Gönderen Konu: Kulluk ve Güzel Ahlak İlişkisi  (Okunma sayısı 354 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5771
Kulluk ve Güzel Ahlak İlişkisi
« : Mart 24, 2024, 07:41:13 ÖÖ »


Kulluk ve Güzel Ahlak İlişkisi

عَنْ أَبِى ذَرٍّ قَالَ: قَالَ لِى رَسُولُ اللَّهِ (صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمْ)
“اتَّقِ اللَّهَ حَيْثُمَا كُنْتَ، وَأَتْبِعِ السَّيِّئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحُهَا، وَخَالِقِ النَّاسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ.”

Ebû Zerr’in rivayet ettiğine göre, Resûlullah (s.a.s.) ona şöyle buyurmuştur: “Nerede olursan ol, Allah’a karşı sorumluluğunun bilincinde ol! Kötülüğün peşinden iyi bir şey yap ki onu yok etsin. İnsanlara da güzel ahlaka uygun biçimde davran!” (Tirmizi, Birr, 55)

Allah’a kul olmak, öncelikle yaratıcının varlığını ve birliğini tanımayı, sonrasında ise Rabb’ine karşı sorumluluklarını yerine getirmeyi gerektirir.

İman, kalp ile tasdik, dil ile ikrardır. Ameller üzerinde etkisini gösterir. Süfyân b. Abdillâh, “Ey Allah’ın Resûlü! Bana İslam hakkında öyle bir söz söyle ki bu konuda senden sonra hiç kimseye soru sorma ihtiyacı hissetmeyeyim.” diye sorduğunda, Allah Resûlü’nün bu soruya “Allah’a iman ettim de, sonra da dosdoğru ol.” (Müslim, Îman, 62) cevabını vermesi, imanın sözde kalmaması, insanın bütün hayatını kuşatan bir etkiye dönüşmesi gerektiğine işaret etmektedir.

Mümin bir kişi, insanların kendisini görebileceği yerlerde yanlış yapmaktan sakındığı gibi gözden uzak, hiç kimsenin kendisini göremeyeceği yerlerde de günah işlemekten sakınır. Zira Allah’a bağlılığı, Allah korkusu âdeta onu koruyan bir kalkan hâline gelir. Atalarımız “Kork Allah’tan korkmayandan.” diyerek imanı dilinde kalıp bu imanı doğru davranışlara dönüştüremeyenlerin, içinde Allah korkusu taşımayanların her türlü kötülüğü rahatça yapabileceğine işaret ederler.

“İnsan nisyan ile maluldür.”; “Beşer şaşar.”; “Hatasız kul olmaz.” sözleri, insanın hata işleme potansiyeline işaret eder. Peygamberler bile büyük günah işlemeseler de zelle adı verilen küçük hatalar yapmışlardır. Aslolan hata yapmamak değil, hatasını kabul edip davranışlarını düzeltebilme erdemini gösterebilmektir. (İbn Mâce, Zühd, 30) Hata yaparak Allah’ın kendisi için belirlediği sınırı aşan, yapması gerekenleri ihmal edip uzak durması gereken günahları işleyen kişiye düşen ise yine Allah’a iltica etmek, hatalarından af dileyip Rabb’iyle olan sözleşmesini yenilemektir. Hz. Peygamber (s.a.s.), günah işlemekte ısrar edip tövbe etmeyenlerin durumunu şöyle anlatır:

“Kul bir hata işlerse kalbine siyah bir nokta konulur. Şayet o günahtan el çeker, bağışlanma diler, tövbe edip Allah’a dönerse kalbi cilalanır. Eğer tekrar aynı hatayı işlerse siyah nokta artırılır ve neticede bütün kalbini kaplar.” (Tirmizi, Tefsiru’l-Kur’an, 83)

Tövbe eden kişi günahından pişmanlık duyar, günah işlemeyi bırakır, tekrar günaha dönmeme konusunda azim ve kararlılık gösterir. Âlimler açıklamaya çalıştığımız hadisi delil göstererek bu üç şarta ilaveten kişinin salih amel yapmasını, hatasını telafi edecek güzel davranışlara yönelmesini de makbul bir tövbenin şartları arasında sayarlar. Kişinin kusuru Rabb’ine karşıysa farz ibadetlerini ifa edip kaza edilebilecek ibadetlerinin kazasını yaparak, nafile ibadetlerini çoğaltarak Rabb’ine kendisini affettirme yollarını aramalıdır. Kul hakları kapsamında değerlendirilecek hatalar işlemişse, başkasının malına el uzatmışsa, mümin kardeşinin izzet ve onurunu zedeleyecek davranışlarda bulunmuşsa, ona karşı zalimce davranmış, hakkını hukukunu çiğnemişse “altın ve gümüşün fayda etmediği gün” gelmeden önce kardeşinden özür dileyip dünyada iken onunla helalleşmenin yollarını bulmalıdır. (Buhari, Rikâk, 48; Mezâlim, 10) Çünkü Hz. Peygamber’in ifadesiyle kıyamet günü gelip çattığında boynuzsuz koç boynuzlu koçtan hakkını alacak, hiç kimsenin hakkı kimsede kalmayacaktır. (Müslim, Birr, 60)

İmanın yetmiş küsur şube olduğunu söyleyen Hz. Peygamber’in bunların en üstününü Allah’tan başka ilah olmadığını kabul etmek, en aşağı seviyede olanını ise insanlara eziyet veren şeyleri yoldan kaldırmak olarak belirlemesi, imanın ahlakla iç içe bir görünüm arz ettiğini ortaya koymaktadır. (Buhari, Îman, 3; Müslim Îman, 58) İslam ahlakının temelini ise Kur’an ve sünnet oluşturur. İyilik ve kötülük yapabilecek potansiyele sahip olduğu hâlde İslam’ın sınırları içinde kalan, Allah’ın ve Resulü’nün emrettiklerini en güzel şekilde yapmaya çalışan, haramı bırakıp şüpheli şeylerden bile uzak duran kimsenin imanı yanında ahlakı da güzelleşecektir.

Hz. Peygamber’in mümini “dilinden ve elinden diğer Müslümanların emin olduğu kimse” (Buhari, Îman, 4), “başkasıyla iyi geçinen ve kendisiyle iyi geçinilen kimse” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 15/106, 37/492) şeklinde tarif ettiği hadisler âdeta güzel ahlakın, hoş geçimin imanın bir yansıması olduğuna işaret etmektedir. Kaba saba davranan, ağzından kötü sözler eksik olmayan, bulunduğu ortamlarda huzursuzluk sebebi olan insanlar hem insanları etraflarından uzaklaştırır hem de Allah’ın sevgisinden mahrum kalırlar. Mümin kardeşine gülümseyerek bile sadaka sevabı elde edebilecek bir müminin esip gürleyerek, kırıp dökerek hatır gönül tanımayarak Allah rızasına ermesi ise mümkün değildir.

Namaz, oruç vb. ibadetlerin ana gayesi Rabb’imizle bağımızı güçlendirmek ve ahlakımızı güzelleştirmektir. “Rabb’im Allah’tır.” diyen kul günah işlese bile içten gelerek yapacağı samimi tövbeyle birlikte hayatında âdeta yeni bir sayfa açılacaktır. İman, amel ve ahlak ekseninde sürdürülen hayat ise mümini iki cihan saadetine kavuşturacaktır.

Dr. Ayşe Gültekin.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Hac Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Dün, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:43:20 ÖÖ]


İyi Anne Baba Mısınız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:34:11 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41