Gönderen Konu: Aile Terbesinde Bilinmmesi Gereken On Görev  (Okunma sayısı 65 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı KOYLU

  • *****
  • İleti: 2126
Aile Terbesinde Bilinmmesi Gereken On Görev
« : Aralık 28, 2023, 08:49:20 ÖÖ »
 

Aile Terbesinde  Bilinmmesi Gereken On Görev

Allah Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor: “Allah’a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya,  uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolda kalmışa, ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.”(1)

Âyet-i Kerime’de uygulanması gerekli on emir yer almaktadır. Şimdi kısaca bunların neler olduğu üzerinde duralım.

1- Allah’a İbadet Etmek ve O'na Hiçbir Şeyi Ortak Koşmamak

Bu, Allah'ın gönderdiği Peygamberleri aracılığı ile insanlara duyurduğu ilk emridir. Allah'a yapılan ibadetin makbul olması için o ibadete başkasının ortak edilmemesidir. Çünkü Allah, ortaklıktan münezzehtir, yücedir. Eşi, dengi ve ortağı yoktur. O'nun eşi ve ortağı olduğunu sanan ve O'ndan bir şey isterken başkasını aracı yapan, hem derin bir sapıklığa düşmüş hem de O'na büyük bir günah ile iftira etmiş olur. Onun için O'na ibadete başkasını ortak kılmak, affetmeyeceğini bildirdiği büyük bir günahtır.

2- Anaya-Babaya İyilik Etmek

Allah, kendisine ibadetten sonra ikinci derecede kişinin var olmasının sebebi olan anne ve babasına saygılı davranılmasını emrediyor. Kişiye en yakın olan ve onun için hiçbir fedakarlığı esirgemeyen anne ve babasına karşı saygı görevini yapmayan kimseden başkasına saygı göstermesi beklenmez. Anne-babaya karşı değil saygısızlık, “öf” bile demeyi Allah yasaklıyor. Peygamberimizin şu sözü bu konuda her şeyi açıklıyor:

“Allah'ın rızası, anne ve babanın rızasındadır. Allah'ın gazabı anne ve babanın gazabındadır.”(2)

3- Akrabaya İyi Davranmak

Dinimiz bütün insanlara ve hatta hayvanlara iyi davranılmasını emreder. İnsanlar içerisinde iyilik yapılmasını emrettikleri kimseler sıralanırken akraba ikinci sırada yer alır. Akrabanın görüp gözetilmesi dinî bir terim olarak “sıla-i rahim” diye ifade edilir. Dinimiz sıla-i rahm'a büyük önem vermiştir.

Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulur:

“Ey mü’minler! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden bir çok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının. Adını kullanarak bir birinizden dilekte bulunduğunuz Allah’tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah, üzerinizde gözetleyicidir.”(3)

Peygamberimiz de şöyle buyurmuştur: “Allah'a ve ahiret gününe inanan kimse misafirine ikram etsin; Allah'a ve ahiret gününe inanan kimse sıla-i rahim'de bulunsun.”(4)

Peygamberimizin bir seferinde Bedevinin birisi önüne geçip bindiği devenin yularını tuttuktan sonra:

- Ey Allah'ın Resûlü, beni cennete koyacak bir ameli bana haber verir misiniz, dedi. Orada bulunanlar:

- Buna ne oluyor, buna ne oluyor, demeye başladılar. Peygamberimiz:

- Ne olacak, ihtiyacı var ki soruyor, dedikten sonra Bedeviye şu cevabı verdi:

“Allah'a ibadet eder, O'na hiçbir şeyi ortak koşmaz, namazı doğru kılar, zekatı verir, yakınlarını ziyaret edersin (işte bunları yaparsan cennete girersin). Artık deveyi bırak, buyurdu.”(5)

Enes (r.a.) de Peygamberimizin şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:

“Rızkının bol olmasını ve ömrünün uzamasını isteyen kimse akrabasını görüp gözetsin.”(6)

Allah Teâlâ'nın insan için takdir buyurduğu ömür ne artar ne de eksilir. Bu ve benzeri hadisi şeriflerde sadakaların ve güzel işlerin ömrü artıracağı ifade buyurulmuştur.  Bu artma, bizim anladığımız manada bir artma değildir. Allah Teâlâ, insanların yapacakları ibadetleri ve güzel işleri ezelde biliyor. Bunun için bunların güzel işleri sebebiyle ömürlerini artırarak takdir buyuruyor. Yoksa ezelde takdir edilmiş olan ömürleri, sonradan yapacakları ibadet ve güzel işleri sebebiyle artırılacak değildir.

