Gönderen Konu: Sosyal Adalet  (Okunma sayısı 143 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Sosyal Adalet
« : Eylül 14, 2020, 05:28:04 ÖÖ »
Sosyal Adalet

I-  Adalet Kavramı

“Adele” fiilinden mastar. ‘Doğru olmak, doğru davranmak, aynı düzeyde yapmak’ anlamlarına gelir.

Allah insanı adl üzere, yani düzgün, eli, ayağı, gözü, kulağı, kısaca bütün organları denk gelecek ve dünya hayatını sürdürmesini sağlayacak şekilde yaratmıştır; yani onu tam bir denge üzerinde var etmiştir. (Ali Ünal, Kur’an’da Temel Kavramlar, s. 278)

اَلَّذى خَلَقَكَ فَسَوّيكَ فَعَدَلَكَ

O' ki seni yarattı, seni düzgün yapılı kılıp ölçülü bir biçim verdi. (İnfitar, 82/7)

Allah insanı adl üzere yarattığı gibi, onun da yeryüzünde adl üzere davranmasını ister:

اِنَّ اللّهَ يَاْمُرُكُمْ اَنْ تُؤَدُّوا الْاَمَانَاتِ اِلى اَهْلِهَا وَاِذَا حَكَمْتُمْ بَيْنَ النَّاسِ اَنْ تَحْكُمُوا بِالْعَدْلِ اِنَّ اللّهَ نِعِمَّا يَعِظُكُمْ بِه اِنَّ اللّهَ كَانَ سَميعًا بَصِيرًا

Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla görendir. (Nisa, 4/58)

II- İslam İnsanın Hem Dünya Hem de Ahiretini Düzenler

1- Fert ve Topluma Zarar Veren Davranışları Yasaklar

a- İçki ve Kumar

يَا اَيُّهَا الَّذينَ امَنُوا اِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالْاَنْصَابُ وَالْاَزْلَامُ رِجْسٌ مِنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ فَاجْتَنِبُوهُ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz. (Maide, 5/90)

b- Zina ve Ahlak Dışı Davranışlar

وَلَا تَقْرَبُوا الزِّنى اِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةً وَسَاءَ سَبيلًا

Zinaya da yaklaşmayın, çünkü o pek çirkindir ve kötü bir yoldur. (İsra, 17/32)  (Bkz. Araf, 7/80-81; Neml, 26/54; Ankebut, 29/28)

c- Hırsızlık

وَالسَّارِقُ وَالسَّارِقَةُ فَاقْطَعُوا اَيْدِيَهُمَا جَزَاءً بِمَا كَسَبَا نَكَالًا مِنَ اللّهِ وَاللّهُ عَزيزٌ حَكيمٌ

Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık Allah'dan bir ceza olarak ellerini kesin. Allah daima üstündür, hikmet sahibidir. (Maide, 5/38)

d- Ölçü ve Tartıda Hile

وَاِلى مَدْيَنَ اَخَاهُمْ شُعَيْبًا قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللّهَ مَا لَكُمْ مِنْ اِلهٍ غَيْرُهُ وَلَا تَنْقُصُوا الْمِكْيَالَ وَالْميزَانَ اِنّى اَريكُمْ بِخَيْرٍ وَاِنّى اَخَافُ عَلَيْكُمْ عَذَابَ يَوْمٍ مُحيطٍ

Medyen'e de kardeşleri Şu'ayb'i gönderdik. Dedi ki: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka ilâhınız yoktur. Ölçeği de, teraziyi de eksik tutmayın. Ben sizi hayır (bolluk) içinde görüyorum. Bununla beraber yine de sizi kuşatacak bir günün azabından korkuyorum.  (Hud, 11/84) 

وَيْلٌ لِلْمُطَفِّفينَ (1) اَلَّذينَ اِذَا اكْتَالُوا عَلَى النَّاسِ يَسْتَوْفُونَ (2) وَاِذَا كَالُوهُمْ اَوْ وَزَنُوهُمْ يُخْسِرُونَ

1- Eksik ölçüp tartanların vay haline!

