Gönderen Konu: Sıkıntılarla Büyür, Zorluklarla Olgunlaşırız  (Okunma sayısı 477 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

anadolu

  • Ziyaretçi
Sıkıntılarla Büyür, Zorluklarla Olgunlaşırız
« : Eylül 05, 2017, 08:48:17 ÖÖ »
Sıkıntılarla Büyür, Zorluklarla Olgunlaşırız

Huzurlu, birbirleriyle iyi geçinen, birbirlerini anlayıp destek olan bir aile ortamında yaşıyor. Kardeşler arasında muhabbet, anne-babayla çocuklar arasında saygı, sevgi hâkim. Refah içerisinde, hayatını idame ettirmek için ihtiyaç duyduğu maddi imkâna, geçimini rahatlıkla sağladığı gibi başkalarına da yardım edebilecek, destek olabilecek bir imkâna sahip. Ya da geçiminde zorlansa da eldekiyle yetinmesini biliyor, kanaat sahibi biri. Sosyal konumu göz dolduruyor. Etrafında başarılı bir insan olarak tanınıyor. Saygın, insanların değer verdiği bir kişiliği var. Bedenen sağlıklı, hareketli bir hayat yaşıyor. Sırf kendisi için yaşamıyor, başkalarının da mutluluğu için sosyal görevler üstleniyor, sorumluluk alıyor. Mümin kardeşleriyle iyilikler konusunda yardımlaşıyor. Ve elindekilerinin kıymetini biliyor, haline şükrediyor, Rabbine hamt ediyor.

Böyle bir hayata sahip bir insan mutluluğun zirvesini yaşıyor olmalıdır. Ne kadar insan böyle bir hayat yaşar bilemiyorum ama âfiyet içerisinde bir hayat yaşamanın tarifi yapılacak olsa üç aşağı beş yukarı bu şekilde yapılır diye üşünüyorum. Âfiyet; sağlık, esenlik ve mutluluk halidir. İnsanın her bakımdan kendini iyi hissetmesine de kemal-i afiyet denir.

Peygamber Efendimiz sallallahualeyhivesellem bizden, Allah’tan afiyet dilememizi istiyor.

Allah’tan afiyet dileyin. [Tirmizi, Daavat 85]
Allah size âfiyetten daha büyük bir nimet vermemiştir. [İbn Mâce, Dua 5]

Ne kadar ulaşırız bilemeyiz ancak en azından hedefimiz afiyet içinde bir hayat yaşamak olmalıdır. Ancak insan, hayatı içerisinde her zaman beklediklerine kavuşamayabiliyor, çok değişik sıkıntılarla karşılaşabiliyor. Dünyanın bin bir türlü hali var. Gerek nefsimizden gerekse dış etkenlerden kaynaklanan sebeplerle istediğimiz ortama kavuşmakta sıkıntı çekebiliriz. Bazen arkadaşımız, bazen aile fertlerimizden birisi, bazen düşmanlarımız canımızı sıkabilir. Yolumuzda karşımıza türlü türlü engeller çıkabilir. Bunalırız. Sıkılırız. Öyle bir an gelir ki çatlayacak gibi oluruz. İşte tam bu noktada sıkıntılara bakışımız, engellere yaklaşımımız yolun devamını nasıl yürüyeceğimizi belirleyecektir.

Sıkıntılarla bunaldığı, aşmakta gülük çektiği zorluklarla karşılaştığı anda “Yaşadığım sıkıntılar ne kadar büyük olursa olsun, onların üstesinden gelmemde bana yardımcı olacak büyük bir Rabbim var. Karşılaştığım zorluklara karşı O, bana dayanma gücü verir” diye düşünen ve engellere karşı sabreden yoluna sağ-salim devam edecektir. Devam etmekle kalmayacak bir müddet sonra yaşadığı zorlukların, karşılaştığı sıkıntıların kendisine çok şeyler kazandırdığının farkına varacaktır.

Yol alırken önümüzdeki mesafenin uzunluğu, yolda görünen engeller gözümüzü korkutabilir. Zaman zaman bizi karamsarlığa itebilir. Ancak yol ne kadar uzun, engeller ne kadar zorlu olursa olsun yürümesine devam eden, bir müddet sonra arkasına dönüp baktığında yolların yüründüğünü ve engellerin bir bir aşıldığını görecektir. Karşılaştığımız sıkıntılar aslında bize engelleri aşma yöntemlerini öğretiyordu. Sabretmeli. Bir yönden yüklendiğimiz engeli aşamadığımızda, öbür yönden yüklenmeli. Diğer yönden, sonra diğer yönden… Vazgeçmenin ise sonu yoktur. Bir kere vazgeçmeye başladığında ardı hep vazgeçmek şeklinde gelecektir. Karar verince, yürürken karşılaştığımız sıkıntıların bizi büyüttüğünü bilip sabretmeliyiz. Güneşin meyveleri olgunlaştırdığı gibi zorlukların da bizleri olgunlaştırdığını bilip dayanmalıyız. Zira sabredenlere müjdeler var.

Mü’minin durumu gıbta ve hayranlığa değer. Çünkü her hali kendisi için hayır sebebidir. Böylesi bir özellik sadece mü’minde vardır: Sevinecek olsa şükreder; bu onun için hayır olur. Başına bir belâ gelecek olsa sabreder; bu da onun için hayır olur. [Müslim, Zühd 64]

Yorgunluk, sürekli hastalık, tasa, keder, sıkıntı ve gamdan, ayağına batan dikene kadar müslümanın başına gelen her şeyi, Allah, onun hatalarını bağışlamaya vesile kılar. [Buhârî, Merda 1, 3; Müslim, Birr 49]

 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Dün, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41