Gönderen Konu: KUR'AN VE SÜNNETE BAĞLILIK  (Okunma sayısı 326 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
KUR'AN VE SÜNNETE BAĞLILIK
« : Haziran 24, 2018, 09:46:39 ÖÖ »
KUR'AN VE SÜNNETE BAĞLILIK

“Size iki şey bırakıyorum. Bunlara sarıldığınız sürece asla sapıtmayacaksınız. Bunlar Allah’ın kitabı ve Rasulünün sünnetidir.”

Bu mübarek ve veciz sözleri, doğru ve doğruluğu Allah tarafından tescil edilmiş Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem söylemiştir. Siyeri nebi’ye kısaca baktığımız zaman Allah Resulü’nün yirmi üç yılını Allah’ın kitabına ve kendisine uymaya davet ettiğini görürüz.

Dünyayı ahiretin tarlası yapan Allah celle celaluhu dünyada ve ahirette huzura kavuşmamız, Allah’ı ve Rasulünü razı etmemiz, dünyanın efendisi olmamız için kendi kitabına ve Rasulünün sünnetine azı dişlerimizle sarılmamızı istiyor. Allah Kur’an’a ve sünnete hakkıyla sarılanlardan eylesin.

Evvela insanların şunu çok iyi bilmesi gerekir ki; Allah ve Rasulünün emir ve yasakları herhangi bir şahsın, profesörün ya da yazarın sözü değildir ki Allah ve Rasulünün emir ve yasaklarını yapıp yapmamada muhayyer olsunlar.
Buna binaen Allah ve Rasulünün emir ve yasakları müslümanlar için her şeyden değerli ve bağlayıcıdır.

“Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” (Ahzab/36)

“Hayır, Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar.” (Nisa/65)
Ve yine insanların şunu bilmeleri gerekir; Kur’an ve sünnet (şeriat) insan hayatının bütün alanına müdahalesi ile tanzim eden bir sistem ve nizamdır.

Yani (şeriat) insanın ibadetine, evlenmesine, boşanmasına, kimleri dost kimleri düşman edinmesine vesaire hususlarda emir ve yasakları kâmil olan bir ilahi düzendir.

Kur’an ve sünnet dururken insanların bunların dışında başka kitapları ve yasaları rehber edinmeleri onların dünya ve hayatlarını helak eder.

Onları Allah’ın gazabına müstahak kılar ve şeytanın dostları ve velileri yapar.

“Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah’ın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti.” (En’am/153)

Asrı saadet döneminde yaşayan yeryüzünün yıldızlarına baktığımız zaman daha önceleri zina eden, içki içen, cinayet işleyen ve her türlü kötülüğün kendilerinde bulunduğu o zatlar, Allah’ın kitabı ve Rasulünün sünnetine tam bir şekilde bağlandıkları zaman insanların en hayırlıları ve en muttakileri oldular. Allah ve Rasulü onlardan razı, onlarda Allah ve Rasulünden razı oldular.

Çünkü Onlar Allah’ın kitabı ve Resulü’nün sünnetine canı gönülden bağlıydılar. Onların işlerinde, evlerinde, çarşı ve pazarlarında okul ve mahkemelerinde Allah’ın ve Resulü’nün sözü geçiyordu. Onun üzerinde başka kimsenin sözü geçmez ve geçemezdi. İşte bu bağlılık onları yeryüzünün varisleri yaptı. Onlar, bu inançla Perslere, Bizans ve Romalılara karşı galip geldiler.

Maddi olarak çok modern ve fazla silahları olmamasına rağmen onların maneviyatı çok ama çok güçlüydü. Onların elinde bir ucu Allah da diğer ucu kendilerinde olan bir ip vardı; Allah’ın kitabı vardı. İşte bundan dolayıdır ki, o zamanın süper güçlerine karşı meydan okudular ve muzaffer oldular.

Daha sonra Allah celle celaluhu halilini refık’i-A’la’ya aldı ve üç hayırlı nesilde tek tek bu dünyadan göçüp gitti. Zamanla insanlar Kur’an ve Sünnet’ten kopmaya başladı. Kur’an’ı ve Rasulullah’ın sünnetini bırakıp kimisi komünizme, kimisi sosyalizme, kimisi demokrasiye, kimisi laikliğe sapasağlam tutundu. Böylece insanların hayatının her alanı darmadağın oldu. Kur’an ve sünnete bağlı olanlar gerici yobaz, demokrasi ve laiklik havarisi yapanlar ise sırat-ı mustakimdelermiş gibi anlatıldı veya göründü.

İnsanlara ne oluyor da Allah’ın kitabını ve Rasulünün sünnetini bırakıp şeytanın ve onun dostlarının gösterdiği yolda gidiyorlar. Bu gidiş onları dünyada zillete ve rezalete, ahirette ise Allah’ın gazabı ve cehenneme götüren bir yoldur.

Şöyle bir dünyaya ve etrafımıza bakalım Kur’an ve Sünnet’e bağlı olmayan toplumların aile hayatı, ticari hayatı, ekonomisi hatta bütün işlerinin alt üst olduğunu müşahede ederiz. Niçin Allah’ın sapasağlam kulpuna sarılmıyorlar da, şeytan ve tağutların örümcek ağından yapılmış iplerine tutunuyorlar. Dünyayı, ahireti ve insanın künhünü/özünü bilen Allah celle celaluhu bizleri için İslam (Kur’an ve Sünnet’e tabi olmayı) beğenip seçmişken insanlar neden bu değerli hazinenin kıymetini bilmiyorlar!