2- Onlar insanlardan kendilerine bir şey aldıkları zaman tam ölçerler.

3- Kendileri başkalarına bir şey ölçtükleri veya tarttıkları zaman eksik ölçer ve tartarlar. (Mutaffifin,  83/1-3)

e- Faiz

اَلَّذينَ يَاْكُلُونَ الرِّبوا لَا يَقُومُونَ اِلَّا كَمَا يَقُومُ الَّذى يَتَخَبَّطُهُ الشَّيْطَانُ مِنَ الْمَسِّ ذلِكَ بِاَنَّهُمْ

قَالُوا اِنَّمَاالْبَيْعُ مِثْلُ الرِّبوا وَاَحَلَّ اللّهُ الْبَيْعَ وَحَرَّمَ الرِّبوا فَمَنْ جَاءَهُ مَوْعِظَةٌ مِنْ رَبِّه فَانْتَهى فَلَهُ مَا سَلَفَ وَاَمْرُهُ اِلَى اللّهِ وَمَنْ عَادَ فَاُولئِكَ اَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فيهَا خَالِدُونَ

Riba (faiz) yiyen kimseler, şeytan çarpan kimse nasıl kalkarsa ancak öyle kalkarlar. Bu ceza onlara, "alışveriş de faiz gibidir" demeleri yüzündendir. Oysa Allah, alışverişi helal, faizi de haram kılmıştır. Bundan böyle her kim, Rabbinden kendisine gelen bir öğüt üzerine faizciliğe son verirse, geçmişte olanlar kendisine ve hakkındaki hüküm de Allah'a kalmıştır. Her kim de yeniden faize dönerse işte onlar cehennem ehlidirler ve orada süresiz kalacaklardır. (Bakara, 2/275)  (Bkz. Rum, 30/39; Nisa, 4/160-161)

f- Zekat Vermeme

يَا اَيُّهَا الَّذينَ امَنُوا اِنَّ كَثيرًا مِنَ الْاَحْبَارِ وَالرُّهْبَانِ لَيَاْكُلُونَ اَمْوَالَ النَّاسِ بِالْبَاطِلِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَبيلِ اللّهِ وَالَّذينَ يَكْنِزُونَ الذَّهَبَ وَالْفِضَّةَ وَلَا يُنْفِقُونَهَا فى سَبيلِ اللّهِ فَبَشِّرْهُمْ بِعَذَابٍ اَليمٍ

Ey iman edenler, şurası bir gerçektir ki, yahudi hahamları ile hıristiyan rahiplerinin bir çoğu insanların mallarını haksız yere yerler ve Allah yolundan saptırırlar. Bir de altın ve gümüşü hazineye doldurup, onları Allah yolunda sarf etmeyenleri bu yüzden acıklı bir azap ile müjdele! (Tevbe, 9/34)

g- Yalan Yemin, Yalancı Şahitlik

ذلِكَ وَمَنْ يُعَظِّمْ حُرُمَاتِ اللّهِ فَهُوَ خَيْرٌ لَهُ عِنْدَ رَبِّه وَاُحِلَّتْ لَكُمُ الْاَنْعَامُ اِلَّا مَا يُتْلى عَلَيْكُمْ فَاجْتَنِبُوا الرِّجْسَ مِنَ الْاَوْثَانِ وَاجْتَنِبُوا قَوْلَ الزُّورِ

Emir budur, Allah'ın yasaklarına kim saygı gösterirse, bu, kendisi için Rabbinin katında şüphesiz hayırdır. Size bildirilegelenden başka bütün hayvanlar helal kılınmıştır. O halde o pis putlardan kaçının ve yalan sözden sakının. (Hac, 22/30)

