Gönderen Konu: Şehvet Yönetimi 1  (Okunma sayısı 836 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Şehvet Yönetimi 1
« : Haziran 18, 2017, 10:55:41 ÖÖ »
Şehvet Yönetimi   1

Peşinen bilinmesi gereken genel bu kuraldır, en başta insanda şehvet programlanmış ve çok donanımlı ilâhî bu enerjidir. Şehvet, nesillerin türemesi ve insan soyunun devamı için kadın erkek arasına yerleştirilmiş en yaygın, en devamlı, en çekici, en etkin ve hayatı güzelleştiren eşsiz bir nimettir. Kadın erkek herkes için zaruri bu hayat akışıdır.

Fakat kurallarına göre yönetilmesi gerekmektedir. Yönetimi olmayan şehvet, tehlikeli ve zararlıdır. Kurallarına göre yönetilmeyen şehvet, hızla giden trenin rayından çıkması gibi felakete vesile olur. Kuralları ile yönetilen şehvet, meşru olur helal olur. Nikâh, meşruluğun belgesidir. Allah katında ve insanların nezdinde hukuki bağ ile belgelenerek yönetilen ve nikâh ile başlatılan şehvet yönetimi helaldir ve gereğinde farzdır. Şehvet kontrolsüz kalırsa felakete yol açar. Kişinin, ailenin ve toplumun temellerini tahrip eder. Şehvet, ilâhî bir nimet olmasına rağmen harekete geçince önce aklı devre dışı bırakır, sonra insanın imanını zedeler. Tarihte manidar örnekler vardır. Sodom kentinin bugün deniz seviyesinin daha aşağıya batırılmış olması, insanlığa bir şeyler anlatmaktadır. Birey bazında Züleyha ve Katerina örnekleri çok meşhur olanlardır. Kamu bazında insanlık tarihinin en çarpıcı örneği Hazreti Lût aleyhisselamın kavminin uğradığı felakettir. Bu, hem ahlâki hem de beşerî kirliliğin bedelidir. Hem de doğal afet cezası ile noktalanan en kalıcı çirkin serüvendir. Mevcut kâinat düzeni sürdükçe gezegenimizde Lût kavminin yönetimsiz şehvet taşkınlıklarının kalıntısı devam edecektir. Kadınları bırakıp erkeklerde şehvet giderme hastalığı, kavminin taş yağmuru ile yerin derinliklerine batmasına sebep olmuştur. Mülkün ve hükmün sahibi Allah Teâlâ, gösterdiği şehvet yönetimi kanununa uymayanları bazen tedip eder, düzeltir, bazen de azap eder hayattan siler. Bu kavim hayattan silinendir.

İşte tam burada şehvet yönetimini devreye yerleştirip konunun açılımını vurgulayalım. Aslında şehvet insana verilmiş olan en güçlü taşıyıcı ve hayatın yönlendirici mekanizmasıdır. İnsana verilmiş nimetlerin en lezzetlisidir. Şehvet insanın birçok temayüllerini belirleyen ve çoğu hareketlerini yönlendiren çekici ve bir o kadar da yaygın bir enerjidir. Bu enerji kişide, altyapısı kurulmamış ise kontrol dışı akım yoğunluğuna sebep olur. Bu akım insan bilgisini aşar, imanını sıyırtır ve ahlakını sıfırlar ve insani programlarını bozarak davranışlarını aşırılaştırır. Akıl da iman da insanı terk eder. Gizli âşikâr eylemler sökün ederek yayılır.

Doğru yönetimi olmayan şehvet, homoseksüel akımına yol açar, lezbiyen çarpıklığı üretir, “genelevleri’ açtırır, aile facia ve cinayetlerini tetikler. Daha çocuk denecek yaştaki gençleri olgunlaşmadan dürtüleriyle zaafa sürükler. Şehvetten layıkı ile yararlanma zevkini kurar, boşluğa sürükler. Cinayet ve intiharları önlenemez hale getirir. Kadın erkek arasındaki çekici enerji kablolarını karıştırır, kısa devre yapar, tümden insanın tat alma zevkini çökertir. İnsanı tatminsizleştirir. Babası bilinmeyen insan türetir. Miras hukukunu devre dışı bırakır. Sütkardeşlerinin evlenme yasağını unutturur. Aile bağlarını tümden yok eder.

