Gönderen Konu: Hz. Peygamber’in Çocukların Eğitimine Verdiği Önem  (Okunma sayısı 168 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı türkiyem

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 1964
Hz. Peygamber’in Çocukların Eğitimine Verdiği Önem
« : Nisan 07, 2020, 06:36:38 ÖÖ »
Hz. Peygamber’in  Çocukların Eğitimine Verdiği Önem

Aynı zamanda bir eş, baba ve büyük baba olan Hz. Peygamber’in hayatı konumuz açısından dikkate alındığında, çocuk eğitimine son derece önem verdiği görülecektir. Bu anlamda öncelikle dikkat çeken nokta, kendisinin sünneti olduğunu belirttiği (Bkz. Buhari, Nikâh, 1; Ibn Mace, Nikâh, 1) evlilik kurumunun başından itibaren oluşturulma sürecinde, Hz. Peygamber’in ortaya koyduğu prensiplerdir. Ayrıca aileyi meydana getiren bireylerin hak ve sorumlulukları ve özellikle her ferdin İslâm fıtratı üzere doğduğu ve İslâmî prensipleri öğrenme ve yaşamada eğitimin etkili olduğu noktasındaki ikâzı dikkat çekicidir. (Tirmizî, Birr, 33) Nitekim, "Çocuklarınıza ikram ediniz ve onları güzel terbiye ediniz." (Ibn Mace, Edeb, 3) ve "Hiçbir baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha değerli bir bağışta bulunmamıştır." (Tirmizî, Birr, 33) hadisleri, bu hususu açık ve net olarak ortaya koymaktadır.

Çocukların eğitimi konusunda Hz. Peygamber’in dikkat çeken uygulamalarından birisi, çocuklar arasında kız ve erkek ayırımı yapmaması, böyle davrananları da uyarması; kendi çocuk ve torunlarına ve diğer çocuklara karşı sevgi ve hoşgörü ile muamele etmesidir.

Nitekim bir defasında Hz. Fatıma’nın, kendisinin bir parçası olduğunu ve onu kızdıranın kendisini kızdırmış gibi olacağını beyan etmiştir. (Müslim, Fedâilü’s-Sa- habe, 93, 94) Kapının eşiğine düşüp yüzünü yaralayan Üsâme’nin yüzündeki kanı bizzat Hz. Peygamber temizlemiştir. (Ibn Mace, Nikâh, 49), "Küçüklerimize sevgi, şefkat ve merhamet, büyüklerimize de saygı göstermeyen bizden değildir." (Tirmizî, Birr, 15; Ebu Davud, Edeb, 66) buyurarak, İslâm toplumunda bu konunun ne kadar önemli olduğunu ifade etmiştir. Zira büyüklerle küçükler arasında saygı ve sevgi çerçevesinde bir ilişkinin kurulması, toplumun sağlıklı olması açısından büyük önem taşımaktadır.

Hz. Peygamber, ikâz gerektiren durumlarda çocuklara karşı tatlı dilli olmayı tercih etmiştir. Bu konudaki ilginç bir örneğe göre küçük bir çocuk olan Râfi b. Amr el-Gıfârî, Ensar’dan birisinin hurma ağaçlarını taşlarken, bahçe sahibi tarafından yakalandı ve Hz. Peygamber’e getirildi. Olaydan haberdar edilen Hz. Peygamber, Râfi’ye, hurma ağaçlarına taş atmasının sebebini sordu. Aç olduğunu ve karnını doyurmak için böyle bir yola başvurduğunu söylemesi üzerine Hz. Peygamber, tebessüm etti ve şefkatle başını okşadıktan sonra ona şu tavsiyede bulunmuştu: "Yavrum, bir daha ağaçlara taş atma. Altına düşenleri al ve ye." (Bkz., Ebu Davud, Cihad, 94) Hz. Peygamber bu tavrıyla, hem onu ikaz etmiş ve hem de bu durumda yapması gereken en güzel yolu göstermiştir.

