Gönderen Konu: Adâlet ve İnsaf  (Okunma sayısı 135 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5771
Adâlet ve İnsaf
« : Eylül 12, 2023, 07:38:35 ÖÖ »


Adâlet ve İnsaf

Adâlet, Allah Teâlâ’nın sıfatlarından, âdil ise O’nun mübarek isimlerindendir. Her Müslüman âdil ve insaflı olmalıdır. Adlin karşıtı zulümdür. Allah Teâlâ kullarına âdil olmayı emretmiş, zulmetmeyi ise yasaklamıştır. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Muhakkak ki Allah adâleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder. Çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor." (Nahl/90)

Bu konuda şu hususlara çok dikkat etmeliyiz:

1- Düşmanlarımız da olsa, herkese karşı adâletle muamele etmeliyiz.

Adâlet, herkese hak ettiği şeyi vermektir. Bu, isterse adâlet tevzi eden kişinin zararına olsun. Bu hususta Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adâletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adâletten ayırmaya yöneltmesin. Adâletli olun. Bu Allah korkusuna daha çok yakışan bir davranıştır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Allah yaptıklarınızı hakkıyla bilmektedir." (Maide/8)

2- Dinî, fikrî ayrılıklar, akraba olmak veya olmamak, zenginlik, fakirlik, yönetici olmak veya yönetilen olmak, işçi veya işveren olmak gibi sebepler haksızlık yapmaya, adâleti zedelemeye asla vesile olmamalıdır. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Ey iman edenler! Adâleti titizlikle ayakta tutan, ana-babanız, akrabalarınız aleyhine de olsa Allah için şâhitlik eden kimseler olun. (Hakkında şahitlik ettikleriniz) Zengin olsun, fakir olsun Allah onlara (sizden) daha yakındır. Arzularınıza uyup adâletten sapmayın. (Şahitliği) Eğip büker yahut şahitlik etmekten kaçarsanız, biliniz ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır." (Nisa/135)

3- Bilhassa yöneticiler çok âdil olmalıdır. Onların adâletsizliği büyük fitnelere, kargaşalara sebep olur. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır: "Adâletli davrananlar, Allah katında Rahmân’ın sağındaki nurdan minberler üzerindedir. Onlar hükümlerinde ve ailelerinde, başta bulundukları sürece âdil davrananlardır." (Müslim)

"Kıyamet gününde Allah’ın en çok sevdiği ve kendisine en yakın olan insan âdil hükümdar olacaktır. İnsanlar içinde en çok nefret ettiği ve kendisinden en uzak olan kişi de zâlim hükümdar olacaktır." (Tirmizi)

Enes bin Mâlik radıyallahu anh anlatıyor: "Mısırlı birisi Hz. Ömer radıyallahu anh’a gelerek: Ey mü’minlerin emiri! Zulümden kaçarak sana sığınıyorum, dedi. Hz. Ömer radıyallahu anh de: Tam yerine sığındın, dedi. Mısırlı: (Mısır Vâlisi) Amr bin As’ın oğlu ile yarış ettik. Ben onu geçtim. Yarıştan sonra: Ben şereflilerin oğluyum diyerek beni kırbaçla dövmeye başladı, diye hadiseyi anlattı.

Hz. Ömer radıyallahu anh, Amr bin As’a oğlunu yanına alıp gelmesi için mektup yazdı. Amr gelince, Hz. Ömer radıyallahu anh: Mısırlı nerede, diye sordu. Mısırlı gelince: Al şu kamçıyı, sen de ona vur, dedi. Hz. Ömer radıyallahu anh: Şereflilerin oğluna vur, derken Mısırlı da Amr’ın oğluna vuruyordu. Vallâhi vuruşları da hoşumuza gitmiyor değildi. Dayanamayarak: Artık yeter, dediğimiz zaman, vurmayı bıraktı. Hz. Ömer radıyallahu anh: Şimdi de Amr’ın çıplak kafasına vur, dedi. Mısırlı: Beni döven onun oğlu idi. Ben de ondan intikamımı aldım, dedi. Hz. Ömer radıyallahu anh, Amr bin As’a: Anaların hür doğurduğu insanları ne çabuk da köleleştiriyorsunuz, diye çıkıştı. Amr bin As da: Ey mü’minlerin emiri! Ben durumu bilmiyordum, diye cevap verdi." (Hadislerle Müslümanlık)

Kıyamet sabahına kadar, bütün yöneticilere ibret olacak bir hadise ve bir adâlet örneğidir bu. O zamanki şartlarda, aylarca mesafelik uzaklıktaki ülkelerde, İslam’ın hükümleri nasıl uygulanıyor ve Halife-i Müslimin, Emirü’l Mü’minin, Faruk-ı Azam Hz. Ömer radıyallahu anh yönetimindeki ülkeleri adâlet ve insafla nasıl yönetiyor...

