Gönderen Konu: Aceleci misiniz?  (Okunma sayısı 624 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

anadolu

  • Ziyaretçi
Aceleci misiniz?
« : Haziran 02, 2017, 08:44:05 ÖÖ »
Aceleci misiniz?

Hasbi miyiz, hesabi miyiz?

Önce hasbi ne demektir, o biraz açalım. Aslında manasını biliriz ama hangi kelimeyle ifade edileceğini çoğumuz bilmeyiz. Hasbi olmak demek, içten, hesapsız, gönülden olmak demektir. Mesela bir kişiyle dost olduğu zaman bundan bir menfaat ummamak, gerçekten o kişiyi sevdiği, dost olarak gördüğü için dostluk etmek. Bir iyilik yaptığı zaman karşılığını dünya hayatında görmeyi beklemeden, Allah için iyilik yapmak. En basitinden bir söz söylerken bile, konuştuğu sözün doğru olması dışında başka bir hesabı olmadan, içinden geldiği gibi konuşmak. Kısacası, inandığı gibi hareket eden, hesaplar peşinde olmayan bir kişiliğe sahip olmak…

Hepimiz böyle hasbi insanlarla bir arada olmak isteriz. Öte yandan böyle olmaktan korkarız. Çünkü bunun, aldatılmaya müsait bir durum, bir tür saflık olmasından endişe ederiz. Biz hasbi davrandığımız zaman acaba karşımızdaki insanlar da öyle olacak mı, diye düşünürüz.

1- Bir kişiyle tanıştırıldığınız zaman onun en çok hangi özelliklerini merak edersiniz? Bir kişinin hangi tür özellikleri sizin bir kişiyle tanışıklığı ilerletip yakın dostluğa dönüştürmenizi sağlar?

a- Dost edineceğim kişinin zekası ve tahsili önemlidir. Akıllı insanların, genellikle geleceği parlak olur. Böylelerini tanımak her zaman faydalı olur. Hiçbir faydası olmasa bile onun vasıtasıyla edinebileceğim bir çevre bana itibar kazandırır. Ailesi, mesleği, maddi durumu ne kadar yüksekse tabi ki faydalı olur.

b- Bana iki dünyada da yüz akı olacak gerçek dost, hayır söyleyen, hayra davet eden, hayrı hatırlatan kişidir. Dost edinirken bana Allah'ı hatırlatan, Allah için sevdiğim kişilerle dost olmaya öncelik veririm. Eğer sahip oldukları onu bozmuyorsa, kibirlendirmiyorsa durumunun iyi olmasının bir zararı yok. Ama asıl merak edeceğim konu, o kişinin salih bir Müslüman olup olmamasıdır.

Cevap: Hesapçı insanlar hayatta her konuya yatırım gözüyle bakarlar. Dostluklar için ayıracakları zamanı ve kaynakları da yatırım olarak görürler. Aslında bu tamamen yanlış da değildir. Ömür kısadır, imkanlarımız sınırlıdır. Dostlarımızı seçerken bize menfaatli olacak veya en azından zararı olmayacak kişilerden seçmemiz gerekir. Ama asıl gözetmemiz gereken menfaat, ahiret menfaati olmalıdır. Geçici dünya menfaatini gözeten insanlar çoğu zaman boş yere ümit besleyip dalkavukluk yaparlar. Çünkü dünyevi menfaat umularak kurulan yapmacık dostluklar genellikle bir fayda vermez. Bütün dünya birleşse hiçbir insana Allah'ın takdir ettiğinden öte bir şey sağlaması mümkün değildir.

2- Dostlarınızla sohbet ederken muhatabınızın neresine bakarsınız? Sözlerine inanır mısınız? Sözünü kesip soru sorar mısınız?

a- Muhatabımın yüz ifadelerini incelerim. Gözlerini kaçırıp kaçırmadığına, çelişkili el yüz hareketleri yapıp yapmadığına dikkat ederim. Çoğu insan hadiseleri hep kendi penceresinden veya bilmemi istediği şekilde anlatır. Bu yüzden her anlatılana inanmam.

Bazen sorular sorarak anlattıklarında çelişki var mı, diye anlamaya çalışırım.

b- Muhatabımın gözlerine bakarım. Duygularını, içinde bulunduğu hali anlamaya çalışırım. Eğer daha önce yalanını yakalamamışsam genellikle anlatılanlara inanırım. Velev ki sözlerinde yanlış varsa bile bu onun bilerek yalan söylemesinden değil belki hatalı zanda bulunmasıdır. Sözünü kesmemeye özen gösteririm, sadece daha iyi anlamak için zaman zaman sorular sorarım.

Cevap: Hesabi kişiler genellikle dertli, sıkıntılı insanlara inanmazlar. Yardım isteyen herkese ön yargılı veya temkinlidirler. Gerçi bu özellik bazı durumlarda gereklidir. Mesela bir polis komiseri, bir savcı, hâkim, elbette karşısına gelen herkese inanmamalıdır. Böyle konumdaki kişiler çoğu zaman bir şeyler saklayan veya yalan söyleyenlerle muhatap olmaktadırlar.

Ancak dostlarına da potansiyel yalancı gözüyle bakmak güzel bir şey değildir. İçten ve samimi kişiler, yalanını, hilesini yakalamadıkları sürece insanlara güvenirler. Çünkü insanları kendileri gibi bilirler. Bununla birlikte salih ve dürüst olup olmadığını bilmediğiniz kişiler söz konusu olduğunda biraz temkinli olmak gerekebilmektedir.

3- Tanıdığınız bir kişi sizden bir konuda yardım istedi. Ona yardım edebilecek bazı kişiler tanıyorsunuz. Onlarla tanıştırıp işinin hallolması için aracılık eder misiniz?

a- Eğer çok iyi tanıyorsam ve o da bana benzer bir durumda yardımcı olacak biriyse yardımcı olmaya çalışırım. Ama beni kullandığından şüphe ettiğim biriyse ona karşı temkinli olurum.

b- Yardım isteyen kişi kim olursa olsun, yardım istediği konuya bakarım. Eğer istediği yardımı yapmak Allah'ın rızasına uygun, herhangi bir mahzuru olmayan bir konuysa hatta hayırlı bir iş ise yardımcı olmaya çalışırım.

Cevap: Atalarımız, “Kişi refikini kendisi gibi bilir” demişlerdir. Kendisi hesapçı olan, mesela her işinde bir hesap gözeten ve ilişkilerini çeşitli maksatlarla kullanmaya çalışan kişiler, başkalarının da onu kullanacağı konusunda kolayca kuşkuya kapılırlar. Bu yüzden kolay kolay karşılığını görmeyecekleri iyiliği yapmak istemezler. Hâlbuki hasbi kişiler çoğu zaman yapılacak işe bakarlar, iş hayırlıysa kendilerinin kullanıldığını düşünmez veya buna aldırış etmezler. Hiçbir karşılık beklemeden hayra vesile olmaya çalışırlar.

Ancak bazı konumdaki kişilerin ellerinde tuttukları imkân ve yetkileri istismarcı kişilere kullandırmamak için dikkatli olması gerekir. Bilhassa emaneten elde tutulan imkân ve yetkilerde yardımseverlik yapmak caiz olmaz. Rüşvet ve adam kayırma şüphesi olan durumlarda hesabi düşünmek hasbilikten önde gelmelidir.

 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Dün, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41