Ey insanlar! Allah Rasulü bize veda hutbesinde neyi emanet etmişti!? Bizden neye sımsıkı sarılmamızı istemişti!? Ya Rabbi şahid ol! Yar Rabbi şahid ol!

Yar Rabbi şahid ol! Diye neyi tebliğ etmişti!? Peki, bizler bugün efendimizin mübarek emanetine ne kadar sahip çıkıyoruz. Bu hadisler bizlere ulaşmadı mı yoka bizler emanete ihanet mi ediyoruz!? Eğer ihanet ediyorsak (Allah bizleri korusun) şüphesiz ki Allah’ın hainleri sevmeyeceğini unutmayalım.

Evet, Rahman’ın taptaze hükümleri ve Rasulullah’ın sünneti yalnızca raflarda tozlanmaya bırakılmış veya çok ama çok azı uygulanır olmuştur. Onu yeryüzünün her alanına yaymaya çalışan hayatlarının her alanında Kur’an’ı ve Sünneti isteyen ve bu uğurda cihad eden müslümanlar ise terörist olarak damgalanmaktadırlar. Eğer Allah’ın kitabını ve Rasulün sünnetini istemek ve yaşamak terör ise sahabelerin hepsi terörist olmuştur.

İnsanların, asr-ı saadet dönemine gitmeleri, onların yaşadığı hayatı yaşamaları, dünyada izzetli ve şerefli hayat sürmeleri, karanlık evlerin ve gönüllerin aydınlanması için Allah’ın kitabını ve Rasulünün sünnetine sımsıkı sarılmaları gerekmektedir.

Biz müslümanlar kendimize sahabeleri örnek ve önder olarak görüyor ve kabul ediyoruz.

Müslümanların istekleri ve gayesi şu olmalıdır;

Evlerinde, okullarında, iş yerlerinde, sokaklarında, caddelerinde, mahkeme ve yönetim şekillerinde tartışmasız bir şekilde Allah’ın Onun Rasulünün sözü geçerli olmalıdır. Bu hususta herhangi bir pazarlık yapılmaz. Yapılması teklif dahi edilemez.
“Dikkat edin yaratmak da emretmek de Allah’a aittir.” (Araf, 54)

Karşımıza çıkan hangi mesele olursa olsun çözümü için iki yol vardır; Ya Allah ve Rasulüne havale edip ya Rabbi! Senin ve Rasulünün verdiği emri baş göz üstüne kabul ediyorum. Ya da şeytanın ve onun dostlarına havale etmek vardır. Üçüncü bir yol yoktur. Müslümanın uyanık olması  ve şeytanın tuzaklarına düşmemesi gerekmektedir.

Allah’a ve Rasulüne teslim olmuşsak egemenliğin, hâkimiyetin Allah’a ve O’nun izni ile Rasulüne ait olduğunu iman etmemiz lazım gelir. Maalesef şuan milyonlarca insan yığını bir kısmı bilerek bir kısmı bilmeyerek Allah’ın kitabını ve Rasulünün sünnetini bırakıp kendileri gibi aciz, bir dakika sonrasını bilmeyen insanların Allah’ın ve Rasulünün emirlerine taban tabana zıt olanı şeyleri, okumuş cahillerin emirlerine ve yasaklarına gönül hoşnutluğuyla bağlanırlar. İşte bu anlayış Allah’ın emrinde O’na ortak koşmaktır ki bu şekille Allah’ın gazabı insanların üzerine aralıksız yağabilir.

Allah’ın yeryüzündeki halifeleri ve işçileri olan bizler, Allah’ın en sevgili kulunun bize emanet ettiği şeylere sahip çıkmamız için Kur’an’a ve sahih sünnete hakkıyla sarılıp bu iki emaneti insanlara en güzel bir şekilde tebliğ etmeyi ve bu uğurda benliğini, malını ve canını feda etmeyi vazife bilmemiz ve bu şuurla çalışmamız gerekmektedir.

Değerli bedenini bu yolda yormalı, O’na kıyamet günü şahitlik ederek, saçını da bu uğurda ağartmalıdır. Allah’ın cemalini görmenin ve peygamberlere komşu olmanın yolu bu emanetlere hakkıyla bağlanmak ve onları yeryüzünde uygulanır hale getirmekle gerçekleşir.

Rabbim bizleri emanete hakkıyla sahip çıkan salih kullarından eylesin.

 


* BENZER KONULAR

İnsan ve İnsanlık Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:25:05 ÖS]


İslam’ın Kadına Verdiği Değer Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:20:33 ÖS]


Kulluk Bilinci Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:12:12 ÖS]


İnsan Onuru Mukaddestir Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:07:04 ÖS]


İslam’ın Engelliye Bakışı Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:02:58 ÖS]


Zaralı Alışkanlıklardan Korunmak Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:19:12 ÖÖ]


Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Ahlakı Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:13:25 ÖÖ]


İslam Ahlakı Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:08:04 ÖÖ]


Mutaki Olmak Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:03:31 ÖÖ]


İbadetin Özü Dua Gönderen: anadolu
[Bugün, 06:57:45 ÖÖ]


Haya – Ahlak – İmandır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:34:05 ÖÖ]


İkiyüzlülük- Münafıklık – Manevi Bir Hastalıktır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:28:39 ÖÖ]


İslamda Birlik ve Beraberliğin Önemi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:21:39 ÖÖ]


İnsanlara İyi Muâmele Etmek Aklın Yarısıdır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:12:43 ÖÖ]


Akıllı Kime Denir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:04:51 ÖÖ]


2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:42:56 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41