Gönderen Konu: Kalbin Ameli Olan İhlâs  (Okunma sayısı 597 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Kalbin Ameli Olan İhlâs
« : Mart 01, 2017, 01:05:17 ÖÖ »
Kalbin Ameli Olan İhlâs

ve Riyâ Üzerine Notlar

Bütün  ibâdetlerin ve salih amellerin edasında, niyetin müstesnâ bir yeri vardır. Kalbin bir şeyi bilmesi, karar vermesi ve bir işin niçin yapıldığını idrak etmesi anlamına gelen niyet ile ihlâsı birbirinden ayırmak kolay değildir. Bazı muteber kaynaklarda, “Mükellefin edâ ettiği ibâdetlerde ve işlediği salih amellerde sadece Allah’ın (cc) rızasını esas almasına ihlâs denilir” şeklinde tarif edilmiştir. Bazı eserlerde, kısaca; “Allah’a (cc) itaatte riyânın terkedilmesine ihlâs denilir” tarifine yer verilmiştir. Peygamberimiz Efendimiz’in (sav), “Hardal tanesi kadar riyâ bulaşmış olan amelin kabul edilmeyeceğini” (1)

Haber verdiği malûmdur. Riyâ ve ihlâsla ilgili olarak “Hayatû’l-Kûlûb” isimli eserde şöyle denilmektedir: “Riyânın hakikati; ibâdetlerle ve hayırlı işlerle, insanların kalplerinde mevki sahibi olmak istemektir. Riyâ kalp fiillerinin en çirkinlerindendir. Bu fiil, ibâdetlerde Allah (cc) ile alay etmek olur. Riyânın zıddı ise ihlâstır. İhlâs, her türlü gösterişten hâlî olarak Allah’ın rızasını kasdetmektir. Kim amelini Allah için halis kılmazsa, o kimse ameli sebebiyle günaha girmiş olur. Asla ecre ve sevaba nail olamaz.” Tasavvuf yolunun öncülerinden Cüneyd Bağdâdî, “İhlâs, kul ile Allah arasında bir sırdır. Melek onu bilmez ki sevap yazsın, Şeytan ona muttali olamaz ki ifsad etsin, hevâ ve heves onu fark edemez ki kendisine meylettirsin”(2)

Diyerek bir inceliğe işaret etmiştir. İmam-ı Kuşeyrî, ihlâsla ilgili birkaç tanım getirmiştir: Birisi, ihlâs, amelleri onlara ârız olan manevî kirlilikten arındırmaktır ki, bu manevî kirler amelden ‘sâlih’ vasfını kaldırır. Diğeri ise ibâdette sadece Allah’ın rızasının esas alınmasıdır ki kul taatıyla yalnızca Allah’a kurbeti diler, asla birisine yaranmak, insanların övgüsünü kazanmak gibi şeyleri gaye etmez, ibâdetlerinde düşünmez. Kısaca ihlâs ameli riyâdan arındırmaktır.

Bazı islâm âlimleri, mükellefin kalbini konu alan ilimleri “fıkh-ı bâtın” veya ‘fıkh-ı vicdanî’ gibi kavramlarla izah etmişlerdir. İmam Fahrûdîn-i Râzî “İnsanın sorumluluğu, önce kalbinin amelleriyle ilgilidir. İman ve küfür, kalbin amelidir. İnsan, kalbinde taşıdığı küfürden dolayı en büyük cezaya çarptırılır.(..) Ameller, niyetlere göre değer kazanır. Yapılan ibâdetler ve ameller, sahih bir niyete ve kalbte zuhur eden güzel duygulara bağlı değilse, onlara mükâfat verilmez”(3)

Diyerek, kalbin önemine işaret etmiştir. Bütün ibâdetler için zaruri olan ihlâs ve ihsanın merkezi insanoğlunun kalbidir. Bazı alimler; “İbadet ederken veya herhangi bir ameli edâ ederken Allah’ın (cc) murakabesini kalb gözüyle müşahede etmeye ihsan denilir” (4)

Tarifini esas almışlardır. Tahsil edilmesi farz olan ilimler arasında, kalbe ait niyetlerin ve düşüncelerin önemli bir yeri vardır. İbn-i Abidin “Reddü’l Muhtar” isimli eserinde şu tesbitte bulunmuştur:”Beş farz ile ilm-i ihlâsı öğrenmenin farz olduğunda şüphe yoktur. Çünkü amelin sahih olması buna bağlıdır. Helâli, haramı ve riyâyı öğrenmek de farzdır. Zira ibâdet eden kimse riyâ yaparsa amelin sevabından mahrum olur. Hased ile ucubu öğrenmesi dahi farzdır. Çünkü bu iki şey ateşin odunu yediği gibi ameli yerler.”(5)

İmam Celaleddin es-Suyuti, ”El-Eşbah ve’n-Nezair” isimli eserinde, kalbi ilgilendiren farz, vacip ve müstehap olan ilimlerin üzerinde durmuştur.(6)

İnsanoğlunun kalbi, değişik vesveselerin mahalli, küfrün ve imanın merkezi, günahta ısrar etmenin veya tevbenin mekânıdır.

