Gönderen Konu: Tevhid Ehli  (Okunma sayısı 62 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5803
Tevhid Ehli
« : Temmuz 31, 2022, 07:41:54 ÖÖ »
Tevhid Ehli

Tevhid konusu, insan denilen akıllı varlığın bir numaralı görevidir. Bu çok önemli ve evrensel bir konudur. Kolayca idrak edip kavrayabileceği basit bir mesele de değildir.

 Tevhid davası kuru bir iddia ya da hayalî bir görüş değildir. Endişe edilmemelidir. Çaresizlik herkese sirayet eden bir yılgınlık virüsü gibidir. Bu alanda mücadele edenlerin çoğu ilimden, tefekkürden, zikirden, şükürden, vera’dan ve daha nice manevi değerden hasta durumdadır. Çaresiz insan bundan direnme gücünü kaybeder. Dayanamaz, “er meydanından” çekilir. Haliyle esas hakikati unutur. Allah, muhal olanı emretmez. Kulunun gücünün yetmediği bir mesele ile onu sorumlu tutmaz. Ancak kulunu imtihan etmekten de vazgeçmez. Gereği üzere imtihanını sürdürür.

İmtihan ile her an kulunu zinde tutmak için ikaz eder.

Eğer tevhid, mümkinattan olmazsa idi, Allah kullarına tevhidi emretmezdi. Aslında tevhid, Allah Teâlâ’nın birliğini ve samediyetini kabul etmek ile başlar. “Allah birdir, birliğinde benzeri yoktur.” Onun ilmi; “ilmi muhittir.”

Gücü kudreti sonsuzdur. Hiçbir şeye de muhtaç değildir. İhlas suresindeki “samed” kelimesi bu anlamdadır. “Samed” insan idrakinin çok üstündedir. Ancak müslüman bunu mutlaka aklen kabul etmesi, kalben tasdik ve lisan ile ikrar etmesi gerekmektedir.

Bununla beraber aklen ve mantıken Allah Teâlâ’nın, “muhal olanı emretmeyeceğini,” bilmelidir. Allah “kulun vüsatı çerçevesinde olanı” mutlaka yapmasını ve bunun için de tavizsiz çalışmasını zorunlu kılar. Bu hizmet genelde iki uygulama ile gerçekleşir. Biri müminlerin topyekûn dava birliği ile tevhid mücadelesi vermeleridir. Diğeri İslam şeriatı ile yönetim yapan devlet, eğitim, adalet ve eşit paylaşımla denge kurmalıdır.

Zaten devleti olmayan davanın tam başarısı olmaz. Elbette tevhid davası için İslam şeriat devleti şarttır. Aksi takdirde Türkiye gibi demokrasi ve laiklik ile yönetilen bir ülkenin halkın nüfusunun yüzde yüzü de müslüman olsa yine de yeterli sonuç alınamaz. Bugün demokrasi sayesinde partiler mezarlığı durumundadır. 2021 yılında İçişleri Bakanlığının paylaştığı bilgiye göre Türkiye genelinde faaliyette bulunan aktif siyasi parti sayısı 116 olduğu deklare edilmiştir. Bir listede de 123 parti görülüyor. Son partinin adı da Zafer Partisi olarak kaydedilmiş! Böyle bir ortamda tevhid ehli bulmak ve insanları tevhide davet zordur.

 Bunca partinin bir kısmının din referanslı olduğu bilinmektedir. Buna rağmen kendilerini dindar kabul eden particilerin, birbirlerini kıyasıye hırpaladıkları bilinmektedir.

Müslümanların itikadî rüşde ve mümin kimliğine ermeleri ancak tevhid ehli olmalarına ve bunun için de tevhid ehli nesilleri yetişmelerine bağlıdır. Kâinatın ve içinde olanların ahengi, hemen her tür varlığın kendine tahsis edilen görevi tevhiddir. Bütün peygamberlerin ayni davaya bağlı oluşları tamamen tevhiddir. Tevhidin bütünleyici parçaları çok anlamlıdır.

Hemen her peygamber ayni görevi yapmakla beraber birbirlerinden farklı tarafları vardır. Mesela baba oğul ikisi de peygamber olmakla beraber Hazreti Davud aleyhisselam hükümdardır, demircilerin piridir ve kuşlar ile dağlar ile beraber zikir yapan bir âbittir.

Hazreti Süleyman aleyhisselam hükümdar olmakla beraber cinlere ve kuşlara da hükmedip onlardan ordular kuran tavizsiz hükümdardır. Bugünki sesin ve görüntünün naklini başaran teknoloji dünyasının hayallerini süsleyen eşya naklidir. O teknolojiyi çok geride bırakan, dâhiler üstü bir hükümdar ve ulaşılmaz dil uzmanıdır. O diğer canlıların dillerini biliyordu.

Babası, dedesi ve büyük dedesi peygamber olan Hazreti Yusuf aleyhisselam bir köle çocuk olarak girdiği Mısır’da firavunlar putperestliğini yıktı tevhid dinini yerleştirdi. Daha nice peygamber nice büyük mücadelelerle tevhid dinini uygulayarak hizmetini verdiler. Tevhid mücadelesi veren peygamberler büyük doğal olayların mucizeleri ile desteklendiler. Hazreti Nuh aleyhisselam bunlardan biridir. Dokuz yüz elli senelik tevhid mücadelesinden sonra, yeryüzünde bir tane kâfir bırakmamak üzere Rabbine “mağlubum” deyip yardım istedi.

Bütün bu hakikatler karşısında tevhid ehli olma ve nesiller yetiştirmek zorundayız. Bu müslümanların zarurî görevlerindendir. Yapmak ya da yapmamak gibi tercihimiz de yoktur. İlâhî sistemin kesintisiz işleyişi tevhiddir. Yüz yirmi dört bin peygamberin davası tevhiddir.

Buna rağmen günümüz müslümanın hali zillet!? Esselamu aleykum.

İlhan Oral.

RADYO DİNEME LİNKİMİZ.

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41