Gönderen Konu: SİHİR YAPMANIN VE KÂHİNLİKTE BULUNMANIN HÜKMÜ  (Okunma sayısı 765 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
SİHİR YAPMANIN VE KÂHİNLİKTE BULUNMANIN HÜKMÜ
« : Ocak 22, 2017, 11:06:11 ÖÖ »
SİHİR YAPMANIN VE KÂHİNLİKTE BULUNMANIN HÜKMÜ

Hamd, Allah’adır. Salât ve selâm, kendisinden sonra peygamber gelmeyecek olan Muhammed’e olsun.

Günümüzde bazı İslâm ülkelerinde doktor olduklarını, hastaları sihir ve kehânet yoluyla tedâvi ettiklerini iddiâ eden hokkabazlar çoğalıp yaygınlaşmakta ve halk arasında bazı saf ve câhil insanları sömürmektedirler. Bu durum, Allah Teâlâ'dan başkasına bağlanmak, Allah Teâlâ ve Elçisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in emirlerine karşı gelmek, İslâm ve müslümanlar için büyük tehlike arzetmektedir. Bu sebeple bu durumu Allah rızâsı için müslümanlara açıklamayı uygun gördüm.

Allah Teâlâ'dan yardım dileyerek derim ki; İslâm âlimleri, hastalıktan kurtulmak için tedâvi olmanın câiz olduğu konusunda ittifak etmişlerdir.

Örneğin; bir müslümanın iç hastalıkları uzmanı bir doktora, ameliyat olmak için bir cerraha, sinir hastalıkları uzmanı bir doktora veya başka bir hastalık uzmanı doktora teşhis ve tedâvi olmak için gitmesi ve hastalığına uygun olarak doktorun verdiği ilâçları alma-sında dînen bir sakınca yoktur.Çünkü bu, sebeplere sarılmak demektir ki Allah’a tevekkülü de ortadan kaldırmaz.Hiç şüphe yok ki Allah Teâlâ her hastalıkla birlikte o hastalığın ilâcını da indirmiştir. Bunu bilen bilir, bilmeyen de bilmez. Fakat Allah Teâlâ hastalıkların şifâsını haram olan şeylerde kılmamıştır.

Bu sebeple bir hastanın,hastalığını tedâvi etmesi için, gaybı bildiklerini iddiâ eden kâhinlere gitmesi ve onların haber verdiklerini tasdik etmesi câiz değildir. Çünkü onlar, bilinmeyen şeyler hakkında konuşurlar veya istediklerini elde etmek için cinlerden yardım alırlar. Bu kimselerin hükmü; -gaybı bildiklerini iddiâ ediyorlarsa- küfür ve sapıklıktır.
  Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

 (( مَنْ أَتىَ عَرَّافاً فَسَأَلَهُ عَنْ شَيْءٍ، لَمْ تُقْبَلْ لَهُ صَلاَةٌ  أَرْبَعِينَ يَوْماً.)) [ رواه مسلم ]

“Kim, bir falcıya  gider de ona bir şey sorarsa, kırk gün namazı kabul olunmaz.”

  "Arrâf"tan kasıt, -Hattâbî'nin de dediği gibi-, cinler vasıtasıyla çalınan veya kaybolan şeyin yerini haber veren kimsedir.

 Namazının kabul olunmamasından kasıt ise; farzı yerine getirmiş olmakla birlikte kılmış olduğu bu kırk günlük namazlarda kendisine sevap verilmeyeceğidir.

   Ebû Hureyre’den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

((مَنْ أَتىَ كاَهِناً فَصَدَّقَهُ بِماَ يَقوُلُ، فَقَدْ كَفَرَ بِماَ أُنْزِلَ عَلىَ مُحَمَّدٍ . )) [ رواه أبو داود ]

“Kim, bir kâhine gider de (ona bir şey sorar ve) söylediğini tasdik ederse, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’e indirileni (Kur’an’ı ) inkâr etmiş olur.”

Başka bir hadiste ise şöyle buyurmuştur:

(( مَنْ أَتىَ عَرَّافاً أَوْ كاَهِناً فَصَدَّقَهُ بِماَ يَقوُلُ، فَقَدْ كَفَرَ بِماَ أُنْزِلَ عَلىَ مُحَمَّدٍ  .))
[ رواه أهل السنن وصححه الحاكم ]

“Kim, bir falcı veya kâhine gider de (ona bir şey sorar ve) söylediğini tasdik ederse, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’e indirileni (Kur’anı) inkâr etmiş olur.”

