Gönderen Konu: EVLİLİK ve MUTLULUK  (Okunma sayısı 672 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
EVLİLİK ve MUTLULUK
« : Nisan 18, 2017, 06:44:36 ÖÖ »
EVLİLİK ve MUTLULUK

Evlilik; kadın ve erkeğin bir araya gelerek oluşturduğu gerçek bir sanattır; Yuvamızda huzurumuzu sağlamak ise erkek ve kadının sanatını nasıl icra ettiğiyle alakalıdır.

Evlilik sanatı kendi içinde etkili ve güzel konuşabilme becerisi başta olmak üzere, kendimizi anlatabilme ve karşımızdakini anlayabilme becerisini ve olumlu düşünebilme ve güzel bakabilme yeteneğini de kapsamaktadır.

Aile ve aile fertlerinin karşılıklı görevleri vardır. Ve bu görevleri sadece neşeli ve huzurlu bir hayat için uygulamaları gerekmektedir. Bu amaçla eşlerinin birbirlerine karşı olan görevleri üç bölümde değerlendirmek gerekmektedir.

EŞLERİN BİRBİRLERİNE KARŞI GÖREVLER

1. Eşerin birbirine saygısı: Karı kocanın birbirlerine karşı sergilemiş olduğu tavırların ailenin her türlü maddi ve manevi hallerin üzerinde önemli etkileri vardır. Aile kurumunu sağlam temeller üzerine kurulması da eşlerin birbirine karşı saygılı tutumlarıyla yakından alakalıdır. Eşlerin birbirine saygı duyması demek her durum ve şartta birbirlerinin duygu ve düşüncelerine değer vermesi demektir.

2. Eşlerin birbirine sevgisi: İnsanoğlunun en temel ihtiyaçlarından biri olan sevmek ve sevilmek ihtiyacı; diğer hayati gereksinimlerimiz olan beslenme, korunma ve barınma gibi hayati önem taşımaktadır. Eşler birbirlerinin ilgi ve alakasına ihtiyaç duyarlar.

“Hanımıyla iyi geçinip şakalaşan kimseyi Allah sever, rızıklarını artırır.” Hadis-i Şerif’i de bu durumu en doğru bir şekilde özetlemektedir.

ÇİÇEKLE SUYUN SEVGİSİ
 
Günün birinde bir çiçekle su karşılaşır ve arkadaş olurlar. İlk önceleri güzel bir arkadaşlıkla başlar birlikteleri…
 
Tabii zaman lazımdır birbirlerini tanımak için… Gel zaman git zaman çiçek o kadar mutlu olur ki, mutluluktan içi içine sığmaz ve anlar ki suya karşı büyük bir ilgisi olmuştur.
 
İlk kez sevginin tadını alan çiçek etrafa kokular saçar,” Sırf senin için ey su” diye…
 
Öyle olur ki artık su da içinden çiçeğe karşı bir şeyler hissetmeye başlamıştır. Adını ne olduğunu bilmiyordur ama ilk defa böyle bir duyguyu tadıyordur.
 
Günler, aylar birbirini kovalar ve çiçek içinden acaba;” Su beni seviyor mu? Diye düşünmeye başlar.
 
Çünkü su pek ilgilenmez çiçekle…
 
Hâlbuki çiçek alışkın değildir böyle bir sevgiye. Sevgisine karşılık, ilgi ister, en önemlisi onay sözleri duymak ister. Çiçek uzun süre bekler, sevgisine karşılık alamaz. Daha fazla sabredemez, bütün cesaretini toplar ve suya olan sevgisini ilan eder:
 
“Seni seviyorum” der.
 
Su da:
 
“Bende seni seviyorum” diyerek çiçeğin sevgisine karşılık verir.
 
Aradan zaman geçer, çiçek yine:
 
“Seni çok seviyorum” der.
 
Su yine:
 
“Ben de” der.
 
Çiçek sabırlıdır, bekler… bekler… bekler…
 
Artık öyle bir durum gelir ki çiçek koku saçamaz etrafa ve bir daha sevgisini dile getirir:
 
“Seni seviyorum” der
 
Su da ona:
 
“Söyledim ya ben de seni seviyorum” der.
 