Allah Teâlâ'nın hakkımızdaki takdirini bilmediğimiz için Peygamberimizin konu ile ilgili teşviklerine uymamız uygun olacaktır.

Akrabadan muhtaç olanlara yardım etmek sıla-i rahimin kapsamı içindedir. Zekat ve fitrelerimizi öncelikle akrabadan yoksul olanlara vermemiz, bu malı ibadetlerimizin daha çok kabulüne vesile olacaktır. Peygamberimiz buyuruyor: “Yoksula bir şey vermek sadakadır. Akrabaya bir şey vermenin ise iki sevabı vardır. Birisi sadaka sevabı, diğeri de akrabayı görüp gözetme sevabıdır.”(7)

Bir başka hadisi şerif de şöyledir: “Sadakanın en kıymetlisi, içinde düşmanlık hisleri taşıyan fakat bunu açığa çıkaramayan akrabaya verilen sadakadır.”(8)

Böyle bir akrabaya verilecek sadaka, hiç şüphe yok ki, onun içinde sakladığı düşmanlık hislerinin ortadan kalkmasına ve düşman gördüğü akrabaları ile dost olmasına sebep olacaktır.

Peygamberimiz hayır yapmak isteyen kimselere akrabalarını hatırlatarak bu hayrın onlara yapılmasının daha çok sevap olacağını ve Allah'ı daha çok memnun edeceğini bildirirdi. Enes (r.a.) anlatıyor:

Ebû Talha (adındaki sahabi) Medine'deki Ensarın en zenginlerindendi. En sevdiği mal da Peygamberimizin mescidinin karşısındaki Beyreha denilen bahçesi idi. Peygamberimiz zaman zaman o bahçeye girer ve tatlı suyundan içerdi. Ebû Talha, “En sevdiğiniz maldan sadaka vermedikçe iyiliğe eremezsiniz.”(Al-i İmran, 3/92) mealindeki âyet-i kerime nazil olunca, kalkıp Peygamberimize geldi:

- Ey Allah'ın Resûlü, Allah Teâlâ, “En sevdiğiniz maldan Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe eremezsiniz.” buyuruyor.

En sevdiğim mal, Beyreha adındaki hurmalıktır. Onu Allah rızası için sadaka ettim. Allah katında onun hayrını ve ahiret azığı olmasını umuyorum. Ey Allah’ın Resûlü, Allah sana nasıl ilham ederse öyle yap, dedi.

Peygamberimiz:

“- İyi yaptın, senin için karlı bir maldır. Sözünü dinledim. Ben onu akrabana vermeni uygun görüyorum”, buyurdu. Ebû Talha:

“- Uygun gördüğün gibi yapayım, ey Allah'ın elçisi, dedi ve bahçeyi akrabasıyla amca çocukları arasında taksim etti.”(9)

“Abdullah b. Mes'ud (r.a.)’ın eşi Zeynep es-Sakafiyye (r.a.)’nin rivayetine göre Peygamberimiz:

“Ey kadınlar topluluğu, ziynetlerinizden olsun sadaka verin.” buyurdu. Ben eşim Abdullah b. Mesud'a:

- Sen fakir bir adamsın, mali durumun iyi değil. Peygamberimiz sadaka vermemizi emrettiler. Peygamberimize git de sor, eğer senin ve çocukların için harcadığım sadaka yerine geçiyorsa size, geçmiyorsa başkalarına vereyim dedim. Eşim Abdullah:

- Kendin git sor, demesi üzerine, Peygamberimize gittim. Bir de baktım ki Ensardan aynı maksatla gelmiş bir kadın da kapıda durmaktadır. Peygamberimiz heybetli idi. Önümüze Bilâl çıktı. Ona:

- Peygamberimize git de kapıda iki kadın bekliyor, sizden, kocalarına ve terbiyelerinde bulunan yetimlere harcadıkları sadaka yerine geçer mi? diye soruyorlar, de, fakat bizim kim olduğumuzu söyleme, dedik. Bunun üzerine Bilâl Peygamberimizin yanına girdi ve ondan sordu. Peygamberimiz:

-Onlar kimlerdir? Buyurdu.