İmrân b. Husayn’dan -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

(( لَيْسَ مِنَّا مَنْ تَطَيَّرَ أَوْ تُطُيِّرَ لَهُ، أَوْ تَكَهَّنَ أَوْ تُكُهِّنَ لَهُ، أَوْ سَحَرَ أَوْ سُحِرَ لَهُ، مَنْ أَتىَ كاَهِناً فَصَدَّقَهُ بِماَ يَقوُلُ،فَقَدْ كَفَرَ بِماَ أُنْزِلَ عَلىَ مُحَمَّدٍ. )) [ رواه البزار بإسناد جيد ]

“(Bir şeyi) uğursuzluk sayan veya kendisi için uğursuzluk saydıran, kehânette bulunan veya kendisi için kehânette bulunduran, büyü yapan veya yaptıran bizden değildir. Kim, bir kâhine gider de (ona bir şeyi sorar ve) söylediğini tasdik ederse, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’e indirileni (Kur’anı) inkâr etmiş olur.”

Yukarıdaki hadisler falcı, kâhin, sihirbaz ve bunun gibi kimselere giderek onlara bir şey sormayı,onları tasdik etmeyi şiddetle yasaklamakta ve bunu yapanları (cehennem azabıyla) tehdit etmektedir. Müslüman yöneticilere, İslâm dâvetçilerine, diğer güç ve yetki sahiplerine düşen görev; kâhin, falcı ve bu gibi kimselere gitmeye karşı çıkmaları, çarşı ve pazarlarda bu gibi işlerle uğraşanları yasaklamaları ve en katı bir şekilde bu durumu inkâr etmeleri, bunlara gidenleri de azarlamaları gerekir. Bazı şeylerde doğru olduklarını iddiâ ettiklerine ve pek çok insanın kendilerine geldiklerine aldanmasınlar.Çünkü kendilerine gelen o insanlar câhil kimselerdir.İnsanların bunların sözüne aldanarak onlara uyması asla câiz değildir.Çünkü Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- onlara gidip bir şey sormayı ve onları tasdik etmeyi yasaklamıştır.Bu, büyük bir kötülük, çok tehlikeli ve vahim neticeleri olan bir durumdur. Çünkü bu kimseler, yalancı ve günahkârlardır. Yukarıdaki hadîsler, kâhin ve sihirbazın kâfir olduğuna delîl teşkil etmektedir. Çünkü kâhin ve sihirbaz, gaybı bildiklerini iddiâ etmektedirler ki bu davranış küfürdür.

Yine kâhin ve sihirbaz, gâyelerine ulaşmak için cinlere hizmet edip onlara ibâdet etmedikçe, cinler onlara yardım etmezler. Allah Teâlâ’dan başkasına ibâdet etmek, O'na ortak koşmaktır. Gaybı bildiklerini iddiâ ettikleri şeylerde onları tasdik eden de onlar gibidir. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bunlarla uğraşan herkesten uzaktır. Müslümanın, tılsımlı sözlerle veya kurşun dökerek veyahut buna benzer hurâfelerle tedâvi ettiklerini iddiâ eden kimselere gidip onlara boyun eğmesi câiz değildir. Çünkü bu, kehânet ve gerçekleri insanlardan gizlemek demektir. Bu duruma râzı olan kimse, onların bâtıl ve küfür olan bu işlerine yardım etmiş olur.

Yine, bir müslümanın onlara gidip onlardan ileride oğlu ya da yakınıyla kimin evleneceğini veya karı ile koca arasında veyahut âile içerisinde sevgi, bağlılık,düşmanlık ve boşanma gibi meselelerde ileride olabilecek şeyleri sorması câiz değildir. Çünkü bu, Allah Teâlâ’dan başka hiç kimsenin bilemeyeceği gaybtan haber vermek demektir. Sihir, insanı küfre götüren haramlardandır.