Hz. Ömer’den (ra) rivayet edilen Hadis-i Şerif’te Peygamberimiz Efendimiz’in (sav); “Ameller ancak niyetlere göredir. Herkes için ancak niyet ettiği şey vardır. Kimin hicreti Allah ve Rasûlüne ise, onun hicreti Allah ve Rasûlünedir. Kimin hicreti de bir dünya (menfaati) veya bir kadınla evlenmek için ise, onun hicreti de, hicret ettiği şeyedir”(7)

Buyurduğu malûmdur. Başta İmam Şafiî (rh.a) olmak üzere bazı âlimler, bu Hadisin İslâm’ın üçte birini teşkil ettiğini ve fıkhın yetmiş konusunun bu Hadis-i Şerif’le bağlantılı olduğunu söyledikleri nakledilmiştir. Kur’ân-ı Kerim’de; “Kim Rabbine (O’nun rızasına) kavuşmayı arzu ediyorsa iyi bir amel işlesin ve Rabbine ibâdette hiç kimseyi ortak koşmasın” (El Kehf Sûresi: 110) hükmü beyan buyurulmuştur. İmam-ı Maverdi’ye göre bu ayetin tefsirinde âlimler; ihlâsın önemi üzerinde durmuş ve “mükellef, hiç bir amelini gösteriş için yapmasın” emrinin verildiğini belirtmişlerdir. Hz. Ebû Derdâ’dan (ra) rivayet edilen Hadis-i Şerif’te Peygamberimiz Efendimiz (sav) ihlâsın önemini şöyle ifade etmiştir: “İman için kalbini halis kılan (arındıran, temizleyen) kimse felâha ermiştir. O kalbini selim, lisanını sadık, nefsini mutmain ve müstakim kılmıştır.” Dini Allah’a (cc) has kılmanın ve ihlâsla ilâhi tekliflere teslim olmanın zaruri olduğu muhkem nasslarla haber verilmiştir: “İyi bilin ki halis olan din, yalnız Allah’ındır. O’ndan başka birtakım dostlar edinenler: ‘Biz ancak onlara, bizi Allah’a daha yakın olarak yaklaştırsınlar diye tapıyoruz (derler).’ Şüphesiz Allah, onlar (ile mü’minler) arasında, ihtilâfa düştükleri şeylerde hükmünü verecektir. Muhakkak ki Allah, yalancı ve nankör olan o kimseleri hidâyete erdirmez.” (Ez Zümer Sûresi:3) Muhaddis Ibn-i Merdûye’nin Yezid el Karsi’den naklettiğine göre; bir şahıs Hz. Peygamber (sav)’e: “Şayet bizler mallarımızı şan, şöhret olsun diye tasadduk etsek, Allah bize mükâfat verir mi?” diye sormuştur. Hz. Peygamber (sav): “Hayır” cevabını verince, aynı şahıs: “Hem Allah rızası, hem de şan ve şöhret için tasadduk edersek?” sualini sormuştur. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): “Allah (cc) kendi rızası için yapılmayan hiçbir ameli kabul etmez” buyurmuş ve bu ayeti okumuştur. Allah’ın (cc) razı olacağı amel, samîmi bir niyetle ve sadece kendi rızâsını kazanmak için yapılan ameldir. Büyük muhaddis İmam Ebu Dâvud şöyle demiştir: “Hz. Peygamberden beş-yüz bin hadis yazdım. Bunlardan hükümler konusunda dörtbin sekizyüz hadis seçtim. Zühd ve takvaya dair hadislere gelince; onları kitabıma almadım. Bir kimseye bunlardan dini için aşağıdaki dört tanesi yeter: 1) Ameller niyetlere göredir. 2) Helâl ve haram açıklanmıştır. 3) Kişinin kendini ilgilendirmeyen şeyleri bırakması müslümanlığının güzelliğindendir. 4) Sizden biriniz, kendisi için sevip arzu ettiği şeyi mümin kardeşi için de istemedikçe gerçek mümin olamaz” hadisleridir”(8)

