Gönderen Konu: Evlilik Sevgiyle Kurulur Saygıyla Yürür (Okunma sayısı 171 defa)

anadolu · « : Haziran 08, 2023, 03:25:38 ÖS »

Evlilik Sevgiyle Kurulur Saygıyla Yürür

Evlerimiz dünyanın izdihamından kaçıp kurtulduğumuz sığınaklarımızdır. Dışarıdaki hayatın resmiyeti, güvensizliği, soğukluğu eve giremez. Çünkü evler sevginin ve samimiyetin kalesidir. Tüm kusurlarımız ve zaaflarımızla kabul edildiğimiz, olduğumuz gibi sevildiğimiz tek yerdir.

Evi yuva haline getiren tüm bu güzellikler sevgi ve samimiyet üzerine bina edilse de saygı ile ayakta kalıyor. Eşimizle aramızdaki samimiyetin saygıyla çerçevelenmesi bu açıdan hayli önemli. Şaka ve eleştiride hakarete varmamak, tartışmayı yıkıcı boyutlara taşımamak yahut eşinin tercihlerine müsamaha ile yaklaşmak ancak saygıyla mümkün oluyor.

Evlilikte saygıyı, “boyun eğmek” ile “hakkını ararken aşırı ısrarcı olmak” uçları arasında, sınırları geniş bir unsur olarak tanımlayan Emsey Hospital Psikiyatri Uzmanı Dr. Orhan Karaca, “Bireyin bu sınır içinde hareket ederken gösterdiği nezaket, aile kurumuna yaptığı yatırımın en önemli göstergesidir. Hakkını hoşgörü ile korumak, eşi sıkboğaz etmemek, öğrenme ve kendini geliştirme sürecinin yaşam boyu sürebileceğini unutmamak saygı sınırları içinde kalmayı kolaylaştırır” diyor.

GÜNÜMÜZ EVLİLİKLERİNDE SAYGI ÇOK DAHA ÖNEMLİ

Günümüz gençlerinin saygıya daha çok dikkat etmesi gerektiğini belirten 54 yaşındaki Suna Hanım bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Eskiden yeni evliler bir müddet anne babaları ile aynı evde yaşar ve bu ortamda sevgileri kadar kavgalarını da gizlemeye gayret ederlerdi. Anne babalarının evinde isteseler de saygısızlık yapma şansları pek olmazdı. Fakat günümüzün çekirdek ailelerinde tartışırken etrafta çekinecek kimse olmadığında gençler kavgada çok aşırı gidebiliyor. Yan daireye yeni evli bir çift taşındığında fark ettim bunu. Birbirlerine öyle bağırıyorlardı ki bizim eve geliyordu sesleri. Bir onları bir kendimi düşündüm o zaman. Biz, bırakın sesimizin duyulmasını, küslüğümüzün anlaşılmasından bile çekinirdik. Şimdi kendi çocuklarıma bunu anlatmaya çalışıyorum. ‘Sizi duyan yok diye düşünmeyin, duyan olmasa bile eşinizle tartışırken edep kaidelerini gözetin’ diyorum. Çünkü aradaki saygı perdesi yırtılırsa sevgi tek başına evliliğe yetmez.”

SAYGISIZLIK TÜM AİLEYİ OLUMSUZ ETKİLİYOR

Saygı sınırlarının aşıldığı evliliklerde ne tür sorunların yaşanabileceğini ise geniş bir perspektifle ele alıyor Emsey Hospital Psikiyatri Uzmanı Dr. Orhan Karaca: “Oluşan olumsuz hava başta her bir eş olmak üzere ailedeki tüm bireylere sirayet eder. Sıradan tartışmalar her iki kişiyi de gerginleştirir ve bu gerginlik zamanla daha da birikerek ciddi kırılmalara neden olabilir. Ailenin tüm bireylerinde psikolojik sorunlar baş gösterebilir.

Özellikle çocuklarda alt ıslatma, yalnız yatamama, karanlıktan korkma, konuşma bozuklukları, ders başarısında düşme, otoriteye karşı gelme, evden kaçma, alkol ve madde kullanımı gibi sorunlar ve bozukluklar görülebilir. Hiç hesapta olmayan bu tür sorunlar çifti daha da gerginleştirir. Kimi zaman kabahat karşı tarafa yüklenir; kopmalar başlar ya da sorun derinleşir. Öfkelenen bireyler bazen pişman olacakları eylemlere kalkışır ve bunun yoğun pişmanlığı ile psikiyatrik destek görme ihtiyacı hissedebilirler.”