Nitekim Allah Teâlâ Bakara sûresinde, iki melekle ilgili olarak şöyle buyurmuştur:

ﮋ   ﭪ  ﭫ  ﭬ  ﭭ  ﭮ  ﭯ  ﭰ  ﭱ  ﭲ  ﭳ  ﭴﭵ   ﭶ  ﭷ  ﭸ  ﭹ  ﭺ  ﭻ  ﭼ  ﭽﭾ   ﭿ  ﮀ  ﮁ  ﮂ  ﮃ  ﮄ  ﮅ  ﮆ  ﮇﮈ  ﮉ   ﮊ  ﮋ  ﮌ  ﮍﮎ  ﮏ  ﮐ  ﮑ  ﮒ   ﮓ  ﮔ  ﮕ  ﮖ  ﮗ  ﮘﮙ  ﮚ  ﮛ  ﮜ  ﮝ   ﮞﮟ  ﮠ  ﮡ  ﮢ  ﮣ  ﮊ [ سورة البقرة من الآية :102 ]

“İki melek; ‘Biz ancak imtihan için gönderildik, sakın yanlış inanıp da kâfir olmayasın diyerek (nasihat edip onu uyarmadıkça) kimseye (sihir ilmini) öğretmezlerdi. İnsanlar, iki melekten karı ile kocanın arasını açacak şeyleri öğreniyorlardı. Oysa sihirbazlar, Allah’ın izni olmadan hiç kimseye zarar veremezler. Sihirbazlar, kendilerine fayda değil de zarar vereni öğrenirler. Sihri satın alanlar (sihri tercih ederek hakkı terk eden Yahûdiler) âhirette (hayırdan) hiçbir nasiplerinin olmadığını çok iyi bilmektedirler.(Allah ve Rasûlü’ne îmâna) karşılık kendilerini sattıkları şey (sihir), ne kötü şeydir. Keşke bunu anlasalardı.”

   Bu âyet-i kerîme,sihir yapmanın küfür olduğunu ve sihirbazların da sihir yoluyla karı ile kocanın arasını açtığını göstermektedir.Ayrıca sihirbazın bizzat kendisinin fayda veya zarar vermekte etkin olmadığını, fakat Allah Teâlâ'nın takdir ettiği kevnî irâdesiyle sihrin etkili olduğunu göstermektedir. Çünkü hayrı da şerri de yaratan, Allah Teâlâ'dır.

 Sihir ilmini müşriklerden miras olarak alan, bununla saf ve câhil insanları aldatan bu iftirâcıların zararı ne kadar büyük, hâli ne kötü bir hâldir. Bu durumu Allah'a havâle ederiz.

Yine, yukarıdaki âyet-i kerîme, sihir ilmini öğrenenlerin kendilerine fayda değil de zarar vereni öğrendiklerini ve kıyâmet gününde onların hayırdan hiçbir nasiplerinin olmayacağını göstermektedir.Bu büyük tehdit onların kendilerini düşük bir ücret karşılığın-da sattıklarından dolayı, dünya ve âhirette büyük bir hüsrâna uğrayacaklarını göstermektedir.
Nitekim Allah Teâlâ, onları bu sebepten dolayı yermiş ve şöyle buyurmuştur:

ﮋ     ﮚ  ﮛ  ﮜ  ﮝ   ﮞﮟ  ﮠ  ﮡ  ﮢ  ﮣ  ﮊ
[ سورة البقرة من الآية :102 ]

"(Allah ve Rasûlü’ne îmâna) karşılık kendilerini sattıkları şey (sihir), ne kötü şeydir. Keşke bunu anlasalardı.”

Allah Teâlâ'dan, sihirbaz, kâhin ve benzerî hokkabazların şerrinden bizi uzak tutmasını,bize âfiyet vermesini ve müslümanları onların şerrinden korumasını dileriz.Onların tehlikesine karşı müslüman devlet başkanlarını muvaffak kılmasını dileriz. Yine, insanların bu gibi kimselerin zararlı ve çirkin emellerinden emin bir hayat yaşayabilmesi için bunlar hakkında Allah Teâlâ'nın hükmünü uygulamakta müslüman devlet başkanlarını muvaffak kılmasını dileriz. Şüphe yok ki Allah, cömerttir, dilediğine karşılıksız verendir, kerimdir.

Hiç şüphe yok ki Allah Teâlâ, vukû bulmadan önce sihrin şerrinden korunmayı kullarına meşrû kılmıştır. Sihrin vukû bulmasından sonra da kullarına rahmet, lütuf ve nimetinin kemâle ermesi olarak nasıl tedâvi olmaları gerektiğini onlara açıklamıştır.

