Gönderen Konu: İnsanin Kendine Karşi Haksızlığı  (Okunma sayısı 68 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5783
İnsanin Kendine Karşi Haksızlığı
« : Ekim 28, 2023, 08:07:49 ÖÖ »
İnsanin Kendine Karşi Haksızlığı

İnsan kendi nefsine karşı zâlim olabilir mi? Cevabı Kur’an veriyor: Evet. İnsan kendine zulmedebilir. Hem da akıl almaz bir şekilde...

Zulüm nedir?

‘Zulüm’ kelimesinin aslı, eşyayı (şeyleri) ait olduğu yerin dışında bir yere koymaktır. (el-Cevherî,  es-Sıhâh, 5/336)

‘Zulüm’, cevr (haksızlık) ve haddi aşmak (Türkçede genellikle bu anlamda kullanılır), maksattan sapmak (İbni Manzur, Lisânu’l-Arab, 9/191), şiddetle muamele ve haksızlık demektir.

‘Zulmet/zulüm’ yapısı gereği ‘karanlıkları’ ifade eder. Bu karanlıklar da Kur’an’a göre öncelikle inkâr, şirk, isyan, haksızlık, işkence ve tecavüz gibi şeylerdir.

Bunların hepsinde ana vurgu “hakkın yerine konulmamasıdır, adaletin olmamasıdır.

Zulüm; yanlışlık yapmak ve sapkınlığa düşmek, tecavüzde bulunmak anlamıyla adaletin zıddıdır.

Zulüm; varlık düzeninde, insan ve toplum hayatında, insanın Allah’ın karşısındaki konumunda bozulmaya (fesada) yol açan faaliyettir (Rûm 30/41)

Geçmişte kendi kendilerine zulmedenler

İster inkâr, ister şirk koşma, ister tanrılık iddia etmek, ister başkasına eziyet ve cevr, isterse Allah’ın koyduğu ölçüleri pervasızca, inadına, kafa tutarak çiğneme; İslamın günah dediği eylemleri alabildiğine yapma, olsun; hepsi zulümdür.

Sonunda bütün bu haksızlıklar, zulümler bunu yapana geri döner. Bu da kişilerin veya toplumların kendi kendilerine zulmetmeleridir.

Kur’an kendi kendilerine zulmeden kişi ve toplumların hâlini anlatıyor ve bununla iman edenleri uyarıyor.

1-Önceki Azgın Kavimler

Kur’an geçmişte yaşamış ama kendilerine gönderilen elçileri dinlemeyen, çok azan haddi aşan ve bundan dolayı da cezalandırılan  toplulukların kendi kendilerine zulmettiklerini söylüyor.

Allah (cc) kimseye kızarak hak etmediğini vermediği gibi,  kimseye de önceden kararlaştırılmış bir cezayı vermez. Herkesin başına gelen yaptıklarının adaletli karşılığıdır.

“Başınıza gelen herhangi bir musibet ellerinizle işlediklerinizden ötürüdür. O, yine de çoğunu affeder.” (Şûrâ 42/30)

Kıssaları anlatılan bazı kavimler kendilerine gönderilen peygambelere iman etmediler, isyan ettiler, azgınlık yaptılar. Lâkin her biri ilâhi cezaya çarptırıldılar. (Hûd 11/100-101)

Kur’an Nûh, Âd ve Semûd, İbrahim’in kavminin ve Medyen halkının cezayı hak ettiklerini açıkladıktan sonra şöyle diyor: Demek ki Allah onlara zulmediyor değildi, ama onlar kendilerine zulmediyorlardı.” (Tevbe 9/70. Bir benzeri: Ankebût 29/40)

2-İsrailoğulları

Allah (cc) bazı şeyleri İsrailoğullarına yasakladı. Ama onlar bu yasaklara uymadılar, azgınlık yaptılar. Budan dolayı ceza aldılar. (En’am 6/146)

