Gönderen Konu: Ahlakın Geleceği Geleceğin Dünyasında Ahlak  (Okunma sayısı 69 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5809
Ahlakın Geleceği Geleceğin Dünyasında Ahlak
« : Kasım 07, 2023, 07:52:44 ÖÖ »


Ahlakın Geleceği Geleceğin Dünyasında Ahlak

Ahlak, insan davranışlarını “iyi” ve “kötü” kavramlarıyla tanımlamayı ve bu açıdan hüküm vermeyi amaçlayan bir kavramı ve içeriğini ifade eder. Ahlak felsefesi ise “Ahlak nedir?” “Ahlaki iyi veya kötü nedir?”, “Ahlakın kaynağı nedir?”, “Bir davranışın ahlaki anlamda iyi veya kötü olmasının ölçütleri nelerdir?” gibi sorulara cevap arayan bir disiplindir. Düşünce tarihi boyunca insanlık hemen her çağda bu ve benzeri sorulara cevap aramış, ahlak sorununa bir çözüm bulmaya çalışmıştır ve çalışmaya da devam etmektedir.

Ahlak ve ahlak felsefesinin temel ilgi alanı, geçmişten günümüze, öncelikle insan davranışları olmuştur. Ahlak, insan davranışlarını ele alırken öncelikle o davranışların görünür olanlarını (yeme, içme, konuşma, oturup kalkma, insanlar arası davranışlar vb.) öncelemektedir. Ancak son zamanlarda ahlakın kapsamı içerisine somut olmayan, gözle görülemeyen ve davranış olarak da nitelenemeyecek özellikler arz eden bazı durumlar da girmeye başlamıştır. Günümüzde internet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte sosyal medya faktörünün hayatımıza girmesi, sosyal medyada yaptığımız bazı işler, isteğimiz dışında karşılaşmak durumunda kaldığımız reklam, ilan vb. durumlar ve aniden karşımıza çıkan çeşitli uyarıcılar bunlara örnek olarak verilebilir. Bu uyarıcılar her ne kadar insan eylemi gibi görünse de ortaya çıkışları itibarıyla klasik insan davranışlarından bazı yönleriyle ayrılmakta ve ahlak felsefesi açısından bakıldığında klasik tanımlamaların dışında kalabilmektedirler.

Ahlak değişir mi? Değişim elbette insanoğlu için kaçınılmaz bir gerçekliktir. İnsanların ahlaki anlayışları da değişebilir. Doğadaki tüm canlılar temel yapıları itibarıyla doğaya uygun yaşayan varlıklar olarak bilinirler. Beslenme ve barınma haricinde doğaya müdahale ettiklerini söylemek oldukça güçtür. Bu canlıların içerisindeki insan ise etrafını başka birçok amaç için hatta salt değişim için dahi değiştirebilen bir varlıktır. Salt değişim amacıyla gerçekleştirilen değişim ise öncelikle insanın kendi öz yapısına (fıtrat) ters düşmekte ve sonrasında ise etrafını öz yapısının dışında (yapay) bir sonuca yol açmaktadır.

İnsan, başta kendi varlığı olmak üzere tüm varlık alanlarıyla ilişki içerisindedir. Doğa ve doğal varlıklar alanı, toplumsal varlık alanı ve metafizik varlık alanı, onu çepeçevre kuşatır. İnsan doğa ile üç şekilde ilişki kurar: İlk olarak insan, doğaya egemen olmak ister; zihinsel formları ve kategorileri doğrultusunda onu kendine benzetmeye çalışır. İkinci olarak insan, kendisini, yine kendi aklındaki formlara sokma, kendini değiştirme/dönüştürme peşinde koşar. Doğal ortamında, kalabalıklar olarak öylece bırakılan insan yığınlarının, salt biyolojik teklerden oluşan canlılar olarak çıkardıkları olay ya da olaylara da bir anlam yüklemeye çalışması, bunun en güzel örneğidir. Hayvan sürülerinden farklı olarak insan; din, ahlak ve hukuk, siyaset ve yönetim organizasyon bilimleri ile biyolojik insani olayları kültürel teklerin oluşturduğu olaylar olarak anlamlı hâle getirir; canlıların içgüdüsel devinimleri yerine, bireylerin rasyonel hareketlerine dönüştürür. Üçüncü ilişki biçimi de insanın bilişsel ve zihinsel yönüyle ilgilidir. Bu aşamada insan, duygularını, ruh hâllerini ve davranışlarını eğitir, yapaylaştırır. Diğer kurgusal varlık alanlarında ve dolayısıyla yapay doğalarda olduğu gibi tinsel varlık alanında da insan benzeri doğayı varetmiş olur.