Çocukların eğitiminde oyun ve şakaya da yer veren Hz. Peygamber’in, torunları Hz. Haşan ve Hz. Hüseyin ile ilişkisi hayli anlamlıdır. Nitekim Hz. Peygamber bir gün, torunlarından Hz. Haşan veya Hz. Hüseyin’i sırtına almış olarak mescide girer. Torununu sağ tarafına bırakır ve namaza başlar. Secdede oldukça uzun bir süre kalır. Hadisin ravisi olan sahâbi dayanamayıp başını kaldırdığında, torununun Hz. Peygamber’in sırtında oturduğunu görür. Namaz bitiminde secdeyi uzatmasının sebebi sorulduğunda Hz. Peygamber, böyle yapmasına dair bir emrin söz konusu olmadığını ve o esnada vahiy de gelmediğini belirterek, sadece torunu sırtında olduğu için böyle davrandığını açıklamıştır. (Hadisin tam metni için bkz Ebu Abdullah Muhammed b. Abdullah el-Hâkim, el-Müstedrek, Beyrut, trs., c. m, s. 165-166) Bazı rivayetlerde ise, Hz. Peygamber namaz kılarken, Hz. Hasan’ın gelip secdede iken sırtına çıktığı, düşmemesi için Hz. Peygamber’in onu tutup hafifçe yere bıraktığı, tekrar secdeye gittiğinde ise yine sırtına oturduğu; namazdan sonra Hz. Peygamber’in onu sevgiyle kucaklayıp öptüğü görülmektedir. (Meselâ bkz. Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 51) Hz. Peygamber, aynı şekilde ellerinden tutup ayaklarının üzerine bastırdığı torunlarını göğüs seviyesine kadar yürütüp, göğsünün üzerinde iken öperdi. (Buhari, el-Edebü’l-Müfred, Tahric Muhammed Abdülkâdir Atâ, 1 .bsk., Beyrut, 1990, bab 124, hadis 249. Ayrıca bkz. bab 134, hadis 270) Ayrıca torunu Hz. Hasan’a da "yaramaz, haylaz" diye seslenirdi. (Buhari, Libas, 60) Hatta, çocukların yaramazlığı konusunda, bu durumun, onların büyüdüklerinde çok akıllı olacaklarına işaret ettiğini beyan etmiştir. (Münâvi, Feyzu’l-Kadîr, 2.bsk., Beyrut, 1972, c. IV, s. 310) Bu beyan, ebeveyne, çocuklarının yaramazlıkları karşısında daha temkinli ve makul davranmaları konusunda bir ikâz niteliği de taşıyor olmalıdır.

Buraya kadar üzerinde durulan örneklere göre, sevgi ve rahmet peygamberi olan Hz. Peygamber, toplumun en küçük ferdi olan çocuklara karşı sevgi ve hoşgörüyle davranmıştır. Günümüzde toplumumuzda görülen olumsuzluklardan birisi olan, kız-erkek çocuk arasında ayırım yapmak gibi bir muameleye kesinlikle yer vermemiştir. Hatalı davranışlarında çocukları anlayabilecekleri sözlerle ikaz ederek iyiye yönlendirmiş ve daha güzel alternatifler sunmuştur. Çocuklarla birlikte oyun oynayıp şakalaşarak, karşılıklı anlayışın gelişmesini ve olumlu ilişkilerin kurulmasını sağlamıştır. Zira çocukların yetiştirilmesinde ve onlarla ilişkilerde bu ve benzeri hususların yeri ve önemi büyüktür. Ayrıca bu ve benzeri örneklerden ortaya çıkan prensiplerin, özellikle aile içi eğitiminde dikkate alınması, çocukların yetiştirilmesinde ve onlarla ilişkilerde göz önünde bulundurulması, sağlıklı bir toplumun oluşmasında da en başta gelen unsurlardandır.

 


* BENZER KONULAR

2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41