“... Ama onlara zulmeden Biz değildik, ne var ki onlar asıl kendi kendilerine zulmettiler.” (Nahl 16/118)

Yine onlar kendilerine verilen (bulut, bıldırcın eti, selvâ, oniki pınar gibi) rızıklara nankörlük yaptılar. Fakat onlar bu hatalarıyla Allah’a değil, gerçekte kendi nefislerine zulmettiler. (Bekara 2/57. Bir benzeri: A’raf 7/160)

3-Bağ Sahipleri

Kur’an bağ sahibi iki kişiyi örnek veriyor. Her iki bağ da bol bol veya yeterince ürün vermesine rağmen bağ sahiplerinden birisi malının çok olduğunu ve diğerinden daha üstün olduğunu iddia etti.

“Derken kendine zulmederek bağına girdi. Şöyle dedi: “Bunun sonsuza değin yok olacağını sanmıyorum.” (Kehf 18/35)   

Böylece kendi kendine zulmetti, yani kendine yazık etti.

4-Aylar Konusunda Ilâhi Yasayı Çiğneyenler

“Şüphesiz Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yasasında, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu, Allah’ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin (kendinize yazık etmeyin)...” (Tevbe 9/36)

Bu âyette sözü edilen aylar, Ay’ın Dünya’nın etrafında dönüşüne göre hesaplanan ay (kamer) takviminin aylarıdır.

İslâm öncesi Arabistan'da haram aylarda savaşmak yasadışı ve fesat sayılıyordu. Kur’an yukarıdaki âyetle bu örfü te’yid etmiştir.

Ancak müşrik araplar ayların mevsimler içinde dolaşmasının yol açtığı ticari mahzurlardan kaçınmak ve ibadetleri belli zamanlarda yapmak için, ay takvimini güneş takvimine uygun hâle gtirirlerdi. Bunun için her sekiz yıllık dönem içinde sırayla üçüncü, altıncı ve sekizinci yıllarda aylara bir onüçüncü ay ilâve ederlerdi. Buna nesi’denirdi. Bu keyfi bir uygulama idi ve ibadetlerdeki asıl amacı zedelemekti.   

Kur’an bu nesi’ uygulamasına küfürde ziyâde diye isim verdi ve yasakladı. (Tevbe 9/37)

-Kendilerine Zulmetmeye Devam Edenler

Kur’an’a göre, kişi kime karşı ve ne tür kötülük yapmış, ne tür günah işlemiş olursa olsun, sonuçta bu kötülük ve günahı öncelikle kendi nefsine karşı yapmış olur.

1-Mustez’aflar (Zayıf Bırakılmışlar)

Hiç bir geçerli mazereti olmadan Allah yolunda mücadeleden kaçınan, bulundukları yerde ezilmeye, imanlarını hayata aktarmalarına engel olunmasına katlanan kimseler de kendilerine haksızlık ederler. Bunlar kendilerine müstez’af diyor. Ama Kur’an bu tavrın kendilerine haksızlık etme (zulmetme) diyor, Âhirette böyle bir mazeretin geçersiz olacağını beyan ediyor. (Nisâ 4/97)

2-Allah’ın Âyetlerini Yalanlayanlar

Allah’ın yerde ve gökte, Vahiy kitabında olan âyetlerini inkâr edenler gerçekten kendilerine zulmederler, kendilerine haksızlık ederler.

“Âyetlerimizi yalan sayan ve ancak kendilerine zulmeden bir kavmin durumu ne kötüdür!” (A’raf 7/177)

3-Allah’ı İnkâr Edenler

“(O kâfirler) kendilerine ancak meleklerin veya senin Rabbinin helâk emrinin gelmesini bekliyorlar. Onlardan öncekiler de böyle yapmıştı. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.” (Nahl 16/33)

4-Cehennem Ehli

Cehennem ehli dünyada iken kendi nefislerine zulmettikleri, aşırı hata ve isyan yaptıkları, Allah’tan başkasına bilinçli bir şekilde taptıkları için bu cezayı hak ederler.