Aşağıda sayacağımız şeyler, sihir vukû bulmadan önce onun tehlikesinden nasıl korunulması gerektiğini ve vukû bulduktan sonra da dînen mübah olan tedâvisini açıklamaktadır.

----------------------------------------------

  Bakara Sûresi:102

  Bakara Sûresi:102

---------------------------------------------

Vukû bulmadan önce sihrin tehlikesinden korunmanın en önemli ve en faydalı yolu nedir?

 Vukû bulmadan önce sihrin tehlikesinden korunmanın en önemli ve en faydalı yolu; dînen meşrû olan zikir ve duâlarla Kur’an ve sünnette bildirilen Allah Teâlâ'ya sığınılan sûre ve duâları okuyarak korunmaktır.
Bu zikir, duâ ve âyetlere gelince bunlar:

1. Farz namazların akabinde selâmdan sonra Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’den haber verilen duâları okuduktan sonra Âyetel-Kürsî’yi okumaktır.

2. Uykudan önce Âyetel-Kürsî’yi okumak, sünnettir.Çünkü Âyetel-Kürsî, Kur’anın en büyük âyetidir. Allah Teâlâ bu âyette şöyle buyurmuştur:

ﮋ ﮣ  ﮤ  ﮥ  ﮦ   ﮧ   ﮨ  ﮩﮪ  ﮫ  ﮬ  ﮭ  ﮮ  ﮯﮰ  ﮱ  ﯓ  ﯔ  ﯕ  ﯖ     ﯗ  ﯘﯙ  ﯚ  ﯛ  ﯜ  ﯝ  ﯞ  ﯟ   ﯠﯡ  ﯢ  ﯣ  ﯤ   ﯥ  ﯦ  ﯧﯨ  ﯩ  ﯪ  ﯫ  ﯬ  ﯭ  ﯮ    ﯯ    ﯰﯱ  ﯲ  ﯳ           ﯴ  ﯵﯶ  ﯷ     ﯸ     ﯹﯺ   ﯻ  ﯼ   ﯽ  ﯾ  ﮊ [ سورة البقرة الآية :255 ] 

“Allah, odur ki kendisinden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilâh yoktur. O, Hayy’dır, Kayyûm'dur. Kendisine ne bir uyuklama, ne de bir uyku gelir. Gökte ve yerde ne varsa, hepsi O'nudur. O'nun izni olmadan hiç kimse, O'nun yanında başkasına şefâat edemez. O'nun ilmi, (kâinâtta olmuş, şu an olan ve gelecekte olacak) her şeyi kuşatmıştır. O,kullarının (gelecekte yapacaklarıyla geçmişte yaptıklarının) hepsini bilir. O bildirmedik-ten sonra yarattıklarından hiç kimse, O'nun ilmine erişemez. O'nun kürsüsü, gökleri ve yeri içine alır. Gökleri ve yeri korumak, O'na zor gelmez. O, zâtı ve sıfatları ile bütün yarattıklarından yüce ve büyüktür."

 3. Şu üç sûreyi her farz namazın sonunda okumak da, sihirden korunmanın yollarındandır:
 
ﭑ ﭒ ﭓ
ﮋ ﭑ  ﭒ  ﭓ  ﭔ  ﭕ  ﭖ  ﭗ  ﭘ  ﭙ  ﭚ   ﭛ  ﭜ  ﭝ  ﭞ  ﭟ  ﭠ  ﭡ  ﭢ  ﭣ   ﮊ [ سورة الإخلاص الآيـات :1-4 ]

"(Ey Peygamber!) De ki: (Ulûhiyetin yegâne sâhibi ve ulûhiyette kendisine ortak koşulmayan) Allah birdir. Her muhtâcın maksûdu O'dur (ihtiyaç ve

----------------------------------------------------

Bakara Sûresi:255

----------------------------------------------------

istekleri gideren ancak O'dur).O doğurmamış ve doğurulmamıştır. (O'nun ne oğlu, ne babası, ne de eşi vardır). (İsim, sıfat ve fiilllerinde) O'nun dengi hiç kimse yoktur."
ﭑ ﭒ ﭓ
ﮋ ﭤ  ﭥ  ﭦ  ﭧ  ﭨ  ﭩ  ﭪ   ﭫ  ﭬ  ﭭ  ﭮ   ﭯ  ﭰ  ﭱ  ﭲ  ﭳ  ﭴ  ﭵ  ﭶ  ﭷ   ﭸ  ﭹ  ﭺ  ﭻ     ﭼ  ﭽ  ﭾ  ﭿ   ﮊ
[ سورة الفلق الآيـات :1-5 ]