يَااَيُّهَا الَّذينَ امَنُوا كُونُوا قَوَّامينَ لِلّهِ شُهَدَاءَ بِالْقِسْطِ وَلَايَجْرِمَنَّكُمْ شَنَانُ قَوْمٍ عَلى اَلَّا تَعْدِلُوا اِعْدِلُوا هُوَ اَقْرَبُ لِلتَّقْوى وَاتَّقُوا اللّهَ اِنَّ اللّهَ خَبيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ

Ey iman edenler, Allah için hakkı ayakta tutanlar ve adaletle şahitlik yapanlar olunuz. Bir kavme olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevk  etmesin. Adaletli olun, çünkü o, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. (Maide, 5/73)

وَالَّذينَ لَا يَشْهَدُونَ الزُّورَ وَاِذَا مَرُّوا بِاللَّغْوِ مَرُّوا كِرَامًا

Ve onlar ki, yalan şahitlik etmezler, boş bir şeye rastladıkları zaman vakar ile (oradan) geçip giderler. (Furkan, 25/72)

h- Rüşvet 

وَلَاتَاْكُلُوا اَمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ وَتُدْلوُا بِهَا اِلَىالْحُكَّامِ لِتَاْكُلُوا فَريقًا مِنْ اَمْوَالِ النَّاسِ بِالْاِثْمِ وَاَنْتُمْ تَعْلَمُونَ

Bir de aranızda mallarınızı batıl sebeplerle yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günah ile yemek için, o malları hakimlere rüşvet olarak vermeyin. (Bakara, 2/188)

وَلَا تَقْرَبُوا مَالَ الْيَتيمِ اِلَّا بِالَّتى هِىَ اَحْسَنُ حَتّى يَبْلُغَ اَشُدَّهُ وَاَوْفُوا الْكَيْلَ وَالْميزَانَ بِالْقِسْطِ لَانُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَاِذَا قُلْتُمْ فَاعْدِلُوا وَلَوْ كَانَ ذَاقُرْبى وَبِعَهْدِ اللّهِ اَوْفُوا ذلِكُمْ وَصّيكُمْ بِه لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

Yetimin malına, o erginlik çağına erişinceye kadar -o en güzel (şeklin) dışında- yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı doğru olarak yapın. Hiç bir nefse, gücünün kaldırabileceği dışında bir şey yüklemeyiz. Söylediğiniz zaman -yakınınız daha olsa- adil olun. Allah'ın ahdine de vefa gösterin. İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki öğüt alıp-düşünürsünüz.  (Enam, 6/152)

ı- İhtikar Haramdır

وعن ابن عمر (ر عنهُما) قال: الجَالبُ مرزُوقٌ، والمُحتكِرُ محرومٌ،

 ومَنِ احْتَكَرَ على المُسلمِينَ طعاماً ضَرَبهُ اللّهُ تعالى بِالْاِفْلاسِ والْجَذَامِ.

(382)- İbnu Ömer (r.a) buyurdu ki: "Pazara mal celbeden rızıklanır, muhtekir mahrum bırakılır. Kim mü'minlerin bir gıdasını onlara karşı saklar, ihtikâr yaparsa, Allah onu iflasa ve cüzzam hastalığına dûçâr eder." (İbnu  Mâce, Ticârât 6, (2153)).

2- Fert ve Topluma Fayda Veren Davranışları Över

a- İyilik Yapmak, Yardım Etmek

وَتَعَاوَنُوا عَلَى الْبِرِّ وَالتَّقْوى وَلَا تَعَاوَنُوا عَلَى الْاِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَاتَّقُوا اللّهَ اِنَّ اللّهَ شَديدُ الْعِقَابِ

İyilik ve takva üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerinde yardımlaşmayın. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir. (Maide, 5/2) 

وَاعْبُدُوا اللّهَ وَلَا تُشْرِكُوا بِه شَيًْا وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَانًا وَبِذِى الْقُرْبى وَالْيَتَامى وَالْمَسَاكينِ وَالْجَارِ ذِى الْقُرْبى وَالْجَارِ الْجُنُبِ وَالصَّاحِبِ بِالْجَنْبِ وَابْنِ السَّبيلِ وَمَا مَلَكَتْ اَيْمَانُكُمْ اِنَّ اللّهَ لَا يُحِبُّ مَنْ كَانَ مُخْتَالًا فَخُورًا

Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Sonra anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, akraba olan komşulara, yakın komşulara, yanında bulunan arkadaşa, yolda kalanlara, sahip olduğunuz kölelere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseyi sevmez. (Nisa, 4/36)

لَيْسَ الْبِرَّ اَنْ تُوَلُّوا وُجُوهَكُمْ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَلكِنَّ الْبِرَّ مَنْ امَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الْاخِرِ وَالْمَلئِكَةِ وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيّنَ وَاتَى الْمَالَ عَلى حُبِّه ذَوِى الْقُرْبى وَالْيَتَامى وَالْمَسَاكينَ وَابْنَ السَّبيلِ وَالسَّائِلينَ وَفِى الرِّقَابِ وَاَقَامَ الصَّلوةَ وَاتَى الزَّكوةَ وَالْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ اِذَا عَاهَدُوا وَالصَّابِرينَ فِى الْبَاْسَاءِ وَالضَّرَّاءِ وَحينَ الْبَاْسِ اُولئِكَ الَّذينَ صَدَقُوا وَاُولئِكَ هُمُ الْمُتَّقُونَ

İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir.

Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır.

(Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir.

Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir.

Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder.

İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakîler ancak onlardır!  (Bakara, 2/177)

b- Adalet

اِنَّ اللّهَ يَاْمُرُ بِالْعَدْلِ وَالْاِحْسَانِ وَايتَائِ ذِىالْقُرْبى وَيَنْهى عَنِ الْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِ وَالْبَغْىِ يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

Şüphesiz ki Allah, size adaleti, iyilik yapmayı ve yakınlara bakmayı emreder; hayasızlıktan, fenalıktan ve azgınlıktan nehyeder. Öğüt almanız için size böyle öğüt verir. (Nahl, 16/90)

c- Islah Edicilik

اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ فَاَصْلِحُوا بَيْنَ اَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللّهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ

Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz. (Hucurat, 49/10)

وَلَا تُفْسِدُوا فِىالْاَرْضِ بَعْدَ اِصْلَاحِهَا وَادْعُوهُ خَوْفًا وَطَمَعًا اِنَّ رَحْمَتَ اللّهِ قَريبٌ مِنَ الْمُحْسِنينَ

Düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. O'na, korkarak ve rahmetini umarak dua edin. Muhakkak ki Allah'ın rahmeti, iyilik edenlere yakındır. (A’raf, 7/56)

d- Salih Amellerin Tamamı (Bkz. Bakara, 2/177)

III- Hepiniz Çobansınız

عن ابن عمر (رعَنْهُما) قال: قالَ رسولُ اللّه)صلعم(: كُلُّكُمْ رَاعٍ وَكُلُّكُمْ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ، فَالامَامُ رَاعٍ وَمَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ، وَالرَّجُلُ رَاعٍ في أهْلِهِ، وَهُوَ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ، وَالمَرْأةُ في بَيْتِ زَوْجِهَا رَاعِيَةٌ، وَهِىَ مَسْئُولَةٌ عَنْ رَعِيَّتِهَا، وَالخَادِمُ في مَالِ سَيِّدِهِ رَاعٍ، وَهُوَ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ.

(1715)- İbnu Ömer (r. anhümâ) anlatıyor: "Rasulullah (a.s) buyurdular ki: "Hepiniz çobansınız ve hepiniz sürünüzden mes'ulsünüz. İmam çobandır ve sürüsünden mes'ûldür. Erkek ailesinin çobanıdır ve sürüsünden mes'uldür. Kadın, kocasının evinde çobandır, o da sürüsünden mes'ûldür. Hizmetçi, efendisinin malından sorumludur ve sürüsünden mes'ûldür." (Buhârî, Ahkâm 1, Cum'a 11, İstikrâz 20, Itk 17, 19, Vesâya 9, Nikâh 81, 90; Müslim, İmâret 20, (1829))