Ve gün gelir çiçek yataklara düşer…. Hastalanmıştır çiçek artık… Rengi solmuş, çehresi sararmıştır çiçeğin.Su da başında bekler, onun hastalığına dermen olmak için….
 
Bellidir ki artık çiçek ölecektir ve son kez zorlukla başını döndürerek sevgisini bir kere daha söyler:
 
“Seni ben gerçekten çok seviyorum…”
 
Çok hüzünlenir su bu durum karşısında ve son çareyi doktor çağırmakta bulur.
 
Doktor gelir, muayene eder çiçeği, sonra umutsuzca şöyle der:
 
“Hatanın durumu ümitsiz, artık elimizden bir şey gelmez.”
 
Su merak eder sevgilisinin ölüme neden olan hastalığı..! ”nedir?” diye doktora sorar.
 
Doktor şöyle bir bakar suya der ki:
 
“Çiçeğin bir hastalığı yok dostum… Bu çiçeği sadece susuz kalmış, ölümü onun için” der.
 
Ve sonunda anlamıştır su, Sevgiliye sadece “Seni seviyorum” demek yetmemektedir…
 
3. Eşlerin birbirini affetmesi: Evlilikte eşlerin birbirlerinin kusurlarını ve yanlışlarını affetmesi büyük bir önem taşımaktadır. Eşlerin birbirlerini çok sık affetmesi evlilikte gururun yer almadığını bir işaretidir aslında Eşler birbirlerinin her hatasını yüzüne vurmamalı ve mutluluğa giden yolu kapamamalıdır. Bu önemli noktaya dikkat etmek, ailede samimiyet ve huzur ortamının hâkim olmasını sağlar.  İmam Sadık (a.s.) şöyle buyuruyor: “Üç şey dünya ve ahiretin yüceliklerindendir:

Sana zulmedeni bağışlaman, seninle ilişkisini kesenle ilişki kurman ve sana karşı cahilce davranana karşı sabırlı ve halim olman.”

4. Sorumluluk almak: Evlilikte kadın ve erkeğin birbirlerine karşı sorumluluklarını yerine getirmesi evliliğin olmazsa olmazlarından birisidir. Bu sorumlulukları da, kadın ve erkeğin yetenekleri, yetkileri ve özel koşulları belirler. Evlilikte sorumluluk duygusu, aile bağının güçlenmesine ve ruhun huzurlu olmasına sebep olur.

5. Olumlu düşünmek: Eşlerin birbirine güvenmesi evlilik kurumunun en önemli sermayesidir. Nitekim güvensizliğin hayatımızda birçok olumsuz etkisi vardır. Hayata olumsuz bakan bir kimse, huzursuz ve hasta bir ruha sahiptir. Dolayısıyla ruh sağlığı ve dengesi bozuktur. Olumsuz düşüncelere sahip bir kişinin eşine güvenmesi ve ona huzur vermesi de mümkün değildir. Böyle bir insan, sosyal ilişkilerinde de başarılı olamaz.

6. Ahlaklı ve namuslu olmak: Bir toplumun ahlak düzeyinin en etkili ve tek belirleyicisi kadındır. Günümüzde ahlaki yapını bozulması ve gayri meşru yaşantıların hızla artması toplumun direği olan kadının ahlaki yapısının bozulduğunu göstermektedir. Ahlaklı olmak; aile bağının güçlenmesi, eşin güvenini kazanmak vs. gibi faydaları beraberinde getirir.

7. Empati kurabilmek: Evlilikteki sorunların temelinde eşlerin birbirlerini anlamaması yatmaktadır. Aslında evlilik eşimizi anlayabilme ve kendimiz anlatabilme sanatıdır. Eşinin içinde bulunduğu durum ve şartları anlayan bir kimse, onu daha sağlıklı değerlendirebilir.  Eşinin olumlu yönlerine odaklanmak evlilikte huzur ve mutluluğa, olumsuzlukları görmek ise huzursuzluğa sebep olur.
8- Eşlerin cinsel ihtiyaçları: Eşlerin birbirlerine karşı cinsi münasebetlerinde sevgiyi ve muhabbeti ön plana çıkarması oldukça önemlidir. Cinsel hayatımızda doyuma ulaşmamız mutlu bir yuvamız olduğu anlamına da gelmektedir.