Peki, insan neden bütün bu doğaları kendi hâline bırakmaz da onlara kendi senaryosunu dayatır? Başka bir deyişle ortada bu doğaların sahici varlıkları ve hâlleri durup dururken neden birtakım bilimsel yollarla onları zihnindeki formlarla yeniden kurar? Neden yapay doğalar meydana getirir? Tüm bu yapaylıklardan ahlak da kendine düşen payı alacak ve yapay bir ahlak oluşturulacak mıdır?

Zekânın yapaylığının insanların yapaylığına ve nihayetinde etiğin yapaylığına yol açıp açmayacağı sorusu, insanoğlunun sonuyla ilgili endişeleri gündeme getirmektedir. Düşünme, veri toplama ve analiz yapabilme yeteneği gibi zihinsel fonksiyonlar yapay zekâya başarılı bir şekilde aktarılabilmektedir. Ancak hislerle düşünce arasında karmaşık bir ilişki olduğu, bunların birbiriyle bağlantılı olduğu da herkesçe bilinmektedir. Eğer öne sürülen tahminler gerçekleşirse yapay zekâ sadece düşünce ve bilgi ile sınırlı kalmayacak; aynı zamanda heyecan ve duyguların, benliğin beraberinde kişiliğin matematiksel modellemesine dönüşecek ve yapay insanın yaratılmasıyla sonuçlanacaktır. Nitekim yapay zekâ çalışmalarını yürütenlerin, bırakın robotlara insansı duygular kazandırabilmelerini, yaklaşık yüz elli yıl süren yoğun çalışmalar neticesinde onlara en basit düşünsel fonksiyonları bile aktarmayı başaramamış olmaları, insan zihninin fazla hafife alındığını göstermektedir.

Ahlak kuralları insan hayatında her zaman önemli bir yer tutar. Genel olarak ahlak kavramı, iyi ve kötü üzerine kurulu olup irade, sorumluluk, vicdan, erdem, mutluluk ve görev gibi kavramları da kapsamaktadır. Bu nedenle pek çok düşünür, ahlak konusunda farklı düşünceler kaydetmiştir. Söz gelimi, iyinin temelini Sokrates, “erdem”; Platon, “iyi ideası”; Kant, “ödev kaynaklı iyi bir istem veya irade”; Bentham ve Mill, “fayda”; İslam düşünürleri ise “mutluluk sağlama”da aramaktadır. Görüldüğü gibi ahlakın kendisi her devirde iyilik ve kötülük üzerine kurulmuştur. Bu bağlamda söz konusu fikirler, insanın doğal etiği üzerinde temellenir. Peki, doğal etiğe ait iyi, kötü, niyet, erdem, sorumluluk, özgürlük, mutluluk, görev gibi terimler geleceğin dünyasında yaşamaya devam edebilir mi yoksa yapay ahlak olarak dijital dünya ile değişimden etkilenir mi?

Literatürde dijital dünyada uygulanabilecek etik değerler konusunda üç temel yaklaşım bulunmaktadır. Bunlardan ilki, belirli ahlaki değerlerin ortaya konması veya geleneksel ahlak felsefesinden ödünç alınabilecek normatif ahlak kurallarının yeni dünyaya uygulanmasıdır. Bu normatif kurallar, modern insanın davranışıyla ilgili belirsizlik ve tartışmaya yer vermeyecek şekilde seçilmelidir. Geleneksel felsefe perspektifinden bakıldığında buna faydacı ve ödev ahlakı örnek verilebilir.

Görüldüğü gibi insan, yarattığı ve geliştirmekte olduğu yapay zekânın insafına bırakılmış gibidir. İnsan felsefesi, felsefe tarihinde insanın varoluş bütünlüğünü sorgulamaya başlayalı henüz bir yüzyılı bile tamamlamış değildir. Başka bir deyişle felsefe ve bilim tarihinde, insan kendi dışındaki şeyleri keşfetmek için harcadığı yüzlerce yıla kıyasla, kendisini ancak son yüzyılda keşfetmeye başlamıştır. Ancak ne gariptir ki bu kısa zaman diliminde o kendisinden ziyade dikkatini yarattığı makineye odaklamış ve keşfine tekrar ara vermiştir. Bu durum, insanlar yerine yapay dijital mutluluğa öncelik vermenin ironisini gözler önüne sermektedir.

