Gönderen Konu: Bazı Ermeni Çehreler 1  (Okunma sayısı 271 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5822
Bazı Ermeni Çehreler 1
« : Nisan 25, 2022, 10:11:41 ÖS »
Bazı Ermeni Çehreler  1

24 Nisan’da dünyanın pek çok yerinde 1915 hadiseleri dile getirilmekte, köpürtülmektedir.

Pek çok iftira, yalan furyası başını alıp gitmektedir. Bunun için meseleyi biraz yakından incelemek zarureti vardır.

Osmanlı Devleti zamanında olsun Cumhuriyet devrinde olsun ülkemizde bazı azınlıklar yaşamıştır, yaşamaktadır. Devlete düşmanlığı olmadığı müddetçe onlara karşı devletin ve milletin bir karşı tavrı olmamıştır.

O azınlıklardan Ermeniler, asırlarca ‘Teba-yı Sadıka’ olarak isimlendirilmişlerdir.

Fakat bazı Ermeniler zamanla Rus, İngiliz, Fransız, Kanada ve ABD’nin propagandalarına aldandılar. Bu devletler bazı Ermenilere Hınçak ve Taşnak gibi terör teşkilatlarını kurdurdular. Daha sonraki zamanlarda da ASALA böyle ortaya çıktı.

Osmanlı zamanında olsun, Cumhuriyet zamanında olsun bize düşmanlık eden bazı Ermeni çehrelerden kronolojiye sadık kalarak bahsedelim.

Hamparsum Boyacıyan, bunlardan ilk akla gelenlerdendir. 1867 yılında Adana Vilayeti’ne bağlı Haçin (Tufanbeyli) kasabasında doğmuştu. Sonra İstanbul’a gelmiş, Mekteb-i Tıbbiye-i Şahanede okumuştu. Güya tıpta uzmanlaşmak için daha sonra Cenevre’ye gitmişti. Orada silahlı terör teşkilatı olan ‘Hınçak Partisi’ne girdi. İngilizler tarafından gerilla çalışmaları hususunda iyi bir şekilde eğitildi.

‘Doktor Murat’ veya ‘Şeyh Murat’ kod ismiyle tanınmaya başladı.

Çalışmalarında daha ziyade Ermenilere vaadlerde bulunmuştur. ‘Avrupa’nın, isyan ettikleri takdirde Ermeni devleti kurmada yardımcı olabileceğini’ söylemişti.

O sıralarda İngiltere Musul petrollerine hakim olmak istiyordu. Ancak Osmanlı Padişahı Abdülhamid Han buna geçit vermiyordu.

Ayrıca Ruslar da sıcak denizlere inmek için Osmanlı topraklarında Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan Ermenileri kışkırtıyordu.

Onlara Ermeni Devleti vaadinde bulunuyordu.

İngiliz İstihbarat Servisinin yönlendirmesiyle Hamparsum Boyacıyan 1894 yılında Sason’da isyana teşebbüs etti. İsyanda ağırlıklı unsur Ermenilerdi. Ancak isyan başarılı olmamış, Hamparsum Boyacıyan da bir mağarada yakalanmıştı.

İdam edilecekken cezası sürgüne çevrildi. 1906 yılında cezaevinden kaçırıldı.

İttihatçı Donkişotların marifetiyle 1908 yılında Meşrutiyet Meclisine mebus olarak girdi.

Ayrıca Maraş’a bağlı Zeytun’da Boyacıyan’ın emriyle isyan eden Ermeniler, 300’ü aşkın asker ve 2 bin sivili öldürerek iç savaş denemesi yaptılar.

İnsan şunu sormadan edemiyor: Dünyanın hangi devleti kendine isyan eden birini meclisine mebus olarak almıştır?

Boyacıyan 24 Nisan 1915 hadiselerinde de elebaşılık yapanlardandı. Ancak evinde tutuklanarak 2.345 isyancı ile beraber Kayseri’ye sürüldü. Hapse atıldı. Yalancı tarihin ifadesiyle işkence edildi. O 1915 Ermeni harekâtının kurbanlarındandır.

Yargılandı ve 24 Ağustos 1915’te Kayseri’de idam edildi.

