Gönderen Konu: İnsanın Hidayet Ya da Dalaleti Seçme Hürriyeti  (Okunma sayısı 413 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
İnsanın Hidayet Ya da Dalaleti Seçme Hürriyeti
« : Nisan 07, 2018, 10:05:58 ÖÖ »
İnsanın Hidayet Ya da Dalaleti Seçme Hürriyeti


Eşref-i mahlûk olarak yaratılan insan yaptığı bütün işleri kedisine verilmiş olan hür bir irade ile tercihte bulunarak yapar. Zira insan akıl sahibidir; düşünme, anlama ve seçme iradesine sahiptir. O, bu özellikleriyle diğer yaratıklardan ayrılır. Eğer kendi iradesi dışında başına bir olay gelirse bundan da mesul değildir. Zira kulun sorumluğu yalnız iradesini kattığı işlerle sınırlıdır.

İnsan kendi yolunu seçerken, bir işe koyulurken tam bir irade ve istitaat (güç) sahibidir. Tercihlerini kendi iradesi ve arzusu ile gerçekleştirir. Bazen itaat eder, bazen isyan eder. Kur’an-ı Kerim insanın emaneti ve teklifi yüklendiğini, Allah Teâlâ’nın ona bu emaneti yüklenme istidat ve kabiliyetini verdiğini defalarca vurgulamaktadır. O, hayrı da, şerri de işleyebilecek kabiliyette yaratılmıştır. Ona hidayet ya da dalalet yoluna gidebilme imkânı verilmiştir. Yine ona hayır ile şerri, hak ile batılı birbirinden ayırt edebilecek akıl gücü verilmiştir. Yine ona hayrı da şerri de işleyebilecek kudret verilmiştir. Allah Teâlâ insana hakkı göstermesi için kitaplar indirmiş, peygamberler göndermiştir. İnsana nefis tezkiyesi için büyük bir idrak kapasitesi vermiştir. İşte insan kendisine verilen bu hasletler sebebiyle bazen hakka ve hayra gider felaha ulaşır, bazen de batıla ve şerre meyleder ve zarara uğrar. Kur’an-ı Kerim’in birçok ayeti, kulun işlediği ameli kula isnat etmektedir:

“Kim salih bir amelde bulunursa, kendi lehinedir, kim de kötülük ederse, o da kendi aleyhinedir. Senin Rabbin, kullara zulmedici değildir” (Fussilet, 46).

“Her nefis yaptıkları karşılığında rehindir” (Müddessir, 38).

Meşiyet ve seçme hürriyeti hakkında ayeti kerimede şöyle buyruluyor:

“Ona doğru olan yolu da gösterdik, artık ister şükreder ve doğru yolda gider, isterse nankörlük edip, başka yollara sapar” (İnsan, 3).

İnsan hürdür. Aklı ile hak ve batıldan dilediğini tercih eder. Hayır ve şerden dilediğini yapar. Tam bir idrak sahibidir. Değerleri idrak eder ve onlardan dilediğini seçer. Hakka ve hayra girme imkânına sahiptir. Eğer bu yola girerse şükredenlerden olur. Eğer yoldan sapar batıla ve şerre yelken açarsa nankör olanlardan olur.

İnsanın teklif ve sorumlulukla ilgili ihtiyarı:

Kişi kendi hayatında ihtiyari amellerle ihtiyari olmayan amelleri bilir hisseder.

Akıl, teklif ve sorumluluğun kişinin bir işi yapabilme ya da terk edebilme imkânına dayandığına hükmeder. Zira bu imkâna sahip olmayan kişiye teklif ve sorumluluğun yüklenmesini akıl kabul etmez.

Kişi de seçme hürriyeti olmasaydı iyi ile kötü arasında herhangi bir fark olmazdı. Her ikisi de yaptıklarını mecburen yapmış olurlardı. İyiliği emredip kötülükten sakındırmanın da bir manası kalmaz, faydası olmazdı. Kişinin iradesi olmadığı için teklifin manası da olmazdı. Seçme hürriyeti olmayan kişileri mükellef tutmak ilahi adaletle bağdaşır bir şey değildir. Yine kişi işlediklerini mecburen işlemiş olsaydı kanunların da bir manası kalmazdı. Yine mükâfat ve cezanın da bir manası kalmazdı.

Bunlardan da önce, ameli ve ihtiyarı kula nisbet eden ayet-i kerimeler gelmiştir. Kazandığı şeyin kendi çalışması olduğunu ifade eden, itaat edenin cennete, asi olanın da cehenneme gideceğini bildiren birçok ayet-i kerime vardır:

“Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir” (Şura, 30).

“İnsanların elleriyle işledikleri yüzünden karada ve denizde fesat çıkar; Allah da belki dönerler diye yaptıklarının bir kısmını böylece kendilerine tattırır” (Rum, 41).

Ancak kulun bu meşiyeti (dilemesi – istemesi), Allah Teala’nınmeşietinden kopuk ve ondan müstakil değildir. Bilakis Allah Teâlâ kulun hidayet ya da dalalet yollarından birini seçmesini diler. Kul birinci yolu seçerse bu ilahi meşiet dairesi içindedir. İkinci yolu seçerse bu da ilahi meşiet dairesi içindedir.

Mustafa Kasadar.

 


* BENZER KONULAR

Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:36:50 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41