Gönderen Konu: BAYRAMDAN SONRA BEKLENTİLER  (Okunma sayısı 468 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
BAYRAMDAN SONRA BEKLENTİLER
« : Haziran 17, 2018, 09:04:55 ÖÖ »
BAYRAMDAN SONRA BEKLENTİLER

İnsanın, hele hele müslümanın beklentileri çoktur. İnsan beklentisinin çokluğu ile dikkat çekmektedir.

 İlâhî şifrelerle insanın iç âlemine programlanan beklentiler, duygular halinde tezahür ederler. Bir ay boyu oruç tutan bir müslüman, orucun bitişinin mutluluğa vesile olması beklentisi halini yaşar. Bu hal geçmişi sorgular, geleceği ayarlar.

Yahya Kemal Beyatlı, bir bayram sabahı bu hali derin duygular yoğunluğu halinde yaşadığını anlatır. Aziz İstanbul, dikkatimi çeken kitaplardan biridir. Ezansız semtler makalesindeki duygu yoğunluğu dava şuuru niteliğindedir. Devamında anlamlı ve tarihi bir nedamet itirafı tezahür eder. Ayni zamanda bayramlara anlamlı ve ilginç bir değer yükler. Onun için bayram, “ana davaya dönüş” vesilesidir. Elbette Ramazan bayramımızda başta ana baba, dost, akraba, hoca ve âlimlerimiz olmak üzere büyüklerimizi ziyaret edeceğiz, hal hatır soracağız ve gönüllerini alacağız. Onların iç âlemlerini canlandıracağız.

İslam ümmetinin itikadî, sosyal, ekonomik ve ahlâkî bağlarla nasıl bir bütünlük ve beraberlik örneği yaşadığını müşahede edeceğiz. Evet,  bayramlarda ikram etme, ziyafet verme, yeme içme, yedirme ve dostane ilişkiler ön planda yerini alır. Bu gerçeği, Kur’an farklı boyutu ile dile getirir: Meryem oğlu İsa Rabbine şöyle yalvardı: “Ey Allah’ım, Rabbimiz! Bize gökten bir sofra indir ki, bizim hem evvelimiz, hem de âhirimiz için bir bayram ve kudretinden bir mucize olsun. Bizi rızıklandır. Sen rızık verenlerin en hayırlısısın. (Maide: 5/114) Ayeti kerimede sofrayı rızık, semayı sonsuz âlem anlarsak ideal bir anlayış ortaya çıkacaktır. Sonsuz âlem sahibi kudreti sonsuz Allah Teâlâ, eşrefi mahlûk insanı yaratırken her şeyde onun fıtratına uygun nimetler vermiştir. Bu nimetlerin başında beslenme gelir. Hazreti İsa aleyhisselam yeme içme ile başlayan bayramın yerel ve bireysel olmadığını bildiği için; “Bize gökten bir sofra indir ki, bizim hem evvelimiz, hem de âhirimiz için bir bayram olsun“ dileği ile geçmiş nesilleri ve gelecek nesilleri bayramda birliklerini istiyor.

Tevhidin sırlarına ve faydalarına vakıf olan Peygamberler silsilesinin her biri, İslam davasının ilkelerine hem vakıf idi. Bunlar hem sahip ve hem de temsilci ve tebliğci idiler. Bu silsilenin son temsilcisi Emin Peygamber Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem; “Benim ümmetimin âlimleri, İsrailoğullarının nebileri gibidir,” buyurarak evrensel bir hakikati beyan ediyordu. Bununla çok önemli bir gerçeği telkin ediyordu. Evet, peygamberler davasında insanların gelecek beklentileri en üst düzeyde garanti belgesine bağlanmıştır..

İşte bunun için biz müslümanlar, bayram sonrası beklentilerimizi gözden geçirelim ve günü gün eden bir zihniyeti aşalım. Öncelikle bilgilenme erozyonuna uğradığımızdan dolayı muhasebe edelim. Kur’an gibi bir kitabı aksesuar olarak kullanmaktan vazgeçelim. Yeniden dirilişin planlamasını Kur’an ile gerçekleştirelim. Kur’an bilgi ve buyruğu ile bilgilenelim, diğer canlıların bile kendisine imrendiği “âlemlere rahmet” Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetine sarılıp yeniden sarılalım. Onun dizi dibinde rahmet ufuklarına gözlerini açan ve Rum diyarına yaşlı haliyle gelerek Kostantiniyyeyi, İslambol yapmanın mücadelesini veren Ebu Eyyubel Ensari’nin idealini canlandıralım.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in davadaki hassasiyetini, basiretini, ulviyetini, hakkaniyetini ve merhametini kapsamlı olarak inceleyelim ve Onun hayat tarzını, bahane ve yorumlara yer vermeden uygulamaya koyulalım. Arazi, miras ve çıkar yüzünden birbirini boğazlamaya kalkışan akrabaları görelim. İman kardeşliğini yeniden uygulamaya çalışalım. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in, amcası Hazreti Hamza’nın katili Vahşiyi huzuruna kabul edişindeki sır ve hikmeti idrak etmek için kendimizi zorlayalım. Nefis terbiyesinde kini, öfkeyi ve düşmanlığı bertaraf etmeye çalışalım. Bizim davamız, inancımız ve yolumuz olan İslam’ı esas alalım beşerî ve şeytanî marazlardan arınarak hep beraber kardeş olalım.

İnfak sistemini unutmuş, gündemine bile almayı hatırlamaz olmuş ve faiz düzenine tamamen adapte olmuş müslümanımsı kalabalık vasfından kurtulalım.

İman ve ihlasla yeni bir dönemin meşalesini beraber yakalım. Tefrika ateşini seyretmekle yetinip nemelazımcılıktan uzaklaşalım. Daha birçok beklentimize sahip çıkalım.

 Esselamu aleykum.

İlhan Oral.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42