IV- Haklar Kutsaldır ve Riayet Etmek Esastır

1- Yaşama Hakkı

وَلَا تَقْتُلُوا النَّفْسَ الَّتى حَرَّمَ اللّهُ اِلَّا بِالْحَقِّ وَمَنْ قُتِلَ مَظْلُومًا فَقَدْ جَعَلْنَا لِوَلِيِّه سُلْطَانًا فَلَا يُسْرِفْ فِى الْقَتْلِ اِنَّهُ كَانَ مَنْصُورًا

“Haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın öldürmesini haram kıldığı cana kıymayın…” (İsra, 17/33)           

2- Mülkiyet Hakkı

اَلْمَالُ وَالْبَنُونَ زينَةُ الْحَيوةِ الدُّنْيَا وَالْبَاقِيَاتُ الصَّالِحَاتُ خَيْرٌ عِنْدَ رَبِّكَ ثَوَابًا وَخَيْرٌ اَمَلًا

Mal ve oğullar, dünya hayatının süsüdür. Bakî kalacak olan iyi ameller ise, Rabbinin katında, sevapça da hayırlıdır, ümid yönünden de daha hayırlıdır. (Kehf, 18/46)

وَلَاتَاْكُلُوا اَمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ وَتُدْلوُا بِهَا اِلَىالْحُكَّامِ لِتَاْكُلُوا فَريقًا مِنْ اَمْوَالِ النَّاسِ بِالْاِثْمِ وَاَنْتُمْ تَعْلَمُونَ

Bir de aranızda mallarınızı batıl sebeplerle yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günah ile yemek için, o malları hakimlere rüşvet olarak vermeyin. (Bakara, 2/188)

a- Çalışma Hakkı

وَاَنْ لَيْسَ لِلْاِنْسَانِ اِلَّا مَاسَعى (39) وَاَنَّ سَعْيَهُ سَوْفَ يُرى

39. Doğrusu insana çalışmasından başka bir şey yoktur.

40. Ve çalışması da yakında görülecektir. (Necm, 53/39-40) 

وعن الْمِقْدَامْ بن معدي كربْ (رع) قال: قالَ رَسُولُ اللّهِ(صعم): مَا أكَلَ أحَدٌ طَعَاماً قَطُّ خَيراً مِنْ أنْ يَأكُلَ مِنْ عَمَلِ يَدِهِ، وَإنّ نَبِىَّ اللّهِ دَاوُدَ عَليْهِ السّلاَمُ كَانَ يأكُلُ مِنْ عَمَلِ يَدِهِ.

(5165)- Mikdâm İbnu Ma'dikerb (r.a) anlatıyor: "Rasulullah (a.s) buyurdular ki:

"(Benî Adem'den) hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir taamı asla yememiştir. Allah'ın peygamberi Dâvud aleyhisselâm elinin emeğini yerdi." (Buhârî, Büyû 15; İbn Mace, Ticarat, 1)

b- İşçi Hakkı

عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ (صعم) ‏"‏ أَعْطُوا الأَجِيرَ أَجْرَهُ قَبْلَ أَنْ يَجِفَّ عَرَقُهُ ‏"‏ ‏.‏

Abdullah b. Ömer (r.a) den; Rasulullah (s.a.v) efendimiz buyurdular ki: "Teri kurumadan işçiye ücretini veriniz." (İbn Mace, Rehin, 1/2537)

قَالَتْ اِحْديهُمَا يَا اَبَتِ اسْتَاْجِرْهُ اِنَّ خَيْرَ مَنِ اسْتَاْجَرْتَ الْقَوِىُّ الْاَمينُ

(Şuayb'ın) iki kızından biri: "Babacığım! Onu ücretle (çoban) tut. Çünkü ücretle istihdam edeceğin en iyi kimse, bu güçlü ve güvenilir adamdır" dedi. (Kasas, 28/26)

عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ (رع) عَنِ النَّبِيِّ (صعم)  قَالَ ‏"‏ قَالَ اللَّهُ تَعَالَى ثَلاَثَةٌ أَنَا خَصْمُهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ رَجُلٌ أَعْطَى بِي ثُمَّ غَدَرَ، وَرَجُلٌ بَاعَ حُرًّا فَأَكَلَ ثَمَنَهُ، وَرَجُلٌ اسْتَأْجَرَ أَجِيرًا فَاسْتَوْفَى مِنْهُ وَلَمْ يُعْطِهِ أَجْرَهُ ‏"‏‏.‏

Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: Rasulullah (s.a.v) buyurdular ki: "Allah Teala şöyle dedi:- Kıyamet günü üç kimsenin hasmı olacağım: Benim adıma söz verip yerine getirmeyen, insan ticareti yapıp parasını yiyen, bir işçi tutup işini gördürdüğü halde ücretini ödemeyen." (Buhari, İcara, 10/2314)

وَعن المَعْرُورِ بْنِ سُوَيْد قَالَ: رَأيْتُ أبَا ذَرٍّ وَعَلَيْهِ حُلَّةٌ وَعلى غُلامِهِ مِثْلُهَا. فَسَألْتُهُ عَنْ ذلكَ. فقَالَ: سَمِعْتُ رَسُولَ اللّهِ(صعم)  يَقُولُ: هُمْ إخْوَانُكُمْ وَخَوَلُكُمْ جَعَلَهُمُ اللّهُ تَعالى تَحْتَ أيْدِيكُمْ. فَمَنْ كَانَ أخُوهُ تَحْتَ يَدِهِ فَلْيُطْعِمْهُ مِمَّا يَأكُلُ وَلْيُلْبِسْهُ مِمَّا يَلْبَسُ وَلاَ تُكَلِّفُوهُمْ مِنَ الْعَمَلِ مَا يَغْلِبُهُمْ. فَإنْ كَلّفْتُمُوهُمْ فَأعِينُوهُمْ عَلَيْهِ.

(4154)- Ma'rur İbnu Süveyd rahimehullah anlatıyor: "Ebu Zerr'i gördüm, üzerinde bir takım (elbise) vardı, kölesi de aynı şekilde bir takım giyiyordu. Bunun sebebini sordum. Bana şu cevabı verdi: "Rasulullah (a.s)'dan şöyle söylediğini işitmiştim:

"Onlar sizin kardeşleriniz ve yakın adamlarınızdır. Allah Teâlâ Hazretleri onları ellerinizin altına (emaneten) koymuştur. Kimin kardeşi eli altında ise, yediğinden  yedirsin, giydiğinden giydirsin, yapamayacağı iş buyurmayınız, eğer buyurursanız onlara yardım edin." (Buhârî, İman 22, Itk 15, Edeb 44; Müslim, Eyman 40 (1661))

c- Dürüst Tüccar

عن أبى سعيد الخدرى(رع) قال: قالَ رَسُولُ اللّهِ(صعم): التّاجِرُ الامِينُ الصَّدُوقُ مَعَ النَّبِييِّنَ والصِّدِّقِينَ والشُّهَدَاءِ والصَّالِحِينَ.

(194)- Ebu Sa'îd el-Hudrî (r.a) anlatıyor: Resûlullah (a.s) şöyle buyurdu: "Emin ve doğruluktan ayrılmayan ticaret ehli (ayette sırat-ı müstakim ashabı olarak zikredilen) peygamberler, sıddikler, şehitler ve sâlihlerle beraberdir." (Tirmizî, Büyû 4, (1209); İbnu Mâce, Ticârât 1, (2139)).