"(Ey Peygamber!) De ki: Yarattığı şeylerin (hepsinin) şerrinden, karanlığı bastığı zaman gecenin şerrinden, düğümlere üfleyen büyücü kadınların şerrinden ve (Allah'ın insanlara bahşettiği nimetleri kıskanıp o nimetlerin onlardan yok olmasını isteyen) hasetçinin şerrinden, sabahın Rabbine sığınırım." 

"(Ey Peygamber!) De ki: (Bütün işlerini istediği gibi yöneten) insanların melikine, (O'ndan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilâh olmayan) insanların ilâhına, (gaflet ânında insana vesvese veren, fakat Allah'ın adı anıldığı zaman gizlenen) insanların kalplerine şer (ve şüphe sokan) sinsi şeytanın şerrinden, cin ve insan şeytanlarından, (kötü vesveseleri tek başına gidermeye kâdir olan) insanların Rabbine sığınırım."

4. İhlâs, Felak ve Nâs sûrelerini, sabah ve akşam namazının farzından sonra ve uykudan önce üçer defa okumak, sihirden korunma yollarındandır.

5.Bakara sûresinin son iki âyetini akşamleyin okumak da sihirden korunma yollarındandır.
Bu iki âyet şunlardır:

----------------------------------------------------------

İhlâs Sûresi

Felak Sûresi

Nâs Sûresi

---------------------------------------------------------

ﮋ ﮗ  ﮘ  ﮙ  ﮚ   ﮛ   ﮜ  ﮝ  ﮞﮟ  ﮠ      ﮡ  ﮢ  ﮣ  ﮤ   ﮥ  ﮦ  ﮧ  ﮨ  ﮩ  ﮪ  ﮫﮬ  ﮭ  ﮮ   ﮯﮰ  ﮱ  ﯓ  ﯔ  ﯕ  ﯖ  ﯗ  ﯘ   ﯙ  ﯚ  ﯛ  ﯜﯝ  ﯞ  ﯟ  ﯠ  ﯡ  ﯢ  ﯣﯤ   ﯥ  ﯦ  ﯧ  ﯨ    ﯩ  ﯪ  ﯫﯬ  ﯭ  ﯮ  ﯯ   ﯰ   ﯱ  ﯲ    ﯳ    ﯴ  ﯵ  ﯶ  ﯷﯸ  ﯹ  ﯺ   ﯻ  ﯼ  ﯽ    ﯾ  ﯿ  ﰀﰁ  ﰂ  ﰃ  ﰄ   ﰅ  ﰆﰇ   ﰈ  ﰉ  ﰊ  ﰋ  ﰌ  ﰍ  ﰎ   ﮊ [ ورة البقرة الآيتان :285-286 ]

Rasûl (Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-) Rabbi tarafından kendisine indirilene îmân etti. Müminler de îmân ettiler.Onlardan her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine îmân ettiler.’Allah’ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. İşittik ve îmân ettik. Rabbimiz! Bizi(m günahlarımızı) bağışla. Dönüş(ümüz de yalnızca) sanadır’ dediler.Allah hiç kimseye, gücünün yetmeye-ceği bir şeyi  yüklemez. Kim hayır işlerse, karşılığında hayır görecek, kim de kötülük işlerse karşılığında kötülük görecektir.Rabbimiz! (Üzerimize farz kıldığın bir şeyi) unutur veya (yapmamızı yasakladığın bir şeyi yaparak) hata edersek, bizi cezâlandırma. Rabbimiz! Bizden önceki (âsi topluluklara cezâ olsun diye) yüklediğin zor işleri bize yükleme.Rabbimiz! Gücümüzün yetmeyeceği şeyleri bize yükleme. Günahlarımızı affet. Bizi bağışla. Bize merhamet et. Sen bizim mevlâmızsın (her şeyimizin sâhibi ve işlerimizi
çekip çevirensin). (Dînini, birliğini ve peygamberini) inkâr edenlere karşı bizi muzaffer kıl."
 