Bilâl de:

-Ensar'dan bir kadın ile Zeynep’dir, dedi. Peygamberimiz:

-Zeyneplerin hangisi? Buyurdu. Bilâl:

-Abdullah b. Mes'ud'un eşi, cevabını verdi. Bunun üzerine Peygamberimiz:

- Onun için iki sevap vardır. Biri akrabalık sevabı diğeri sadaka sevabı, buyurdu.”(10)

Sıla-i rahimin en güzeli akrabadan muhtaç olanları ziyaret ederek onlara yardım etmek ve geçim darlıklarım hafifletmektir. Sıla-i rahim görevini ihmal etmek, Allah’ın rahmetinin üzerimizden kesilmesine sebeptir. Peygamberimiz buyuruyor: “Rahm Arş'a tutunmuş, akrabalık Arş'ın Rabbine sığınmış ve şöyle demiştir”; “Beni görüp gözeteni Allah gözetsin, benimle ilgiyi kesenden de Allah rahmetini kessin.''(11)

Bir adam Peygamberimize sordu:

- Ey Allah'ın elçisi, benim yakınlarım var. Ben onları ziyaret ederim, onlar bana gelmez. Ben onlara iyilik ederim. Onlar bana kötülük eder. Ben onlara yumuşak davranırım, onlar bana kaba davranır. Peygamberimiz:

“Eğer dediğin gibi isen, onlara sıcak kül yediriyor gibisin. Sen böyle davrandığın sürece, Allah Teâlâ sana yardımcı olur ve seni onlardan korur.''(12)

Hadis-i Şerifte geçen “onlara sıcak kül yediriyor gibisin”  ifadesi bir benzetmedir. Peygamberimiz, kişinin akrabasına karşı bu örnek davranışı karşısında, onların çirkin davranışlarından ötürü başlarına gelecek elem ve ızdırabı, sıcak kül yiyenin ızdırabına benzetmiştir.

Yine Peygamberimiz, “Akrabadan gelen iyiliğe misliyle karşılık veren kimse tam manasıyla akrabasına sıla etmiş değildir. Gerçek sıla, kendisiyle ilgiyi kesenleri görüp gözetmektir.”(13) buyurmuşlardır.

İnanmış olan kimse artık bu ayet ve hadisler karşısında akrabaları ile ilgisini kesemez. Onları rahatsız edici ve kabul edilemez davranışları karşısında bile onlara iyilik etmek ve yardımda bulunmak durumunda olmalıdır. Çünkü Hz. Ali Peygamberimizin şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:

“Dünya ve ahiret ahlâklarının en güzelini sana bildireyim mi? Seninle alakasını kesenle ilgilenmen, sana vermeyene vermen ve sana zulmedeni affetmendir.”(14)

4- Yetimlere İyi Davranmak

Dinimiz, toplum fertlerinin birbirleriyle yardımlaşmalarını öğütlerken, yoksulları görüp gözetmemizi, öksüzleri kendi çocuklarımız gibi koruyarak eğitip yetiştirmemizi tavsiye eder. Peygamberimiz: “Gerek kendisine ve gerek başkasına ait her hangi bir yetimi görüp gözetmeyi, eğitip yetiştirmeyi üzerine alan kimse ile ben, cennette şöyleyiz (beraberiz)” buyurarak şehadet parmağı ile orta parmağını işaret etmiştir.(15)

Öksüzler bize Allah'ın emanetidir, onların anası da babası da biziz. Onların görüp gözetilmesi, eğitilip yetiştirilmesi ve topluma yararlı birer insan haline getirilmesi bizim görevimizdir.

5- Yoksullara Yardım Etmek

İnsanların durumları eşit değildir. Bir kısmı varlıklı iken bir kısmı yoksuldur. Bir kısmının sağlığı iyi olduğu halde bir kısmı hasta ve sakattır. Toplum halinde yaşayan insanların birbirleriyle yardımlaşmaları dinimizin emridir. Varlıklı zengin insanlar toplum içindeki yoksulları soruşturmalı ve onlara yardım etmelidir. Peygamberimiz buyuruyor:

“Yoksulları arayın ve onlara yardım edin. Siz ancak fakirleriniz sayesinde (düşmanlara karşı) yardım görür ve rızıklanırsınız.”(16)

6-7. Komşuya İyi Davranmak

Toplu yaşayışta aileden sonra haklarına en çok riayet etmemiz gerekenler, yan yana yaşadığımız komşularımızdır.