3- İnanç Hürriyeti

لاَ إِكْرَاهَ فِي الدِّينِ قَد تَّبَيَّنَ الرُّشْدُ مِنَ الْغَيِّ فَمَنْ يَكْفُرْ بِالطَّاغُوتِ وَيُؤْمِن بِاللّهِ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقَىَ لاَ انفِصَامَ لَهَا وَاللّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ

Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk, sapıklıktan ayırd edilmiştir. Artık her kim tâğutu inkar edip, Allah'a inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz. Allah, her şeyi işitir ve bilir. (Bakara, 2/256)

وَلَوْ شَاء رَبُّكَ لآمَنَ مَن فِي الأَرْضِ كُلُّهُمْ جَمِيعاً أَفَأَنتَ تُكْرِهُ النَّاسَ حَتَّى يَكُونُواْ مُؤْمِنِينَ

Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde kim varsa hepsi toptan iman ederlerdi. O halde insanları hep mümin olsunlar diye sen mi zorlayacaksın? (Yunus, 10/99)

V- Sosyal Dayanışma da Sosyal Adalete Götürür

1- İki Kişinin  Yemeği Üç Kişiye Yeter

وعن أبي هريرة(رع) قال: قال رَسُولُ اللّه(صعم)ِ: طَعَامُ اثْنَيْنِ كَافِى الثَّلاَثَةِ، وَطَعَامُ الثّلاََثَةِ كَافى الارْبَعَةِ.

(3892)- Ebû Hüreyre (r.a) anlatıyor: "Rasulullah (a.s) buyurdular ki: "İki kişinin yiyeceği üç kişiye de yeter. Üç kişinin yiyeceği de  dört kişiye yeter." (Buhârî, Et'ime, 11; Müslim, Eşribe 178, (2058))

2- Ben Müminlerin Velisiyim

وعن أبى هريرة (رع) أنَّ رَسُول اللّه (صعم) قال: مَا مِنْ مُؤمِنٍ إلا َّوَأَنَا أوْلَى النَّاسِ بِهِ في الدُّنْيَا وَالاخِرَةِ، اقْرَءُوا إنْ شِئْتُمْ: النَّبِىُّ أوْلَى بِالْمُؤْمِنِينَ مِنْ أنْفُسِهِمْ الاية، فَأيُّمَا مُؤْمِنٍ تَرَكَ مَالا ً فَلْتَرِثْهُ عَصَبَتُهُ مَنْ كانُوا، وَإنْ تَرَكَ دَيْناً أوْ ضِيَاعاً فَلْيَأتِِنِى فَأنَا مَوْلا َهُ.

(741)- Hz. Ebu Hüreyre (r.a) anlatıyor: "Rasûlullah (a.s) buyurdu ki: "Ben her mü'mine, mutlaka, dünya ve ahirette insanların en yakınıyımdır. Dilerseniz (bu hususla ilgili olan) şu âyeti okuyun: "O peygamber, mü'minlere öz nefislerinden evladır. Zevceleri, mü'minlerin analarıdır..." (Ahzâb 6). Hangi mü'min (vefatında) bir mal bırakırsa vârisleri (asabı) ona varis olsunlar. Borç veya bakıma muhtaç birini bırakmışsa o da bana gelsin, ben onun mevlâsıyım." (Buhârî, Tefsir, Ahzâb 1, Kefâlet 5, İstikrâz 11, Nafakât 15, Ferâiz 4,  15, 25; Müslim, Ferâiz 14/1619)

3- Komşu Mirasçı Olacak Sandım

وعن عائشة (رعَنْها) قالت: قالَ رَسولُ اللّهِ(صعم): مَا زَالَ جِبْرِيلُ يُوصِينِى بِالْجَارِ حَتّى ظَنَنْتُ أنَّهُ سَيُوَرِّثْهُ.