Mürsel olan bir hadis-i şerifte Peygamberimiz Efendimiz’in (sav) “Mü’minin niyeti, amelinden daha hayırlıdır” buyurduğu malûmdur. Hz. Zeyd b. Sabit (r.a) niyetin önemini izah ederken, şöyle demiştir: “Müminlerden savaşa katılmayıp oturanlarla, Allah yolunda mallarıyla canlarıyla cihad edenler bir değildir” (En Nisa Sûresi: 95) Ayeti inince, Rasûl-i Ekrem (sav) bunu yazmamı istedi. Tam bu esnada a’ma olan Hz. Abdullah İbn Ümmi Mektûm geldi ve üzüntü içinde; “Ey Allah’ın Resulü cihada gücüm yetseydi, ben de gider düşmanla savaşırdım” dedi. Bunun üzerine Allahü Teâla (cc) aynı ayetin devamında; “Özür sebebiyle savaşa katılmayanları müstesna tutan” hükmünü indirdi.(9)

Buna göre özürleri sebebiyle savaşa katılamayanlar sırf niyetleri yüzünden savaşa katılanların ecrini almaktadır. Bir diğer hadis-i şerifte şehit olmayı samimi olarak isteyen kimsenin, evinde normal yatağında ölmesi halinde de şehitler zümresine dahil olacağı haber verilmiştir.(10)

İmam Gazâlî, ihlâsı, iki kısımda mütalâa etmektedir. Birincisi tevhidde ihlâstır ki Yüce Allah’a uluhiyyetinde ortak koşmamaktır. İhlâsın ikinci derecesi ise, niyet ve maksatlarda sadece Allah’a teveccüh olmasıdır ki riyâsız bir ameli ifade eder.

Kalbin ameli olan ihlâs, mükellefin davranışlarını kibir ve riyâdan arındırıp halis, saf hale getirmesidir. Hakikat şu ki, ihlâs yalnız ve yalnız Allah için ve O’nun rızasını kazanma yolunda yapılan ibâdetlerle elde edilir. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Efendimiz (sav); ihlâsla ilgili olarak, asla unutmamamız gereken bir hakikati, şu şekilde tebliğ etmiştir: «Kıyamet gününde insanların üzerine ilk hüküm verilecek olan şehid edilen kimsedir. Bu kimse getirelecek ve ona Allahü Teâlâ (cc)’nın nimetleri tarif edilecek, o da onu tanıyacaktır. Kendisine “Bu nimetler için ne yaptın?” diye sorulacak!.. O Kimse: “Senin uğrunda (yolunda) savaştım, nihayet şehid edildim” diyecektir. Allahü Teâlâ (cc) “Yalan söyledin!.. Sen ‘cesur ve kahraman’ denilsin diye savaştın, gerçekten denildi de” buyuracak. Sonra onun hakkında emir verecek ve yüzüstü sürüklenerek nihayet cehenneme atılacaktır.

Daha sonra ilim öğrenip, öğreten ve Kur’ân-ı Kerim’i okuyan kimse (alim) getirilir. Allahü Teâlâ (cc) kendisine nimetlerini tarif edecek, o da onları tanıyacaktır. Sonra: “Bunları elde etmek için ne yaptın?” diye sorulacaktır. O kimse:

“İlmi öğrendim ve öğrettim. Senin rızan için Kur’ân-ı Kerim’i okudum” diyecek... Allahü Teâlâ (cc) “Yalan söyledin!..

Lakin sen ‘Alim’ denilsin diye öğrendin. Kur’ân-ı Kerim’i de ‘O karidir’ (Güzel okuyucudur) denilsin diye okudun. Gerçekten denildi de!..” buyurucaktır. Sonra onun hakkında emir verecek ve yüzüstü sürüklenecek, nihayet cehenneme atılacaktır.

Bir de Allahü Teâlâ’nın (cc) yakasını genişlettiği ve kendisine malın her çeşidinden verdiği kimsedir. Bu kimse de getirilecek, ona nimetler tarif edilecek, o da onları tanıyacaktır. Sonra “Bunları nasıl elde ettin ve hangi gaye için kullandın? “suali sorulacaktır. O adam, “Uğrunda mal sarfedilmesini istediğin hiçbir yol bırakmadım. Mutlaka senin rızan için sarfettim” diyecek. Allahü Teâlâ (cc), “Yalan söyledin!.. Bu malları sen cömert desinler diye sarfettin. Gerçekten denildi de!” buyuracak. Sonra onun hakkında emir verilecek ve yüzüstü sürüklenerek cehenneme atılacaktır”. (11) Bu hadis-i Şerif’te canını, ilmini ve malını, değişik sebeblerle seferber eden kimselerin; eğer ihlas ile ameli dikkate almazlarsa, elde edecekleri netice haber verilmiştir.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------

(1)   Sahih-i Müslim-İst: 1401 K. İman 148,149, Ayrıca Sünen-i Ebû Davud-İst: 1401 K. Libas 26

(2)   İmam-ı Kuşeyrî, er-Risale, 104; Yılmaz, H. Kamil, Anahatlarıyla Tasavvuf ve Tarikatlar, s.169.