ÇOCUKLARA DA SİRAYET EDER

Annenin babaya, babanın anneye saygı duymadığı bir evlilikte; çocukların ebeveynlerine saygı duymalarını beklemek hayalcilikten başka bir şey olmaz. Eşlerin aile içinde birbirlerinin itibarlarını korumaları belki en çok çocuklar için gereklidir. Hata yaptığında çekineceği, utanacağı bir merci olmayan çocuğun değer yargıları da gelişemez. Bu nedenle anlık öfkelerimizin tuzağına düşüp saygı duvarını yıkacak söz ve fiillerden kaçınmalıyız. Tartışma olmasa dahi eşimize karşı davranışlarımızın ölçülü olup olmadığını gözetmeliyiz. Çünkü saygı sadece bağırış çağırışla değil küçük, masum ama ölçüsüz şakalarla kaybolmaya başlar.

KAYBOLAN SAYGI GERİ GELİR Mİ?

Eşler arasında kaybolan saygının geri kazanılabileceğini ifade eden Dr. Karaca’ya göre “İletişim sorunlarının düzelmesinin karşı tarafın düzelmesine bağlı olduğu yanılgısıyla hareket etmemek, başka bir deyişle üzerine düşeni yapmaya hazır olmak saygının tekrar kazanılmasında ciddi önem taşır. İletişimin düzelmesinde; yapılan hataların her iki kişiye eşit mesafede/yakınlıkta duran bir profesyonel tarafından değerlendirilmesi, sürekli şikayet etmekten kaçınmak, inatlaşmamak, anlaşmanın yollarını aramak bu konuda yapılacaklardan birkaçıdır.”

KENDİNE DE Mİ SAYGIN YOK?

Saygısızca davranışlarımızı çoğunlukla muhatabımızın tavırlarına bağlarız. Kötüye kötü muamele ettiğimizde karşımızdakine hak ettiği gibi davrandığımızı düşünürüz. Canımızı acıtanın canını acıtmak, sınırları aşana haddini bildirmek adaletli bir tutum gibi gelir ve seviyemizde irtifa kaybı yaşayabiliriz. Oysa biz kendimize neyi yakıştırıyorsak onu yaparız, fiillerimiz karşımızdakinin tahriki neticesinde oluşsa da bizden sudur eder. Bu nedenle başkalarına gösterdiğimiz saygıyı kendimize saygı diye de okuyabiliriz. Türk Dil Kurumu saygı kelimesinin anlamını Yahya Kemal’den yaptığı şu can alıcı cümleyle veriyor: “İnsanlara saygıyı yitirdin mi yandın bittin, on paralık oldun demektir.” Saygıya layık görmediğimiz; acaba eşimiz mi, kendimiz mi oluyor şu durumda? İyi düşünmek lazım!

EVLİLİK YEMEKSE SAYGI TENCEREDİR

Haydi, evliliği bir yemek gibi düşünelim! Sevgi ile ısıtılan bu yemeğin tadı tuzu dediğimizde elbette aklınıza tartışmalar gelecektir. Ne de olsa atalarımız kavgayı “evliliğin tadı tuzu” diye tescillemişlerdir çok önceden. Şu durumda saygı, olsa olsa yemeğin piştiği tenceredir. Bütün malzemenin dağılmadan bir arada durmasını, yemek olmasını sağlayan bir tencere... Bu tencereye sığdırabildiğimiz her şey evliliğimizde kendine bir yer bulur, hayatımıza tat katar. Tencereye sığmayacak şeyler ise yemeğin taşması ile neticelenir.

Tıpkı sabrın taşması gibi... Tencerenin ölçülerine göre yemek pişirmek pek büyük bir maharet değil fakat saygı sınırlarını aşmadan bir evliliği yürütmek takdire şayan bir beceri.

EVLİLİĞE SAYGI DUYMAK

Eşimize saygının yanında bir de evliliğe saygıdan söz etmek gerekir ki Haşmet Babaoğlu bu noktaya bir yazısında şöyle temas ediyor: “Dedemizle anneannemiz onlarca yıl birbirlerine aşık kalmadılar! Yok öyle bir şey! Hatta zamanında birbirlerine şiddetli bir arzu duydukları bile tartışılır. Ama birbirlerine ve kurdukları bağa saygı duydukları kesin!

Zamanla birbirlerine alışmış olmalarını günümüz insanlarının yaptığı gibi ‘sıradan’ bir şey veya bir tür ‘bozulma’ olarak değil, evliliğin en güzel ve özlü tarafı olarak gördüler. Dertleri yok muydu? Hem de nasıl! Çoktu dertleri, çok! Yine de verdikleri söze sadık kaldılar ve birbirlerine sığındılar, güvendiler.”

Hatice Metin

RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA RADYO FORUM

FANİDUNYA FM MOBİL (Yenilendi)

FANİDUNYA FM

Gönderen Konu: Evlilik Sevgiyle Kurulur Saygıyla Yürür (Okunma sayısı 171 defa)

anadolu

Evlilik Sevgiyle Kurulur Saygıyla Yürür

BENZER KONULAR