Gönderen Konu: CÖMERTLİK  (Okunma sayısı 410 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
CÖMERTLİK
« : Haziran 02, 2018, 08:27:36 ÖS »
CÖMERTLİK

            “Cömertlik, dalları dünyanın içine uzanan cennet ağaçlarından biridir. Kim onun bir dalını tutarsa; o dal kendisini cennete çeker. Cimrilik de dalları dünya içine uzanan cehennem ağaçlarından biridir. Kim onun bir dalına yapışırsa o dal kendisini cehenneme çekip götürür.”

             Cömertlik, insanın cennetlik olmasını sağlayan sebeplerden birisidir. Zira cimrilik şeytandandır, cömertlik ise Rahman’dan... Allah cömerttir cömertleri sever. Allah kullarını mü’min, münafık ayırmadan, nimetlerinden cömertçe dağıtarak rızıklandırır. Kullarının da cömert olmasını ister.

            “Sevdiğiniz mallardan Allah yolunda harcamadıkça, fazilet ve üstün sevaba erişemezsiniz.” (Al-i İmran /92)

            Cömerdin az ibadeti, cimrinin çok ibadetinden üstün olduğu gibi, cömert cahil de cimri âlimden üstündür.

            Sevgili Peygamberimiz Muhammed-ül Mustafa (sav) Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde:

            “Allah-ü Teâlâ cömerdi, gece gündüz ibadet eden cimriden daha çok sever.” (Tirmizi) buyurmuşlardır. Yine bir başka hadis-i şerifinde şöyle buyurdular; “Allah katında cömert bir cahil, cimri âlimden daha üstündür. Çünkü cimrilik en ağır hastalıktır.”(Dare Kutni)

              Cömerdin imanı kuvvetli, cimrinin imanı ise zayıftır. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

            “Cömertlik iman sağlamlığından ileri gelir. İmanı sağlam olan cehenneme girmez. Cimrilik, şekten şüpheden meydana gelir. (İmanda) şüphesi olan da cennete giremez.”(Deylemi)

            “Bir kulun kalbinde cimrilikle iman bir arada bulunamaz.” (Nesai)

Mal ve servet yalnız Allah’a aittir ve rızkı veren de O'dur. Allah-ü Teâlâ'nın kullarına fazl u kereminden verdiği mallarda muhtaçların hakkı bulunmaktadır. Bu sebeple bir Müslüman için en makul hareket, mülkü gerçek Malik’in yolunda sarf etmesidir. Cömertlik duygusu da bu inançtan kaynaklanır.

Cömertliğin dünyevî ve uhrevî pek çok hayırlı neticesi vardır. Öncelikle cömert bir kimseyi Allah-ü Teâlâ sever ve kullarına sevdirir. Nihayetinde cömert kimse cennete yakın, cehennemden de uzak olur. Rasulullah Aleyhissalatü Vesselam Efendimiz şöyle buyurur:

“Cömert; Allah’a, insanlara, cennete yakın, cehennemden uzaktır. Cimri ise bunun aksinedir.” (Tirmizi)

            “Cömert olun ki Allah-ü Teâlâ da size cömertlik etsin! İyi bilin ki cimrilik küfürdendir, küfrün yeri de cehennemdir.” (Deylemi)

            Cömerdin kazancı, malı bereketli olur. Cömertliği nispetinde malı artar. Misafirin rızkı ile geldiği, kırk gün bereket bıraktığı, sadaka vermekle malın eksilmeyeceği hadis-i şeriflerde bildirilmiştir.

            Her Müslüman cömert olmaya çalışmalı, cimrilikten sakınmalıdır! Allah Rasulü (sav) ümmetini cömertliğe teşvik etmiş; bu hususta şöyle buyurmuştur:

            “Aman cimrilikten son derece sakının! Sizden öncekileri cimrilik helak etmiştir.” (Müslim)

            “Allah-ü Teâlâ’nın evliyasının hepsi cömert ve güzel ahlâklıdır.” (Dare Kutni)

            “Ebdal denilen evliya, çok namaz kıldığı, çok oruç tuttuğu için değil, cömertlik ve hâlka nasihat etmeleri sebebiyle cennete girer.” (Ebu Nuaym).