  6. Rasûlullah -sallalahu aleyhi ve sellem-’den rivâyet olunduğuna göre, o şöyle buyurmuştur:
(( مَنْ قَرَأَ آيَةَ الْكُرْسِيِّ فيِ لَيْلَةٍ لَمْ يَزَلْ عَلَيْهِ مِنَ اللهِ حاَفِظٌ وَلاَ يَقْرُبُهُ شَيْطاَنٌ حَتىَّ يُصْبِحَ. )) [رواه البخاري] 

“Kim, geceleyin Âyetel-Kürsî’yi okursa, (Allah tarafından gönderilen) bir melek onu korur ve sabahla-yıncaya kadar şeytan ona yaklaşamaz.”

7. Başka bir hadiste şöyle buyurmuştur:

(( مَنْ قَرَأَ اْلآيَتَيْنِ مِنْ آخِرِ سُورَةِ الْبَقَرَةِ فيِ لَيْلَةٍ كَفَتاَهُ. )) [ رواه البخاري ومسلم ]

“Kim, geceleyin Bakara sûresinin son iki âyetini okursa, o iki âyet onu her

------------------------------------------------------------------

Bakara Sûresi:285-286

Buhârî


Abdulaziz b. Abdullah b. Bâz.

Terceme: Muhammed Şahin.

Tetkik: Ümmü Nebil.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Ynt: SİHİR YAPMANIN VE KÂHİNLİKTE BULUNMANIN HÜKMÜ
« Yanıtla #1 : Ocak 22, 2017, 11:16:47 ÖÖ »
Türlü kötülüklerden korur.”

8. Herhangi bir ev veya çöl, hava ve deniz gibi yerlerde konakladığı zaman, gece-gündüz yarattığı şeylerin şerinden bolca Allah’ın noksansız sözlerine sığınmak da şeytanın şerrinden Allah’a sığınmanın yollarındandır.
Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

(( مَنْ نَزَلَ مَنْزِلاً فَقاَلَ: أَعوُذُ بِكَلِمـاَتِ اللهِ التَّامَّاتِ مِنْ شَرِّ ماَ خَلَقَ لَمْ يَضُرَّهُ شَيْءٌ حَتىَّ يَرْتَحِلَ مِنْ مَنْزِلِهِ ذَلِكَ. )) [ رواه مسلم ]

“Kim, bir yerde konakladığında: Yarattığı şeylerin şerrinden Allah’ın noksansız sözlerine sığınırım' derse, oradan ayrılıncaya kadar hiçbir şey kendisine zarar veremez.”
 
9. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’den sahîh olarak rivâyet olunan hadiste teşvik edildiği ve bunun her türlü kötülükten kurtuluş olduğu için, sabah ve akşamın ilk vakitlerinde müslümanın üç defa şöyle duâ etmesi de Allah’a sığınmanın yollarındandır:

((بِسْمِ اللهِ الَّذِي لاَ يَضُرُّ مَعَ اسْمِهِ شَيْءٍ فيِ اْلأَرْضِ وَلاَ فيِ السَّماَءِ وَهُوَ السَّميِعُ الْعَليِمُ. )) [ رواه أحمد والترمذي وأبو داود وان ماجه ]

“Yerde ve gökte, adıyla hiçbir şeyin zarar veremediği Allah’ın adıyla. O, (her şeyi) hakkıyla işiten ve bilendir.”

Bu duâlarla Allah'a sığınılan sûreleri,ihlaslı olarak devâmlı okumak, buna kalpten inanmak,O'na güvenip dayanmak ve bu duâ ve sûrelerin delâlet ettiği anlamı gönülden kabul etmek, sihir belâsı ile diğer şeylerin şerrinden korunmanın en büyük sebeplerindendir.   

10. İnsanın,başına gelen zararı kaldırıp hastalığını gidermesi için Allah Teâlâ'ya boyun eğmesi ve O’na yalvararak ondan istemesi de sihir vukû bulduktan sonra onu ortadan kaldırmanın en büyük silahıdır.