Kısacası, toplumun tüm değerlerinin arızalanmasına sebep olan kontrolsüz şehvet maceraları, insanları içinden çıkılmaz sosyolojik girdaba mahkûm eder. Birçok ailenin çocuklarının şehvet olayını yönetme yeteneği yok olur. Olgunlaşmadan toplanan meyve gibi tatsız ve zevksiz bir hayata maruz bırakır.

Şimdi burada “taşı tam gediğine koyma zamanı” değil mi? Genelde gizlenen bu önemli konu bunca felaket üretecek fakat özellikle toplumun âkil insanları ve sorumlu kurumları hemen hiçbir teşebbüste bulunmayacak, reva mıdır? Bugün toplumda dindar görünen nice aile vardır ki, kızını basit yem yerine koyuyor ve aç tavuk mesabesinde olan genç erkeğin eline teslim ediyor. Bu gençler “birbirlerini tanımak için” ya bazı müsait evlere ya da otellere yönleniyorlar. Sonuç? Sonucun bir yüzü iğrençleşmektir. Bir yüzü de şehvet nimetinin kötüye kullanılmasından dolayı Allah Teâlâ’ya isyandır. Her halde bunları hatırlayınca şehveti yönetmenin ne kadar acil bir vak’a olduğu kendini göstermektedir. Unutmamak gerekir ki, insan, sokakta bulduğunu tüm adilikleriyle sokakta kaybediyor.”

İlhan Oral.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Ynt: ŞEHVET YÖNETİMİ 2
« Yanıtla #1 : Haziran 25, 2017, 03:33:47 ÖS »
ŞEHVET YÖNETİMİ    2

Şehvet yönetimi kavramı, bazı insanlar tarafından yadırganabilir. Çok önemli bir konu olduğunu en iyi bilen Yaratan Rabbimiz, konu hakkında açıklamalar yapmaktadır. Yaratan ve yöneten kudret; insanı, dişi ve erkek olarak çift yarattığını bildirir ve hikmetlerini dile getirir.

Rabbimiz konuyu şöyle dile getirir; O’nun ayetlerinden biri de, “Size nefislerinizden, sakinleşeceğiniz eşler yaratması ve aranıza aşk ve merhamet duyguları yerleştirmesidir. Şüphesiz bunda, düşünebilen kavim için ibretler vardır” (Rum 30/21). Ayette insan neslinin töremesini ve devamını sağlayacak üç sağlam payanda konulduğu bildirilmektedir. Bu üç sağlam payanda aynı zamanda ailenin temel öğeleridir. Adı geçen temel ögelerin birincisi, aile, dolayısı ile toplum huzurunu sağlayan sükûnettir. İkincisi, dostluk duygularını zirveleştiren ve tam kapasite çalıştıran aşktır. Üçüncüsü ise bunları organize ederek her olay ve her davranışı tatlıya bağlayan merhamettir. Her alanda hayatî değer olan bu üç madde öncelikle kişiyi olgunlaştırır. Aile yönetimini garanti eder, insanı bencillikten arındırıp diğerkâm yapar. Toplumun birlik ve bütünlüğüne yön verir ve mutlu topluma yöneltir.

Ayetteki sakinleşme şehvet nimetinin verdiği rahatlamadır, durulmadır ve olgunlaşarak kendini bulma olayıdır. Kadın-erkek arasında olması gereken güven olgusunun mükemmelleşmesidir. Bu sayede artık kadın erkeğini, erkek de kadınını vazgeçilmez ve ötelenmez değerler bütünlüğü çerçevesinde kabul eder ve problem üretmezler. Müslüman olduğunu iddia eden bir toplum, Kur’an’ın yalnızca bu üç maddesini uygulayacak olsa dünya yeniden edep ve hayâ iklimi ile buluşma nimetine kavuşacaktır. Hayâsız bir hayat, imansız bir anlayış cehennemî bir yaşayıştır. Böylesi önemli bir nimeti yönetmek ve kuralları çerçevesinde sürdürmek, insan için hayatî bir görevdir ve soyunun devamı için önemli bir uygulamadır. Bu değişmez gerçeğe rağmen bugün zihniyet değişti ve insanın aleyhinde gelişmeye başladı. Özellikle gençliğe kurulan şeytani tuzaklar aldatıcı fikirler üretti.