(3)   İmam Fahrüddin-i Razi- Mefâtîhu’l Gayb -İst: 1308 C: 2 Sh: 560 vd.

(4)   Seyyid Şerif Çürcani- Et Ta’rifat İst: ty Kaynak yay. Sh: 12

(5)   İbn-i Abidin-Reddü’l Muhtar Ale’d Dürri’l Muhtar-İst: 1982 c: 1, Sh: 41.

(6)   İmam Celaleddin es-Suyuti- El-Eşbah ve’n-Nezair-Kahire: 1359 Sh: 445 vd.

(7)   Sahih-i Buhârî-İst: 1401 K. Bed’ül-Vahy, 1, İman, 41, Nikâh, 5, Talâk,ll, Menâkıbul-Ensar, 45, Itk, 6, Eymân, 23; Ayrıca Sahih-i Müslim-İst: 1401 K. İmâre, 155; Sünen-i Tirmizî-Ist: 1401 K. Fazâilül Cihâd, 16.

(8    Geniş bilgi için/ Ahmed Davudoğlu- Sahih-i Müslim Terceme ve Şerhi- istanbul 1972 C:9 Sh: 118-119

(9)   Sahih-i Buhârî- İst: 1401 K. Cihad, 31, Tefsîru Sure, 4/18, Ayrıca Sünen-i Tirmizî- K. Tefsîru Sure, 4/19; İmam Ahmed b. Hanbe- El Müsned- İst: 1401 C: 5 Sh: 184

(10)   Sahih-i Müslim- İst: 1401 K. İmâre, 156, 157; Ayrıca Sünen-i Ebû Dâvud-K. Vitr, 26; Sünen-i Nesâî-K. Cihâd, 36; Sünen-i İbn Mâce-K. Cihâd, 15; İmam Ahmed b. Hanbel-A.g.e. C: 1 Sh: 397

(11)   Sahih-i Müslim - İst. 1401 K.İmare: 43 Hd.No: 152 (1905), No: 1291; Müslim, Sahih, c. 1, s. 10, No: 3; Ebu Davud, Sünen, c. 3, s. 319, No: 3651; Tirmizi, Sünen, c. 5, s. 35, No: 3659 ve c. 5, s. 634, No: 3715; İbn Mace, Sünen, c. 1, s. 13, No: 30.

 


* BENZER KONULAR

Uğur Işılak - Single Eserleri + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 11:31:08 ÖÖ]


Hafızlar Ezgi Grubu - Single Eserleri + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 11:26:28 ÖÖ]


Ölçülerimizi Sâbitelerimizi Bilelim Yaşayalım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:18:21 ÖÖ]


Polen Alerjisi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:09:30 ÖÖ]


İyiliğe ve Cömertliğe İlk Önce Evlerimizden Başlayalım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:01:00 ÖÖ]


Osmanlı’nın Çöküşü ve Kutsal oprakların Bizden Kopmasında Nüfus Azlığının Etkisi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:53:21 ÖÖ]


Annelerimiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:25 ÖÖ]


Allahü Teâlânın Gazabı Günahlar İçinde Saklıdır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:38:04 ÖÖ]


İhlâs Hiçbir Amelini Beğenmemektir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:30:52 ÖÖ]


Ebubekir İpek - Benim Sevdam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:00:30 ÖS]


Ahlakî Eğitimde Annenin Önemi Gönderen: melek
[Dün, 07:33:28 ÖÖ]


Kurşun Döktürmek Neden Caiz Değildir Gönderen: melek
[Dün, 07:28:41 ÖÖ]


Merhamete Dön Gönderen: melek
[Dün, 07:23:29 ÖÖ]


Kaçarak Evlenmek Mutluluk Getirir mi Gönderen: melek
[Dün, 07:18:11 ÖÖ]


Allah'ın Mağfiretine Koşun Gönderen: melek
[Dün, 07:11:07 ÖÖ]


Kul Borcu Yüzünden Allah'a Kulluğu Unutmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:05:22 ÖÖ]


Mümin Ülfet Eder Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:01:45 ÖÖ]


Çocukların Kıyafet Adabı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:22:55 ÖÖ]


Allah, Kalplerin Özünü Bilir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:17:24 ÖÖ]


Göz Alerjisi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:04:42 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42