Gönderen Konu: Savunmasızı Yargılamak  (Okunma sayısı 84 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5866
Savunmasızı Yargılamak
« : Ağustos 22, 2021, 07:40:21 ÖÖ »
Savunmasızı Yargılamak

Tevbe ve istiğfar Allah’ın gazabını yumuşatır. Dua ise gazabın felakete dönüşmesini önler. Onun için geçen haftaki yazımızı şöyle bitirmiştik; Neden insanlar tevbe ve istiğfar ile beraber dua etmezler? İnkârcı gafilleri anladık da, ya Müslümanlar! Neden?!

Zamanla yazılarımda Müslümanları yargılarım.

Bundan dolayı da yorumlarda eleştirel uyarılar alırım. Ben de çok iyi biliyorum ki, savunmasını yapamayacak insanları yargılamak kolaydır. Hem Müslümanları sebepsiz ve delilsiz yargılamanın faydası olmadığı gibi aynı zamanda vebaldir ve ağır bir günâhtır. Onun için bazı yazılarımda “sorumlu Müslümanlar” ifadesini zikrederim. Ancaaak, İslamî ilimleri okumuş veya dinlemiş daha doğrusu, dinden imandan bahsedecek kadar birikimi olan Müslümanlar da yok değil, çoktur.

Buna yürekten şükrediyorum. Amma bugünkü Müslümanları uyarmamanın da sorumluluğu da vebali de vardır. Bu gerçeği görmezlikten gelmek hiç kimseyi mazur göstermez hatta sorumluluktan kurtarmaz. Herkes bu gerçeği kabullenme durumundadır ve bilmelidir ki bu, ciddi meseledir.

Ancak bu ciddi meseleyi, ciddiyetine münasip ve muvafık olarak idrak edip kabul edene rastlamak hayal denecek kadar muammadır. Bugün İslâm dünyasının sosyal bünyesi, mangal üstündeki kül niteliğini andırmaktadır. Ona üflediğiniz zaman, kül tozlarının uçuşup dağıldığını görürsünüz. Müslüman tandanslı insanların partilere dağılışlarından sosyal medyadaki kümelenmelerine varıncaya kadar tutarlı taraflarının olmadığını da görüyoruz. Düşünün ki Kur’an gibi ilâhî bir kaynak Kitap, temel ilkeleri vazetmiştir. Kur’an ilkeleri “olmazsa olmaz” delillerdir. Bunları ciddiye almayanlar, Kur’an kaçakları damgalıdırlar.

Her şeyden önce Müslüman âlimlerinin birlik ve dirlik halinde olmaları ilâhî emirdir. İlâhî emir olduğu için de tavizsiz şarttır. İslam şeri’ati ana kaynağı Kur’an-ı Kerîm beyanlarında tefrika haramdır. Müslümanların Birlik ve dirlik halinde olmaları bizzat Allah Teâlâ’nın emridir; Ey Müminler! İçinizden, insanları hayra çağıracak, ma’rufu emredecek, münkerden nehyedecek bir ümmet bulunsun. İşte onlar, felaha erenlerdir.

Bakara: 3/104) Bu ayetteki “ümmet,” lider kadro anlamındadır. Alîm ve Hekîm Allah Teâlâ böylesi bir emri verirken, iman şerefine erecek kadar kaliteli kullarının, İslam toplumunun omurgasını oluşturup ümmeti Muhammedi dimdik ayakta tutsun ve dünya hâkimiyetinden taviz vermeden adaletle dünyayı yönetsinler, mesajını vermektedir.

Ve aynı zamanda Rabbimiz; Bana inanan kullarım, dünya yönetiminde, medeniyet ve adalet ilkelerinde boşluk bırakmamaları mesajını da vermektedir. Dahası; Fitne kalmayıp din yalnız Allah’a ait oluncaya kadar onlar ile savaşa devam ediniz. Eğer onlar nihâyet verirlerse artık düşmanlık ancak zalimlere karşı olur. (Bakara: 2/193) Allah aşkına, bu ayet mealini dönüp bir daha okur musunuz? İslam coğrafyasını, ajanlar dünyasına çeviren ve İslam ülkesini cahil bırakan ve Müslümanları birbirine düşmanlaştıran haçlı ve Siyonist güruhları fitne ve işkence yöntemleri ile Müslümanlara zûlüm ve zillet hayatı yaşatıyorlar.

Bile bile bunların karşısında dikilmemek dinimize göre zillettir. Zilletin zıddı izzettir. İzzet ise yüceliktir, kudrettir, kuvvettir ve hâkimiyettir.

Allah’ın sözü doğrudur: O münafıklar ki, müminleri bırakarak kâfirleri dost ediniyorlar, izzet ve zaferi onların yanında mı arıyorlar! Muhakkak ki bütün izzet ve kudret Allah’ındır. (Nisa:4/139) Evet, izzet ve kudret Allah’ındır. Allah ise izzet ve kudreti, Resûlüne ve müminlere yaşatır: Hem derler ki:

“Medine’ye bir dönelim; göreceksiniz aziz olan, zelil olanı oradan çıkaracaktır.”! İzzet, Allah’ın, Resulünün ve müminlerindir. Ne var ki münafıklar bunu bilmezler. (Munafikûn: 63/8)

Onurlu bir toplumun da bu aşağılıkları kabul etmesi cinnettir, zillettir ve ihanettir. Tefrika ise zillet ve aşağılığın kaynağıdır. Onurlu olması söz konusu olan Müslümanların bu ve benzeri aşağılıklardan silkinip izzet ve şerefi kabul etmeleri, imanlarının gereğidir. Ehli salip, İslam ümmetini, haksız yere mahkûm etti. Hem de “niçin siz doğrusunuz, âdilsiniz, hakka saygılı haklısınız” illetine tutulduğu için önce sinsice temelimizi kazıdılar sonra her cepheden saldırıya geçtiler, her değerimizi talan ettiler, dünyamızı yıkıp dağıttılar.

  Siz hâlâ birbirinizin sinir uçlarını kurcalamaya devam edin!

Esselamu aleykum.

İlhan Oral.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42