“(Sizden önce) kendilerine zulmedenlerin yurtlarında oturdunuz. Onlara nasıl muamele ettiğimiz size apaçık belli oldu. Ve size misaller de verdik.” (İbrahim 14/45)

5-Günah Işleyenler

Câhiller kendi kendilerine zulmederler.“Hayır, (kendilerine) zulmeden kimseler bilgisizce ve bilinçsizce kendi arzu ve tutkularının (hevâlarının) peşinde giderler…” (Rûm 30/29)

Bu âyette geçen ‘ellezîne zalamû-kendilerine zulmeden kimseler‘ ifadesi, bilinçli olarak Allah’tan başkasına ilâhlık yakıştıran, böylece kendileriyle âlemlerin Rabbi arasına aracılar koymak isteyenlere işaret ediyor.

Böyle bir şey Allah’ın ilâhlığına ve Rabliğine bir haksızlık olduğu için zulümdür. Böyleleri sonuçta kendilerine yazık ederler. Allah’ın koyduğu sınırları aşmak, böylece insanların hakkına tecavüz etmek de kişinin kendi nefsine zulmetmesidir. (Talak 65/1)

Allah Kimseye Zulmetmez

Kur’an, ısrarlı bir şekilde ve sık sık Allah’ın kullarına zulmetmediğini, asla zulmetmeyeceğini, kullarına hiç bir şekilde haksızlık yapmayacağını haber veriyor.

Bazı kavimlerin/insanların dünyada karşılaştıkları farklı cezalar, sıkıntılar, musibetler, dengesizlikler, zulümler, zorluklar ve huzursuzluklar kendi yaptıkları yüzündendir. Kim ne yaparsa o karşısına gelir.

Âhirette hesaptan sonra ceza veya mükâfat olarak alınacak sonuç da yine insanların kendi hak ettikleridir, dünyada yaptıkları amellerin karşılığıdır, zulmünün sonucudur.

“Geleceğinden şüphe olmayan günde, onları topladığımız ve haksızlık yapılmayarak herkese kazandığı eksiksiz verildiği zaman, nasıl olacak?” (Âli İmran 3/25. Bir benzeri: Âli İmran 3/161)

“Biz onlara (mücrimlere) zulmetmedik, ama onlar zâlim kimselerdi.” (Zuhruf 43/76. Bir benzeri: Câsiye 45/22)

Kendilerine Zulmeden Mü’minlerin Tavrı
İnsanın kendi kendine zulmetmesi bir anlamda Allah’ın emrine aykırı hareket etmesidir. Nitekim bunu Hz. Âdem ile eşinin;

 “Dediler ki: “Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.” (A’raf 7/23)

 ve Yûnus’un (as) hatası ile ilgili âyetlerden anlıyoruz.

 "Senden başka hiçbir tanrı yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben zâlimlerden oldum, dedi.” (Enbiyâ 22/87)

Hz. Musa (as) henüz Firavun’un sarayında bir genç iken bir gün şehre girip dolaşmaya başladı. O sırada iki kişinin kavga ettiği gördü. Kavga edenlerden bir İsrailoğulları’ndandı ve kendisinden yardım istedi. Hz. Musa diğerine vurunca adam öldü.

Ancak bunun bir hata olduğunu gören Hz. Musa pişman oldu ve şöyle dua etti: “Bu şeytanın işi” dedi. “Çünkü o kişiyi yoldan çıkaran apaçık bir düşmandır.” (Ardından) “Rabbim, ben kendime zulmettin , beni affet” dedi. Bunun üzerine Allah da onu affetti.” (Kasas 28/16)

Bu itiraf kulu Rabbine bağlayan bir pişmanlık duymadır. Bu şekilde davranan bir Müslüman günahını kabul etmiş, hatasını ve kendi nefsine karşı haksızlık ettiğini anlamış olur. Kendisine yazık ettiğini anlayan da  hatalı davrandığı Makamdan bağışlanma ister.