1. (3415)- Hz. Âişe (r. anhâ) anlatıyor: "Rasûlullah (a.s)  buyurdular ki: "Hz. Cebrâil (a.s) bana komşu hakkında o kadar aralıksız tavsiyede bulundu ki, komşuyu vâris kılacağını zannettim." (Buhârî, Edeb 28; Müslim, Birr 140, (2624))

عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ(رع)، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ(صعم) قَالَ ‏"‏ لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ مَنْ لاَ يَأْمَنُ جَارُهُ بَوَائِقَهُ ‏"‏ ‏.‏

Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor:Rasulullah (s.a.v) buyurdular ki: "Komşusu şerrinden emin olmayan kimse cennete giremez." (Müslim, İman, 19, (181))

عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ(رع)، عَنْ رَسُولِ اللَّهِ (صعم) قَالَ ‏"‏ مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيَقُلْ خَيْرًا أَوْ لِيَصْمُتْ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيُكْرِمْ جَارَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيُكْرِمْ ضَيْفَهُ ‏"‏ ‏.‏

Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: Rasulullah (s.a.v) buyurdular ki: "Allah'a ve ahiret gününe inan ya hayr söylesin ya da sussun; komşusuna ikramda bulunsun; misafirine ikram etsin." (Müslim, İman, 19, (182))

4- Ben ve Yetimin Hamisi

قالَ رَسُولُ اللّهِ(صعم): أنَا وَكَافِلُ الْيَِتيمِ في الْجَنَّةِ هكَذَا، وَأَشَارَ بِالسَّبَابَةِ وَالْوُسْطَى، وَفرَّجَ بَيْنَهُمَا.

(179)- Sehl İbnu Sa'd (r.a) anlatıyor: Resûlullah (a.s) buyurdu ki: "Ben ve yetime bakan kimse cennette şöyleyiz" Orta parmağı ile baş parmağını yan yana getirip aralarını açıp kapayarak işaret eti." (Buhârî, Talak 14, Edeb 24; Tirmizî, Birr 14, (1919); Ebu Dâvud, Edeb 131, (5150))

5- Dul ve Fakire Yardım Eden

‏"‏ السَّاعِي عَلَى الأَرْمَلَةِ وَالْمِسْكِينِ كَالْمُجَاهِدِ فِي سَبِيلِ اللَّهِ، أَوِ الْقَائِمِ اللَّيْلَ الصَّائِمِ النَّهَارَ ‏"‏‏.

"Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Dul ve miskinlere yardımda bulunan  kimse Allah yolunda cihad eden, gece namaz kılan ve gündüz oruç tutan kimse gibidir." (Buhari, Nafakat, 1)


 


* BENZER KONULAR

Murat Bozkurt - Single Eserleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:31:17 ÖS]


Grup Cemre - Yunus Emre İlahiler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:22:45 ÖS]


Tavaf Namazı Nasıl Kılınır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:35:36 ÖS]


Kâbe'yi Görünce Okunacak Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:27:09 ÖS]


Hac İle İlgili Hadis-i Şerifler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:19:45 ÖS]


Hasan Ergüçlü - Hira Dağı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:16:42 ÖÖ]


Hasan Ergüçlü - Düştüm Çöllere Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:11:43 ÖÖ]


Öfkeyle Kalkan Zararla Oturur Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 08:50:20 ÖÖ]


Öfkeyi Kontrol Altına Almak İçin Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 08:46:24 ÖÖ]


Hayâlı Çocuk Yetiştirmek İçin Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 08:43:35 ÖÖ]


Cennet Annenin Ayakları Altındadır Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 08:33:08 ÖÖ]


Gönülden Boyun Eğelim Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 08:29:30 ÖÖ]


Ailemize Sahip Çıkalım Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:08:36 ÖÖ]


Müslüman Kadının Namazı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:58:31 ÖÖ]


Altı Öğrencinin Başlattığı Osmanlı’yı Çökerten Süreç Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:51:56 ÖÖ]


Umut ve Şükür Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:31:19 ÖÖ]


Bu dünyânın Fâni ve Basit Hayâtı Seni Azdırmasın Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:24:25 ÖÖ]


Ehl-i Sünnet İnancı Nedir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:16:44 ÖÖ]


Gözlük Gönderen: KOYLU
[Mayıs 18, 2024, 08:23:43 ÖÖ]


Ölüm ve Gerçeğe Uyanmak Gönderen: KOYLU
[Mayıs 18, 2024, 08:20:15 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42