Cömertliğe en muazzam örneği teşkil eden ve cömertliği en güzel şekilde ifade eden Hazreti Muhammed-ül Mustafa Aleyhissalatü Vesselam Efendimizin damadı ve halifesi, Allah’ın Arslanı Mü’minlerin Emiri Hazreti Aliyyel Murtaza (kvc) Hazretlerinin cömertlikte zirve teşkil eden bir hadisesi şöyledir:

Hz Ali   Hazretleri hurma bahçesinde akşama kadar çalışmış, akşamda devesinin üzerine bir çuval hurma yükleyerek evinin yolunu tutmuştu.

Devenin yuları yardımcısı Kamber'in elinde idi. Kendiside önde gidiyordu. Medine’nin içine girdiklerinde, yolun kenarından bir ses geldi. Yoksulun biri elini açmış sızlanıyordu. “Ne olur Allah rızası için bir yardım!” diyordu. Sesi duyan Hz Ali Efendimiz, arkadan deveyi çekip gelen Kamber’e sordu;

"Kamber ne istiyor bu yoksul?"

Kamber:

"Hurma istiyor Efendim”, dedi.

Hz Ali Efendimiz:

"Ver öyleyse!"dedi

Kamber:

"Hurma çuvalda Efendim " dedi.

Hz Ali Efendimiz:

"Çuvalla ver öyleyse!” dedi

Kamber:

"Çuval devenin üzerinde Efendim”, dedi.

Hz Ali Efendimiz:

"Deveyle ver öyleyse!” diye gürledi

Emri derhal yerine getiren Kamber diyor ki;

"Devenin ipi de Benim elimde demekten korktum ve hurma çuvalını deveyle birlikte yoksula verdim. Az kalsın Beni de yoksula vermekte tereddüt etmeyecekti…”

 Allah Kur’an’-ı Kerim’de birçok ayette yapılan infakın, gösteriş için değil, sadece ve sadece Allah rızası için yapılmasını isteyerek ahlaki bir değer taşımasını istemiştir.

İnsanlara yapılan her türlü iyiliğin “Birr” ve Allah’a yakınlığı ifade eden “Takva” niyetiyle yapılması, İslam’ın genel prensiplerindendir. Yapılan her türlü yardımın özünde “Birr ve Takva” aranmalıdır, olmalıdır. Bu iki hasletin bulunmadığı durumda yapılan infakın kişiye faydası olmayacaktır. Çünkü gösteriş için yapılan, riya karışan hiçbir amelin kişiye faydası olamayacaktır. Riya ve gösterişle yapılan amel onur kırıcı  olarak değerlendirilmiş ve İslam’da yasaklanmıştır.

Bakara suresinde Allah-ü Teâlâ Hazretleri: “ Ey iman edenler! Allah’a ve Ahiret gününe inanmadığı halde insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan  kimse gibi sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayın.” (Bakara Suresi/264) buyrulmaktadır.

Ayette ifade edilen, gösteriş için harcanan malın, gönül kırmak ve başa kakmak için verilen sadakanın kişiye hiçbir menfaat sağlamayacağı bildirilmektedir.

İslam ahlakına göre; “Cömert” olabilmek için başkalarına yardım etmek yeterli değildir. Ancak yapılan yardım da cân-ı gönülden, seve seve yapılmalıdır. Bir Müslüman, tıpkı Medineli  Ensar’ın, Mekkeli  Muhacir kardeşlerine yaptığı karşılıksız yardım gibi yardımda bulunmalıdır. Gerçek cömertlik budur. Ensar’ın göstermiş olduğu cömertlik örneği, Allah katında karşılığını bulmuş ve Allah, onlar hakkında Hucurat suresinin dokuzuncu ayetini nazil etmiştir. Nazil olan ayet-i kerimede Allah-ü Teâlâ Hazretleri şöyle buyurur:

“Onlardan (Muhacirlerden) önce o yurda (Medine’ye) yerleşmiş ve imanı da gönüllerine yerleştirmiş olanlar, hicret edenleri severler. Onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık duymazlar. Kendileri son derece ihtiyaç içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden, hırsından korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.” (Hucurat Suresi 59/9)

İmam-ı Gazali Hazretleri;

“Ara sıra ve zorla iyilik yapan kimse “cömert” değildir.

İyilik yapmak düşüncesi olduğu halde bunu gerçekleştirme şansına sahip olamayan insan “cömert”tir.” demektedir. (Gazali İhya C.3. Sh.53 )

Rasulullah (sav) Efendimize, “Hangi sadaka daha değerlidir?” diye sorulduğunda:

“Yaşama sevincin yerinde ve mala düşkün olduğun, zenginliği arzulamakta ve fakirlikten korkmakta bulunduğun zaman verdiğin sadakadır.” buyurmuştur.