Bunların yanında, dijital yaşamın yükselişi hakkındaki senaryoların çeşitliliği, birçok insan gibi bilim insanları nezdinde de bu yükselişin ne zaman olacağı ve bunun iyi mi yoksa kötü mü sonuçlar doğuracağı konusundaki belirsizliği derinleştirmektedir. Bazı düşünürler böyle bir yükselişin zor zamanlar getireceğini belirtirken diğerleri bunun insanlar için çok daha iyi olacağını savunmaktadır.

Ayrıca yakın gelecekte yapay süper yaşamın gerçekleştirilmesiyle de transhümanizm çağının geleceği iddia edilmektedir. Transhümanizm, insanların bilişsel yeteneklerini geliştirmeyi, yaşlanma gibi kusurları ortadan kaldırmayı, teknolojinin ve bilimin olanaklarından daha fazla yararlanıldığı yaşamı amaçlayan bir kavramdır. İnsan hayatında ciddi değişimler meydana getirecek olan bu düşünce, üç ana gaye etrafında kurulmuştur. Bunlar; artırılmış yaşam kalitesi, uzun ömür ve süper zekâdır.

Bilim ve teknoloji aracılığıyla insanların dönüşeceğini ve yeniden yaratılacağını savunan transhümanistler, buna ek olarak dijital yaşamın tüm dünyaya yayılacağını ve dünyanın, teknolojinin güçlü olanaklarına bütünüyle yenileneceğini savunmaktadır. Tüm bu gelişmeler, gerçeklik algısını değiştirecek bir dünya kurmaya yöneliktir. Bazılarına göre evrenin evrimsel yolla mükemmelliğe ulaşması fikri, kaygıya neden olur. Bazıları için bu endişelenecek bir şey değildir. Bu düşüncenin savunucularına göre, mükemmel dijital olanaklar veya geleceğin üstün insanı hakkında endişelenmeye gerek yoktur. İnsanın köklü değişimine işaret eden bu aşama, insan zekâsının bugünkünden farklı olarak daha yüksek bir yapıda olacağının göstergesidir. Bilginin katlanarak artan ilerleyişi ve teknolojinin dönüşümüyle beraber evrenin de dönüşümü kaçınılmaz bir durumdur. Teknolojinin bugün geldiği nokta, gelecekte insan zekâsının günümüzden farklı olarak daha üstün bir yapıda olacağının sinyalini vermektedir. Teknolojik gelişmelerin nihai icadı olacak olan süper insan, güçlü bir zekâ olarak yeni dünya düzeninde değişimin en önemli aracı olacaktır. Bu aşamada insanlar, insan olma durumunu korumaya ve medeniyetini temsil etmeye devam edecektir.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

İslam ve İnsan Hakları Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:37:24 ÖÖ]


İnsanlık Efendimiz'e (SAV) Şükran Borçludur Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:33:23 ÖÖ]


Kur'an ve İnsan Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:26:11 ÖÖ]


Mü’minler Ancak Kardeştirler Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:19:10 ÖÖ]


İslamda Tevekkül Ve Önemi Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:13:30 ÖÖ]


İtikadımızı ve Zihniyetimizi Gözden Geçirelim Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:49:11 ÖÖ]


Lüks ve İsraf Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:41:08 ÖÖ]


Allah’ım, Duyduğum ve Sakındığım Ağrıdan Sana Sığınırım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:30:03 ÖÖ]


İslâm Dininin Ana Kaynakları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:21:33 ÖÖ]


İnsan ve İman 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:10:43 ÖÖ]


Büyük Cihangir Sultan Mehmed Han Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:57:02 ÖÖ]


Hz Peygamber Ve Samimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 03:50:17 ÖS]


Hz Peygamber Ve İnsan Onuru Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 03:45:36 ÖS]


İslamda Paylaşım Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 03:40:40 ÖS]


Kimsesizlerin Kimsesi Olmak Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 03:35:29 ÖS]


Allah Ve Peygamber Sevgisi Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 03:26:03 ÖS]


2024 - İsmail Metin - Yunus Emre İlahileri - Ney Solo Albüm 192 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 03:17:11 ÖS]


Grup Zahid - Single Eserleri 320kbps + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 01:44:36 ÖS]


Hayra Da Şerre De Aracılık Eden Onu İşleyen Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:04:17 ÖÖ]


En Tehlikeli Mikrop Çeşidi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:51:19 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41