Gönderen Konu: KAPSAMLI ADALET  (Okunma sayısı 700 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
KAPSAMLI ADALET
« : Nisan 23, 2017, 10:07:46 ÖÖ »
KAPSAMLI ADALET

İslam, kâinatta olan tüm varlıkların birbirlerine hikmet bağları ile bağlantılı haliyle ahenk ve denge sisteminin adıdır. Kâinat sisteminde dengesizlik yoktur. Evrende dengeler sistemini kuran ve her şeyi âdilâne yerli yerine yerleştiren mutlak hükümran Allah Teâlâ, dünyada da dengeleri sağlayacak adalet sistemini koymuştur.

Allah Teâlâ, mümin vasfındaki seçkinlere, eğilip bükülmeden, yamukluğa tevessül etmeden âdil olmalarını emretmiştir. Âdil olma hususunda kesin talimatını veren Rabbimiz, müminin düşmanı karşısında bile âdil davranmasını emretmiştir. “Ey müminler! Allah için hakkı ayakta tutan hâkimler ve adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa olan kininiz, düşmanlığınız sizi adaletsizliğe sürüklemesin. Âdil olun ki, o takvaya en çok yakın olandır. Allah’tan ittika edin. Çünkü Allah yaptıklarınızdan haberdardır. (Maide:5/8) Cenab-ı Hak bu emri verirken akıl nimetini randımanlı kullanan müminlere etkin mesajlar vermektedir. Yani dengeler sistemi içinde mümin eğilip bükülmeden ideal insan kıvamında olmalı ve hep üstün değerde kalmalıdır. Mümin adaletten ayrılmayacak kadar markalı yüreğe sahiptir. Bu yüzden de bütün insanlık, İslam hukukuna yani şeriat hükümlerine muhtaçtır.

Ey Resûlum, sana da bu hak kitabı Kur’an’ı, kendinden önceki kitapları hem tasdikçi, hem onlar üzerine bir şâhid olarak indirdik. O halde sen, kitap ehli arasında Allah’ın sana gönderdiği hükümlerle hüküm ver; sana gelen bu haktan ayrılıp da onların arzuları arkasından gitme. Ey insanlar! Sizden her bir peygamber için, bir şeriat ve bir sistem tayin ettik. Eğer Allah dileseydi, hepinizi tek şeriata bağlı bir ümmet yapardı. Fakat sizi, zamana göre size verdiği şeriat ölçüleri içinde imtihan edecektir. O halde sâlih ameller işlemekte birbirinizle yarışın. Sonunda toptan dönüşünüz Allah’adır. O gün, din hakkında yaptığınız ihtilâfları Allah size haber verecektir. (Maide:5/48)

İşte böyle bir hukuk sisteminde,  haksız kararın yeri olamaz ve gecikme yüzünden insanlar mağdur edilmez. Hiç kimseye haksızlık yapılmaz. “Bir onlardan, bir öbürlerinden astık” gibi cinnet düzeyinde saçmalıklara yer verilmez. Düşman tarafların bile muhtaç olduğu âdaletle zamanında karar verilmesini emreden Kur’an sisteminde “bir kılı kırk yaran” üstün bir hukuk mantığı vardır ve onun adı şeriattır. Kur’an sisteminin ilk muhatabı, ilk uygulayıcısı ve insanlığın en büyük sorumlusu Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, adalet sisteminden hiç inhiraf etmedi. Hırsızlık yapmış ve soylu addedilen bir kadına hırsızlık cezası verilmesin diye avukatlık yapmaya gelen insanlara verdiği cevap adaletin tâ kendisidir. Üstün adalet anlayışıyla ve ciddiyetiyle buyurdu ki: “Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, eğer bu hırsızlığı kızım Fatıma yapmış olsa idi, ona da bu cezayı uygulardım.”

Evet, Kur’an beyanında “kıst” terimi ile dile getirilen bir adalet kavramı vardır. “Kıst” adaletinde “alavere dalavere” yoktur. Bu adalette adam kayırma olmaz, rüşvet sökmez, hâkim adalette net karar verme zorundadır. Hiçbir yanlışa ve hiçbir keyfiliğe yer vermeden Allah Teâlâ huzurunda olduğu şuuru ile verilen net âdil karar “kıst” adaletidir. İşte bu delilleri yeri, zamanı ve şahitleriyle netlik sağlanarak verilen hüküm “kıst” adaleti olduğundan dolayı İslam devletlerini zirveye yerleştiren de bu adalettir. Çünkü İslam hukukunda hâkim hevası ile karar veremez. Hâkim taraf tutmaz, verdiği karardan dolayı acıma duygusuna kapılamaz. Delilsiz muhakeme yapamaz. Bir ihtilal lideri ihtilalci başı, “bir ondan astık, bir ötekinden astık” diyerek güya denge sağladıklarını savunmuştu. Bu yargılama zulümdür, çılgınlıktır. 

Müslümanlar, ilim, medeniyet ve adalet ilkeleriyle yaşadıkça gayrimüslimler, İslam adaletine sığınırlardı. Bunu Kur’an şöyle ifade eder: Onlar sürekli yalancılık için dinlerler, boyuna haram yerler. Eğer onlar aralarında hüküm vermen için sana gelirlerse, ister onların aralarında hüküm ver, ister kendilerinden yüz çevir; eğer yüz çevirirsen, sana hiç zarar veremezler. Eğer aralarında hükmedersen, “kıst” ile hüküm ver. Çünkü Allah “kıst” ile hüküm verenleri sever. (Maide 5/42) Netice itibariyle, eğer siz ilmin ışığı altında medeniyetinizin gereğini kapsamlı yaşıyor ve yaşatıyorsanız hâkim sizsiniz. Aksi halde boynu bükük olarak zillete mahkûmsunuz! Yeniden âdil olacaksın.

İlhan Oral.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42