Cömert insanlar, yaptıkları yardımı hiçbir karşılık beklemeden ve Allah rızası için yaparlar. Dünyevi bir menfaat beklemezler. Onlar model insanlardır. Kur’an-ı Kerim de bu tip insanların üstün meziyetleri, kadir şinaslıkları sık sık anlatılmaktadır:

“Onlar seve seve yiyeceği yoksula, yetime yedirirler.”(yedirdikleri kimselere şöyle derler: “Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz.”

            Hz. Aişe Validemizden rivayet edildiğine göre, Rasulullah (sav) Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Allah-ü Teâlâ, bir veliyi kendisi için yarattığı zaman güzel ahlâk ve cömertlik üzere yaratır.”

Fahri Kâinat (sav) Efendimiz bir sohbetlerinde; “İki ahlâk vardır ki Allah onları sever. İki huy da vardır ki Allah onlardan nefret eder. Allah'ın sevdiği iki ahlâka gelince; birincisi güzel ahlâk, ikincisi cömertliktir. Allah'ın buğzettiği iki ahlâk ise; birisi kötü ahlâk, ikincisi cimriliktir. Allah Teâlâ bir kuluna hayrı murad ederse onu insanların ihtiyaçlarını yerine getirmekte kullanır.”

İbn-i Abbas Hazretleri, Rasulullah (sav) Efendimizin şöyle buyurduğunu rivayet eder:

“Cömert bir kimsenin günahından vazgeçin! Çünkü Allah Teâlâ bile, o cömert kulu kaydıkça onun elinden tutar.”

“Allah Teâlâ Cevâd'dır; yani cömert ve ihsan sahibidir. Bu sebeple cömertliği sever. Yine O, güzel ahlâkı sever, kötü ahlâktan da hoşlanmaz.”

“Şüphesiz Allah Tayyib’dir güzel ve hoş olanı sever. Temizdir temizliği sever. Kerîm'dir keremi sever. Cevâd'dır cömertliği, cûd ve sehâyı sever.” Buyurarak, Cenab-ı Hakk'ı “Cevâd” ism-i şerifi ile zikretmiştir. (Tirmizî, Edeb, 41)

Bu esmâyı İlâhiye, cömertlikteki kemâlin Allah-ü Teâlâ'ya mahsus olduğunu göstermektedir. Çünkü Allah, âlemdeki her bir varlığın neye, ne miktarda ve ne zaman ihtiyacı olduğunu bilir ve en uygun şekilde ikram eder. Ayrıca O, hiç kimseye muhtaç olmadığı ve eksiklikten münezzeh olduğu için lütuflarından dolayı bir karşılık beklemez. İbn-i Arabî'nin ifadesiyle söyleyecek olursak, hiçbir varlık yokken Allah-ü Teâlâ, kendi varlığından lütfetmek suretiyle mahlûkatı yaratarak en büyük cömertlikte bulunmuştur.

Mevlânâ Hazretleri ne güzel buyurur:

“Şunu iyi bil ki bedenden, maldan, mülkten kaybetmekte, ziyâna uğramakta ruha fayda vardır, onu vebalden kurtarır. Mal; bağışlamakla, infak etmekle görünüşte elden çıkar gider ama onu verenin gönlüne yüzlerce manevi hayat gelir!”

Dünya serveti; en yakınlardan başlayıp toplumdaki acizlere, kimsesizlere, gariplere yardımda bulunmak suretiyle, vicdan huzuruna ve âhiret saadetine ermek için kazanılmalıdır. Kazançta niyet bu olursa, dünyevî endişelerin gönüllerde meydana getirdiği katılık, kasvet, buhran ve sıkıntıların yerini tatlı bir huzur ve sükûnet hâli alır.

Günümüzün en büyük hastalıklarından biri olan kalp katılığının devasını, Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm’dan dinleyelim:

“Eğer kalbinin yumuşamasını istiyorsan; fakiri yedir, yetimin başını okşa!”