Bu, güçlü bir imanın, güçlü bir iradenin, sağlıklı ve sağlam teşkilatlanmış bir yönetimin, yetişmiş, kâmil, insanların işidir. Onların başarabileceği bir iştir.

İslam’da görev istenmez, görev verilir. Şayet bir kimse yöneticiliğe aşırı istek duyar, hırslanır, göreve gelmek için ısrar eder de kendisine görev verilirse böyle bir kişi nefsiyle baş başa kalır ve neticede hem nefsine hem de idaresindekilere zulmeder. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır: "Siz emirlik (yöneticilik) isteyeceksiniz. Hem de büyük bir hırsla. Ancak bu, sizin için kıyamette bir pişmanlık olacaktır. O makam güzel bir sütannedir (emmekle doyulmaz). Ondan (makamdan) ayrılmak da memeden ayrılmak (gibi) zordur." (Buhari, Müslim)

Ebu Musa el-Eş’ari radıyallahu anh şöyle rivayet ediyor: "Ben ve amcamın oğullarından iki adamla birlikte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına girdik. Biri şöyle dedi: Ya Rasulullah! Allah’ın senin emrine verdiği bazı yerlerde bizi emir yap. Diğeri de tıpkı onun gibi söyledi.

Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Vallahi biz bu görevi tâlip olana ya da buna karşı aşırı istekli olana asla vermeyiz." (Buhari, Müslim)

4- Müslümanlar, ilişkisi olan herkese karşı, her işinde, her davranışında ve her konuşmasında adâlete riayet etmelidir. Çocukları arasında, akrabaları, arkadaşları, komşuları arasında, iş ortakları arasında adâletle ve insafla davranmalı, hükmedeceği zaman da adâlet ve insafla hükmetmelidir.

"Onlar arasında hüküm verecek olursan, insaf ve adâlet dairesinde hüküm ver. Çünkü Allah doğruları, insaf edenleri sever." (Maide/42)

5- Rüşvetle, baskıyla veya çeşitli yollarla yöneticileri veya hakimleri yoldan çıkarmak, adâletten sapmalarını temin ederek haksızlık yapmak, başkalarının hakkını gasp etmek çok büyük günahlardandır. Kâmil bir mü’min böyle bir şeye tevessül etmez, şahsiyet sahibi bir hâkim de bu gibilere fırsat vermez. Rüşvete ve haksızlığa göz yummaz.

Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin. (Size ait olmadığını) Bildiğiniz halde, insanların mallarından bir kısmını yalan yemin ve şehadetle yemeniz için malları hâkimlere el altından vermeyin." (Bakara/188)

Yöneticiler ve hakimler nezdinde suçlu lehine aracı olmak da haksızlık ve zulümdür. Adâletin tecellisine mâni olmaktır.

"Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem zamanında Mekke üzerine yüründüğü günlerde, bir kadın hırsızlık yapmıştı. Kadının kabilesi Üsame bin Zeyd radıyallahu anh’a gelerek, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den şefaat dilemesini istediler. Üsame bin Zeyd radıyallahu anh tekliflerini kabul ederek Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’le konuştu. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yüz hatları değişti ve: “Allah’ın koyduğu bir cezada benimle pazarlık mı yapıyorsun?” buyurdu. Üsame bin Zeyd radıyallahu anh: “Ya Rasulullah! Benim için Allah’tan af dile” dedi.

Sabah olunca, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir hutbe irad ettiler. Allah’a hamd ve sena ettikten sonra şöyle buyurdular:

- Sizden öncekiler, içlerinden şerefli birisi hırsızlık yapınca, ona bir şey yapmamaları, zayıf, fakir birisi hırsızlık yapınca da ona ceza tatbik etmeleri sebebiyle helak olmuşlardır. Muhammed’i kudret ve iradesiyle yaşatan Allah’a yemin ederim ki şayet Muhammed’in kızı Fâtıma hırsızlık etmiş olsaydı, onun elini de keserdim.

Hırsızlık yapan kadını getirerek elini kestirdi. Bundan sonra kadının hâli düzeldi ve evlendi. Hz. Aişe radıyallahu anh der ki: Bu kadın eli kesildikten sonra bana gelir giderdi. Ben de isteklerini Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e iletirdim." (Buhari, Müslim)

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Dün, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41