Gördüğünün Yarısına İnan
İnsan sadece gözünün önündekini görebilme yetisine sahip bir varlık. Haliyle gözünün gördüğü kadarıyla hükmetme çabasındadır. Çoğu zaman ise gözümüzle gördüğümüz olayın bütünü değil, parçalarından biridir. Eğer sadece gözümüzün gördüğü parçasıyla hükmetme aceleciliğine kapılırsak yanlış bir hüküm vermemiz kaçınılmaz olacaktır.
Tüm bunları niçin yazıyorum? Son zamanlarda birbirimizi gördüklerimiz üzerinden etiketleme hastalığımızın çoğaldığını düşünüyorum da onun için. Gördüğümüz parçaların doğru olduğunu zannettiğimiz için eksik hükümler vererek birbirimizi kırıyoruz. Hele bir de sosyal medyanın bize gerçekleri yansıttığını sanmamız, birbirimiz hakkında hüküm vermek için bazı verileri yeterli bulmamız durumu var ki işler daha da çıkılmaz bir hâl alıyor.
“Sakın zan yapmayın. Çünkü zan yalan sözün en yalanıdır” diyor hadis-i şerifte. Hâlbuki ne çok zan ile hareket ediyoruz farkında mıyız?
“Bak nasıl da gezip tozuyor bana gelince çok yoğun.”
“Telefonumu açmadı kesin konuşmak istemiyor.”
“İnsan bir hâl hatır sorar o kadar da derdim var diye paylaşım yaptım…”
Bu sözler size de bir yerden tanıdık geliyor değil mi? Hemen hemen hepimizin kurduğu cümleler maalesef. Hayat sadece bizim etrafımızda dönmüyor. Bizim cephemizde bunlar yaşanırken karşımızdaki kim bilir neler yaşıyor hiç düşünüyor muyuz? Belki biz basit bir soğuk algınlığından yatak döşek yatarken ilgisizliğinden dert yandığımız o insan canıyla imtihan oluyor…
Neden benle ilgilenmiyor, neden arayıp sormuyor, neden işleri zamanında yapmıyor demek yerine neden sesi soluğu çıkmıyor acaba başı dertte mi diye düşünsek? Sahi müminin güzel hasletlerinden biri de bu değil mi? Su-i zan ile hareket etmek yerine hüsn-ü zan ile hareket etmek… Toplumsal anlamda bir düzelme yaşayabilmemiz için bireysel anlamda önce bu güzel hasletlerimizi tekrar kazanmamız lazım. Birbirine güvenmeyen, birbiri hakkında iyi düşünemeyen insanlar nasıl adil ve iyi bir toplumu kurabilir? Birbirimize iyilikle bakmayı tekrar öğrenmeliyiz…
Bir de sosyal medyanın mükemmel hayatları var… Hiç derdi, gamı çilesi olmayan dört dörtlük hayatlar… Sosyal medyanın gerçekleri yansıtmadığına dair yapılan çalışmaları siz de görmüşsünüzdür. Kameraya tutulan parıl parıl elmanın aslında ısırılmış yarım, eksik bir elma olduğunu hepimiz biliyoruz. Paylaşılan o mükemmel hayatların arkasında aslında nasıl kocaman bir yalanın olduğunu bilsek de gözün gördüğü ile hükmetme aşkı bizi yanlışa sürüklüyor.
Boşuna dememişler duyduğuna inanma, gördüğünün yarısına inan diye. Zira hakikat sadece gözle görülemeyecek bir şeydir.
FANİ DUNYA RADYO FORUM