Âyet-i Kerime'de komşular, yakın ve uzak olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır. Yakın komşu, evi yakın olan komşuya denebileceği gibi akrabadan olan komşuya da denir. Uzak komşu da ya evi uzak olan veya akrabadan olmayan veya da müslüman olmayan komşudur. Peygamberimiz buyuruyor: “Komşu üç kısımdır. Birincisinin üç hakkı vardır:

Komşuluk hakkı, yakınlık hakkı ve İslâmiyet hakkıdır. (Bu yakınlığı olan müslüman komşudur.) İkincisinin iki hakkı vardır; Komşuluk hakkı ve İslâmiyet hakkı. (Bu müslüman olan komşudur.) Üçüncüsünün ise bir hakkı vardır ki, bu müslüman olmayan komşudur.” (17)

Görülüyor ki, komşu tabirinde müslüman, müslüman olmayan dost, düşman, zararlı, faydalı, yakın uzak istisnasız bütün komşular dahildir. Demek ki müslüman, yakının bulunan kim olursa olsun herkesle iyi geçinecek ve İslâm’ın güzelliklerini yaşayarak gösterecektir. En etkili nasihat budur. Burada bir hatıramı anlatmak isterim. Ankara Müftüsü idim. Hava kirliliği konusunda konferans vermek üzere Türkiye'ye gelen Amerikalı bir profesör müslüman olmak üzere Müftülüğe başvurdu. Gerekli dinî merasimi yaptıktan sonra kendisine sordum:

- Müslümanlığı neden kabul ettiniz? Şu cevabı verdi:

- Bundan önce Fas veya Tunus'ta üniversitede öğretim üyesi idim. Kaldığım daire komşum bir müslümandı. Çok saygılı ve edepli birisi idi. Ben müslüman olmadığım halde bana karşı örnek davranışlarına şahit oldum ve çok etkilendim. Oradan ayrılırken kendisine; Bir yabancı ve dininizden olmayan kimseye karşı bu asil davranışlarınızın kaynağı nedir? Diye sorunca, ‘Kur'an-ı Kerim din ayırımı yapmaksızın, komşunun komşuya karşı iyi davranmasını emrediyor. Kitabımın bu emrini uyguladım’ dedi. Bunun üzerine Kur'an-ı inceledim ve müslüman olmaya karar verdim.

 Görülüyor ki, müslüman tavırlarıyla İslâm’ın güzelliklerini telkin ederse daha etkili olur.

Evet yüce dinimiz komşu haklarına büyük önem vermiştir. Peygamberimiz bu önemi şu sözleriyle açıklamıştır: “Cebrail Aleyhi’s-selam bana komşu hakkında o kadar tavsiyelerde bulundu ki, ben, komşuyu komşuya varis kılacak sandım.”(18)

Ebû Zer (r.a.) diyor ki; Dostum Peygamberimiz; bana şöyle vasiyet etti; “Çorba pişirdiğin zaman suyunu çok koy, sonra da komşu ailelerine bak, onlardan muhtaç olanlara münasip bir pay ayır.” buyurdu.(19)

Ebû Hureyre (r.a.)’nin rivayetinde Peygamberimiz; “Ey Müslüman kadınlar! Komşuya verilen veya komşudan alınan bir hediyeyi paça dahi olsa az görmeyin.”(20) buyurmuştur.

Ebû Şureyh el-Huzâî (r.a.) Peygamberimizin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir. “Allah'a ve ahiret gününe inanan komşusuna iyi davransın, Allah'a ve ahiret gününe iman eden misafirine ikram etsin. Allah'a ve ahiret gününe iman eden hayır söylesin veya sussun.” (21)

Ebû Hureyre (r.a.) den rivayet olunduğuna göre Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:

“Vallahi inanmamıştır, vallahi inanmamıştır, vallahi inanmamıştır.”

Kim inanmamıştır? Ey Allah'ın Resûlü, diye sordular.

Peygamberimiz; “Komşusu kötülüğünden emin olmayan kimse inanmamıştır.” buyurdu.(22)

Yine Ebû Hureyre (r.a.)’nin rivayetinde, bir adam Peygamberimize:

- Ey Allah'ın Resûlü, falan kadın çok nafile namaz kılar, çok sadaka verir ve çok nafile oruç tutar, ancak diliyle komşularına eziyet eder, dedi. Peygamberimiz:

“O kadın cehennemdedir”, buyurdu. Adam sözüne devamla:

- Ey Allah'ın Resûlü falan kadın da az nafile oruç tutar ve nafile namaz kılar. Ve kendi eliyle hazırladığı keş'den bir miktarda sadaka verir, ama komşularına eziyet etmez, dedi.