Mü’minler;  “...onlar, utanç verici bir (fâhişe) iş yaptıkları veya kendi kendilerine bir zulüm (günah) işledikleri zaman, Allah'ı hatırlar ve günahlarının affı için yalvarırlar –zaten Allah'tan başka kim günahları affedebilir?– ve her ne (zulüm) işlemişlerse onda bilerek ısrar etmezler.” (Âli İmran 3/135)

Buradaki ‘nefse zulmetmek’ günah işlemek, kendi kendine kötülük yapmak, ya da büyük günahlardan birini işlemek anlamındadır. (Şevkânî, Fethu’l-Kadîr, s: 290, 389)

Âyette geçen ‘fâhişe’ kelimesi ‘çirkin veya iğrenç iş veya söz’ anlamına gelir. Özel olarak ‘zina’ manasında da kullanılmaktadır.

Nefse zulmetmek ise ‘herhangi bir günahı işlemek’ demektir. Bu günahların başında Allah’a ortak koşmak (şirk) gelmektedir.

Bununla birlikte fâhişe ‘başkalarına karşı işlenen günah, nefse zulmetmek ise ‘kişinin kendisini ilgilendiren ve başkasıyla ilgili olmayan günah’ olarak yorumlanıyor. (Elmalılı, H. Yazır. Hak Dili Kur’an Dili (sad.), 2/425)

“Mü’min olduğu halde günah işlemek, hata etmek veya isyanda bulunmak sûretiyle nefsine zulmedenler, Allah’ı, Ğâfur (eşsiz bağışlayıcı) ve Rahîm (sonsuz rahmet sahibi) olarak bulurlar.” (Nisâ 4/110)

Dahası eğer insanlar kendi kendilerine zulmettikten sonra Allah’tan af dileseler; O (c.c) tövbeleri kabul edici ve merhametlidir. (Nisâ 4/64)

 “İman edip te imanlarına zulüm karıştırmayanlar (var ya), işte güvenlik onlar içindir ve onlar hidâyete ermişlerdir.” (En’am 6/82)

Bu âyet nazil olunca, imana zulüm karıştırma meselesi sahabilere ağır geldi. Peygamberimize dediler ki:

“-Kim imanına zulüm karıştırmayabilir?” O da şöyle dedi:

-İş böyle değildir. Siz Lokman’ın oğluna, “Ey oğlum, Allah’a şirk koşma, şüphesiz şirk en büyük zulümdür” (Lukman 31/13) sözünü işitmediniz mi?” (Buhârî, Müslim, nak. Muhtasar İbni Kesir, 3/65)

Kur’an insanın hatalarını, günahlarını, haddi aşmasını kişinin nefsine karşı zulüm olarak niteliyor. Böylece kişileri ve toplumları uyarıyor. Sonra bütün hatalılara şu müjdeyi veriyor:

“De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” (Zümer 39/53)

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

İnsan Onuru Mukaddestir Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:07:04 ÖS]


İslam’ın Engelliye Bakışı Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:02:58 ÖS]


Zaralı Alışkanlıklardan Korunmak Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:19:12 ÖÖ]


Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Ahlakı Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:13:25 ÖÖ]


İslam Ahlakı Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:08:04 ÖÖ]


Mutaki Olmak Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:03:31 ÖÖ]


İbadetin Özü Dua Gönderen: anadolu
[Bugün, 06:57:45 ÖÖ]


Haya – Ahlak – İmandır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:34:05 ÖÖ]


İkiyüzlülük- Münafıklık – Manevi Bir Hastalıktır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:28:39 ÖÖ]


İslamda Birlik ve Beraberliğin Önemi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:21:39 ÖÖ]


İnsanlara İyi Muâmele Etmek Aklın Yarısıdır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:12:43 ÖÖ]


Akıllı Kime Denir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:04:51 ÖÖ]


2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:22:37 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41