Gönderen Konu: Görünmeyen Tehlike  (Okunma sayısı 54 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5885
Görünmeyen Tehlike
« : Ağustos 27, 2022, 08:00:30 ÖÖ »
Görünmeyen Tehlike

Bizler, “Ya benimsin ya toprağın” söylemini araçların üzerine iliştirilmiş masum bir ifade olarak görür ve neye işaret ettiğini pek dikkate almazdık. Fakat eşlerini katleden canilerin bu ifadeyi dillendirerek kendilerine bir gerekçe oluşturduklarını görünce irkildik ve tehlikenin farkına varamadığımızı anladık. Düşünün; katil yaşadığı saplantıyı aşk ve sevgi sözcüğü ile harmanlayarak ayrılmak isteyen eşini katlediyor ve bunu kendine hak olarak görüyor.

Aşkla saplantı arasındaki ayrımın farkına varamayan kurbanlar, katil için önemli olduklarını ve sevildiklerini düşünüp, gerekli önlemleri almıyor ve cellâtlarının elinde can veriyorlar.  Oysa katilin gerekçe olarak gösterdiği, “Ya benimsin ya toprağın” söylemi bireyin özgürlüğüne vurulmuş bir zincir ve katilin elindeki suç aleti kadar tehlike saçıyor.

Zira bu ifade bir saplantının, yapışıklığın, psikopatlığın, zorbalığın ve şiddetin renklerini taşıyor ve katillerin cesaretini artırıyor. O nedenle bu tür söylemleri araçlarının üzerine ya da eşyalarına iliştiren kişilerin tavırları yakın takibe alınmalıdır.

Partnerine saplantılı hale gelen katil ayrılığı yenilgi olarak görüp, uzaklaşmayı hiçbir şekilde kabullenemez ve kendisini terk eden kişinin ölümü hak ettiğine inanır. Ve tutunduğu kişi olmadan asla yaşamayacağını düşünüp, ben yoksam sen de olmamalısın anlayışıyla hareket eder.

Saplantı zamanla zorbalığa, baskıya, şiddete dönüşür ve kişi karşı tarafın hürriyetini bütünüyle gasp eder. Katil partnerinin benliğini kendi benliğinde eritir ve onun kendisinden bağımsız hareket edemeyeceğine inanır ve köleleştirir.

Ruh hekimleri saplantılı kişilerin çocukluk döneminde olumsuz koşullarda yaşamış olabileceklerini ve bu koşullar nedeniyle güven duygularının cılız kaldığını ifade ediyorlar.

Nitekim kendini zayıf ve korunaksız hisseden kişi kaybetmeyi bir yenilgi olarak görüp tahammül gösteremiyor ve karşılaştığı sorunlarla başa çıkmakta güçlük çekiyor. Kişi kendini yetersiz, değersiz ve zayıf görüyor ve ancak saplantılı olduğu kişi ile birlikte olduğu sürece hayatını sürdürebileceğine inanıyor.

Son günlerde saplantılı olan kişilerin öz çocuklarını da hedef seçtiklerini ve karşı tarafı cezalandırmak için çocuğu katledip, intihara yöneldiklerini görmekteyiz. Ne acıdır ki bir ay içinde aynı kaderi yaşayan beş çocuğun hikâyesine rastladım. Boşanmayı kabullenemeyen saplantılı kişi intihara karar veriyor ve hem eşini cezalandırmaya hem de çocuğunu kendi kaderine ortak etmeye kalkıyor ve kimse tehlikenin farkına varamıyor. “Ya benimsin ya toprağın” söylemi artık sadece boşanan eşleri değil boşanmanın kurbanı olan çocukları da etkiliyor ve hikâyeleri yarım kalıyor çocukların.

Gazetelerin birinci sayfalarına düşen kurban çocuklar oyunun en heyecanlı noktasında alınıyor ve katlediliyorlar. Bu öylesine hain bir tuzak ki tehlikeyi ne çocuk kestirebiliyor ne de geride kalan ebeveyn… Boşanmayı, terk edilmeyi kabullenemeyen katil, çocuğunu hayatının en verimli çağında hayattan koparıyor.

Sevilen bir kişi ya da nesneden ayrılmak bir kopuştur ve ara dönemde yas kaçınılmaz olacaktır. Zira yapılan bir sevgi yatırımı vardır ve ayrılık bu yatırımın kaybı demektir. Böyle durumlarda sağlıklı bir kişi yasını tutar, olayı kabullenir ve hayatına kaldığı yerden devam eder. Neticede hayatın içinde ölümler, kopuşlar, ihanetler ve ayrılıklar vardır fakat yaslar tutulur ve olayın üzeri küllenir.

Saplantılı kişi ise ayrılığı bir felaket olarak görüp, partneri olmadan hayatını sürdüremeyeceğini düşünür ve olayları muhakeme edemez hale gelir. Kişi sağlıksız kararlar alır ve kendisinden ayrılmaya karar veren eşini katleder. Ve ne yazık ki canilerin ektiği şiddetten sadece anneler değil çocuklar da etkilenirler.

Fatma Tuncer.

RADYO DİNEME LİNKİMİZ.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Keşke Bilmiş Olsalardı Gönderen: anadolu
[Bugün, 09:02:12 ÖÖ]


Temiz ve Murdar Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:57:55 ÖÖ]


Ahmaktan Kaç Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:51:12 ÖÖ]


Müslümanın 24 Saati Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:37:18 ÖÖ]


40 Ayette Merhamet Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:23:17 ÖÖ]


İmanla Yücelmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:43:19 ÖÖ]


Amellerin En Faziletlisi Allah İçin Sevmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:58 ÖÖ]


Hayat Bizden Ne İster Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:50 ÖÖ]


Kibirden Mahrûmiyet Hâsıl Olur Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:14:51 ÖÖ]


Her Gün Tekâmül Etmelidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:02:25 ÖÖ]


Güzel Geçimin Sırları. Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 07:42:25 ÖÖ]


Yol Azığı Sabır ve Namaz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 07:37:45 ÖÖ]


Yardımlaşma Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 07:26:22 ÖÖ]


Kur'an'da İnkarcıların Sıfatları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 07:11:43 ÖÖ]


Kur'an Psikolojik Hastalıklara Şifadır Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 07:07:51 ÖÖ]


Hayat Bizden Ne İster Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:40:51 ÖÖ]


Zamanın Nabzını Tutmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:34:18 ÖÖ]


Emanet Ahlakı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:25:04 ÖÖ]


Annenin Gözünde Çocuk Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:11:50 ÖÖ]


Ömür Hak Yolunda Tüketilmeli Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:05:21 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42