Gönderen Konu: Kalbin Mühürlenenmesi  (Okunma sayısı 1166 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Kalbin Mühürlenenmesi
« : Ocak 16, 2015, 06:41:15 ÖS »
KALBİN MÜHÜRLENMESİ

 Kur’an’da “Allah onunla birçok kimseyi saptırır, birçoklarını da hidayete yöneltir?”, “O dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola (hidayete) iletir.” buyrulmaktadır. Madem saptıran ve hidayete erdiren Allah’tır, neden sapıtanıara ceza takdir ediyor. Ya da neden bütün insanları hidayete erdirmiyor? Kalbi mühürlenen insanların (Bakara:7) hidayetin kapalı yollarında gerçeği bulmaları mümkün müdür?

İslam, her şeyi yoktan var eden Allah Teala’ya tam bir teslimiyeti gerektirir. Teslim olanlar, var edeni değil, kendilerini sorgularlar. Yaratılan yaratana “niçin” diye soramaz. Sadece ilahi emirlerin hikmetlerini araştırır. Çünkü Allah Teala mutlak hüküm sahibidir. O, yaptıklarından dolayı sorgulanamaz. “Yaratmak da emretmek de O’na (1) mahsustur.” Mutlak anlamda sorgulama Allah Teala’ya aittir. O, insana yaptıgı ya da yapması gerekirken terk ettigi her şeyin hesabını sorar. Çünkü İnsan dünyaya imtihan için gelmiştir. Nasıl imtihanda soruların gizli kalması, gerekli kitap, makale ve notların okunması için gerekliyse; gaybi konuların izhar edilmemesi de ilahi emirlere ve yasaklara uyulması için zorunludur. Aksi durumda imtihan asıl maksadından uzaklaşmış olur. Bu durum tıpkı ögrencilerin hocaya, neden bize dönem başında imtihan sorularını vermiyorsunuz ya da neden bizi cevap hazırlamakla sorumlu tutuyorsunuz? şeklindeki itirazları gibi mantıksız olur.
Ulema felsefenin sorgulamacı şımarık aklına karşı, Kur’an’da anlatılanı anlatıldıgı gibi anlama anlayışı üzerine ibtina eden tefsir usulünü geliştirmiş ve ayetleri o çerçevede tefsir etmiştir.
Bunu yaparken ayetleri bütüncül okumaya; Kur’ani Kur’an’la tefsir etmeye özen göstermişlerdir.
Sorudaki “hidayet” ve “dalalet” ayetlerini, bahsi geçen usul çerçevesinde anlama gayreti içerisinde olanlar, Allah Teala’nın “hidayet” ve “dalalef’! insanların dilernesi ile yarattıgını idrak edeceklerdir. Bunun içindir ki, Kur’an birçok yerde “dalalen günahkarlara nispet etmektez, insanların dilemesin vurgu yapmaktadır: “Allah zalimleri saptırır.”(3)
“Dogrusu Allah kafirler toplulugunu hidayete erdirmez.”(4) Yine “Fir’avn kavmini saptırdı.”,(5)” “Samirı onları yoldan çıkardl.”(6) ayetleri de. “dalalet”in insanın dilernesi ile oldugunu desteklemektedir. Bu noktada Allah Teala’nın insanlara bir zorlaması söz konusu degildir. O insana dogru yolu gösterir, tercihi ise kendisine bırakır(7) fakat “kullarının küfrüne de razı olmaz.”(8/)
İddia edildigi gibi Allah Teala insanlar için “dalalet”i yaratıp, iman etmelerine engel olursa, onlara kitaplar indirmesi ve peygamberler göndermesinin bir anlamı kalmaz.(9) Kul sapıtmak istemesine ragmen Allah onu korursa bu lütuf; eger fiili bütünüyle onun istegine bırakırsa bu adalet olur.
Soruda zikredilen ayetler ilahi adaleti desteklemektedir. Zira Cenab-ı Hakk “dalalet”ten söz eden ayetin devamında; “Verdigi misalle Allah ancak fasıkları saptırır.” (10) buyurmaktadır. Buna göre sapıtma zorunlu bir ameliye degil, kişinin fıskından kaynaklanan bir durumdur. “Muttakiler”in hidayet üzere olmaları da böyledir. Nitekim “O (kitap) muttakiler için bir yol göstericidir.” buyurulmaktadır.”(11)
İnsanların “muttaki” ya da “fasık” olmaları kendi güç ve istekleri çerçevesinde gerçekleşmektedir. Nitekim “muttakiler”den bahseden ayette belirtilen “gayba inanır, namaz kılar ve kendilerine verdigimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.” ile “fasıklar”dan söz eden ayetin devamında belirtilen “Allah’a kesin söz verdikten sonra sözlerinden dönerler. Allah’ın ziyaret edip hal ve hatırını sormasını istedigi kimseleri ziyaretten vazgeçerler, yeryüzünde fitne ve fesat çıkarırlar.”(12) ayetinde ifade edilen slfatların(13) hiçbirisi insanıngüç ve hürriyetini kapsamı dışında değildir. Dileyen bunlardan birin seçebileceği gibi terk de edebilir.İlk üçünü yapan “hidayet”i seçerek müttaki, son üçüyle amel edenler de “dalalet”i seçerek fasık olur.
“O diledigini saptırır, diledigini de dogru yola iletir.”(14) mealindeki ayet ‘âmm oldugundan ancak onu tahsis eden (sınırlandıran) diger ayetlerle anlaşılabilir. Nitekim söz konusu ayet “Onlar yoldan sapınca, Allah da kalplerini saptırmıştı.”(15) ayeti ile tahsis edilmektedir. Kalbin mühürlenmesi de böyledir: “Allah büyüklük taslayan her zorbanın kalbini mühürler.”(16) Görüldügü gibi “hidayet” ve “dalalet” kavramları cebri mütalaalara gerekçe teşkil etmekten uzaktır. Çünkü ayetler, Cebriyye’nin, kulu fiillerinde mecbur kabul eden ve onun kendine has güç ve iradesinin oldugunu inkar eden görüşünü reddetmektedir. Olacak her şeyi olmadan önce bilen Allah Teala, insanı dogruya ulaştıracak akılla ve mükellef olmasını gerektirecek donanımda yaratmıştır. Ona uyması için emir, sakınması için de yasaklar göndermiştir. Onu ezeli ilmi ile hakkında önceden bildiklerinden dolayı degil, gönderdigi emir veyasaklara uyup-uymaması açısından sorumlu tutar.(Fakat insanın ameli durumu hiçbir zaman Allah Teala’nın bilgisi ile çelişmez.) Dolayısıyla insanlar itaatkar ya da asi olmaları noktasında özgürdürler.
Buna göre hidayetin yollarını kapatmak ya da açmak akıllı varlık olan insanın dilemesi ile gerçekleşen bir durumdur.Dünya, sınıfı geçen ya da kalan ögrenciler gibi, isyankarla itaat eden kulların belirlendigi yerdir.