Mevlânâ Hazretleri bu hadis-i şerifin şerhi mâhiyetinde şöyle buyurur:

“Fakr u zarûret içinde boğulan gönüller, dumanla dolu bir eve benzer. Sen onların derdini dinlemek sûretiyle o dumanlı eve bir pencere aç ki onun dumanı çekilsin ve senin de kalbin rakikleşip rûhun incelsin.” (rakik: yufka yürekli, şefkat sahibi olan)

İşte cömertçe infakların rakikleştirdiği, olgunlaştırdığı huzurlu ruhlar, yaptıkları infakın, İlâhî muhâfazaya da vesîle olduğunu müşahede etmenin sürurunu yaşarlar. Bunun için de cân-ı gönülden infâka yönelirler.

Mevlânâ Hazretleri ne güzel buyurur:

“Kıldığın namaz, sana çobanlık eder; seni kötülüklerden, kurtlardan kurtarır! Verdiğin zekât, kesene bekçilik yapar, onu korur! Altın; zekât vermekle hiç eksilmez; aksine fazlalaşır, artar!”

“Üç şey vardır ki, bunlar bir velî kulda arttıkça, güzel hâlleri de artar:

1. Makamı yükseldikçe, tevazusu artar.

2. Ömrü uzadıkça, hizmeti artar.

3. Malı çoğaldıkça, cömertliği artar.”

Hadîs-i kutsîde Cenab-ı Hakk şöyle buyuruyor:

“Ey Âdemoğlu! İnfâk et ki sana da infâk edilsin!” (Buhârî, Tevhîd, 35)

Yine bir hadîs-i şerîfte Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimiz buyururlar ki:

“İnfâk et! Sayıp durma! Allah da sana karşı nîmetini sayıp esirger. Paranı çömlekte saklama! Allah da senden saklar…” (Buhârî, Zekât, 21; Müslim, Zekât, 88)

Yani Allah’ın razı olduğu güzel bir mü’min olabilmek için O’nun bize ihsan ettiği gibi biz de O’nun muhtaç kullarına cömertçe ikram etmekle mükellefiz.

Rabbimiz, kalplerimizden iman kuvvetini, ruhlarımızdan cömertlik neşesini, vicdanlarımızdan infak huzurunu eksik etmesin!

Nihayetinde cömertlik, ferdî ve içtimâî, dünyevî ve uhrevî hayatın sıhhati için elzem olan ahlâk-ı hamîdenin en mühim unsurlarından biridir.

İmâm Gazâlî Hazretlerinin dediği gibi;

“Malı olmayan kişide hırs değil kanaat, zengin kişide de cimrilik değil cömertlik olmalıdır.

 


* BENZER KONULAR

Oruç İnsanlığı Geliştirmelidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:40:52 ÖÖ]


Sözleri İyi Okumak Gerekir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:35:25 ÖÖ]


Okumak Anlamak Yaşamak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:28:47 ÖÖ]


Halk ve Yönetim Olarak Biz Nerede Yanlış Yapıyoruz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:18:39 ÖÖ]


Başkasının Ayıbını Araştıran Kendi Ayıplarını Göremez Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:03:05 ÖÖ]


Keşke Bilmiş Olsalardı Gönderen: anadolu
[Dün, 09:02:12 ÖÖ]


Temiz ve Murdar Gönderen: anadolu
[Dün, 08:57:55 ÖÖ]


Ahmaktan Kaç Gönderen: anadolu
[Dün, 08:51:12 ÖÖ]


Müslümanın 24 Saati Gönderen: anadolu
[Dün, 08:37:18 ÖÖ]


40 Ayette Merhamet Gönderen: anadolu
[Dün, 08:23:17 ÖÖ]


İmanla Yücelmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:43:19 ÖÖ]


Amellerin En Faziletlisi Allah İçin Sevmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:34:58 ÖÖ]


Hayat Bizden Ne İster Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:25:50 ÖÖ]


Kibirden Mahrûmiyet Hâsıl Olur Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:14:51 ÖÖ]


Her Gün Tekâmül Etmelidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:02:25 ÖÖ]


Güzel Geçimin Sırları. Gönderen: gurbetciyim
[Mayıs 13, 2024, 07:42:25 ÖÖ]


Yol Azığı Sabır ve Namaz Gönderen: gurbetciyim
[Mayıs 13, 2024, 07:37:45 ÖÖ]


Yardımlaşma Gönderen: gurbetciyim
[Mayıs 13, 2024, 07:26:22 ÖÖ]


Kur'an'da İnkarcıların Sıfatları Gönderen: gurbetciyim
[Mayıs 13, 2024, 07:11:43 ÖÖ]


Kur'an Psikolojik Hastalıklara Şifadır Gönderen: gurbetciyim
[Mayıs 13, 2024, 07:07:51 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42