Gönderen Konu: Maskeli Dünya ve İstiğfar  (Okunma sayısı 80 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Maskeli Dünya ve İstiğfar
« : Mayıs 02, 2021, 08:13:20 ÖÖ »
Maskeli Dünya ve İstiğfar
   
İnsan bilmediği bir geçmişten gelir ve yine bilemeyeceği bir geçmişe doğru yol alır, gider. Zaman ve mekân bilinci yeterli gelişmeden varlık hayatına çıkan insan, mahiyetini bilmediği görüşlere saplanarak bağlanır. Bilinmezlere kapılır, donuk gafleti ile çeker gider.

Kendisi ile beraber dünyaya geldiği değerlerin kaynağını bilmeden ve ona o değerleri verenin kim olduğunu hiç düşünme fırsatı bulamadan kısacık ömrünü heder edip giderken geleceğinde nelerle karşılaşacağını da akledemeden onu da kötüye kullanır, gider. Yalın ve mütemerrid insan, hakikatlere vukufiyeti olmadığı durumda cehline kurban olmaktan başka bir artı değer üretemez. Yine temyiz ehli olmadıkları için bağlanmak zorunda kaldıkları fikrî ya da ideolojik akımların borazanlığını yapar. Rehbersiz sistemlerin üzerinde kümelenen insanlar hep bu kategoride yer alırlar.

Bunlar ya borazan ya da hoparlörler gibi bilinçsiz ses çıkarırlar.

Ancak bu model insanlar genelde hakikatleri kabul etmemek için inadına direnirler. Ne kadar da direnseler hakikat nehirlerinin akışına engel olamazlar. Bunlar genelde ne olayların sebeplerine ve ne de sebeplerin arka plan sebeplerine hiç ihtimal veremezler.

Bu gerçeği anlaması açısından insanlık bir seneyi aşkındır bunalımdadır. Amansız, yaygın ve sargın bir bela ile boğuşmaktadır. Bu mücadelede de Korona ya da Covid-19 belasının karşısında tüm insanlık iflas bayrağı çekerek dize gelmiştir. Bir virüs karşısında bu kadar çaresiz kalışı evrensel bir hakikati ortaya koymuştur.

Yayılması ve nice canları alıp alıp götürmesi karşısında bütün dünya dize geldiği için ve çaresiz kaldığı için sebeplerin de sebeplerine âşina olamamasından kaynaklanmaktadır. Bu çaresizlik inkârcıların iddialarını tamamen ve bir daha temelden çürütmüş ve mülkün sahibinin önünde diz çökertmiştir.

Bu çok açık bela, insanları çer çöp halinde toprağa sürüklemektedir. Buna engel olamayan dünyanın en akıllı geçinenleri ya da kendilerini öyle zannedenler, kelimenin tam anlamı ile bitiktirler. Bunun sebebi ister yapay ve ister doğal olsun, çaresizlik enkazı görünümü vermeleridir. Bu gerçek artık “kaziyyeyi muhkemedir.”

Buna karşı direnme budalalığını açıkça görmekteyiz. “İlacını hazırlıyoruz, yaptık, yapıyoruz, virüsü kontrol altına almak üzereyiz” deyip bunalmış insanları ümitlendiren ve bunları destekleyen çaresiz mihraklar, yücelerden gelen “ihya edici sese” kulak verecek yerde insanları ümitsizlik girdabı içinde ölüme mahkûm ettiler. Artık “Cenab-ı Hakk’tan gelen sese” kulak vermek zorundadırlar.

Geçmiş kavimlerin birçoğu, isyanları sebebiyle helâk olup gittiler. Kendi delilsiz ve dayanaksız iddialarına yenik düştüler. Nice kavmin helâk olmasını engelleyemediler. Kendileri gelip geçici oldukları halde tüm acizliklerden münezzeh olan Allah Teâlâ’ya karşı gelmekten vazgeçemediler. Mülkün yegâne sahibi Allah Teâlâ’nın peygamberlerini de yalanlayarak helâk olmayı yeğlediler. Nice nimetlerle donatılmış yerküremiz üzerinde nice güçlü kavimlerin toptan helak olmaları, inkârcıları uyarmaya yetmemiş, daha da azdırmıştır.

Hazreti Nûh aleyhisselam, Tufan olacak diye tedbir almak üzere gemi yapımına başladığı zaman inkârcılar O’nunla alay ettiler. Küresel bir felaket geleceği haberi verilmesine rağmen kâfirler yalanlamaya ve alay etmeye devam ettiler. “Yiğitler piri” kâfirlere meydan okudu. Gemi yapımı bitti ve Hazreti Nûh aleyhisselam onlara; “Artık pek yakında, perişan edecek azabın kime geleceğini ve devamlı azabın kimin başına konacağını haber verdi. Kavmini tevbe istiğfar ederek helâk olmamaları için uyarmasına rağmen aldırmadılar, toptan helâk olmayı yeğlediler. Allah Teâlâ peygamberlerini tevbe istiğfarla görevlendirmiştir.

Bunlardan Hûd aleyhisselam da kavmine seslenip şöyle uyarmıştır; “Ey kavmim! Rabbinize istiğfar edin. Ona tevbe edin ki, gökten üzerinize bol bol bereket indirsin ve kuvvetinize kuvvet katarak sizi çoğaltsın. Günahlarınıza ısrar ettiğiniz halde imandan yüz çevirmeyin.” (Hud:11/52) Bu surenin üçüncü ayetinde de; Rabbinize istiğfar edin sonra Ona tevbe edin ki sizi vakti belirlenmiş ecele kadar güzel şekilde yaşatsın ve her güzel nimetle yararlandırsın. Eğer yüz çevirirseniz haberiniz olsun ki ben size verilecek büyük günün azabından korkarım, denmiştir. Bu azaptan kurtulmak isteyen “maskeli dünya” DİKKAT!

Maske mahkûmları! İşte size kurtuluş reçetesi! Esselamu aleykum.

İLHAN ORAL.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42