Abdülhamid Han, Ermenilerekarşı çok ince tedbirler alıyordu. Daha çok Ruslar ve İngilizler Doğu ve Güneydoğuda Ermenileri Osmanlıya karşı kışkırtıyordu. Abdülhamid Han’ın bölgede Müslüman Kürtlere kurdurduğu Hamidiye Alayları Ermenilere karşı başarılı mücadeleler verdi. Bozguncu Ermenilerin sürdürdüğü faaliyetleri engellediler.

1915 yılında Abdülhamid Han’a karşı Saatli Bomba Suikasti yapıldı. Tertipçileri arasında Kristafor Mikaelyan, kızı Robina Fain ve Konstantin Kabulyan adlı Rusya Ermenileri vardı. Bunlar anarşist ruhlu Belçikalı Edward Jorris’i de yanlarına aldılar. Tetikçiliği bu Jorris yapmıştı.

Sultan II. Abdülhamid Han, Allah’ın yardımıyla suikasttan kurtulmuştu. Ancak çok sayıda insan ölmüş ve yaralanmıştı.

Fransız Ermenisi Albert Vandal Abdülhamid’e ‘Kızıl Sultan’ demiş, Emin Oktay gibi sözüm ona tarihçiler de bunu ders kitaplarında papağan gibi tekrarlayıp durmuşlardır.

Abdülhamid Han’a ‘Hal’ tebliğini götüren heyette bulunan Ârâm Efendi bölücü Ermeni’ydi.

1915 Hadiseleri tam tersine gösterilmiştir.

1915’te Rus ve İngilizlerce kışkırtılan ve silahlandırılan Ermeniler ayaklanmışlardır.

Osmanlı ordusuna arkadan saldırmaya başlamışlardır. Bilhassa köylerde kadın, çocuk ve yaşlılar Ermenilerce öldürülmüştür.

 Bunun üzerine Osmanlı idaresi Ermeni ileri gelenleri ile görüştü. Çare bulamadı. Son çare olarak Ermeni Komitelerini kapatıp idarecilerinden 2.345 kişi isyan suçundan tutukladı. Hamparsum Boyacıyan da tutuklananlar arasındadır.

Rus, İngiliz, Fransız, Kanada ve ABD’liler o günde de bugünde de değişmez düşmanımızdır. 1915 yılında kışkırttıkları âsi Ermeniler işi başaramadılar. Hele Hamparsum Boyacıyan gibi bir liderlerini kaybetmeleri çok acı geldi. Bu kanlarına dokundu. Onun için her sene 1915 hadiselerini tekrar tekrar öne sürüyorlar. Karakin Pastırmacıyan ve Vartakes terör teşkilâtı Hınçak Cemiye-tinin aktif elemanlarındandı.

Erzurum Mebusu olarak meclise giren Karakin Pastırmacıyan İstanbul’daki kanlı Osmanlı Bankası baskınında bulunmuştur. Daha sonra Kafkaslarda çeteler kuran Ka-rakin Pastırmacıyan, mebusu bulunduğu Doğu Anadolu halkına Hınçak çeteleri vasıtasıyla pek çok zulüm ve işkence yapmıştır.

Komitacı Ermeni mebuslarından Vartakes Van’daki isyanın elebaşılarından olmuş, idama mahkum edilmiştir.

Osmanlının son zamanlarında Hariciye Nazırlığına Gabriyel Norodükyan adlı bir Ermeni getirildi. Norodükyan büyük Ermeni Devleti ideolojisini güdenlerin o za-manki temsilcilerindendi. Balkan Savaşının çıkması ve Osmanlı Devleti aleyhine sonuçlanması da ne yazık ki onun gayretleriyle olmuştur. Lozan’a giden Türk murahhas üye-lerinden ‘Türkiye’nin herhangi bir yerinde Ermenilere toprak ve-rilmesi’ talebinde bulunarak eşine az rastlanır bir küstahlıkta bulunmuştur.