Genelde daha evlenme çağına giren gençler, beraber yaşayacağı eş adayını kendi seçmeye yelteniyor. Bu anlayış çok yayıldı. Bu anlayışla gençlere en önemli rehber olan ebeveyn devre dışı kaldı. Genç, güya eş adayını seçer. Birbirlerini daha iyi tanımak için gezer tozarlar. “Haram helal” düşünmez ya da düşünemeden bu yaşayışa kapılırlar. Artık “uzlet halvet” akıllarına gelmez bir halde evliymişler gibi yaşarlar. Bunlar evlenebilirlerse nikâhtan bir zaman sonra soluklarını, boşanmak için adliye kapısında alırlar. Ya da arada bir gayrimeşru çocuk peydahlanırlar. Sonra anlaşamazlar, bu durumu telafi etmek için şeytanca çarelere başvururlar. O günahsız yavrunun geleceğini karartırlar. Bu arada, kendilerine olan güvenleri kaybolur.

Sonra, sonrası “anacığım veya babacığım beni kurtarın” vaveylası başlar ve yayılır. Artık tatsızlıklar, problemler artış trendine girer. Özgürce kendi beğenisi ile seçtiği eşini yerden yere vurur. İnsaf ve adalet ilkeleri tamamen silinir. Ağır ithamlar aileler arasında uçuşmaya başlar. Bazen hızını alamayan taraftarlar meseleyi silahla çözmeye yeltenirler.

Bunun sonucunda ölü ve yaralılar haberlere konu olur. Evet, geride bir nevi kokuşmuş felaket harabeleri kalır. Artık nesiller boyu düşmanlıklar işin cabası olarak sürer gider! Oysa gençlik toplumun güçlü potansiyelidir ve kapsamlı değerler birikimidir. Günümüz gençliği yüksek ideallerle yetiştirilmelidir. Gençler geleceğin umudu olmalıdırlar. Üstün değerlerimiz ve ülkemiz iyi yetişmiş genç nesiller sayesinde gelişecek ve mutluluğa namzet olacaklar.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, şehvet yönetiminin temel öğelerinden ikisini dile getirir. Baş ve orta parmaklarını uzatarak “Hayâ ile iman birbirine böyle yakındırlar. Biri kaldırılıp giderse diğeri de kaybolup gider.” Demek ki, hayâ yani utanma duygusu olmayanların şehvet yönetimini başarmaları mümkün görülmemektedir. Cenab-ı Hak bunu çarpıcı bir ifade ile açıklamaktadır: “Allah, sizin tevbelerinizi kabul etmek ister. Şehvetlerine uyanlar, sizi doğru yoldan büyük bir meyil ile büyük sapıklığa sürüklemek isterler”(Nisa: 4/27). Farkında mısınız? Şer güçlerin sürekli olarak bireysel özgürlüğü savunmalarının arka planlarında neler varmış? Ya Müslümanların şehvet yönetimi planlarında neler olmalıdır? Esselamu aleykum.

İlhan Oral.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Ynt: Şehvet Yönetimi 3
« Yanıtla #2 : Temmuz 02, 2017, 12:18:18 ÖS »
ŞEHVET YÖNETİMİ  3

Şehvet yönetiminde başarılı olabilmek kolay değildir. İnsan hayatının arka planında güçlü, etkin, gizli ve sinsi güçler vardır. İnsanın, niteliğini ve niceliğini pek bilmediği bu güçler, insanı genelde gaflete mahkûm eder. İtikadî ve amelî alanlarda altyapısı olmayanı kolayca kontrol dışı eder. Kontrol sistemi dışında kalan insan, pusulayı tutturamayacak kadar çaresiz kalır ve şehvet yönetimi yapamayacak pozisyonda bilinç kaybına uğrar.

Uçsuz bucaksız çölde kızgın güneşin altında ve kum fırtınaları arasında, çaresizliğin girdabına kapılan insanın kurtulma azmi sıfırlanır, umudu yıkılır ve takati kesilir. Hele yerden yere sürüklenen kum dalgaları vurdukça tutunacak bir dal bulamayan felaketzedenin artık yapacak hiçbir işi kalmaz. İşte günümüz toplumlarının genel panoraması bundan ibarettir. Bu yüzden cahil ve budala hacı anne! Kızına, evlenmek istediği genç erkekle bitişik boş dairenin anahtarını vererek gidin istirahat edin diyecek kadar çılgın, çirkef ve iğrenç bir teklifte bulunur. Böyle durumlarda şehvet yönetimi âtıl kalır ve konu hakkında söylenecek söz kalmaz. Kontrol dışına sürüklenen ve “zina suçunu işleyen mümin olarak zina yapmaz” hadisi şerifince nerelere savurulduğu görülür.