11. Sihir ve benzerî hastalıkları tedâvi etmek için Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’den sâbit olan ve onun ashâbını rukye ile tedâvi ettiği duâlardan birisi de şudur:

(( اَللَّهُمَّ رَبَّ النَّاسِ! أَذْهِبِ الْبَأْسَ، وَاشْفِ أَنْتَ الشَّافيِ لاَ شِفاَءَ إِلاَّ شِفاَؤُكَ،

-------------------------------------------------

  Buhârî ve Müslim

  Müslim

  Müslim

--------------------------------------------------

Yûnus sûresindeki sihirle ilgili şu âyetleri okur:

ﮋ ﭑ  ﭒ  ﭓ  ﭔ  ﭕ  ﭖ  ﭗ  ﭘ  ﭙ  ﭚ     ﭛ  ﭜ      ﭝ  ﭞ  ﭟ  ﭠ  ﭡ  ﭢ  ﭣ  ﭤ  ﭥ    ﭦ  ﭧ  ﭨ  ﭩ  ﭪﭫ  ﭬ  ﭭ  ﭮﭯ  ﭰ  ﭱ  ﭲ    ﭳ      ﭴ  ﭵ  ﭶ  ﭷ  ﭸ  ﭹ  ﭺ    ﭻ  ﭼ   ﭽ  ﭾ  ﮊ
[ سورة يونس الآيـات :79-82 ]

“Firavun:Bilgili bütün sihirbâzları bana getirin, dedi. Sihirbâzlar gelince, Musâ onlara: Atacağınızı (ipleriniz ve sopalarınızı yere) atın, dedi. Onlar (iplerini ve sopalarını yere) atınca, Musa (onlara): Sizin getirdiğiniz şey, sihirdir.

Allah onu mutlaka boşa çıkaracaktır. Çünkü Allah, (yeryüzünde) bozgunculuk yapanların işini asla düzeltmez, dedi. Allah, günahkâr-ların hoşuna gitmese de sözleriyle gerçeği ortaya çıkaracaktır.”

Sonra  Tâ Hâ sûresindeki şu âyetleri okur:

ﮋ ﭑ  ﭒ  ﭓ    ﭔ  ﭕ  ﭖ   ﭗ  ﭘ  ﭙ  ﭚ  ﭛ  ﭜ  ﭝ   ﭞ   ﭟﭠ  ﭡ  ﭢ  ﭣ  ﭤ  ﭥ  ﭦ  ﭧ  ﭨ  ﭩ   ﭪ  ﭫ  ﭬ  ﭭ  ﭮ  ﭯ  ﭰ  ﭱ  ﭲ  ﭳ  ﭴ       ﭵ  ﭶ     ﭷ  ﭸ  ﭹ  ﭺ  ﭻ  ﭼ  ﭽ  ﭾﭿ  ﮀ   ﮁ   ﮂ           ﮃﮄ  ﮅ   ﮆ  ﮇ           ﮈ  ﮉ   ﮊ  ﮊ [ سورة طه الآيـات :65-69 ]

“(Sihirbazlar) dediler ki:Ey Musâ!Ya sen önce (asanı) at, ya da biz (yanımızdakileri) önce atanlar olalım. (Musâ onlara):

Bilakis, siz önce atın, dedi. (Sihirbazlar ipleriyle sopalarını yere atınca) büyülerinin  kuvveti  sebebi ile, bir de baktı ki ipleri ve sopaları kendisine koşan (yılanlar) gibi görünüyor. Musâ birden içinde bir korku hissetti. (Musâ’ya):'Hiç korkma,(sihirbazlara, Firavun ve askerlerine) üstün gelecek olan muhakkak ki sensin’, dedik. ‘Sağ elindeki at da onların ipleri ve sopalarını yutsun.(Senin önünde) yaptıkları sadece sihirbaz hilesidir. Sihirbaz nereye varsa, (sihriyle) iflâh olmaz.”

Yukarıda zikredilen âyetleri suyun içine okuduk-tan sonra bu sudan üç yudum içer, geri kalan suyla yıkanır. Bu şekilde -Allah’ın izniyle- hastalık kendisinden gider. İhtiyaç duyduğunda, hastalık gidene kadar iki veya daha fazla bu şekilde yapmasında bir sakınca yoktur.

13. Sihrin başka bir tedâvi yolu da sihir yapılan yeri veya dağı veyahut sihrin bulunduğu yeri öğrenmek için çaba harcamaktır ki bu yol, sihrin

---------------------------------------------------

  Yûnus Sûresi:79-82

  Tâ Hâ Sûresi: 65-69

--------------------------------------------------

giderilmesi için en faydalı yoldur. Sihrin yapıldığı yer bilinir,oradan çıkarılıp imhâ edilirse, sihir bozulur. Bu saydıklarımız, sihirden korunma ve tedâvi olmanın yollarındandır.