Peygamberimiz; “İşte o kadın cennettedir”, buyurdu.(23)

Komşularımıza karşı başlıca görevlerimiz şunlardır:

Komşuların haklarına saygılı olmak, onları söz ve davranışlarımızla incitmemek, Sevinç ve üzüntülerini paylaşmak, dert ve sıkıntılarını gidermeye çalışmak, Gerektiğinde yardım etmek, ödünç vermek, hediyeleşmek, Hastalandıklarında ziyaret etmek, ölenin cenazesine katılmak ve başsağlığı dilemek.

Özet olarak; kendimiz için sevip istediğimiz şeyleri onlar için de sevip arzu etmek, kendimize yapılmasını istemediğimiz şeyleri onlara reva görmemek ve yapmamak.

Bu bölümü Enes İbn Malik (r.a.)’in rivayet ettiği bir hadisi şerifle tamamlayalım: “Yanı başındaki komşusunun aç olduğunu bildiği halde karnı tok olarak yatan kimse bana iman etmiş değildir.”(24)

8. Yanındaki Arkadaşa İyi Davranmak

İyi davranılması gerekenlerden biri de yanındaki iş arkadaşı ve meslektaşıdır. Mü’min, herkesle iyi geçinir, herkesin haklarına saygılı olur ve kimseyi kırıp incitmez. Özellikle birlikte çalıştığı, her gün yüz yüze baktığı arkadaşına daha iyi davranır. Peygamberimiz buyuruyor:

“Allah katında dostların hayırlısı, arkadaşlarına iyi davranan, komşuların hayırlısı da komşularına hayrı dokunandır.”(25)

9. Yolda Kalmışlara İyilik Etmek

Memleketinden, evinden uzakta kalmış, hele parası da tükenmiş olan insanlara iyilik etmek, yardımda bulunmak ve yol göstermek müslümanın görevidir

10. Ellerimizin Altında Bulunanlara İyi Davranmak

Âyet-i Kerime'de kendilerine iyi davranılması, emredilenlerin onuncusu; yanımızda çalıştırdığımız insanlar ve hizmetimizde bulunanlardır. Onların ücretlerini zamanında ve eksiksiz ödemek ve onları Üzecek davranışlardan sakınmaktır. Enes İbn Malik (r.a.) diyor ki: “Peygamberimize on sene hizmet ettim. Bir defa olsun bana (canı sıkılıp da) “öf'' demedi, niçin böyle yaptın? Diyerek azarlamadı. Böyle yapsaydın da demedi.”(26)

İşte ayet-i kerime'de yer alan on emir kısaca bunlardır. Bu on emri yerine getirenler, getirmeye çalışanlar Allah'ın sevgili kullarıdır. Allah’ım! Bizi bu kullarından eyle. Amin!

--------------------------------------------------------------------------------------
1- Nisa, 36.

2- Tirmîzî, Birr, 3.

3- Nisa, 1.

4- Buhârî, Edep, 31.

5- Buhârî, Zekat, 1; Müslim, İman, 4.

6- Buhârî, Büyu, 12; Müslim, Birr, 6.

7- Tirmizi, Zekat, 26.

8- et- Terğib, ve't-Terhip, 2/37 (Hadisi, Taberânî, İbn Huzeyme ve Hakîm rivayet etmişlerdir).

9- Buhârî, Zekat, 44; Müslim, Zekat, 14.

10- Buhârî, Zekat, 48; Müslim, Zekat, 14.

11 - Müslim, Birr, 8.

12- Müslim, Birr, 6.

13- Buhârî, Edep, 15.

14- et-Tergib ve't-Terhip, 3/342 (Hadisi Taberânî “Evsat”inde rivayet etmiştir).

15- Müslim, Zühd, 2.

16- Ebû Davut, Cihad, 77.

17- Kenzu'l Ummal, 9 (Hadis No: 24891).

18- Buhârî, Edep, 28; Müslim, Birr, 41.

19- Müslim, Birr, 42.

20- Buhârî, Edep, 30; Müslim, Zekat, 29.

21- Müslim, İman, 19; Buhârî, Edep, 21 (Yalnız Buhârî'nin rivayeti biraz  farklıdır).

22- Buhârî, Edep, 29; Müslim, İman, 18.

23- et-Tergib ve't-Terhip, 3/356 (Hadisi, Ahmed, Bezzar, İbn Hibban ve Hakîm rivayet etmişlerdir. Hakîm, İsnadı Sahihtir, demiştir).

24- et- Tergib ve't- Terhib, 3/358 (Hadisi Taberani ve Bezzar rivayet etmişlerdir.).

25- Tirmîzî, Birr, 28.

26- Buhârî, Edep, 39.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Nisan 26, 2024, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41