Gönderen Konu: Evlilik İki Kişinin Yolculuğudur  (Okunma sayısı 100 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5778
Evlilik İki Kişinin Yolculuğudur
« : Ağustos 06, 2023, 07:54:51 ÖÖ »


Evlilik İki Kişinin Yolculuğudur

Boşanma sürecinde aile bireylerini ve yakınlarını ikna etmeye çalışan genç bir kardeşim; “Evlendiğimizde el ele yürüyeceğimize söz vermiştik fakat o hep geride kalmayı tercih etti” diyor… Genç kardeşim ifadelerine şunları da ekliyor: “İki kişi bir yolculuğa çıkıyor, biri alıp başını gidiyor diğeri olduğu yerde kalmayı tercih ediyor, uyum bozuluyor. Eğitim alanında, sosyal çevremi genişletme noktasında hep çabam oldu ve edindiğim kazanımları onunla paylaşmak istedim fakat o bunu küçümsedi ve hep aynı noktada kaldı. Okuduğum kitabı onunla paylaşmak, akşam vakti birlikte yürüyüş yapmak, sosyal konuları tartışmak, doğaya çıkmak, bir film izlemek ve içsel yolculuğa çıkmak ve hayatı bütünüyle paylaşmak isterdim ama o bütün bunlara kendini kapamış ve ilk başladığımız yerde kalmayı tercih etmişti. Hayatımıza renk katacak hiçbir şey yoktu, eski soluk özensiz giysilerle karşılanıyor ve soru sorduğumda tersleniyordum. Her şey özensizdi, her şey düzensizdi ve kendimi hep yalnız hissediyordum. Benim iç dünyamda edindiğim zenginlikleri küçümsüyor ve eleştiriyordu. Oldukça sert bir mizacı vardı ve bana emirler yağdırarak yetersizliğini bastırmaya çalışıyordu.

Sesini ne kadar yükseltirse bana ne kadar hükmedebilirse kendini o kadar güçlü hissediyordu ve buluşabileceğimiz ortak hiçbir noktamız yoktu. İçimde kocaman bir boşluk oluşmuştu ve yalnızlaşmıştım… Yapayalnız…”

Modern kültürün insanları tek kişilik bir adaya hapsettiği ve bu durumun sadece sosyal ilişkileri değil aile içi ilişkileri de büyük oranda etkileyerek boşanmaları tetiklediği ifade ediliyor. Kadının kamuda ve özel sektörde kendine yer edinmesi, aile fertlerinin ilişkilerini ben odaklı bir bakış açısı ile şekillendirmeleri ve ahlâki değerlerin giderek zayıflaması doğal olarak aileyi ayakta tutan dinamikleri sarstı. Eşleri birbirlerine bağlayan saygı ve paylaşım zayıflayınca rekabet ve çatışma kaçınılmaz hale geldi ve boşanmalar hızla artmaya başladı. Aile terapistleri, ilahiyatçılar ve sosyal çalışmacılar bu sorunun üzerinde titizlikle durdular ve boşanmalara sebebiyet veren etkenleri kategorize ederek tartıştılar. Ancak eşlerin gelişimlerini sürdürürken yaşadıkları uyumsuzluk ve buna bağlı olarak ortaya çıkan yalnızlaşma pek dikkate alınmadı.

Oysa evliliğin ilk yıllarında sürdürülen uyumun bozulması duygusal kopukluğa neden oluyor ve boşanmaları tetikliyordu.

Eşlerin gelişimlerini sürdürürken yaşadıkları uyumsuzluk bir tarafın kendini gelişime kapaması ve karşı tarafı yok sayması ile başlıyor. Kadın ya da erkek nasıl olsa evlendim karşımdaki kişi beni her durumda kabullenmeye mecbur mealinde bir yaklaşım içinde oluyor ve bir taraf ruhsal gelişimini, eğitimini, sosyal alanını geliştirmeye gayret ederken diğer taraf umursamaz bir tavır takınarak arkada kalmayı tercih ediyor. Böyle durumlarda fırsatları değerlendirerek kendini tanımaya çalışan taraf ya beklentilerini tamamen sonlandırıp karşı tarafı olduğu gibi kabul ediyor ya da  “kendimi boşluk içinde hissediyorum” deyip evliliği sonlandırmaya karar veriyor… Burada tarafları suçlamak, rencide etmek ya da akıl vermek yerine anlamaya çalışmak ve çözüm odaklı düşünmek daha doğru olur diye düşünüyorum.

Hepimiz yaşam boyu süren bir gelişim sürecine tabiyiz ve aldığımız eğitim, içinde bulunduğumuz faaliyetler ve edindiğimiz tecrübeler bizi hem besliyor hem de geliştiriyor. Eşler bu noktada birbirlerine uyum sağlayabilmeli bunu küçümsememelidirler.

Yola birlikte başladığınız kişi ile uyumlu olmak istersiniz ki; bu aile saadetinin güçlenmesini ve çocukların bu atmosferden istifade etmelerini sağlayacaktır. O nedenle bu yolculukta geride kalan eş sesini yükselterek karşı tarafa baskın gelmeye çalışmamalı aksine onunla birlikte yol alarak bu yolculuğu başarı ile tamamlamaya niyet etmelidir. Evlilikte uyumun sağlanması için bu önemlidir.

Fatma Tuncer.

RADYO  FANİDUNYA FM

 


* BENZER KONULAR

2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41