Uydurukça Türkçe asil Türkçeyi bozmak için yapılmış bir projedir. Yaşayan halk dilimizle ve edebiyat literatüründeki dilimizle yeni nesiller arasında bir duvar örülmeye çalışılmaktadır. Dili bozanların başında Ermeni Agop Dilaçar Martayan gelmektedir. Onun hakkında bazı kayıtlar şöyledir:

Agop Dilaçar Martayan 1895’te İstanbul’da doğmuştur. Robert Kolej’de okumuştur. 1979’da İstanbul’da ölmüştür. Mezarı Şişli Ermeni mezarlığında bulunmaktadır.

Türk Dil Kurumunun yönetimine getirilen Agop Dilaçar Martayan aslında İngiltere Gizli Servisine hizmet etmiş bir Ermeni’dir. Daha önceleri onun Yıldırım Orduları İstihbaratınca İngilizlere casusluk suçundan yakalandığı belirtilmektedir. Hayatı bağışlanmıştır. Zamanla araştırılmadan TDK’nun yönetimine getirilir. Dilimiz onun ve adamlarının eliyle âdetâ dinamitlenmiştir.

Türkiye’ye ihanet eden Ermeniler arasında bir de Mıgırdıç Şellefyan vardır. 1914 – 1987 yılları arasında yaşamıştır. Adapazarı’nda doğmuştur. Ermeni Cemaati Merkez Mütevelli Heyeti Başkanlığı’nı yaptı. Süleyman Demirel’in yeğeni Yahya Demirel’le yakınlığı vardır. Yahya Demirel’in hayali ihracat maceraları o zaman Türk kamuoyunu uzun müddet meşgul etmişti.

Şellefyan, 1957 seçimlerinde DP listesinden İstanbul Milletvekili seçildi. 1960 ihtilalinden sonra Amerika’ya kaçtı. Türkiye’ye ihaneti ayyu-ka çıkan Mıgırdıç Şellefyan, yurt dışına büyük miktarda döviz ka-çırmış, hırsızlık ve ahlâksızlığı kaç kere ortaya çıkmıştır.

10 Aralık 1987’de ABD’de vefat etti. Türkiye düşmanı Ermeni grupları onun ölüm gününü matem günü ilan ettiler.

Yazımızın bu bölümünü bir bilmeceyle bitirelim: Bugün Türk siyasî hayatında yer alan iki partinin genel başkanlarının Ermeni asıllı olduğu ileri sürülmektedir. Bu sayın başkanlar da ‘Biz Ermeni değiliz’ diyememektedir.

Bilin bakalım bu iki parti başkanı kimdir?

Mustafa Akgün.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5822
Ynt: Bazı Ermeni Çehreler 2
« Yanıtla #1 : Nisan 26, 2022, 08:16:52 ÖÖ »
Bazı Ermeni Çehreler  2

Her Ermeni Türk düşmanı değildir. Tam aksine milletimizin kadirşinaslığını çok iyi bilen Ermeniler de vardır. Umumi insani ölçüler içinde olan Ermeniler de bulunmaktadır.

Artin Penik adlı Ermeni de onlardan biridir. O milletimizi çok iyi tanıyanlardandır. 1982 yılında Ankara-Esenboğa havaalanında 3’ü emniyet vazifelisi 9 kişi ASALA mensubu Ermeni teröristlerce öldürülmüştü. Artin Penik bu durumu kendini yakarak protesto etmişti. Bu yanık yarasından ölürken şunları söylemişti:

“Masum insanları arkadan kahpece öldürmekle bu işler halledilmez. Siz emperyalistlerin oyununa geliyorsunuz. O zaman da emperyalistlerin oyunlarıyla yüz binlerce insan kayıp oldu. Kendinize gelin, sizi kandırıyorlar. Şurada birkaç bin Ermeni kaldı.

Bunları da mı yok etmek istiyorsunuz? Fakat buna asla muvaffak olamayacaksınız. Bugün nasıl kardeşçe geçiniyorlarsa, bundan sonra aynen devam edecek. Fakat siz, kahpece günahsız insanları öldürmeye devam ederseniz, size yeminle söylüyorum kökünüz kazınacak. Ermeniler mert olur. Kahpece arkadan masum insanları öldürmez. Sizi biz asla Ermeni olarak kabul etmiyoruz. Lanetliyoruz. Fransa’nın eski Cumhurbaşkanı Giscard, sizi de Ermeni olarak lanetliyoruz.

