Gönderen Konu: Allah’ın Gösterdiği Gibi Oku  (Okunma sayısı 89 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5771
Allah’ın Gösterdiği Gibi Oku
« : Ocak 15, 2023, 07:47:17 ÖÖ »
Allah’ın Gösterdiği Gibi  Oku

   Oku, Yaratan Rabbinin adı ile. O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku ve Rabbin sonsuz kerem sahibidir. Ki O, kalem ile öğretti. İnsana bilmediğini O öğretti. (Alak:96/1-5)

Göklerin, yerin, içindekilerin ve ilk insandan kıyamete dek gelecek insanların Hâliki ve Sahibi Allah Teâlâ Kur’an’ı bunca varlık arasında insana gönderdi. Kur’an’ı yalnızca insana göndermesinin elbette sayısız ibret ve hikmetleri vardır. Her şeyden önce Allah Teâlâ insana “akıl” gibi bir nimet bahşetti. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in akıl ile ilgili beyanı evrensel düzeyde önemlidir. “Allah Teâlâ akıldan daha değerli bir şey yaratmadı.”

Evet, Rabbimizin “akıl” gibi bir nimeti insana vermesi hikmetlerle doludur. Bu hikmetlerin başta geleni Yaradanın bir beyanında Güneş gibi parlamaktadır; Andolsun biz, Âdemoğullarını çok nimetlerle donattık: onları karada ve denizde taşıdık. Onları güzel rızıklarla besledik ve onları yarattıklarımızın çoğundan üstün kıldık. (İsra:17/70) İşte bu üstünlük insan değerini artırdıkça yüceltiyor. Onun için bunca değerler karşısında insanın Rabbine, aklen ve kalben pürüzsüz inanmasını gerektiriyor. İnsan bu imanla makamına yerleşir. Bu; Biz, gerçekten insanı en güzel şekliyle kıvamda yarattık. (Tîn:95/4) beyandır.

Bütün bunca özelliklerle beraber insanın “okuma nimetini” Allah’ın gösterdiği gibi ifa etmesini gerektirir.

Elbette böylesi okuma tarzına karşı vefasızlık göstermek sorgulama gününde onu şaşkınlığa düşürür. Çünkü kıyamet günü ona dünyada yaptıklarının sicil defteri verilecek ve denecek ki; “Oku kitabını, bu gün sana hesabını görmek için kendi nefsin kâfi gelecektir”.

(İsra:17/14) İşte böylesi bir âkıbet ile karşılaşmamak için aklı kullanmak yeter.

Hakikatleri idrak etmek insanı ebediyen mutlu eder. Bu vesile ile Kur’an’ın nazil olmaya başladığı ilk ayetler çok ilgi çekmektedir. Rabbimizin okumayı ve bilgilenmeyi öncelemesi çok ciddi ve çok anlamlıdır. Açıklaması gelen beyanlar bunu dile getirmektedir.

Yaratan, yöneten, koruyan ve kollayan Allah’ın adı ile okuma ve öğrenme tarzı Kur’an medeniyetinin üstünlüğüdür. Rabbimiz bizzatihi okumayı emrediyor.

Okumayanların Allah’ın emirlerinden kopuk olduklarını ve cehalete maruz kalacaklarını telkin ediyor. Allah, Yaratıcı olduğunu hatırlatırken okumanın her şey ile ilgili olduğunu ifade eder. Kur’an’a inananların böylesi geniş boyutlu olmaları böylesi geniş boyutlu bilgilenmeleri gerektiğini anlatıyor. İnsanı sudan, bir kan pıhtısından yarattığını bildiriyor. İnsana hayatının nereden başlayıp nerelere vararak nasıl değerli bir varlık olduğunu hatırlatıyor. Nasıl olup ve nasıl yaşaması gerektiğini bildiriyor. Yine okuma ve bilgilenme ile insanın fıtratının net halini gösteriyor.

Ve de bunlarla Rabbinin sonsuz kerem sahibi olduğunu dile getirerek Allah Teâlâ’nın ilminin ve ihsanının sonsuzluğunu gözler önüne seriyor.

Ayni zamanda insanın, Allah Teâlâ’nın ilminin ve ihsanının sonsuzluğunu idrak edebilecek seviye sahibi olmasını hedef gösteriyor. Devamında ileri düzeyde manidar bir gerçeğe dikkat çekiyor. Bunu da Kalem suresinin ilk ayeti ile daha cazip hale getiriliyor.“Nûn ve kalem ve ehli kalemin satır satır yazdıklarına ve yazacaklarına andolsun” (Kalem:68/1) diyerek çıtayı iyice yükseltiyor.

Hazreti Âdem aleyhisselam ile başlayan bilgilenme şerefi, en doğru sistem olarak peygamberler silsilesinde devam etmiştir. Bunun harika tarafı, son Peygamber Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e gelen vahyi kalemle kaydedilmesi meşhurdur. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e gelen vahyi, hem de vahyi kâtipleri heyeti tarafından yazılmıştır. Bundan dolayı daha ashabı kiram zamanında yazılmış Kur’an nüshalarının biri de bugün “şehrimizde” korunmaktadır. İnsanın bildiklerinin hepsinin özü bu Kitaptadır.

Allah Teâlâ bunları bütün berraklığı ile ifade ederken Ondan başka hiçbir varlığın bunlara sahip çıkmadığını da sergilemektedir. Zaten böylesi esrarengiz bir gelişmeye sahip çıkacak hiç teşebbüsün olmadığı da farklı bir ayrıcalıktır. Kur’an bu ayrıcalığı ile okunmalıdır.

Esasında Kur’an’ı anlayarak okumak, “kıraattır. Daha çok başkalarına duyurma tarzında okumak “tilavet,” bütün incelikleri ile okumak “tertîldir.” İnsanın benliğinden geçerek, Kur’an’ı ruhaniyeti ile bütünleşerek okumak “müks” okuyuşudur.

“Allah’ın dediği” gibi okuyanlara ne mutlu!.. Esselamu aleykum.

İlhan Oral.

RADYO  FANİDUNYA FM.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41