İşte bütün bunların karşısında imanı olanların bu kangren yaraya neşter vurmaları için seferber olmaları şart olur. Tabii müslümanlarda iman yeterli değil ise elden ne gelir? Tarihte şehvet yönetiminde kontrolü kaybeden nice toplum felakete uğramıştır. Lût kavmi örneğinde nice ders alınacak ibret vardır. Kontrolsüz gelişen şehvet salgını bu kavmin nasıl yönetimsiz kaldığını gözler önüne sergilemektedir. Siz, kadınları bırakıp da şehvetle erkeklere mi varıyorsunuz? Gerçekten siz aşırılaşan azgın israfçı bir kavimsiniz. (Araf:7/81) Bu ayette gerçekten ilginç ve müthiş bir ârızadan bahsedilmektedir. Kadınlar öylesine kötülüğe sürüklenmişlerdir ki erkekler kadınlarda aradıklarını bulamayarak kadınları bırakıp da şehvetle erkeklere varma ihtiyacı hissetmişlerdir.

Artık önü alınmaz aşırılığa müptela olan Lût kavmi çağımız insanına neler anlatıyor, düşünmek gerekmez mi?. Günümüz kadınını. Ne kadar kontrol dışı bir yönetimsizliğe sürüklendiklerini, aşırılıkları yüzünden azgın israfçı bir kavim olduklarını hatırlatan Rabbimiz şehvetin kontrol çerçevesinde yürütülmesini, aksi halde felakete sürüklenmenin kaçınılmaz olduğunu haber vermektedir. Bu ifade ile açıkça ders verildiği görülmektedir. Aynı olayla ilgili bir açıklama daha vardır. Gerçek, siz kadınları bırakıp da şehvetle mutlaka erkeklere varacak mısınız? Hayır, siz cahillikte devam edegelen bir kavimsiniz. (Neml:27/55) uyarısı yapılmaktadır. Özellikle burada da oldukça manidar kıstaslar verilmektedir.

Biyolojik şehvetin doğalı kadın erkek arasında olanıdır. Bu ve önceki ayette kadınları bırakıp da şehvetle erkeklere varmak, kontrol dışı taşkınlığı da aşmak ve çılgınlık boyutunda kontrolsüz ve sıra dışı bir sapkınlık olduğu bildirilmektedir. Bunun temel sebebinin de, cahillikte devam edegelen bir kavim olmaları gösterilmektedir. Bugün modernitesi yüksek düzeyde olduğu savunulan özellikle İngiltere’de kadınların Lût kavminde olduğu gibi değer kaybına uğramaları yüzünden homoseksüellerin birbirleri ile evlenmeleri kanunun koruması alınmasına sebep olduğu bilinmektedir. Kadınların cahiliye adetlerindeki “teberrüçleri” aşırı derecede kendilerini daha güzel ve daha şirin göstermeleri erkeklerde bıkkınlığa dönüşmüştür.

Acayiplikler iç içe girift hale bürünmüş, kadın olan, Lût aleyhisselamın karısı, şehvette kadını bırakıp erkeklere varma hastalığına tutulmuş çirkeflere aracılık yapıyor ve onların her fırsatta pisliklerine ön ayak oluyor. Hazreti İbrahim aleyhisselam’dan sonra Lût peygambere gelen melekler Allah Teâlâ’nın azap emrini haber verdiler. Melekler: Ey Lût, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana kesinlikle dokunamazlar. Sen hemen gecenin bir kısmında ailenle yola çık. İçinizden hiç biri geri kalmasın. Yalnız karın geri kalanlardandır. Çünkü onlara dokunacak azap musibeti kesinlikle ona da çarpacaktır. Onlara va’d olunan helak zamanı sabah vaktidir. Sabah vakti da yakın değil mi? dediler. (Hûd:11/51)

Çağımızın cehalet marazı, ahlâkî kokuşmuşluk ve kalp rahatsızlıkların hepsi tedavi bekliyor. Sorumlular nelerle meşguldürler? Esselamu aleyküm.                       
İlhan Oral.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42