Başarı Allah’tandır.

Kurban keserek cinlerle şeytanlara yaklaşmak veya başka bir yolla onlara yaklaşmaya çalışan sihirbazların yaptıkları tedâvi şekline gelince, bu davranış câiz değidir. Çünkü bu,şeytanın işidir, hatta büyük şirktir. Müslümana düşen görev; bundan şiddetle sakınmaktır.

Aynı şekilde kâhin, müneccim ve hokkabazlara gidip onlara soru sorarak tedâvi olmak, söylediklerini yerine getirmek de câiz değildir. Çünkü onlar, Allah’a inanmayan ve gaybı bildiklerini iddiâ ederek insanları aldatan yalancı ve günahkâr kimselerdir.Bu kitabınn başında zikrettiğimiz gibi, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- onlara gidip bir şey hakkında soru sormaktan ve söylediklerini tasdik etmekten şiddetle sakındırmıştır.

Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e sihiri sihirle çözmek hakkında soru sorulduğunda o şöyle buyurmuştur:
(( هُوَ مِنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ. )) [ رواه أحمد وأبو داود بإسناد جيد ]

“(Sihir yapılan kimseden sihiri), sihirle çözmek, şeytanın amelindendir.” 

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’in bu sözünden kasıt; câhiliyye devri insanlarının sihiri sihirle çözmeye çalıştıkları yoldur ki onlar sihirbaza gidip o sihri çözmesini ister veya başka bir sihirbazdan sihiri, o sihirin bir benzeriyle çözmesini isterlerdi. 

Daha önce de belirtildiği gibi, sihiri bozmak için şer’î rukye, teavvuzât (Allah’a sığınılan sûre ve duâlar) ve mübah olan ilaçları kullanmakta bir sakınca yoktur. Nitekim büyük âlim İbn-i Kayyim ile Abdurrahman b. Hasan “Fethul-Mecîd” adlı eserinde ve başka âlimler bunun helâl olduğunu belirtmişlerdir.

Allah Teâlâ'dan, müslümanları her türlü kötülükten uzak tutmasını, dînlerini korumasını, onları dînlerinde bilgili kılmasını ve dînine aykırı olan şeylerden onları uzak tutmasını dileriz.

Allah Teâlâ, kulu ve elçisi Muhammed’e, âile halkına ve ashâbına salât ve selâm eylesin.

-------------------------------------------------------------------

Ahmed ve Ebû Dâvûd "ceyyid" bir isnadla rivâvet etmişlerdir.

--------------------------------------------------------------------




 


* BENZER KONULAR

Hayra Da Şerre De Aracılık Eden Onu İşleyen Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:17 ÖÖ]


En Tehlikeli Mikrop Çeşidi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:51:19 ÖÖ]


İnsan ve İman 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:17 ÖÖ]


Haklısın Demeyi Bilebilmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:33:45 ÖÖ]


Yaratılış Gayesini Bize Peygamberler Öğretti Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:27:03 ÖÖ]


Asfa Temiz Kalpler Korosu - Tertemiz 2 2016 - 320 Kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:10:26 ÖÖ]


Dinin Faydası Önce Dünyadadır Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:02:58 ÖÖ]


Hayatı Kul Olarak Yaşamak Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:53:03 ÖÖ]


Ahir Zaman Bilinci Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:43:18 ÖÖ]


Ölüm Gününüz Doğum Gününüz Olsun Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:37:24 ÖÖ]


Cemiyette Hayır Koymayan Günahlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:26:30 ÖÖ]


İman Ettik Demekle Kurtulacakmısınız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:43 ÖÖ]


Mutlu Evlilikler Nasıl Gerçekleşir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:45:50 ÖÖ]


Kaliteli Kulluğun Kriterleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:37:45 ÖÖ]


Mucize Bir Yeteneğimiz Konuşmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:30:58 ÖÖ]


Her Hastalığın İlâcı Vardır Yalnız Ölüme Çare Yoktur Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:17:54 ÖÖ]


Kuran'a Daha Sıkı Sarılmak Gerek Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:42:36 ÖS]


İnsanoğlunun Yükü Ağır Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:37:25 ÖS]


Ahir Zamanda Doğru Düşünebilmek Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:28:33 ÖS]


İtikadın Bozulması Amelleri Heba Eder Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:18:31 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41