Gönderen Konu: Aile Hayatınızı Doğru Yorumladığınızdan Emin Misiniz  (Okunma sayısı 80 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı türkiyem

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 1964
Aile Hayatınızı Doğru Yorumladığınızdan Emin Misiniz
« : Eylül 07, 2022, 08:37:14 ÖÖ »
Aile Hayatınızı Doğru Yorumladığınızdan Emin Misiniz

Aile içi anlaşmazlıklar incelendiğinde anlaşılıyor ki; evliliğin en tehlikeli yılları ilk senelerdir. Hele iki tecrübesiz gencin yanında tecrübeli bir aile büyüğü yoksa seyreyle sen bir pire için yorgan yakmalarını, sonra da gözyaşı içinde pişmanlık ezgileri söylemelerini.

Halbuki, evlilik hayatı en başta sabır ve anlayış ister, tartışmalı günlerin geçip anlaşmalı günlerin geleceğine inanma tevekkülü ister. Şayet yaşanan geçici sıkıntıları ömür boyu devam edecek zorluklar gibi görmeye başlarsanız, sabır gücünüzü baştan tüketmeye başlamışsınız demektir. Sizin işiniz zor.

Biraz genişçe düşünecek olursak diyebiliriz ki; falan beyin kızı filan beyin oğluyla anlaşarak müşterek aile hayatı kuruyorlar. Gelecekte farklılıkların ortaya çıkabileceğini baştan hayal bile edemiyorlar. Ne zaman hissî baskı azalıyor, farklılıklarını, sivriliklerini görmekle kalmıyor, çuvaldız gibi birbirlerine batırdıklarını da hissetmeye başlıyorlar. İşte bu devrede anlaşamayacakları evhamı etkisini göstermeye başlıyor. Hâlbuki aynı ailede yetişmiş iki öz kardeş bile farklı mizaçta, yapıda, ahlakta olabiliyorlar. Onların bile yer yer anlaşamadıkları konular görülebiliyor.

Ama nefis ve şeytan sabır duygusu verecek örnekleri düşündürmüyor ki. Bir de bakıyorsunuz, saman alevi gibi parlayışlar, arkasından da bir pire için bir yorganı bu aleve atışlar, sonra da pişmanlık feryatlarına başlayışlar.

Şurası bir gerçektir ki; hanım-bey bir elmanın iki yarısı değildir. Her insan kendi başına bir âlem. Elbette mizaç ve yetişme farklılıkları olacak. İnsan, bir vitrindeki odundan yapılmış iki manken değildir ki, biri diğerinin aynı olsun. Fikri, nefsi, şeytanı ve öteden beri devam ettirdiği alışkanlıkları vardır, yetişme tarzlarının etkisi söz konusudur.

Bununla beraber, ortak noktaları, buluşma yerleri bulunmayacak mı? Bulunacak elbette. Ortak nokta bulunacak. Peki, bu ortak nokta, beyin dediği mi, yoksa hanımın dediği nokta mı olacak?

Belki ikisinin dediği de olmayacak. İkisinin de inandıkları İslam'ın gösterdiği ortak nokta olacak, buluşma yeri İslam'ın koyduğu ortak ölçüler olacak. Orada buluşacaklar. Bakın Hazreti Bediüzzaman, aile içindeki bey ve hanımların ortak noktada buluşmalarını nasıl anlatıyor bizlere bir görelim. Diyor ki:

- Hanımın bahtiyarı, dindar beyine tabi olur!

- Beyin bahtiyarı da, dindar hanımına tabi olur!

- Bahtiyardır o hanım ve o bey ki, hangisi dindarsa ona tabi olurlar! Ortak noktada buluşurlar. Birbirlerini cennete doğru yönlendirirler, cehenneme sürükleme yarışına girmezler!

Evet, buluşmaları böyle olacak, ortak noktada böyle buluşacaklar.

Ancak, ortak noktada buluşma bir anda hemen gerçekleşmeyebilir. Bunun için de sakın sabrınızı tüketmeyin, ümidinizi yitirmeyin. Bir pire için bir yorgan yakmaya kalkışmayın.

'Bu da geçer ya Hû!' diyerek beklemeyi tercih edin. Eninde sonunda sizi cennete yönlendiren ölçülerde buluşacağınızı düşünün; şayet ortak noktada buluşmayı istiyorsanız tabii...

- Biz birbirimizden çok farklıyız, geçinemeyiz demeyin, sakın.

Sizin farklılıklarınızın, geçiminizi bozmanıza sebep olacak boyutta olmadığını şu farklı aile örneğiyle de anlayabilirsiniz. Lütfen dikkat buyurun vereceğim şu bey ila hanım dengesine!

Efendimiz (sas) 25 yaşında bir gençken, ayrıldığı iki kocasından kalan üç çocuklu bir dulla evlenerek, 25 sene dünyanın en mutlu ailesi örneğini vermişlerdir. (Hz. Hatice (ra) bir rivayete göre 40, bir başka rivayete göre 28 yaşındadır.)

Görünüşte mutlu olmak için bizim olmazsa olmaz sandığımız denge şartlarının hiçbiri yoktur bu evlilikte. Sadece baştan en belirgin ortaklıkları, biri, Muhammedü'l-Emin (sas) olarak bilinmesi, öteki de Hatice-i Tâhire, temiz ve soylu kadın unvanı almış bulunması. Nasıl mutlu olmuşlar dersiniz aradaki bunca farklılıklarına rağmen? Ayrıca bütün servetini bu evlilikte harcadıktan sonra Mekke'deki son üç yılı da abluka altında, açlık sınırı içinde yaşamalarına rağmen.

RADYO DİNEME LİNKİMİZ.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41