Zamanında rey avcılığı yapmak için yaptıklarına göz yummasaydın, bunlar şımarmazdı. Yazacak çok şey var ama lüzum görmüyorum. Türk ulusu sizin cezanızı verecek.

Ölenlerin canına rahmet diler, yakınlarına sabırlar ve başsağlığı dilerim. Bütün Türkiye’deki vatandaşlarıma sabırlı olmalarını Allah’tan dilerim.

Saygı ve hürmetle hepinize elveda.

Artin Penik”

Artin Penik oynanan oyunun büyük resmini görmüştü. Düşünme melekesini kaybetmemiş Türklere işin gerçeğini anlatmıştı. Düşünme melekesini kaybedenler de inşâallah Artin Penik’in sözlerinden ders alıp kendilerini bulurlar.

Türk – Ermeni veya diğer azınlıklar meselesinde bunlara benzer müsbet ve menfi mânâda pek çok örnek vardır. İşe biraz güzellik yönünden bakılacak olursa şunlar görülür:

Yaman Dede, Kayserili bir Rum ailenin çocuğudur. 42 yaşında Müslüman olmuştur.

Pek çok güzel şiir yazmıştır. Bir dörtlüğü şöyledir:

Gönül hûn oldu şevkinden boyandım yâ Resûlallah

Nasıl bilmem bu nîrâna dayandım yâ Resûlallah

Ezel bezminde bir dinmez figândım yâ Resûlallah

Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Resûlallah

Yine Rum kökenli bir Müslüman olan Nevres-i Cedid’in bestelenmiş şiirinden bir dörtlük de şöyle:

Senden bilirim yok bana bir fâide ey gül

Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül

Etsem de abesdir sitem-i hâre tahammül

Gül yağını eller sürünür, çatlasa bülbül!

Bizim Türk Sanat Müziğimiz malum ilmî bir müziktir. Bu müzik tarzı sanki insanın duygu alemini karşısına alıyor. Onu güzel duygulara boğmak için güfte yazıyor, beste yapıyor, icrada bulunuyor. Osmanlı zamanında psikiyatri hastaları, akıl hastaları Türk Sanat Müziğinin bazı makamları dinletilerek tedavi edilirdi. Edirne’deki şifahanelerde geniş gül bahçeleri içinde, bülbül sesleriyle, kuş sesleriyle, su sesiyle ve Türk Sanat Müziğiyle hastaya terapiler yapılır, tedavisi sağlanırdı.

Aynı devirde akıl hastaları Avrupa’da ‘içine şeytan girmiş’ diye yakılıyorlardı. Bu, medeniyetler arasında ne korkunç bir farkın olduğunu göstermektedir.

Türk Sanat Müziği sadece Türk-ler veya Müslümanlar arasında yaygın değildir.

İstanbul’da yaşa-yan azınlıklardan bazıları da bu müzik türüyle iştigal etmişlerdir. Rumlardan, Ermenilerden Türk Sanat Müziği ile iştigal eden çok kimse vardır...

Hele Ermenilerden çok vardır. Türk Sanat Müziğinde güfte yazan, beste yapan, söyleyen pek çok Ermeni sanatçı Türk Sanat Müziğinde literatüre girmiştir.

Kemanî Sarkis Efendi bunlardan biridir. Bir şarkısı şöyle başlar:

‘Kimseye etmem şikayet ağlarım ben halime

Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime’

Sonra bir Aliksan Efendi vardır ki Türk Sanat Mü-ziğinin Ermeniler arasında yayılmasını sağlamıştır. Şunlar onun şarkılarından bazılarının başlayış cümleleridir:

‘Ruhumda bahar açtı onun bülbülü sendin’

‘Koklasam saçlarını bir gece tâ fecre kadar’

‘Hani ya sen benimdin niye döndün sözünden?’