-------------------------------------------------------------------------
Dipnotlar:

1-A’raf(7): 54.
2-Fahruddın er-Razı, et-Tefsıru’I-Kebfr, ll, 129.
3-İbrahim(14): 27.
4-Maide(S): 67.
5-Tiihil(20): 79.
6-Tiihil(20):85.
7-İnsan(76): 3.
8-Zümer(39): 7.
9-er-Razl, ea.g.e., II, 128.
10Bakara(2): 26.
11-Bakara(2): 2.
12-Bakara(2): 27.
13-Bkz. Muhammed Tahir İbn Aşilr, et-Tehrır ve’t-Tenvır, I, 367. 14-Nahl(l6): 93
15-Saff(61): 5.
16- Mü’min(40): 35.

 


* BENZER KONULAR

Zaralı Alışkanlıklardan Korunmak Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:19:12 ÖÖ]


Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Ahlakı Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:13:25 ÖÖ]


İslam Ahlakı Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:08:04 ÖÖ]


Mutaki Olmak Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:03:31 ÖÖ]


İbadetin Özü Dua Gönderen: anadolu
[Bugün, 06:57:45 ÖÖ]


Haya – Ahlak – İmandır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:34:05 ÖÖ]


İkiyüzlülük- Münafıklık – Manevi Bir Hastalıktır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:28:39 ÖÖ]


İslamda Birlik ve Beraberliğin Önemi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:21:39 ÖÖ]


İnsanlara İyi Muâmele Etmek Aklın Yarısıdır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:12:43 ÖÖ]


Akıllı Kime Denir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:04:51 ÖÖ]


2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:49:10 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41