sebebini bugüne taşımayı miras alma adına Yahudiler, Siyonizm’i esas alarak Filistin topraklarını işgale geldiler.

Oysa bugün Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksâ da, Mescid-i Harâm ve Mescid-i Nebevî gibi kutsiyetlerini, Allah’ın emri doğrultusunda peygamber eliyle, kulluğu sadece Allah’a has kılmak olan Tevhid Dini’ni yaşamak ve yaşatmak için inşa edildi.

Kudüs şehrinin İbrânîce adı olan Yeruşalayim (Yeruşalem) iki kelimeden oluşan terkibi, Saadia Gaon (otorite kabul edilen önemli Yahudi âlimi), “Dârüsselâm”, “Medînetüsselâm” olarak çevirir...

Yani Kudüs, Yahudilere göre dahi “Barış Yurdu”, “Barış Şehri” olarak bilinmektedir.

Bu mübarek beldede Davut Peygamber’den ilk olarak gelen bir mabet yapma fikri, oğlu Süleyman’a nasip olur. Hz. Süleyman, 7 yıl gibi bir zamanda Mescid-i Aksâ’yı inşa eder.

Kur’an’ın ifadesiyle “çevresini mübarek kıldığımız” bu kutsal belde de gerek Davut-Süleyman (a.s.) döneminde gerekse de Müslümanlarca fethedildiği dönemlerde hep kutsiyeti korunmuştur; manasına uygun olarak burada halk daima huzur içinde yaşamıştır.

Ama Haçlı zihniyeti, Siyonizm düşüncesi ne zamanki buraya musallat olmuş, bu “Barış Şehri” hep kan gölüne dönüşmüş ve içindeki halkıyla beraber harabeye çevrilmiştir.

638’de Hz. Ömer burayı fethettiğinde, 461 yıl boyunca buradaki üç dine mensup (hepsi de İbrahim’i din müntesipleri olan) Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler huzur içinde yaşamışlardır.

Bu düşünceden olsa gerek Hz. Ömer Kudüs’ü fethettiğinde Mescid-i Aksâ’dan sonra bir kiliseyi de ziyaret etmiş, namaz vakti geldiğinden “nerede namaz kılayım” diye sormuş, Hıristiyan din adamlarının teklifine rağmen kilisede namaz kılmayı (kendisinden sonra camiye çevrilir endişesiyle) reddetmiştir…

Kanuni Sultan Süleyman tarafından El Halil kapısının üzerine yazdırılan, “La ilâhe illallah, İbrahim Halîlullah” ifadesi de manidardır.

Müslümanların fethettiği yerlerde halka nasıl güzel ve hoşgörü içinde davrandıklarının da bir göstergesidir bu.

1099’da haçlıların işgaliyle 88 yıl tekrar asli manasından uzaklaşan Kudüs, 1187’de Selahaddin’i Eyyubi’nin fethiyle tekrar Tevhid Dininin bir merkezi haline gelmiştir. Ta ki 1917’de İngilizler orayı işgal edince bir daha toparlanma yüzü görmedi…

İnsanlığın başına adeta bela olan Yahudilerin her taraftan buraya gelip yerleşmesine bile bile göz yumuldu.

1948’de burayı işgal eden İsrail, gün geçtikçe bu kutsal mekânı harabeye çevirerek, halkını ya soykırım uygulayarak ya da yurtlarından ederek, şeytanın cirit attığı kan ve gözyaşı merkezi yaptı.

Katil Netanyahu’nun içinde gizlediklerini, “Hem erkeği hem kadını, bebekleri ve emzirenleri, öküzleri ve koyunları, develeri ve eşekleri öldürün” şeklindeki “Yeşaya Kehaneti” inancıyla dışa yansıtması, bir kez daha gösteriyor ki, Yahudilerin inandıkları Tevrat, bugün değil Kur’an nazil olmadan önce de Allah’ın kitabı olmaktan (tahrif edilerek) çıkartılmıştı.

Allah Teâlâ, barış dini İslam’ı son din olarak gönderdiği halde Allah’a bu yakıştırma (hâşâ) nasıl isnat edilebilir?

Kur’an, son Kitap olarak son peygamber Muhammed’e (s.a.s.) nazil olduğunda Yahudi ve Hristiyanların dinlerini nasıl tahrif ettiğini, Haham ve Rahiplerin kendi görüşlerini Allah’ın emri/dini yerine nasıl koyduklarını açıkça beyan ediyor:

“(Yahudiler) Allah’ı bırakıp, hahamlarını; (Hristiyanlar ise) rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih’i rab edindiler.

Oysa bunlar da ancak, bir olan Allah’a ibadet etmekle emrolunmuşlardır…” (Tevbe 31)

Yeni Müslüman olan kavminin lideri Adî b. Hâtim bu âyet hakkında: “Yâ Resûlellah! Biz onlara kulluk etmiyorduk ki!” dediğinde Hz. Peygamber:

“Peki, onlar size istediklerini helâl, istediklerini haram kılıyorlar ve siz de onlara uyuyor değil miydiniz?” diye sorduğunda Adî, “Evet!” şeklinde tasdik etmişti ve Efendimiz de: “İşte burada söylenen de odur” buyurmuştu.

Hülasa.

Dünyanın imarı ve ıslahı, tekrar ve yeniden İslam’a sahip çıkan müminlerin dünya idaresini ele almalarıyla ancak mümkündür!

İslam’ın barış getiren prensiplerini tekrar hayata geçirerek, geçmişte olduğu gibi bugün de bu barış getirilebilir…

Sadece Müslümanlara değil tüm dünyaya barışı İslam’ın esaslarını tam olarak temsil edenlerden başkası getiremez!

Bugün tüm dünyaya rağmen Türkiye’nin yüklendiği pozisyon bunu açıkça göstermektedir.

Ve dünya barışı da görülüyor ki “Barış Şehri” Kudüs’ün barış ve huzura kavuşmasıyla ancak mümkündür!

Yahudilerin kan dökmesine engel olunmadan, Filistin Müslümanlarına özgürlük getirilmeden dünyaya barış ve huzur asla gelmez!

Nusret Reşber.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Dün, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41