 Astik Efendi de bir Ermeni bestekârdır. Bir eseri şöyle başlıyor:

‘Yeter üzdün beni kaşı hilâlim

Tevahhuş etme gel, gel a zalim

N’olur bir buse versen zıybi hayalim

Tükendi, kalmadı sabra mecalim’

Yine Artaki Efendi de TSM’ye pek çok eser kazandırmıştır.

Meşhur Bimen Şen çok büyük bir Ermeni bestekârdır. Meşhur Türk müzisyenler Aziz Dede, Tambûrî Cemil Bey ve Şevki Beylerin müzik bilgilerinden istifade etti. Sekiz yüz kadar bestesiyle âdetâ rekora gitmiştir. Şunlar onun unutulmayan eserlerindendir:

‘Al sazını sen sevdiceğim şen hevesinle

Çal söyle benim şarkımı sevdalı sesinle

Ben dinleyeyim ağlayayım gizlice böyle

Çal söyle benim şarkımı sevdalı sesinle’

‘Durmadan aylar geçer, yıllar geçer gelmez sesin’

‘Derdimi ummâna döktüm âsumâna ağladım’

Kemanî Tatyos Efendi, Türk Sanat müziğinde çok ince mânâlı ça-lışmalar yapmıştır. Şu da onun çalışmalarındandır:

‘Gamzedeyim deva bulmam

Garibim bir yuva kurmam

Kaderimden hep çekerim

İnlerim hiç rehâ bulmam’

Bütün bunlara Hanende Manol Ağa, İsak Varan, Lemi Atlı, Nubar Teleyay, Hamparsum Limonciyan, Udî Hırant Kenkiloğlu, Leon Hancı gibi Ermeni müzisyenleri de ekleyebiliriz.

Yazıyı âşıklık geleneğine bağlı Ermeni şair Kenziyâ’nın Türk halk şairi Zülalî’yle atışmala-rı sırasında söylediği çok manâlı bir dörtlükle bitirelim:

‘Bir anadan bir babadan gelmişiz

Biz buna etmişiz iman Zülâlî

Eğer böyle ise niçin olmuşuz?

Biz size, siz bize düşman Zülâlî?’

Mustafa Akgün.

 


* BENZER KONULAR

Cemaat Anlayışımızı Mümin Sorumluluklarımızı Gözden Geçirelim Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:44:31 ÖÖ]


Müslüman Gençlere Zikir Bildirisi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:27:36 ÖÖ]


Kıskanmak ve Muş Gibi Yapmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:20:23 ÖÖ]


Dinine Tarihine Kültürüne Bağlı Gençler Yetiştirmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:13:57 ÖÖ]


Meyyit – Ölü - Ziyârete Gelenleri Tanır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:07:16 ÖÖ]


Abdullah Akbulak - Zakirin Gözyaşı 2001 - 320 Kbps - Wav Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:37:43 ÖÖ]


Abdullah Akbulak - Sensiz Ağlar 2003 - 320 Kbps - WaV Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:13 ÖÖ]


Rabbin Gazabını söndüren kulunu Rabbine Sevdiren Gönderen: türkiyem
[Dün, 09:20:31 ÖÖ]


Her Kötülüğün Tek İlacı Gönderen: türkiyem
[Dün, 09:05:08 ÖÖ]


Hepimizin Kaçınılmza Sonu Ölüm Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:58:13 ÖÖ]


Allahin Cennet Ehli İçin Hazırladığı Nimetler Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:54:31 ÖÖ]


Cehennem Ateşi Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:50:55 ÖÖ]


Kur'an ve Hadisler Çerçevesinde Din Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:34:28 ÖÖ]


Duanın Fazileti ve Vakti Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:16:55 ÖÖ]


Aile Reisi Olarak HZ. Muhammed Aleyisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:46:18 ÖÖ]


Lokman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:20:52 ÖÖ]


En Büyük Zikir Allah’ı Anmaktır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:12:36 ÖÖ]


2024 - Ammar Acarlıoğlu - İlahi Ninniler 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 03, 2024, 08:32:56 ÖS]


İbrahim Sadri - Dil-i Yunus 320 Kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 03, 2024, 08:27:46 ÖS]


2024 - Hikmet Ayyıldızlı - İlahiler 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 03, 2024, 08:14:11 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41