KOCANIN GÖREVLERİ:

Evlilikte kadının erkeğin otoritesini inkâr etmesi mutsuzluğunun kapısını açması demektir. İmam Ali (a.s.), oğlu İmam Müçteba'ya şöyle vasiyet etmiştir: “Kadına, şahsî işlerinden
Fazlasını yükleme. Çünkü o, reyhandır; kahraman değildir.”

Erkeğin ailesine karşı görevlerin başında ailesinin geçimini sağlamak vardır. Erkeğin yuvasındaki otoritesini ise ancak kadının eşine duyduğu saygı belirler. Eşine duyduğu saygı oranında erkek evdeki hâkimiyetini sağlar.

Erkeğin evinin ihtiyaçlarını sağlaması sadaka hükmündedir. Bu sebeple eşine ve çocuklarına karşı sıkıntılı davranması, birçok ruhsal ve bedensel darbeye maruz kalmasına neden olur. Aile bireylerini rahat yaşatmak, savurganlık yapmak ve israf etmek anlamına gelmemektedir. Bunun anlamı, cimrilik yapmamak ve erkeğin ekonomik imkânlarına uygun biçimde aileyi refah içinde yaşatmaya çalışmaktır.

Erkek, her ne kadar ailede otorite ise de, emir ve zorlamada bulunmamsı tavsiye edilmez. Hanımının ve çocuklarının görüşlerini dikkate alması adaletli olduğunun bir göstergesidir. Rasulullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: “Mümin, ailesinin yemek istediğini yer. Ama münafık, kendi yemek istediğini ailesine yedirir.”

KADININ GÖREVLERİ

Aile mahremiyetini korumak kadının en önemli görevlerinin başında yer almaktadır. Kadın, eşinin sırlarının asla ifşa etmemelidir. Aksi hâlde kocasının güvenini kaybeder. Kadının mahremiyetlerini komşuları ya da arkadaşlarıyla paylaşması yuvalarının dağılmasına kadar olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Ailenin geçimini sağlamak nasıl erkeğin sorumluluklarının başında yer alıyorsa, kadın da bu nafakayı idare etmekle görevlidir. Evi idare etmek, oldukça önemli bir iştir.

Kadının kocası ile ilgili en önemli vazifesi, erkeğin evdeki namusunu ve değerlerini korumaktır. Böyle bir kadın, kocasının malını israf ve lükse kaçmayarak korur. Kadının tesettürüne dikkat etmesi de iffetini koruması anlamında oldukça önemli bir unsurdur.

Sibel Üresin.

 


* BENZER KONULAR

Grup Genç - Yarının Adı Umut 320 kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 11:47:58 ÖÖ]


Elgün Hasret - Tasavvuf Müziği 320 kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 11:42:42 ÖÖ]


İkiyüzlülük Manevi Bir Hastalıktır Gönderen: melek
[Bugün, 08:25:28 ÖÖ]


İslamda Birlik ve Beraberliğin Önemi Gönderen: melek
[Bugün, 08:21:01 ÖÖ]


İnsan ve İnsanlık Gönderen: melek
[Bugün, 08:16:28 ÖÖ]


Kur’an vwe Sünnette Tevhid Gönderen: melek
[Bugün, 08:09:27 ÖÖ]


İnsan Olmak Gönderen: melek
[Bugün, 08:04:07 ÖÖ]


Akan Her Şey Bir Gün Duracak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:39:05 ÖÖ]


Müslüman Bürokratlar İçin Altın Prensipler Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:30:08 ÖÖ]


Külü İncitme Gönül Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:23:37 ÖÖ]


Gazze Mesajları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:16:16 ÖÖ]


Dünyada En Nasipli Kimse Güzel Ahlaklı Kimsedir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:06:41 ÖÖ]


Uzun Yaşamanın Sırları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:37:02 ÖS]


Ömer Gökalp - Hz.Hüseyin Bant Tiyatrosu Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:23:39 ÖS]


40 Adımda Hac ibadeti Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:21:57 ÖÖ]


Teyamün Ne Demektir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:09:57 ÖÖ]


Büyük Mahrumiyet Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:49:43 ÖÖ]


Tüketmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:46:28 ÖÖ]


Mükemmele Ulaşmak İçin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:38:24 ÖÖ]


Kızmak ve Aşırı Öfke İnsanı Hasta Yapar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:33:06 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41